• Sonuç bulunamadı

Beyşehir Gölü Havzası, hem ülkemizdeki hem de bölgedeki konumu itibariyle önemli bir yere sahiptir. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü bu havza içinde yer almaktadır. Aynı zamanda Havza, Konya Kapalı Havzası’nın önemli bir bileşenidir. Aşırı ve kontrolsüz su kullanımı, kirlilik, üst ölçekli planlamalarla getirilen kısıtlamalar, kurumlar arası eşgüdüm eksikliğinden kaynaklanan planlama ve yönetim sorunları ve kıyı kenar çizgisi tespitiyle ilgili sorunlar havzadaki başlıca problemlerdir. Bu sorunların çözümü için havzada, ekolojik ve koruma-kullanma dengesini sağlayan bir planlamaya ihtiyaç vardır.

Ülkemizde su kaynaklarının korunması, planlanması ve işletilmesi konularında DSİ, Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve yerel yönetimler gibi çok sayıda kurum ve kuruluşun yetki sahibi olması sebebiyle bütüncül ve etkili yönetim gerçekleştirilememektedir.

Sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan ekolojik dengenin korunması, doğal kaynakların bütüncül bir yaklaşımla (doğal kaynaktan herkesin eşit bir şekilde yararlanmasına olanak tanıyan ve kurumlar arası koordinasyonu sağlayan bir yaklaşım) ele alınmasını gerektirmektedir. Havza’nın yönetim ve planlaması, göl üzerinde iki ayrı

milli parkın olması ve havza ve milli park sınırlarının da doğal unsurlardan ziyade politik unsurlara göre belirlenmiş olması hem kaynak israfına sebep olmakta hem de ekolojik ve bütüncül planlamayı engellemektedir. Beyşehir Gölü’nün kuzey ve batı kısımları Kızıldağ Milli Parkı olup Isparta il sınırları içinde kalmakta, güney kısmı ise Beyşehir Gölü Milli Parkı olup Konya il sınırları içinde kalmaktadır. Bu doğal kaynağın iki farklı milli parka ayrılması ve iki ayrı yönetim sınırında olması Havza’nın bütüncül yönetimi anlayışına ters düşmektedir.

Havzada yapılan üst ölçekli planların aynı kaynağı ilgilendirmesine rağmen, farklı kurumlar tarafından ve koordinesiz yapılmaları sonucunda, aynı doğal kaynak çeşitli plan ve projelere ayrı ayrı konu olabilmektedir.

Kaynak kullanıcılarının planlarda göz ardı edilmesi sonucunda, halk tarafından benimsenmeyen planlar ortaya çıkmakta ve bu planların uygulanması aşamasında zorluk yaşanmaktadır. Beyşehir Gölü gibi ekosistemlerde sürdürülebilirlik, katılımcı plan kararlarının olmamasından dolayı sağlanamamaktadır. Planlarda yerel yönetimler ve halkın görüşlerine yer verilmemektedir. Bunun sonucunda planlar uygulanamamakta veya planların revize edilmesi gündeme gelmektedir.

Göl’ün en temel sıkıntılarından biri su kayıplarıdır. Göl, öncelikle içme suyu olarak kullanıldığı için Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne tabidir. Fakat Beyşehir Gölü’nden tarımsal amaçlı aşırı su çekilmektedir. Akburun Köyü, Beyşehir Regülatörü, Şarkikaraağaç’a bağlı Karayaka Köyü ve Kurucuova Kasabası’nda çeşitli su alma yapıları bulunmaktadır. Göl’deki bu farklı su alma yapılarından su, farklı kotlarda çekilebilmektedir. Bu durum da içme suyu sağlayan yerleşmelerde yaşamsal sorunlara neden olmakta aynı zamanda Göl’deki ekolojik dengeyi bozmaktadır.

Yerleşmelerin ve tesislerin kanalizasyon atıkları Göl’e ve Göl’ü besleyen dere ve çaylara verilmektedir. Bu durum da Göl’ün su kalitesinin bozulmasına, Göl’de içme

suyu temin eden yerleşmelerde sağlık sorunlarına ve Göl’de flora ve faunanın zarar görmesine neden olmaktadır.

Bazı yerleşim birimlerinin milli park sınırları içinde bırakılması, bu yerleşimlerin mevcut durumu ve gelişimleri açısından sorun olmaktadır. Kurucuova, Gölyaka yerleşmelerinin milli park sınırları içinde bırakılması bu alanlarda planlama ve uygulama açısından sıkıntıların yaşanmasına, Kurucuova Kasabası’nın da hem Beyşehir Gölü Milli Parkı hem de Kızıldağ Milli Parkı sınırları içine girmesi planlama ve yönetim kargaşasına sebep olmaktadır.

Uzun devreli gelişme planında belediyelerin imar planı sınırlarının dikkate alınmamış olması, belediyelerin gelişimini kısıtlamakta ve yerleşmelerde faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde problem oluşturmaktadır.

Uzun devreli gelişme planının hazırlanması sürecinde geleneksel yaşam tarzlarının, yerel koşulların ve halkın gereksinimlerinin yeterince dikkate alınmadığı görülmektedir. Bunların sonucunda da havza halkı ve yerel yönetimler milli park alanındaki sınırlamalarla ilgili sebep sonuç ilişkisi kuramamakta ve plan kararlarına tepkisel davranmakta, planların revize edilmesi gündeme gelmektedir. Bu durum, hem zaman hem de kaynak israfına neden olmaktadır.

Milli park, doğal, arkeolojik ve kentsel sit alanı gibi koruma statülerine tabi olan Beyşehir Gölü’nün Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre içme suyu rezervi olarak kabul edildiği havzada koruma-kullanma dengesi sağlanamamıştır. Bu koruma statülerine göre koruma tam olarak gerçekleştirilemediği gibi havzadaki insanların da çeşitli faaliyetleri kısıtlanmaktadır. Bu durum planlama ve uygulamadan sorumlu kurumların koordinesiz çalışmaları ve kullanıcıların görüşlerine planlarda yer verilmemesinin bir sonucudur.

Milli park sınırları içinde özel kullanıma ait konut sahaları, verimli tarla ve bahçeler bulunmaktadır. Milli park sınırları içindeki alanlarda herhangi bir faaliyet için

veya mevzi plan yapımı için izin alımlarında Uzun Devreli Gelişim Planında talep edilen yerin hangi kullanıma ayrıldığı bilinmediği gerekçesiyle izin verilmemektedir. Sonuçta halkın sosyal, kültürel vb. faaliyetleri kısıtlanmaktadır.

Beyşehir İlçesi’ndeki Eşrefoğlu Cami ve Külliyesi’nin Uzun Devreli Gelişim Planında dondurulmuş alan içerisinde, Gölyaka Kasabası’ndaki Kubadabat Sarayı’nın da mutlak koruma alanı içinde bırakılması bu alanların ve çevrelerinin düzenli gelişimi ve tanıtımını engellemektedir.

Kıyı kenar çizgisinin belirlenmesindeki amaç, kıyının tüm boyutlarıyla ortaya konması ve kamuya açılması zorunlu bu alandaki hukuka aykırı durumların giderilmesidir. Fakat, Beyşehir Gölü çevresinde kıyı kenar çizgisi işlerlik kazanmadığı için imar faaliyetleri açısından büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Beyşehir Gölü kıyı kenar çizgisi Bayındırlık Bakanlığı tarafından valiliğin belirlediği komisyonca tespit edilmiş fakat göl kenarında bulunan bazı yerleşim yerleri ile yüksek verimli ve havzaya ekonomik katkı sağlayan değerli tarlaların bu çizgi içinde kalmasından dolayı pek çok vatandaş bu tespit işlemi için Konya İdare Mahkemesine itirazda bulunmuştur. İdare Mahkemesi, su kotuna itirazları haklı bulmuş ve kıyı kenar çizgisinin doğal yapıya uygun olmayan bir şekilde tespit edildiği gerekçesiyle kıyı kenar çizgisi için yeni bir kotun tespit edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Henüz tespit ve onay işlemleri tamamlanmamış olup hala imar uygulamalarında sorunlar yaşanmaktadır. Üst ölçekli planların kurumlarda onay beklemesinde de kıyı kenar çizgisinin işlerlik kazanmadığı gerekçe olarak gösterilmektedir.

Kıyı kenar çizgisi tespiti yapılırken, su alanlarının ve karasal alanların niteliklerinin tam olarak bilinmemesi, kadastro ve halihazırların güncel olmamasından dolayı tespit işlemleri amacına ulaşamamaktadır. Sonuçta tespit işlemi için itirazlar gündeme gelmekte ve tespit işleminin onay süreci uzamaktadır.

Kıyı kenar çizgisi tespiti’nde yasal konularda yardımcı olabilecek hukuk uzmanının ve olaya objektif bakış açılarıyla bakabilen üniversite temsilcilerinin bulunmaması çeşitli sorunların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Öneriler

Doğal bir varlık olan su kaynakları, koruma-kullanma dengesi içerisinde “ bütüncül ” bir anlayışla planlanmalı, yönetilmeli ve geliştirilmelidir. Bunun için, gerekli strateji ve akılcı kullanım ilkeleri şöyle sıralanabilir:

Ülkemizdeki yer altı ve yer üstü su kaynaklarının planlanması ve yönetilmesi kurallarını bütüncül bir yaklaşımla düzenlemeye ve kurumlar arasında koordinasyonu sağlamaya yönelik olarak, yasal düzenlemeler revize edilmeli ve bu düzenlemelerin yaptırımı sağlanmalıdır.

Su kaynaklarında bütüncül yaklaşım, kaynak kullanıcılarının da bu alanların bir parçası olarak düşünüldüğü, bu varlıklara yapılan girişimlerin olumlu ve olumsuz etkilerinin izlendiği, “ havza ” esaslı planlama ve yönetimle sağlanabilir. Bu çerçevede,havzalarda planlamadan sorumlu merkezi kurumlar ve uygulamadan sorumlu yerel yönetimler, bir doğal kaynak yönetim planı sürecinde bütünleşmeli ve sürekli koordineli biçimde çalışmaları sağlanmalıdır. Hem merkezi hem de yerel kuruluşlar su kaynaklarının sonsuz birer kaynak değil, tükenebilir doğal varlıklar olduğunu düşünerek bu bilinçle en elverişli teknoloji ve yöntemleri benimsemelidir.

Su havzalarının korunması ve kullanılmasında merkezi kurum ve yerel yönetimlerin birlikteliğinin yanında havzada yaşayan halkın da içinde olduğu planlar üretilmeli ve bu planların uygulanması sağlanmalıdır. Yerel yönetimler ve halk, doğal kaynakların kullanılması ve çevre eğitimi konularında bilinçlendirilmeli ve havzaya yönelik yapılan üst ölçekli planlarda, havza halkının planlama ve uygulama aşamasındaki süreçlere katılımı sağlanmalıdır.

Havza sınırları ve koruma alanı sınırları her havza için, doğal unsurlar (jeolojik, fiziki, jeomorfolojik vb.) dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu sınırların belirlenmesinde havzanın sosyo-kültürel, tarihi ve ekonomik yapısı göz önünde bulundurulmalıdır.

Beyşehir Gölü’nü, bütün olarak içine alan tek milli park şeklinde bir koruma anlayışı benimsenmelidir.

Kaynak israfının önlenmesi için planlar yapılırken daha önce yapılmış plan ve araştırmalar göz önünde bulundurulmalı, planlayıcı ve uygulayıcı kurumlar sürekli irtibat halinde olmalıdır.

Çoklu bir idari yapıya sahip olan Beyşehir Gölü Havzası’nda, koruma- kullanma dengesinin gözetilmesi ve havzanın gelişiminin sağlanması için bütünleşik havza planlaması ve yönetimi anlayışı benimsenmelidir. Şu anda gündemde olan 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı, bu temel anlayışa göre yapılmalı ve havzada planlama bürosu kurularak havza halkının ve yerel yönetimlerin birlikteliğiyle katılımlı bir plan elde edilmelidir.

Su kaynağının sürdürülebilirliğinin sağlanması için Beyşehir Gölü’ne gelen su miktarı ile çıkan su miktarı dengelenmelidir. Göl’ün, minimum su seviyesinin altına düşmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Göl’e su katkısı sağlayacak olan projeler acilen tamamlanmalı ve uygulamaya geçirilmelidir. Göl’de su alma yapıları farklı olduğundan; hiçbir alanda su kotunun minimum seviyenin altına düşmesine izin verilmemelidir.

Beyşehir Gölü’nün su kalitesinin ve doğal dengesinin bozulmaması için yerleşmelerin ve tesislerin kanalizasyon atıkları göle ve gölü besleyen dere ve çaylara verilmemelidir. Kanalizasyon tesisi olmayan kasaba ve köylerin kanalizasyon sistemleri acilen yapılmalıdır. Göl çevresinde olan veya gölü etkileyen tüm tesislerde arıtma

tesislerinin kurulup işletilmeleri sağlanmalı, düzenli katı atık depolama alanları yapılmalıdır.

Belediyelerin onaylı imar planları, Beyşehir’in onaylı koruma amaçlı imar planı ve yerleşmelerin gelişme sınırları uzun devreli gelişme planında göz önünde bulundurulmalıdır. Sonuçta bu planın uygulanmasını sağlayacak olan havzada yaşayan insanlardır. Planın insanlar tarafından benimsenebilmesi ve uygulanmasının kolaylaştırılması için havzadaki tüm yerleşim birimlerinin görüşleri planlamada mutlaka dikkate alınmalıdır.

Üst ölçekli planların uygulanabilirliğinin sağlanması için havzada yaşayan halkın geleneksel yaşam tarzları ve yerel koşulları mutlaka göz önünde bulundurulmalı, halk planlama sürecinde bilinçlendirilmelidir.

Beyşehir Gölü Havzası ve milli parkta yapılan plan ve projelerin yapımından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri bakanlığı, DSİ gibi kurumlar ve uygulamadan sorumlu yerel yönetimler, bu planların yapımı ve uygulanması sürecinde sürekli görüş alışverişinde bulunarak kurumsal sorunlar çözülmeli ve akılcı planlama kararlarının hayata geçirilmesinde en önemli etkiye sahip olan halkın bu planlara katılımı sağlanmalı, kaynak kullanıcılarının planlarda görüşleri mutlaka dikkate alınmalıdır.

Uzun Devreli gelişme planı’nda, havzadaki belediyelerin imar planı sınırları göz önünde bulundurulmalı ve belediyelerin, potansiyellerini geliştirmelerine olanak tanıyan plan ve tesislerin yapımı sağlanmalıdır. Göl çevresinde ve geçimini balıkçılık yaparak sağlayan köylerin bu durumu da planda göz önünde bulundurulmalıdır. Balıkçılıkla uğraşan halkın, balıkçı barınakları, iskele vb. yapıları ve tarımla uğraşan halkın da bağ- bahçe evi yapabilmelerine olanak sağlayan özel hükümler uzun devreli gelişme planında getirilmelidir.

Turizm alanında gelişme potansiyeli olan ve Akdeniz-İç Anadolu Bölgeleri arasında bir geçit konumunda bulunan Beyşehir’in bu potansiyeli geliştirmesine katkıda bulunacak tesislerin yapımına planlarda olanak sağlanmalıdır. Beyşehir’deki Eşrefoğlu Cami ve Külliyesi gibi su kenarında kurulan yapıların özgün halleriyle korunarak geliştirilebilmeleri ve tanıtılabilmeleri için Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne istinaden uzun devreli gelişme planında özel hükümler getirilmelidir.

Havzadaki doğal, kültürel ve tarihi varlıkların korunmasının yanı sıra koruma ile uyumlu ve bölge insanı için gerekli olan turizm, rekreasyon ve kültürel faaliyetlere üst ölçekli planlarla olanak sağlanmalıdır. Milli park sınırları içinde kalan, geçimini tarım ve balıkçılıkla sağlayan köylerin bu faaliyetlerini sürdürebilmelerine planlarda olanak tanınmalıdır.

Kıyıda düzenli imarın sağlanması ve hukuksal sorunların giderilmesi için kıyı kenar çizgisi tespit ve onay işlemleri acilen tamamlanmalıdır. Kıyı kenar çizgisi, üst ölçekli planların uygulanabilmesi ve bu planların uygulama imar planlarına indirgenebilmesi için yasal bir sınırlayıcıdır. Bu yüzden kıyı kenar çizgisinin acilen işlerlik kazanması gereklidir (Ek-10).

Kıyı kenar çizgisi tespiti işlemleri ve planlamanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için kıyıların her türlü nitelikleri ve kullanım biçimlerine yönelik bir kıyı envanteri oluşturulmalıdır. Kıyılarda mülkiyet uyuşmazlıklarının çözümü için kıyı kullanımına yönelik kadastro çalışmaları tamamlanmalıdır. Kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunda bir hukuk uzmanının bulunması, mülkiyet, kazanılmış hak gibi sorunların çözümünü sağlayacaktır. Ayrıca kıyı kenar çizgisi, kamu ve özel mülkiyetleri ayıran bir sınır çizgisi olduğundan, kıyının mülkiyet açısından hukukilik kazanması için tapu iptali gibi yasal sürecin işletilmesi konularında süre konulması gibi önlemler düşünülmelidir.

Kıyı ve sahil şeritlerinin doğal niteliklerinin korunması, kamunun yararına kullanılabilmesi ve sağlıklı bir planlama işlemine konu olabilmesi için yasal bir

zorunluluk olan kıyı kenar çizgisi tespit işlemleri, kıyı mekanlarının doğal, fiziksel özellikleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Kıyı kenar çizgisi tespiti yapılırken kıyılar, doğal, kültürel ve ekonomik nitelikleri ve o yerin yerleşme düzeni ile bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

6. KAYNAKLAR

1. Akça, N. 2004. Kıyı Kenar Çizgisinin Tespiti ve Uygulama Sorunları. Türkiye’nin

Kıyı ve Deniz Alanları V.Ulusal Konferansı, Türkiye Kıyıları 04, Bildiriler

Kitabı I.Cilt, Evliya, H., Özhan, E. ( ed. ), Kıyı Alanları Yönetimi Türk Milli

Komitesi, Çukurova Üniversitesi, ( 4-7 Mayıs ), Adana.

2. Akın, Ü. 1998. İdare Hukuku Açısından Kıyıların Tabi Olduğu Hukuki Rejim, Yetkin Yayınları, Ankara.

3. Alperen, B.B., 2001. Beyşehir ve Tarihi, Konya.

4. Anonim. 1994. Bazı Göllerin Ekolojisi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Türkiye’deki İç Sular ve Balık Çiftlikleri İncelemesi, Ankara.

5. Anonim. 1995. Isparta Yöresindeki Göllerin Hidrolik Denge Analizi, Tarım ve

Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü, Fransa Cumhuriyeti Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı, Ankara.

6. Anonim. 1999. Kızıldağ Milli Parkı Master Planı Analitik Etüdü, Orman

Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Milli Parklar Daire Başkanlığı, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi, Isparta. 7. Anonim. 2001. Türkiye’nin Su Potansiyeli ve Potansiyelin Kullanılması,Harp

Akademisi Komutanlığı Yayınları, İstanbul.

8. Anonim. 2002. Konya İli Katı Atık ve Tıbbi Atık Envanter Çalışması, Konya Valiliği İl Çevre Müdürlüğü, Konya.

9. Anonim. 2003. Bütün yönleriyle Beyşehir, Beyşehir Belediyesi Yayınları, Beyşehir.

10. Anonim. 20031. Konya İli’nin Sulak Alanları, Konya Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Konya.

11. Anonim. 2005. Beyşehir’in Problemleri ve Çözüm Önerileri, Beyşehir Ticaret Odası, Beyşehir.

12. Aran, S. 1966. Tabiatı Koruma ve Peyzaj Güzelliklerinin Muhafazası Bakımından Milli Parklarımızın Önemi, Milli Parklar ve Tabiatın Korunması Semineri, s.1- 11, Türkiye Tabiatını Koruma Cemiyeti, ( 24-27 Ekim ), Ankara.

13. Bayer, Z. 1966. Milli Parklar Önemi, İlişkileri ve Planlaması, Tarım Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara.

14. Bayer, Z. 19661. Milli Park Anlamı ve Tabiatı Koruma Bakımından Önemi, Milli

Parklar ve Tabiatın Korunması Semineri, s.1-10, Türkiye Tabiatını Koruma

Cemiyeti, ( 24-27 Ekim ), Ankara.

15. Bildirici, M. 1994. Tarihi Su Yapıları ( Konya, Karaman, Niğde, Aksaray,Yalvaç,

Side, Mut, Silifke ), Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel

Müdürlüğü, Ankara.

16. Biricik, A.S. 1982. Beyşehir Gölü Havzası’nın Strüktüral ve Jeomorfolojik

Etüdü, İstanbul Üniversitesi Yayın No:2867, Coğrafya Enstitüsü Yayın No: 119,

Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul.

17. Burak, S., Duranyıldız, İ., Yetiş, Ü.1997. Su Kaynaklarının Yönetimi, Ulusal Çevre Eylem Planı, DPT Yayınları, Ankara.

18. Burak, S., Doğan, E., Yücel, Z.Y., Gazioğlu, C. 2002. Havza Yönetiminde Temel İlkeler ve İstanbul Örneği, Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları IV. Ulusal

Konferansı, Türkiye Kıyıları 02, Bildiriler Kitabı I.Cilt, Alpaslan, N., Özhan, E.

( ed. ), s.335-342, Kıyı Alanları Yönetimi Türk Milli Komitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi,( 5-8 Kasım ), İzmir.

19. Demir, A. 2005. Su ve DSİ Tarihi, DSİ Vakfı Yayınları, Ankara. 20. Doğan, M. 1996. Büyük Türkçe Sözlük, İz Yayınları, Ankara.

21. Doğan, E., Akkaya, M.A., Burak, S. 2002. İdare Hukuku Açısından “ Kıyı Kenar Çizgisi ” nin Belirlenmesi, Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları IV. Ulusal

Konferansı, Türkiye Kıyıları 02, Bildiriler Kitabı I.Cilt, Alpaslan, N., Özhan, E.

( ed. ), s.357-362, Kıyı Alanları Yönetimi Türk Milli Komitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, ( 5-8 Kasım ), İzmir.

Eğitim Fakültesi, Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı, Erzurum.

23. DPT, 1997. Arazi Kullanımı ve Kıyı Alanlarının Yönetimi, Ulusal Çevre Eylem Planı, Ankara.

24. DPT, 2000. Bölgesel Gelişme Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT Yayın No: 2502-ÖİK:523, Ankara.

25. DPT, 2001. Su Havzaları Kullanımı ve Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DPT Yayın No: 2555-ÖİK:571, Ankara. 26. DSİ, 2005. Takdim Raporu, DSİ IV. Bölge Müdürlüğü, DSİ 41. Şube

Müdürlüğü, Konya.

27. DSİ IV. Bölge Müdürlüğü 2006, Beyşehir Gölü Seviye Grafiği, Konya 28. DSİ IV. Bölge Müdürlüğü 2006, Beyşehir Gölü Çekilen Su Grafiği, Konya 29. Eke, F. 1995. Kıyı Mevzuatının Gelişimi ve Planlama, T.C. Bayındırlık ve İskan

Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü, Ankara.

30. Erdemir, Y. 1999. Beyşehir Eşrefoğlu Süleyman Bey Cami ve Külliyesi, Beyşehir Vakfı Yayınları, Konya.

31. Erdoğan, A.M. 1995. Koruma ve Kullanma Kriterleri Açısından Karatepe Aslantaş Milli Parkı’nın İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana.

32. Erdoğru, M.A. 1992. “ Beyşehir ”, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi, Cilt.6., s.84-85, İstanbul.

33. Eryoldaş, A., 1993. Deniz ve Kıyı Kavramlarının Değerlendirilmesi, Kıyılarımız

Mevzuat-Planlama-Uygulama Semineri Bildiriler Kitabı, s.37-43,

T.C.Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü , Ankara.

34. Erten, M. 1997. Su Havzalarının Yönetimi İçin Öneriler, Su Kaynaklarının

Korunması ve İşletilmesi Sempozyumu, Şen, Z. ( ed. ), s.91-102, İSKİ, ( 2-3

Haziran ), İstanbul.

35. Ezer, A. 2003. Beyşehir Gölü Yüzey Su Toplama Havzası Yönetim Planı Örneğinde Ekolojik Planlama Yaklaşımı, Planlama Dergisi, Sayı: 2003/1, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, s.65-74, Ankara.

Kullanımına Yönelik Peyzaj Potansiyelinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma,

Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,

Ankara.

37. Huş, S. 1966. Hayvan Faunası Bakımından Milli Parklar, Milli Parklar ve

Tabiatın Korunması Semineri, s.1-8, Türkiye Tabiatını Koruma Cemiyeti, ( 24-

27 Ekim ), Ankara.

38. Karaca, V. 2005. Belgelerle Yenişar, Kardelen Sanat Yayınları, Isparta. 39. Keleş, R. 2000. Kentleşme Politikası, İmge Kitapevi, Ankara.

40. Konyalı. İ.H. 1991. Abideleri ve Kitabeleriyle Beyşehir Tarihi, Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum.

41. Kurt, H. 2003. Ekoloji, Ekonomi ve Planlama: DOKAP’ ın Çevresel Etkileri

Üzerine Bir Değerlendirme, Planlama Dergisi, Sayı: 2003/1, TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, s.75-79, Ankara.

42. Magnin. G., Yarar, M. 1997. Türkiye’nin Önemli Kuş Alanları, Doğal Hayatı Koruma Derneği Yayınları, İstanbul.

43. Mutlu, K. 1993. Kıyı Kanunu’nda Yapılması Gereken Değişiklikler, Kıyılarımız

Mevzuat-Planlama-Uygulama Semineri Bildiriler Kitabı, s.135-137, T.C.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü, Ankara.

44. Orhon, D., Sözen, S., Üstün, B., Görgün, E., Karahan Gül, Ö. 2002. Su Yönetimi ve Sürdürülebilir Kalkınma Ön Raporu, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Paneli, İstanbul.

45. Örs, S. 1998. Kıyı Alanlarının Yönetimi ve Mahalli İdarelerin Reformu Yasa

Tasarısı, Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları II. Ulusal Konferansı, Türkiye

Kıyıları 98 Bildiriler Kitabı, Özhan, E. ( ed. ), s.63-69, Kıyı Alanları Yönetimi

Türk Milli Komitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, ( 22-25 Eylül ), Ankara. 46. Palaşoğlu, E. 1985. Milli Parklar Dairesi Başkanlığı Çalışmalarının Önemi,

Gelişimi ve Kanuni Mevzuat, Milli Parklar Semineri, s.14-24, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, ( 29 Nisan-3 Mayıs ),Antalya.

47. Sakarya, Y.,1985. Milli Parklarda Etüt-Envanter ve Planlama, Milli Parklar

Semineri, s.34-54, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, Orman Genel

Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, ( 29 Nisan-3 Mayıs ), Antalya. 48. Sesli, F. 1999. Trabzon İli Kıyı Kullanımı, İmar Planı-Mülkiyet-Kıyı Kenar

Çizgisi-Mülkiyet İlişkileri, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi,