• Sonuç bulunamadı

Maddesindeki Düzenleme 365 8.2.2.2 25 Mayıs 2005 Tarihli ve 5377 Sayılı Kanun ile Yapılan Değişiklik

1 2 TARİHÇE

2.5. TÜRKİYE’DE MADDE KULLANIM

2.5.2. Türkiye’de Çocuklarda ve Gençlerde Madde Kullanımı 1 İlköğretim ve Orta Öğretim Okullarında Madde Kullanımı

2.5.2.3. Sokakta Yaşayan Çocuk ve Gençler

Ülkemizde ilk olarak 1950'li yıllarda "köprü altı çocukları" tanımı ile ortaya çıkan sokak çocuğu kavramı; ailelerin koruma ve bakımının yetersizliği nedeni ile kısmen ya da tümüyle sokaklarda yaşamak zorunda kalan çocukları tanımlamak için kullanılmıştır. UNICEF, sokak çocuğu kavramı yerine 1980'li yılların sonunda "sokaktaki çocuklar" ve "sokağın çocukları" gibi bir ayrım yapmıştır. Buna göre sokaktaki çocuklar, ailesinden giderek daha az destek alan, ailenin geçim sorumluluğunu sokaklarda, pazarlarda çalışarak paylaşmak zorunda kalan çocuklardır. Sokağın çocuktan ise günlük geçimlerinin mücadelesini ailelerinden hiçbir destek almaksızın yalnız başlarına veren daha küçük bir gruptur.Bir diğer kavram ise "çalışan çocuklar" kavramıdır. Bu çocuklar fabrikalarda, atölyelerde, tarım sektöründe işçi olarak çalıştırılan çocuklardır.

Sokak çocukları ve çalışan çocuklarla ilgili önemli sorunlardan biri de madde bağımlılığıdır. Madde bağımlılığı keyif verici bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alınımının devam etmesi ve madde alma isteğinin durdurulamaması durumudur.

Uçucu Maddeler sinir hücrelerinin fizyolojik fonksiyonunu bozarak SSS'ni bir çok düzeyde deprese eden ve konfüzyona neden olan çeşitli sanayi ürünleridir. ABD’de yapılan çeşitli araştırmalarda ergenlerin % 3-10'unun en az bir kez uçucu maddeyi denedikleri, %0.5-l'in de ise kötüye kullanım olduğu bildirilmektedir. Ülkemizde sınırlı da olsa yapılan çalışmalarda uçucu madde kötüye kullanımının gün geçtikçe arttığı, daha çok erkeklerde görüldüğü (% 80), kullanım yaşının 9-17 yaş olduğu gösterilmiştir. Gerek sokak çocuklarının sayısının önlenemez biçimde artması, gerek uçucu madde kullanımının buna paralel olarak yaygınlaşması çözüm çabalarını da beraberinde getirmiştir.

Ankara Valiliği Çocuk Eğitim ve Tedavi Merkezi’ne 1998-2004 yılları arasında başvuran 183 uçucu madde kullanıcısı çocuk ve ergenlere yönelik yapılan çalışmada çocuk ve ergenlerin %65,4 ünün ailesinin yanında yaşadıkları, %12,8’inin ise sokakta yaşadığı bulunmuştur.

Ankara Valiliği Çocuk Eğitim ve Tedavi Merkezinde 1998-2004 tarihleri arasında tedavi gören 195’i erkek, 10’u kız toplam 205 çocuk ve ergenin dosyalarından elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan bir çalışmada merkeze başvuran çocuk ve ergenlerin yaş ortalaması 15,8 bulunmuştur. Eğitim durumlarına bakıldığında ise %78’inin 8 yıllık temel eğitimlerini tamamlamamış oldukları, %20,5’inin ise okur-yazar dahi olmadığı görülmüştür.

2004-2007 temmuz arasında Ankara AMATEM bünyesinde ki Çocuk Ve Ergen Madde Kullanımı Tedavi ve Eğitim Merkezi (ÇEMATEM)de yatarak tedavi edilmiş olan toplam 127 çocuk araştırıldığında ise yaklaşık yarısının %54.3 17 yaşında olduğu 13 yaşında ise %1.6 çocuğun olduğu görülmüştür. Yaşam biçimleri açısından değerlendirildiğinde yarısından fazlasının ailesi ile yaşadığını, %7.1’inin sokakta yaşadığı, %23.6 sının ise hem ailesi ile hem de sokakta yaşadığı saptanmıştır. 199-2004 yılı verilerine göre sokakta yaşama rakamlarında bir azalma saptanmıştır.

26 Nesrin Dilbaz, Tamer Duman (2004) Çocuk Eğitim Ve Tedavi Merkezi İzlem Çalışması. I. bağımlılık

kongresi bildiri sunumu Ve Nesrin Dilbaz, Tamer Duman (2004) Ankara Valiliği Çocuk Eğitim ve Tedavi Merkezine Başvuran Uçucu Madde Bağımlısı Çocuk ve Ergenlerin Sosyo-Demografik Özellikleri. 1.bağımlılık kongresi bildiri sunumu

Tablo 15.Tedavi Gören Çocuk ve Ergenlerin Yaşam Biçimi Kişi Oran % Sokak 9 7,1 Aile 73 57,5 Yurt 8 6,3 Yatılı Okul 3 2,4 Bekar Evi 2 1,6 Sokak ve Aile 30 23,6

Sokak ve Yetiştirme Yurdu 2 1,6

Toplam 127 100

Gönderilme biçimleri ise aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Çocukların yaklaşık %64’ü ailesi tarafından getirilmiştir. Aileden sonra ikinci sıklıkta çocukların gençlik merkezleri tarafından gönderildikleri gözlenmektedir. STK ve yerel yönetimlerin bu konuda katkıları yok denecek kadar azdır.

Tablo 16. Gönderen Birimlere Göre Tasnif

Gönderen Birim Kişi Oran %

Yetiştirme Yurdu 10 7,9 Gençlik Merkezi 20 15,7 Küçükleri Koruma 8 6,3 Aile 81 63,8 Sağlık Müdürlüğü 2 1,6 STK 5 3,9 Denetimli Serbestlik 1 0,8 Toplam 127 100

Kullanılan maddeler açısından grup değerlendirildiğinde en sık kullanılan maddenin uçucu maddeler olduğu gözlemlenmektedir. Bunu ikinci sıklıkta miks madde ve esrar takip etmektedir. Bu bulgular uçucu kullanımının daha yaygın olduğu biçimde değil de esrar veya ecstasy gibi madde kullanan kişilerin tedavi için başvurmadıkları biçiminde yorumlanmıştır.

Tablo 17. Kullanılan Maddelere Göre Sınıflandırma

Kullandığı Madde Kişi Oran %

İnhalan 93 73,2 Esrar 4 3,1 Miks Madde 22 17,3 Bali -Esrar 5 3,9 Ecstasy 2 1,6 Esrar Hap 1 0,8 Toplam 127 100

Eğitim durumları 1998-2004 yılı verileri ile kıyaslandığında %20’lik okur yazar olmama durumunun %5.5’e indiği belirlenmiştir.

Tablo 18. Eğitim Düzeylerine Göre Sınıflandırma

Kişi Oran % İlkokul Mezunu 10 7,9 İlkokul Terk 13 10,2 Ortaokul Mezunu 17 13,4 Ortaokul Terk 24 18,9 Lise Mezunu 5 3,9 Lise Terk 22 17,3 Okuryazar 1 0,8 Okuryazar Değil 7 5,5 Lise Öğrencisi 22 17,3 Ortaokul Öğrencisi 6 4,7 Toplam 127 100

Sokak yaşantısı olan ve olmayan madde kullanım bozukluğu olan çocukların kıyaslandığı bir çalışmada ise kullanan ve kullanmayanların cinsiyet, (0.046), madde kullanmaya başlama yaşı (0.000), ilk tedaviye başvurma yaşı (0.000), sigaraya başlama yaşı (0.015), 2, 3, 4, 5 kardeşi olması (sırasıyla 0.014, 0.001, 0.002, 0.011); ebeveynlerin evli ve ayrı olması (0.000); anne ve babanın 0–5 yıl arasında ya da 6 yıl ve daha çok eğitim alması (sırasıyla 0.006, 0.000); babanın sağ-ölü olması (0.048); okul yaşamından kopma, okulda sene kaybı (0.000); kullanılan madde türü (esrar-0.001-, uçucu-0.000- ve alkol-0.000-); suç unsuru olabilecek davranışların olması (0.000) açısından değerlendirdiğimizde gruplar arası fark istatistiksel olarak anlamlı bulunurken ailede madde kullanım öyküsü (0.775) ve ilk maddeye başlama ile tedaviye başvurmaya kadar geçen süre (0.354) açısından değerlendirildiğinde fark istatistiksel anlamlılık düzeyinde bulunmamıştır.

Sonuç olarak çocuk ve ergenler çok farklı nedenlerle madde kullanmaya başlamakta ve devam etmektedir. Sokakta yaşama veya çalışma bu nedenlerden sadece biri olarak görülse de ailelerinin yanında çalışan çocuklarda da sayının yüksek olduğu dikkat çekicidir. Tedavi arayışının ailelerinin yanında yaşayan gençlerde daha yüksek olması ve tedaviye aileleri tarafından getiriliyor olmaları ise sosyal desteğin tedavi ve tedavi motivasyonu üzerindeki etkisini göstermektedir. Sokakta yaşayan çocuklar bu durumda yalnızca madde kullanma riski altında olmakla kalmayıp sosyal desteklerinin olmamaları nedeniyle tedaviye başvurma veya devam ettirme konusunda da başarısız olmaktadırlar. Koruyucu hizmetlerle hiç başlamamış olanları maddeden uzak tutmanın yanı sıra halen madde kullanan ve sokakta yaşayan veya çalışan çocuklar için bir sosyal destek ağı kurarak onların tedaviye başvurmaları ve tedaviyi sürdürmeleri konusunda desteklenmeleri gerekmektedir. Sokakta yaşayan çocuklarda madde kullanım sıklığı, normal nüfusa göre daha yüksektir. Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol, Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezine (EGEBAM) Eylül 2003-Kasım 2005’e kadar olan başvurularda vakaların sokakta yaşama durumları incelenmiştir. Bu dönemde madde kullanan 308 olgunun %39.6’sının (n=122) sokak yaşantısı olduğu belirlenmiştir. Sokak yaşantısı olup olmamasına göre madde kullanmaya başlama yaşı daha küçük, ilk tedaviye başvurma yaşı daha küçük, sigaraya başlama yaşı daha küçük olduğu bulunmuştur (sırasıyla p=0.000, 0.000, 0.015). Sokak yaşantısı olan çocukların sokak yaşantısı olmayan çocuklara göre esrar, uçucu ve alkol kullanımı daha yüksektir.

Yapılan bu araştırmada, ergen sokakta yaşayan madde kullanıcılarının %64,75’inde, sokakta yaşamayanlarınsa %38,71’inde suça yönelik davranışlara rastlanmaktadır. Bu durum sokak yaşantısı olan madde kullanıcılarının suç açısından daha riskli olduklarına işaret etmektedir.27

2.5.2.4. Çalışan Çocuk ve Gençler

• Sanayi bölgesinde çalışan çocukların arasında %45,7’sinin en az bir kez sigara, %39,1’inin en az bir kez alkol ve %4,2’sinin en az bir kez yasadışı ve uçucu madde deneme öyküsü olduğu bildirilmiştir.28

• 2000 yılında sanayide çalışan çocukları kapsayan bir başka çalışmada madde kullanım oranı %42,8, sigara kullanım oranı %,21,7, alkol kullanım oranı %12, uçucu madde kullanım oranı %9,1 olarak bildirilmiştir. Aynı çalışmada çalışan çocukların öğrenimine devam edenlere oranla alkol kullanımının 2 kat fazla olduğu bildirilmiştir.29

• Ankara Siteler ve OSTİM Bölgelerinde çalışan 18-24 yaş grubu çalışan erkeklerin arasında madde kullanımı %3,5 bulunmuştur; halen kullanma %3,0’dır. Siteler Bölgesi’ndeki gençlerin %1,8’i, OSTİM Bölgesi’ndekilerin %5,3’ü hayatları boyunca en az bir kez madde kullandıklarını belirtmişlerdir.

27 Yüncü Z, Özbaran B, Altıntoprak E, Yıldız U, Aydın C, Çoşkunol H. Sokak Yaşantısı Olan-Olmayan

Madde Kullanım Bozukluğu Olan Ergenlerin Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri. Türkiye’de Psikiyatri 2007;9(1):37-43.

28 Öner S, Şaşmaz T,. Buğdaycı R, Kurt A. Ö (2005) Mersin Çıraklık Eğitim Merkezi’ne devam eden

çıraklarda sigara, alkol, madde kullanma prevelansı ve etkileyen risk faktörleri. Yeni Symposium 43 (1): 33- 37.

29 Kuğu N, Akyüz G, Erşan E, Doğan O (2000) Sanayi Bölgesinde Çalışan Çıraklarda Madde Kullanımı ve

Araştırmaya katılan ve madde kullandığını belirten gençlerin tamamı esrar kullandığını belirtmiştir. Esrar dışında başka bir madde kullanımı bildirilmemiştir. Siteler Bölgesi’nde madde kullandığını belirten üç gencin tamamı ayda bir kez, OSTİM Bölgesi’nde madde kullandığını belirten 21 gencin 10’u (%47,6) ayda bir kez, 11’i (%52,4) ayda 4 kez madde kullandıklarını belirtmişlerdir. Siteler Bölgesi’nde madde kullanan gençlerin tamamı madde kullanmayı bırakmayı düşündüklerini belirtirken, OSTİM Bölgesi’ndeki madde kullanan gençlerin hiç biri madde kullanmayı bırakmayı düşünmediklerini belirtmişlerdir.

Siteler Bölgesi’ndeki madde kullanan gençlerin ilk kez madde kullanma yaş ortalamaları 17,4±0,5 (en düşük 17, en yüksek 18, ortanca 17) ve OSTİM Bölgesi’nde 19,1±2,0 (en düşük 17, en yüksek 21, ortanca 21) olarak belirlenmiştir.30