• Sonuç bulunamadı

Sokakta ÇalıĢan ve ÇalıĢtırılan Çocuklar

3.2. Suçlu DavranıĢın Ortaya Çıkmasında Çocuk Üzerindeki Çevresel Etkenler

3.2.3. ÇalıĢan Çocuk ve Suçluluk

3.2.3.2. Sokakta ÇalıĢan ve ÇalıĢtırılan Çocuklar

Ülkemizde 1950‘lerde baĢlayan 1980‘lere kadar süren dönemde uygulanan kalkınma modeliyle hızlı bir kentleĢme süreci yaĢanmıĢtır. 1960‘larda hızlanan sanayileĢme temposu kırdan kente gelenlerin kette yetersiz de olsa istihdam edilmesini

sağlamıĢtır. Yine bu dönemde kent yoksullarının, zamanla geliĢtirilen çeĢitli iliĢki ağları aracılığı ile formal iĢlerde istihdam olanağına ulaĢmak, kaçak olarak inĢa edilmiĢ gecekondularını yap-satçılara verip daire sahibi olmak konusunda güçlü bir iyimserliği ve bunu besleyen rant aktarım süreçleri söz konusuydu. Ancak, 1980‘li ve özellikle 1990‘lı yıllara damgasını vuran neo-liberal ekonomik-sosyal politikalar sonucunda göç, iĢsizlik ve beraberinde yoksullaĢmayı getirince kentlerin varoĢlarında yeni yoksullar diyebileceğimiz konut sorunu olan, iĢsiz ya da geçici iĢlerde çalıĢan, hiçbir sosyal güvenlik sistemine tabi olmayan, çocuklarını çalıĢtıran topluluklar, mahalleler oluĢmaya baĢladı. Bu durumdan en çok etkilenen kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Sürekli iĢsiz olan yetiĢkinlerin yerine çocuklar baĢta sokakta olmak üzere, tarımda ve sanayide çalıĢmak zorunda kalmaktadırlar. Yine uygulanan bu politikalar sonucu olarak gelir dağılımında meydana gelen büyük uçurumların sonucunda kentte yaĢayanlar ekonomik, toplumsal ve kültürel olarak giderek birbirlerinden uzaklaĢmakta ve farklılaĢmaktadır.

Gündelik yaĢamdaki bu parçalanmanın ve farklılaĢmanın sonucu olarak, kentin bir ucunda büyük alıĢ-veriĢ merkezleri, dünya markalarını satan mağazalar, sosyete barları yer alırken, kentin diğer ucunda da naylon çadırlara sığınmıĢ aileler, çöplerde ekmek toplayan, araba camı silen, selpak-sakız satan, ayakkabı boyacılığı yapan, dilenen çocuklar ile tiner çeken, bali koklayan sokak çocuklarının yaĢadığı kentsel manzara ortaya çıkmaktadır.

Latin Amerika ülkelerinde 100 yıllık bir geçmiĢi olan sokakta çalıĢan/yaĢayan çocukları, özellikle 1980‘li yıllardan itibaren uygulanan neo-liberal ekonomik-sosyal politikaların etkisiyle artan yoksulluk, göç ve iĢsizliğin sonucunda baĢta ABD gibi geliĢmiĢ bir ülkede olmak üzere birçok Asya ve Afrika ülkesinde kitlesel olarak görülmeye baĢlanmıĢtır. Tarihin her döneminde yoksulaĢma olmasına rağmen, 20. yy.

sonlarında yoksulluk hiçbir dönemde görülmeyecek düzeyde küreselleĢmiĢtir.

1989 yılında BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunda kabul edilen ve ülkemiz parlamentosunca onaylanan Çocuk Haklarına Dair SözleĢme‖ye göre ―0-18 yaĢ arasındakiler çocuktur‖. DĠE 2001 verilerine göre Türkiye nüfusunun %41.7‘si çocuk nüfusudur. Aynı verilere göre 6-17 yaĢ arası 16.088 milyon çocuktan 1.635.000‘i ailelerinin geçimini sağlamak yada katkıda bulunmak için çalıĢıyor veya çalıĢtırılıyor.

DĠE‘nin çocuk iĢgücü anketine göre çalıĢan çocukların %78‘i hem çalıĢıyor hem de okuyor. Yine çalıĢan çocukların %61.8‘i erkek, %38.2‘si kızdır. Okul masrafları çok

olduğu için kızların %25.5‘i, erkeklerin %21.1‘i okula gönderilemiyor. Çocukların

%33.8‘i kentlerde %66.2‘si kırsal kesimde çalıĢıyor. YaklaĢık 1,5 milyon çocuk okula devam etmiyor. ĠĢçi sendikalarınca yapılan araĢtırmalarda çalıĢan çocuk sayısının 3-4 milyon arasında olduğu ve çocuk iĢgücü sayısı konusunda dünyanın ilk dört ülkesi arasında olduğumuz belirtilmektedir.

Sokakta çalışan çocuklar ve ailelerinin özelliklerine baktığımızda karşımıza çıkanlar şunlardır:

-Çok çocuklu ebeveynli ailelerdendir.

-Bu çocukların baba ve ağabeyleri yılın büyük bir bölümünde iĢsizdirler.

Ailede çalıĢan yetiĢkinlerin büyük çoğunluğu vasıfsız iĢlerde çalıĢmaktadır. Sigortalı olarak çalıĢan sayısı yok gibidir.

-Ailelerin barındıkları mekanlar baraka gecekondular olup, fiziksel koĢulları sağlık yönünde oturmaya elveriĢli olmayan evlerdir.

-Büyük çoğunlukla göçle gelen ailelerin çocuklarıdır.

-Aileler genelde çocuklarının sokakta ne yaptığını bilmemekte, takip etmemekte ve izlememektedirler.

-Ailelerde annelerin büyük çoğunluğu, okuma-yazma bilmemekte, babaların da çoğunluğu ancak okur-yazardır.

-Bir kısım aile, çocukların ekonomik katkı için, bir kısmı baĢıboĢ gezmemesi için çalıĢmalarını istemektedirler.

-Her dört çocuktan üçü çalıĢmak yerine eğitimine devam etmek istemektedir.

- Ailelerine daha çok para kazanmak ve dayak yememek için çocuklar gece yarılarına kadar çalıĢmaktadır.

-Uzun süre sokaklarda çalıĢan kimi çocuklar kazandıkları parayı oyun salonlarında harcamaktalar, bu yüzden ailesiyle çatıĢan çocuklar geceyi sokakta geçirmeye baĢlamaktadırlar.

-YetiĢkin ve yaĢıtları tarafından cinsel saldırı ve tacize uğrayan çalıĢan çocuk sayısı azımsanmayacak oranlardadır.

-Sokakta çalıĢan çocuklardan bir kısmı sürekli sokakta yaĢayan çocuk grupları ile temas içinde olup, zamanla kendileri de bally kullanıcısı ve kısmen sokakta yaĢayan çocuk olmaktadırlar.

-Çocuklar arasında en yaygın suç hırsızlıktır. Yaralama ve ölüm olaylarına karıĢan çocuklara da rastlanmaktadır.

-Aralarında Ģiddet çok yaygındır.

-Tespit edilen her dört çocuktan biri ya madde içicisidir, ya da uçucu madde ile tanıĢmıĢtır.

-Sokakta çalıĢan çocukların bulundukları mekanlar, gündüzleri insanların yoğun olduğu cadde, çarĢı ve parklar, geceleri ise bar, cafe-restaurant, otogar gibi sabaha kadar açık olan yerlerdir (www.shcek.gov.tr: 18.07.2008).

Türkiye‘de kentlerin sokaklarında yaĢayan ve/veya çalıĢan çocuk sayısı son dönemde gözle görülür biçimde artmıĢtır. Pek çok çocuk, anne–babaları tarafından sokakta çalıĢıp aile geçimine destek vermeye zorlanmaktadır. Ġstismar eden ailelerden gelen çocukların bazıları kurtuluĢu sokaklarda aramaktadırlar. Birçok zaman okula gidemeyen, gitse bile ev ödevlerini yapacak zamanı bulamayan bu çocukların bir çoğu eğitim sisteminin dıĢında kalmakta, bu da vasıflı iĢler için gerekli olan eğitim diplomalarını alma Ģanslarını sınırlamaktadır. Çocukların çoğu sokaktayken kötü muameleye, fiziksel ve/veya cinsel istismara, hastalıklara ve yetersiz beslenmeye maruz kalmakta, madde bağımlısı haline gelmektedir (www.unicef.org : 07.07.2008).

Çocukların sokakta çalıĢmasının birtakım olumsuz yanları ve riskleri vardır.

Bunlar; cinsel tacize uğrama, yaralanma ve Ģiddete uğrama, kaçırılma ya da öldürülme, suç iĢlenmeye zorlanma, madde bağımlısı olma (tiner, uyuĢturucu, alkol), eğitimden kopma, fiziksel ve psikolojik geliĢim bozuklukları, sokak çocuğu olma gibi risklerdir (www.sakarya.pol.tr : 24.07.2008).

Sokakta çalıĢan çocuklar ile sokak çocukları tanımlarındaki sınırlar bazen karıĢsa da sokakta çalıĢan çocuklar; aile geçimine katkıda bulunan ya da kendi masraflarını karĢılamak için günün bir bölümünü sokakta çalıĢarak geçiren, gecenin erken ya da geç saatinde evine dönen çocuklar anlaĢılmaktadır. Çoğunlukla sokakta, pazarda vb. açık alanlarda simit, mendil satma, ayakkabı boyama, araba camı silme vb.

iĢlerde ailelerinin ya da kendi masraflarını karĢılamaya çalıĢan bu çocuklar her türlü

istismar ve ihmale açıktır. Mendil, simit, yara bandı satan, ayakkabı boyayan, evde ya da okulda olmaları gereken saatlerde sokakta çalıĢan bu çocuklar yetiĢkin olmaya zorlanarak toplumsal ve kiĢisel vicdanımızı rahatsız etmektedir. Bu çocuklar çalıĢmaması gereken yaĢta çalıĢtıkları ve sokakta tehlikeye, suça, ihmal ve istismara açık çalıĢtığı için ve sokakta çalıĢan çocuklar hem sokak çocuğu, hem çalıĢan çocuk hem de çocuk olmalarından dolayı bizi rahatsız etmektedirler. Sokakta çalıĢan/çalıĢtırılan çocuklar, sokak çocuğu sokağın çocuğu olması yönünden risk taĢımakta, kolaylıkla sokakta yaĢamayı seçebilmektedirler. Sayıları gün geçtikçe artan ve suçun mağduru veya faili olma potansiyeli taĢıyan bu çocuklara iliĢkin olarak gereken önlemler alınmadığı takdirde sorunun büyüyeceği, toplumu tehdit eder boyutlara geleceği açıktır.

Çocuğun sokakta çalıĢmasında; ailenin parçalanması, hızlı ve hazırlıksız göç, çarpık kentleĢme, yoksulluk, iĢsizlik, eğitimsizlik çocuğun sokakta çalıĢıp para kazanmasını teĢvik edici kültürel değerler, sokağın çekiciliği gibi nedenler etkili olmaktadır. Ayrıca, sağlıksız aile ortamı, çocuğun eğitiminin ailede bir değer olarak önemini yitirmesi ve aileye ekonomik katkıda bulunmada çocuğun çalıĢma nedenlerindendir.

Sokakta yaĢayan çocuklar üzerinde aĢırı yoğunlaĢma, o kadar göz önünde olmayan ve daha geniĢ bir grup olan çalıĢan çocuklar sorununun görülmesini engellemektedir. Oysa sokakta çalıĢan çocuklar sorunu diğerlerine göre daha az acil değildir. Çünkü, sokakta çalıĢan çocuklar gelecekte sokak çocuğu olma tehlikesiyle karĢı karĢıyadır. Bu çocuklar kendilerini geleceğe hazırlamayan, beden ve ruh sağlığına zarar verebilecek, geliĢimlerini ve eğitimlerini engelleyebilecek biçimde çalıĢmaktadır.

Ailesinin koruma ya da desteğinden bütünüyle ya da büyük ölçüde yoksun olan çocuklardır.

Sokakta çalıĢan çocuk ihmal ve istismara maruz kalmakta, oyun ve eğlence gereksinimlerini karĢılayamamakta bunun sonucu olarak da sağlığı ve geliĢimi olumsuz etkilenmektedir. Sokakta çalıĢan çocuğa hem çalıĢma hem de aileye katkıda bulunma beklentileri ile bir yetiĢkin görevi yüklenmektedir. Çocuk hem yetiĢkin hem de çocuk olarak arada bir yerde bulunmaktadır. Çocukların sokakta çalıĢtırılması zorlamalı bir durumdur. Kendi istekleri ile ya da bir görev duygusunun yaratılmıĢ olmasıyla çocuk, zaten ihmal ya da istismara uğramıĢ olmaktadır. Çocuğun eğitim görme hakkı da bu

yolla sınırlanmaktadır. Çünkü çalıĢan çocuk yorulacaktır. Günün diğer yarısında okula giden bu çocuklar eğitimden kısmen yararlanabilmektedir. Okul çağında olup da hiç okula gitmeyenlerde mevcuttur.

Zamanla sokağın sınırsız ve sorumsuz özgürlüğünü seçme gerçeği, sokakta çalıĢan çocukların sokak çocuğu olmaya doğru yöneltebilmektedir. Sokak çocukları ve sokakta çalıĢan çocuklar dilenciliğe, fuhuĢa, uyuĢturucu kullanmaya hazır çocuk ve gençler olarak her an suça yönelme riski taĢımaktadır (www.erzurum.pol.tr:

21.04.2008).

Aile iliĢkileri çocuklar için çok önemlidir. Sokakta çocuklar birbirlerinden aile içinde sağlayamadıkları sevgiye dayalı iliĢkiyi sağladıklarını düĢünürler. Korunma ihtiyacı da aynı biçimde gerçekleĢir. Sokakta kalma süreleri uzadıkça aile ile ilgili tanımlamaları hatırlayamamaktadırlar. Kimi zaman içinde yaĢadıkları ortam (suça yönelme ve madde bağımlılığı gibi) çocukların ailelerine dönmelerine engel olmaktadır.

Çocukları sokağa iten bir diğer etmende bozuk aile iliĢkileridir. Ġlk zamanlarda sokakta çalıĢmayı aile geçimine katkıda bulunmak olarak tanımlarlarken, daha sonraları bunun bir zorunluluk değil de kullanılma olarak algılamaktadırlar. Özellikle ataerkil aileler de babanın çalıĢmayıp kendi yerine çocuklarını çalıĢtırması, kazanılan parayı da aile ihtiyaçlarında kullanmaması çocukları aileden koparmaktadır. Alt toplumsal ekonomik düzeyden gelme, aile içi Ģiddet, çocuklarda zamanla davranıĢ bozukluğu yaratmaktadır.

Bu durum normal toplum düzeninde kabul görmezken, kendi oluĢturdukları topluluklar da geçerli ve kabul gören davranıĢ halini almaktadır. Sokağın özgürlüğü de eklenince çocuklar sokakta yaĢamayı tercih etmektedir.

Çocukların sokaklarda çalıĢırlarken ya da yaĢarken her türlü tehlikelere karĢı savunmasız olduklarından daha önce söz etmiĢtik. Bu çocuklar kimi zaman esas amaçları toplum güvenliğini sağlamak olan kiĢilerce de istismar edilebilmektedirler.

Kısaca sokakta çocuklar her ne kadar özgürseler de bir o kadar da sorunlarla iç içedirler.

Bu nedenle sokaklarda gruplar halinde dolaĢırlar. Tamamen kendi savunma mekanizmalarını oluĢtururlar, kimi zaman tinerci olarak adlandırılan bu çocukların her ne kadar bu tanımlama hoĢlarına gitmese de kendileri için bir savunma aracı olduğu, toplumu onlardan uzak tutuğu için böyle tanımlanmaktan da hayıflanmazlar (www.shcek.gov.tr: 24.05.2008).

Sokakta çalıĢan çocukların çoğu tüm gün sokaklarda çalıĢmakta ve akĢam 21.00 sularında evine dönmektedir. Bu veri ile eğitime devam eden çocukların, okul dıĢında, sokakta kaldıkları zamanın uzunluğu ortaya çıkmakta, böylece çocukların, okul baĢarısı ve okula uyumu tartıĢılması gereken bir baĢka boyut niteliğini kazanmaktadır.

Sokaktaki çocukların akademik baĢarıları, sokakta kalıĢ süreleri uzadıkça düĢmektedir.

Akademik baĢarıları düĢtükçe de çocuk okuldan uzaklaĢma eğilimi göstermektedir.

Okuldan uzaklaĢan çocuk sokakta kalma saatlerini uzatmakta ve bir süre sonra sokağı doğal mekanı olarak görmektedir. Çocuğu sokaktan uzak tutacak en büyük etkinin; aile içi olumlu iletiĢimin güçlendirilmesi, alternatif eğitim modellerinin geliĢtirilmesi ve öğretmenlerin hoĢgörülü tutumları ile yaratılacağı düĢünülmektedir.

Çocukları sokaklardan uzak tutabilmek için alınması gereken önlemleri şöyle sıralayabiliriz;

-Tüm çabalara rağmen sokak çocukları sorunu toplumsal bir sorundur. BaĢta aileler olmak üzere toplumun geneline, tüm kamu kurum ve kuruluĢlarına, sivil toplum örgütlerine görevler düĢmektedir. 2828 sayılı Kanun kapsamına giren bu sorun grubuna hizmet götürmek SHÇEK Genel Müdürlüğünün görevi olmakla birlikte, bu sorun çok yönlü iĢbirliği ve koordinasyonu içeren bir rehabilitasyon sürecini gerektirmektedir.

Sokakta yaĢayan ve çalıĢan çocuklar sorununa yönelik yürütülen hizmetlerin izleme ve değerlendirilmeleri yapılmamıĢ olmakla beraber, SHÇEK aracılığıyla sunulan hizmetlerin çocukları sokakta çalıĢtırmaktan alıkoyduğu kadar, teĢvik ettiği de bilinmektedir. Çocuklar merkezlerin yürüttüğü hizmetlerden yararlanabilmek amacıyla sokakta çalıĢmayı sürdürmekte ve akranlarının bu hizmetlerden (sosyal kültürel etkinlikler) yararlanmasını sağlamak için arkadaĢlarını sokakta çalıĢmak üzere özendirmek konusunda etkili olabilmektedirler. Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığı ile verilen ayni ve nakdi yardım hizmetinin de çocuğunu sokakta çalıĢtırma konusunda eğilimi olmayan aileleri sadece bu yardımı alabilmek için çocuğunu sokakta çalıĢmaya teĢvik ettiği yine alan deneyimleri aracılığı ile bilinmektedir. Bu nedenlerle en önemli hizmet sunumu, sokakta çalıĢan çocukların yoğun olarak bulundukları mahallelerde açılacak Toplum Merkezleri aracılığı ile mümkündür. Çocuğun bulunduğu çevrede tutularak, sokağa çalıĢmaya gitmesine engel olacak etkinlikleri devreye sokmanın, sorunun ortaya çıkmadan önlenmesi ve çocuğun sokakta çalıĢmaktan alıkonulması açısından yararlı olacağı düĢünülmektedir.

-Sosyo-ekonomik düzeyi düĢük ve özellikle sokakta çalıĢan ve yaĢayan çocukların yoğun olarak yaĢadıkları mahallelerde toplum merkezi sayısı her mahallede tam donanımlı ve yeterli meslek elemanı bulundurulacak Ģekilde arttırılmalıdır. Toplum Merkezlerinin okullarla yürüteceği tüm çalıĢmalar çocuk odaklı olacağından gerekli tedbirler yerinde ve ortaya çıkmadan alınabilecektir.

-Çocukların sürekli devam ettikleri okulların idarecileri, öğretmenleri ve rehber öğretmenleri ile bağlantı kurularak, çocukların eğitim sistemi içerisinde tutulabilmeleri veya eğitim sistemine dahil edilebilmeleri amacıyla gerekli çalıĢmaların yürütülmesi (eğitim kitleleri oluĢturularak öğretmenler ile rehber ve psikolojik danıĢmanlara sokakta çalıĢan çocukların özellikleri ve onlara karĢı nasıl bir tutum geliĢtirilebileceği yönünde destek) gerekmektedir.

-Ailelerin okulla bağlantılarını güçlendirmek amacıyla veli-öğretmen görüĢmelerinde gerekli özenin gösterilmesi ve okul idarelerinin velileri okula sadece çocuğuyla ilgili olumsuz bilgi alıĢveriĢinde bulunulması ya da okula maddi katkı gerekliliği nedenlerinden öte, çocuğun sağlıklı bir eğitim yaĢantısını desteklemek amacıyla bilgi alıĢveriĢinde bulunulması amacıyla çağrılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.

-Ġlköğretim okulları çevrelerinde güvenlik önlemlerinin arttırılması gerekmektedir.

-Yerel yönetimler tarafından, her mahallede çocuk ve gençlerin kullanımı amacıyla spor ve kültürel etkinliklere uygun ortamı yaratacak hizmetlerin oluĢturulması gerekmektedir (www.ted.org.tr :18.07.2008).