• Sonuç bulunamadı

Sonuç, Tartışma ve Öneriler Sonuç

YORUM CÜMLESİ SEZGİSEL YORUM CÜMLESİ HAYALİ CÜMLESİ YORUM KİŞİSEL CÜMLESİ YORUM 1 Görsel

4. Sonuç, Tartışma ve Öneriler Sonuç

Tablolarla incelemiş olduğumuz 29 ebeveynin paylaşımlarında ;

 Bazı bireylerin sayfalarına asla reklam kabul etmezken bazılarının sayfalarını açtıkları ilk andan beri reklam amaçlı paylaşımlar da yaptığını,

 Bazılarının ise başta reklam amaçlı paylaşım yapmadığı halde takipçi sayısı arttıkça gelen reklam talepleriyle birlikte daha çok reklam paylaşımına gittiğini,

 Bazı reklam paylaşımlarının çocuk beslenmesi ,bakımı ve gelişimiyle alakalıyken bazılarının hiç alakalı olmadığını, hatta 24 ayar altın barındıran yüz serumu reklamı gibi halkın büyük bir kesimini maddi anlamda aşacak kalıpta olan ve gösterişli hayatlara olan özeni körükleyecek tarz reklamların da yapıldığını

 En çok yorum alan paylaşımların yine reklam amaçlı yapılan çekilişler için gerçekleştirildiğini,

 Genel haliyle incelediğimiz bireylerin takipçileriyle etkileşim biçimi sayılabilecek yorumlara cevap verme işinin yapılmadığını, karşılıklı iletişime geçilmediğini,

 İncelediğimiz bireyler içinde hemen hepsinin 18 Mart’ta Çanakkale ve Şehitlerimiz konulu paylaşımlarını yoruma kapattıklarını,

 İncelediğimiz bireylerin genel paylaşım aktivitelerine baktığımızda müze –sanat sergisi gezimi, bilim-sanat fuarı gezimi, doğa yürüyüşü, sokakta bahçede ya da evde oyun oynama, evde var olan eşyalarla yeni oyunlar kurma, günlük yaşam becerileri olan yemek-tatlı yapma, temizlik yapma gibi konulara çocuklarını ortak ettiklerini,

Bir çoğunun sayfasında kitap ya da yazar tavsiyesinde bulunduğunu ,özellikle çocuklarıyla okuyup beğenilen kitapları paylaştıklarını

 Bazılarının kütüphaneye gitmeyi bir kültür haline getirdiğini ve takipçilerine sık sık bunu tavsiye ettiğini

 Değerler eğitiminin verilmesinde dini-ahlaki özelliklerin kazandırılmasında yine bazı bireylerin çok çaba sarf ettiklerini, bu konularda yaptıklarını adım adım paylaştıklarını

 Özellikle bayan bireylerin çocuklarının yüzlerini direk göstermekten kaçındıklarını, yüzlerinin çıktığı fotoğraflarda yüzlerini emojiler yardımıyla kapattıklarını ve yine bunu yapma amaçlarını sayfalarında mutlaka paylaştıklarını  İncelediğimiz erkek bireylerin anneler kadar çocuklarının bakımına dahil olduklarını

 Bazı bireylerin sayfalarını çocukları için kurmuş olmalarına rağmen daha sonrasında paylaşımların daha fazla kişiselleştiğini

Tartışma

Bazı sayfaların açıldığı ilk zamanlarda paylaşım temaları anne-baba-ebeveynlik-çocuk gelişimi –çocuk bakımı iken takipçi sayısı ve ünü arttıkça reklam içerikli paylaşımlar yapması öncelikle kurulmuş olduğu amacın dışına çıkmaktır.

Takipçilerine kendi hayat deneyimleri ve bilgilerini sunarak içerik üreten sayfalar, sayfalarına daha da fazla reklam alarak çocuk büyütmenin, reklamı yapılan ürünlerle eşleştirilmesini ve kamuoyunda çocuk gelişimini desteklemenin ancak o ürünün varlığıyla olacağı kanısını uyandırmaktadır. Bu durum ise o ürünü elde edemeyen bireyi hemen diğer ebeveynlerden eksik hissettirmekte hem de zamanla çocuğuna yetememe algısı oluşturmaktadır.

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

135

Ayrıca bazı sayfaların reklam paylaşımlarının konu sınırlaması gözetilmeksizin her alanda olduğunu ve her fotoğrafın altına ayakkabım …’dan, eşarbım….’dan, yemek yediğim mekan …., rimelim…’dan,şeklinde paylaşımlar yapıldığı görüldü. Bu durumun ise kültürümüze, tamamen aykırı bir hareket olduğu açıkça görülmektedir. Bu paylaşımların varlığı ise ancak bu ürünleri elde ederek mutlu olunabileceği, rahat edilebileceğine şeklinde kanaat oluşturmakta ,özellikle gençler artık üzerindeki kıyafetler ya da günlük yaşamda ki eşyalarında var olan marka sayısıyla mutluluğu eş değer saymaktadır.

Bununla birlikte yapılan çok lüks otel ya da restoran reklamları, içinde 24 ayar altın bulunan cilt serumu reklamları, kolay elde edilemeyecek ithal ürün reklamları ise, bugün halkın %60 dan fazlasının yoksulluk sınırında yaşadığı bir ülke adına, tabir yerindeyse dalga geçer niteliktedir.

Yine buna ek olarak sayfalarda yapılan reklamlardan bazılarının içinde fruktoz-glikoz şurubu gibi, karaciğerin sindiremediği ve direk obeziteyle bağlantılı olan maddelerin, çokça ilaveşekerin ya da renklendiricinin bulunduğu ürünlerin, sağlık adına yan etkileri araştırılmaksızın çok sağlıklı ve her gün tüketilebilen ürünlermiş gibi reklamının yapıldığı görüldü. Bunun ise takipçilerin bir çoğunda doğru olmasa tercih etmezdi şeklinde kanat oluşturacağı ve bu zararlı ürünlere yönelimin artacağı ortadadır. Genel haliyle incelenen hemen her fenomen ebeveynin paylaşımları altına gelen yorumların bir çoğuna ya da hiç birine cevap vermediği görülmüştür. Bu durumun başlıca sebebi ise kişilerin yüz yüze olmaması ve etkileşime geçilen dünyanın sanal olmasıyla birlikte bireylerin birbirlerine siber zorbalık uygulamasıdır. Örneğin çocuğunun hasta olduğuna dair yapmış olduğu paylaşıma ‘kim bilir ne ettin de çocuğunu hasta ettin’ şeklinde ya da çocuklarıyla birlikte tıraş köpüğüyle oynanan duyusal oyun paylaşımının yorumuna ‘sen kocandan boşanmamış mıydın,tıraş köpüğünün evde ne işi var ?’gibi yorumlar alınabilmektedir. Gerçek hayatta yüz yüze söylenemeyecek ifadeler, öfke dolu yorumlara dönüşebilmekte ve kişileri yaralayabilmektedir. Bu sebepten kendilerinin de aynı sebebi belirttiği üzere yorumlara cevap yazmamaktadırlar. Ancak bunun sosyal medyada var olan bu soruna çözüm olmayacağı yalnız sorunu kendinden uzaklaştırmaya yarayacağı aşikardır. İncelenen fenomen ebeveynlerin sayfaları içerisinde hemen her sayfa kitap tavsiyesinde bulunmakta, bunların yanında 2 anneye ve 1 babaya ait sayfada sadece yaşa uygun kitap paylaşımı yapılmaktadır. Türkiye’de kitap okumaya ayrılan sürenin günde bir dakika olduğunu da göz önünde bulundurulursa küçük yaştan itibaren kitap okumaya teşvik edecek her çalışma değerlidir. Yine incelenen fenomen ebeveynlerin sayfaları içerisinde hemen hepsinin çocuklarıyla olan müze-bilim şenliği-fuar-bienal- cami içerikli etkinlikler yapmayı ön plana çıkardıkları ve bulundukları ildeki etkinliklerin duyurularını yaptıkları görüldü. Bu ise çocuk yetiştirme de bir çok anneye ufuk olmaktadır. Bunun yanında son dönem okul öncesi çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda, çocukların mahkumlardan daha az açık havaya çıktıkları gerçeğini karşımıza çıkarmış, bu bağlamda ebeveynlerin çoğunun paylaşımında kapalı alan ve alış veriş merkezlerinde zaman geçirilmektense açık havada ve insanlarla iç içe olan etkinliklerin tercih ettiklerini görmek çocuklar adına olumlu katkı olabilecek niteliktedir.

Türkiye’de değerler eğitimi söz konusu olduğunda yapılanların yalnız örnek hikayeler anlatma ve bunları yorumlatma ile sınırlı olduğunu düşünürsek ve hali hazırda var olan öğretim programlarını inceleyecek olursak ,değerler eğitimi kısmının sadece birkaç birbirinebenzer ifadeyle sınırlı olduğunu görürüz. Oysa incelenen ebeveynler arasında anne ve babalardan bazıları değerler eğitimi adına yapılabilecek oyunlar etkinlikler atölyeler düzenlemekte ve bu noktada bir çok ebeveyne örnek olmaktadır. Ayrıca tüm incelenen sayfalar adına, bazı ebeveynlerin çocuklarının mahremiyetine çok saygı ve özen gösterdiğini, fotoğraflarında yer alan kısımları dahi emojiler yardımıyla kapattıklarını görüyoruz. Bunun yanında bazı sayfalarda tema çocukların güzellikleri, jest ,mimikleri ve duruşları olmuş bu çocuklardan bazıları daha sonra bir çok markanın reklam yüzü olmuştur. Günümüz çocuk istismarı maalesef çok acı boyutlara ulaşmış ve çocukların mahremiyeti bizzat velilerine aitken , yapılan işleri değil çocukları ön plana çıkarmak şüphesiz onların fıtrat ve mahremiyetine zarar vermektir.

Son olarak baba fenomenler dikkatle incelendiğinde çocukların bakımına bizzat dahil oldukları, anne fenomenlerin çoğunun ise babadan yardım aldığı paylaşımlarından anlaşılmıştır. Yapılan araştırmalar günlük 15 dakika dahi olsun babalarıyla bire bir vakit geçiren çocukların özgüvenlerinin ve problem çözme becerilerinin çok daha iyi olduğu, bunun yanında yine babasıyla bire bir vakit geçiren kız çocuklarının ileriki hayatlarına yönelik erkek kimliğini daha doğru çizdiklerini, erkek çocuklarının ise cinsiyet rollerini öğrenmede daha başarılı oldukları ortaya çıkmıştır. Bu yüzden toplumumuzda örnek teşkil eden bu babalık algısı gelecek nesiller adına büyük bir kazanımdır.

Öneriler

 Öncelikli olarak fenomen olmak ve bunun için hesap oluşturmak isteyen tüm bireylerin mutlaka sosyal medya okuryazarlığı, siber zorbalık, halk sağlığı ve değerler eğitimini de içeren eğitimden geçmeleri gerekir

 Belli sertifikaları almadan sayfalarını açamamaları ve bunun denetlenmesi gerekir

 Sayfalarına reklam kabul etmeden önce ürün her yönüyle ele alınmalı ve tamamen halk adına faydalı olacaksa bu paylaşımlar ,profilinde reklam sayfası da olduğunu belirtmek kaydıyla, yapılmalıdır

 Sağlığa zararlı ürün tanıtımları adına Instagram tarafından, bu içerikler kaldırılmalı ve kaldırılma sebebi yine o sayfada belirtilmelidir

 Halk sağlığına zararlı olan ve araştırılmadan reklamı yapılan ürünler için ,sayfa sahibine yaptırım uygulanmalıdır  Sağlıksız ürün reklamları sıklıkla yaparak şikayet alan sayfaların paylaşımları değerlendirilmeli ve yaptırım

uygulanmalıdır

 Çocuk mahremiyetini ve korunmasını sağlama adına, pedagojik bilgi paylaşımı yapılmalı, ebeveynler bilinçlendirilmeli, çocukların da tıpkı yetişkinler gibi benlik saygısını hak ettikleri unutulmamalıdır

 Sosyal medya paylaşımları incelenerek ebeveynlerin halkı bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalar teşvik edilmelidir. Bazı etkinler ya da ziyaret edilecek yerler adına çocukların yalnızca babalarıyla bunu yapma şartı konmalı ve baba-çocuk birlikteliğinin güzelliği babalara tattırılmalıdır

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

136

 Ebeveyn bilinçlenmesi adına anne-baba, anne-baba-çocuk okulları kurulmalıdır

 Evlenmek isteyen çiftlerin bu okullardan sertifika almaları sağlanmalıdır. Kaynakça

Alınak,N., (2016),Ünlülere Neden Hayran Oluruz?,https://nbeyin.com.tr/ adresinden elde edildi.

Anlıak,Ş., (2004), Okulöncesi Dönemde Çocuğun Yaşamında Baba Ve Erkek Öğretmenin Rolü ve Önemi, Ege Eğitim Dergisi,Sayı 5, 25-33

Aslan, A., Ünlü, D., (2016), Instagram Fenomenleri ve Reklam İlişkisi: Instagram Fenomenlerinin Gözünden Bir Değerlendirme, Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 41-65

Aytekin, Ç., Artan, İ., Kangal, S., Çalışandemir, F., Özkızıklı, S. (2016), Çocukların Anne-Babalarına Yönelik Algılarının İncelenmesi , Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,Sayı: 38 Sayfa:168-188

Bayazıt, U., Mağden, D. (2015), Üniversitede Öğrenim Gören Erkek Öğrencilerde Aşırı Cinsiyet İdeolojisi ve Babalık Rolü Algısı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 2,207-229

Demir, Ü. (2016), Sosyal Medya Kullanımı Ve Aile İletişimi: Çanakkale’de Lise Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma, Selçuk İletişim, Sayı 9, 27-50

Erdoğan, İ., İşler,İ., Durmuş, N. (2005), Kitle İletişiminde Pozitivist Ampirik Geleneğin Kuruluşu: Lazarsfeld ve Yönetimsel Araştırmalar, İletişim Dergisi, 1-43

http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5af869ea1059f2.78440063 http://www.wiki-zero.net/index.phpq=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvU29zeWFsX21lZHlh http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5af869c959e3e3.98240810 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13569

https://dictionary.cambridge.org/tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/ingilizce-t%C3%BCrk%C3%A7e/influence_1

Kırık, A. (2014),Aile ve Çocuk İlişkisinde İnternetin Yeri: Nitel Bir Araştırma, Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, Sayı 1,Sayfa 337-347

Kuzucu, Y .(2011), Değişen Babalık Rolü ve Çocuk Gelişimine Etkisi,Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi , 4 (35),

79-91

Lamb, M. E. (2001). Kültürlerarası bakış açısı ile babanın çocuk gelişimindeki rolü ve önemi. Çocuğun Yaşamında Babanın Rolü ve Önemi Sempozyum Raporu. Anne Çocuk Eğitim Vakfı Yayını, İstanbul, 18-38.

Mayfield, A. (2008), what is social media? İcrossing ebook, https://tavaana.org,

Sabuncuoğlu, A. Gülay, G. (2014), Sosyal Medyadaki Yeni Kanaat Önderlerinin Birer Reklam Aracı Olarak Kullanımı: Twitter Fenomenleri Üzerine Bir Araştırma, Elektronik İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi,Sayı 38 ,1-24

Sezgin, A.(2016), Türkiye’de Instagram Fenomenleri:Sosyal Paylaşım Ağlarında İnşa Edilen Yaşamların Kültürel Analizi, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 43 ,2144-2150

Şahin, F., Özbey, S. (2009),Okul Öncesi Eğitim Programlarında Uygulanan Aile Katılım Çalışmalarında Baba Katılımının Yeri ve Önemi, Aile ve Toplum Dergisi, Sayı: 17,30-39

Talas,M.,Öztürk,M.(2015),Sosyal Medya ve Eğitim Etkileşimi, Journal Of World Of Turks, Sayı 7, Sayfa 101-120

Temizel, H. (2009), Kamuoyu Kuramları Ve Kamuoyu Oluşumunda Kitle İletişim Araçları, Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi,127-145

Türkdoğan, Ö. (2013), Ana Akım Medyada Annelik Miti,Kadın Araştırmaları Dergisi, Sayı: 13, Sf. 35-59

Türkoğlu, D., Akduman,G.(2015), Okul Öncesi Dönem Çocuğu Olan Babaların Babalık Rolü Algısı İle Çocuklarının Sosyal Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi , Hüseyin Hüsnü Tekışık Özel Sayısı (Cilt 1),Sayı 7, 223-240

Uğurlu, E. (2013), Annelik Rolünün Öğrenilme Sürecinde Medyanın Yeri, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 34, Sayfa 1-24

Vaizoğlu, F. (2008). Anaokuluna Devam Eden Çocukların Sosyal Davranışları İle Ebeveynlerin Evlilik Uyumlarının İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara Üniversitesi, Ankara

Vural, Z., Bat, M. (2010),Yeni Bir İletişim Ortamı Olarak Sosyal Medya: Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine Yönelik Bir Araştırma, Journal of YasarUniversity 2010, Sayı 20, 3348‐3382

Yavuzer, H., Şirin, M. (2013),Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi BildirilerKitabı(1.baskı),İstanbul, Çocuk Vakfı Yayınları Yavuzer, H., (2015), Çocuk Eğitimi El Kitabı, Remzi Kitabevi,32.basım

Yazıcı, T., Özel, M., (2017), Sosyal medyada anneliğin eğitim ve etkileşim boyutu: Instagram üzerine bir inceleme, International Journal of Social Sciences andEducation Research,1715-1730

Yaylagül, Ş. (2017), Sosyal Medya Fenomenlerine Bağlanmışlığın Belirlenmesi: Yükseköğretim Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama ,Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 3 219-235

Yıldırım, A. ,Şimşek, H., (2016),Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin yay,Ankara

Yucel, Y., Yeni Kanaat Önderleri Olarak Sosyal Medya Fenomenleri: Twıtter Fenomenleri Üzerine Bir Analiz, http://elgizyilmaz.com/upload/yeliz_yucel.pdf, adresinden elde edildi.

Zeybekoğlu,Ö. (2013), Günümüzde Erkeklerin Gözünden Babalık ve Aile, Mediterranean Journal of Humanities,Sayı 2 ,297- 328 www.wearasocial.com

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

137

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde Bulunan Uluslararası Öğrencilerin Yaşadığı Sorunlar

Doç. Dr. Bayram ÖZER

Ondokuz Mayıs Üniversitesi

ozer.bayram@gmail.com Günay MUSTAFAZADE

Ondokuz Mayıs Üniversitesi

mustafazadegunay94@gmail.com Özet

Çalışmanın amacı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin farklı enstitülerinde öğrenim gören yabancı uyruklu lisans ve lisansüstü öğrencilerin sosyal-kültürel ve ekonomik anlamda yaşadıkları sorunları belirlemektir. Bu amaca yönelik olarak örnekleme alınan uluslararası öğrencilerin sorunları dil, iletişim ve arkadaşlık, kültürel, sosyal, akademik, psikolojik ve ekonomik olmak üzere yedi başlık altında incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2017-2018 öğretim yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinin farklı enstitülerinde öğrenim gören 15 farklı ülkeden (Afganistan, Endonezya, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Çin, Pakistan, Somali, Suriye, Türkmenistan, Yemen, Sudan, Raunda, Moritanya, Kırgızistan) 15 yabancı uyruklu lisans ve yüksek lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırmada maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi, veri toplama aracı olarak ise yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin toplanması ve analizi için nitel yöntemlerden betimsel analiz yaklaşımı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda yabancı uyruklu öğrencilerin kendi kültürleriyle Türk kültürünün benzerlik göstermesi veya öğrencilerin genelinin Türk halkını yardımsever bulmaları sebebiyle çoğunluğunun Türkiye’de önyargı ya da dışlanma ile karşılaşmadıkları belirlenmiştir. Ayrıca, yabancı uyruklu yüksek lisans öğrencilerinin ekonomik kaynaklarının çoğunluğunun aileleri tarafından karşılandığı, lisansa göre daha az sayıda olmakla birlikte kalan kısmının burs ile öğrenimine devam ettiği tespit edilmiştir. Çalışma olanaklarının lisans öğrencilerine nazaran daha fazla olmasına rağmen yükseköğrenim yaparken çalışmayı düşünmedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Yabancı uyruklu öğrencilerin tamamına yakınının ise ev özlemi çektikleri ve ailelerini, arkadaşlarını ve memleketlerini özledikleri belirlenmiştir. Ayrıca elde edilen bulgulara göre yabancı uyruklu yüksek lisans öğrencilerinin çoğunluğunun lisans öğrencilerinin aksine kendi evlerinde kaldığı, Türkiye’den neredeyse hepsinin öğrenim görmekten yurt dışında eğitim almayı kendileri tercih ettiğinden cinsiyete dayalı bir uyum sorunu yaşamadıkları tespit memnun oldukları ve kendi tercihleri ile geldikleri, Türkiye’de bulundukları sürece Türk kültürüne uyum ve arkadaşlık ilişkileri konusunda fazla sorun yaşamadıkları tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, kız öğrencilerin edilmiştir. Buna rağmen yabancı uyruklu öğrencilerin en çok sorun yaşadıkları konunun ekonomik sorunlar, ikinci sorunun ise dil olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler:Yabancı uyruklu öğrenci, Sosyal-kültürel sorunlar, Ekonomik sorunlar, Yükseköğrenim, Uyum sorunları Problems of International Students at Ondokuz Mayıs University

Assoc. Prof. Dr. Bayram ÖZER

Ondokuz Mayıs Üniversitesi

ozer.bayram@gmail.com Günay MUSTAFAZADE

Ondokuz Mayıs Üniversitesi

mustafazadegunay94@gmail.com Abstract

The aim of this study is to determine the social, cultural and economic problems of foreign and graduate students studying at the different institutions of Ondokuz Mayıs University. The problems of international students who have been sampled for this purpose are examined under seven topics: language, communication and friendship, cultural, social, academic, psychological and economic. The study group of the study consisted of 15 different countries (Afghanistan, Indonesia, Azerbaijan, Iran, Kazakhstan, China, Pakistan, Somalia, Syria, Turkmenistan, Yemen, Sudan, Raunda, Mauritania, Kyrgyzstan). 15 foreign nationals and graduate students. In the research, maximum diversity sampling method and semi-structured interview form were used as data collection tool. Descriptive analysis approach is used for collecting and analyzing data. foreign students in the study results were determined to meet with the general similarities to show their culture or students of Turkish culture of the majority of Turkish people find helpful in Turkey due to prejudice or exclusion. In addition, it was determined that the majority of the graduate students' economics resources were met by their families, while the number of the students was less than the license and the remainder was continuing with the scholarship. Although the study opportunities are higher than the undergraduate students, it is concluded that they do not think about working while doing higher education. It was determined that almost all of the foreign students had longed for home and that they miss their families, friends and hometowns. In addition, according to the findings unlike the undergraduate students of the majority of foreign graduate students to remain in their own homes, from Turkey that almost was glad to see all of the learning and they come with their own preferences, as long as they stay in Turkey were found to experience more problems in Turkish culture, harmony and friendship relations. According to the results of the study, it was determined that female students did not have any gender-based adjustment problems because they preferred to study abroad. Nevertheless, it was determined that the problems faced by the foreign students were the most important problems and the second was the language.

Keywords: Foreign students, Social-cultural problems, Economic problems, Higher education, Adaptation problems 1. Giriş

Gençlik bir ülkenin en büyük güvencesidir. Çünkü gençlik ülkenin geleceğine yön ve şekil veren insan gücünün temel kaynağıdır. Bu nedenle her ülke, toplumun temelini oluşturan ve geleceğin güvencesi olan gençlikle yakından ilgilenir ve onu yönlendirmeye çalışır (Davıdoff, 1980). Küreselleşmenin etkisiyle, günümüzde pek çok alanda uluslararası ortaklıklar, birbirini etkileme ve yaşanan sorunlara müşterek çözelti üretmeyi hedefleyen inceleme maksatlı uygulamalar oldukça büyük ehemmiyet ve hız kazanmıştır. Söz konusu ortaklıkların yaratılmasında ve sürdürülmesinde, kaynakların verimli ve işgüzar bir biçimde kullanılmasını makul kılan, fiziksel ve mekânsal engelleri ortadan kaldırma gücüne sahip modern teknolojilerin kullanılması

www.iltercongress.org

6-8 September 2018, Amasya

138

da kaçınılmaz bir gereklilik halini almıştır. Uluslararası ortaklıkların artan bir şekilde mühim kazandığı inceleme alanlarından birisi de eğitim-öğretim etkinlikleri ve bu bağlamda insan yetiştirme maksatlı incelemelerdir.

Dünyanın pek çok ülkesinde, farklı tür ve düzeydeki pek çok öğretim derneği, farkına vardıkları uluslararası ortaklıklar yolu ile öğrencilerine katma değer yaratacak ve onları daha birikimli kılacak seçenekler üretebilme arayışı içine girmektedirler. Belirli dönemleri kapsayacak şekilde lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenci değişimine olanak veren incelemeler de sözü edilen arayışlar sonucunda üretilen çözümler arasındadır. Lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenim gören öğrenciler, istekleri ve her iki