• Sonuç bulunamadı

Slovakya (2004): Slovakya Ulusal Meclisi’nde 30 Kasım 2004’te Hükümetin hazırladığı AB Aralık Zirvesi’nde izlenecek tutum hakkındaki raporun

A. Ulusal Güçler

13. Slovakya (2004): Slovakya Ulusal Meclisi’nde 30 Kasım 2004’te Hükümetin hazırladığı AB Aralık Zirvesi’nde izlenecek tutum hakkındaki raporun

müzakereleri sırasında Hıristiyan Demokratik Hareket Partisi Milletvekili Fb Miklosko’nun teklifiyle “Slovakya Ulusal Meclisi Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan yüz binlerce Ermeninin yaşamını yitirdiği 1915’te yapılan Ermeni soykırımını tanır ve bunu insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul eder” şeklinde bir karar aldı.94

14.Hollanda ( 2004): 21 Aralık 2004’te Hollanda Parlamentosu alt kanadı, hükümetinden, Türkiye’nin AB müzakerelerine başlama şartı olarak, XX. yüzyılın başında gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı’nı tanıması şartını istemesini talep etti.

16 Aralık 2004’te AP Türkiye’ye Ermeni Soykırımı’nı tanıması ve Ermenistan’la olan sınırını açmasını tavsiye etmişti. Resmi Erivan bu kararı memnuniyetle karşılamış, bir gün sonra, Türkiye’nin 3 Ekim 2005’te AB üyelik müzakerelerinin başlaması kararına ise tepki vermemişti.

AZG’ın konuya ilişkin sorusuna Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, durumdan memnun olduklarını, AB Komisyonu kararına ilişkin beklentilerinin ölçülü olduğunu ve bunun Ermeni sorununun ön şart olmaması yönünde olduğunu

92 http://www.azg.am/?lang=TR&num=2003121701 93 http://www.ozgurpolitika.org/2003/12/17/hab40.html

ifade etti. AP kararının, Ermeni Soykırımı’nın tanınması ve Ermenistan’la sınırın açılması yönünde Türkiye’ye talep getirdiğini vurgulayarak, 3 Ekim’de müzakere süreci başladığında, bu iki meselenin gündeme geleceğine inandığını kaydetti.95

15.Polonya (2005): Polonya Parlamentosu, parlamento kanunlarının 33. maddesi temeline dayanarak ve milletvekillerinin de rızasını alarak şu karar tasarısını sunmuştur: İçinde bulunulan yıl I.Dünya Savaşı sırasında Türkiye’de Ermeni Soykırımı’nın 90. yıldönümüdür. Karar Polonya Presidiumu’nun bir milletvekili tarafından gündeme getirilmiştir.

Polonya Parlamentosu Osmanlı Türkiyesi’nde Ermenilere yapılan Soykırımı parlamentosunda oybirliğiyle kabul etti.

Polonya Parlamentosu’nun kabul ettiği açıklamada; I. Dünya Savaşı esnasında Türkiye’deki Ermeni ahaliye yönelik gerçekleştirilen soykırım kurbanlarını saygıyla andıkları belirtilirken, kurbanları anmanın ve cürmü yargılamanın tüm insanlığın, devlet ve iyi niyet sahibi insanların ahlaki ödevi olduğu da vurgulandı.

Açıklama taslağı bir ay önce iki muhalif parti tarafından parlamentoya sunulmuş, bir önceki gün yapılan tartışmalar sonrasında bugün oylamaya sunulmuş ve oybirliğiyle kabul edilmiştir.

16.Almanya (2005): Alman Parlamentosu Bundestag’da, Türkiye’ye, 90 yıl öncelerdeki Ermeni Meselesiyle ilgili sorumluluğunu kabul etmesi’ne dair bir tavsiye kararı alınmıştı.. Karar, uluslararası bir takım merkezler, sivil toplum ve medya kuruluşları veya akademisyenlerce yoğun şekilde ele alınan yüz binlerce insanın öldürüldüğü iddialarına dayandırılıyordu. Karar Schröder ve SPD’nin de CDU’ya tam desteğiyle alınıyordu. Bu konudaki en uzun karar metni açıklamasına Almanya sahip görünüyor.

SPD,CDU/CSU, BÜNDNIS 90/DIE GRÜNEN ve FDP parlamenter grupları tarafından sunulan teklif söyle başlamaktadır. “1915’de Ermenilerin ihraç ve katliamı anısına - Almanya Türkler ve Ermeniler arasındaki uzlaşıyı sağlama görevini üzerine almalıdır”. Daha sonra Almanya’nın nasıl bir rol oynayacağı ve problemi nasıl çözebileceği kendi tecrübelerine dayanarak anlatılmaktadır.

94 http://strateji.cukurova.edu.tr/ERMENI/senato_karar_02.php 95 http://www.azg.am/?lang=TR&num=2004122301

17.Venezüella (2005): Bu meclis bu tanımayla Ermeni toplumuna, onun hükümetine ve giderek güçlenen ve büyüyen Ermeni-Venezüella toplumuna gecikmiş insani korunmanın ve tam desteğin verilmesini ifade ettiği insani korumanın ve tam desteğin verileceğini ifade eder.

Venezüella resmi gazetede yayınlanan bu karar metnine ek olarak insanlık tarihinde ilk metotlu, planlı, organize edilmiş uygulanmış soykırımın 90 yıl önce yapıldığını, ve bunun Pantürkizm ideolojileri altında Genç Türkler tarafından yapıldığı, yaklaşık 2 milyon Ermeni’nin öldürüldüğünü ifade etmektedir.

Venezüella karar metninde terörün, ırk, etnik köken, din ve politik ayrımcılığın kınandığına değinilmiştir. Aynı zamanda tüm her türlü terörle sürekli olarak savaşıldığını ifade edilmiş ve devlet eliyle yapılan terörizmin de buna dahil olduğunu belirtmiştir. Ancak yanlı tavır burada da karşımıza çıkıyor. Ermenilere sözde yapılan soykırım kınanırken ASALA terörüne hiç değinilmemiştir.

Bunlara ek olarak bu karar metni birde AB’den Türkiye’nin üyelik başvurusunu Ermeni Soykırımını tanıyana kadar ertelemesini rica etmektedir.

18.Litvanya ( 2005): Litvanya Cumhuriyeti Meclisi’nin 15 Aralık 2005’te almış olduğu Ermeni Ulusu’nun soykırımının tanınması hakkındaki karar, Ermeni Ulusu’nun soykırıma uğramasının 90. yıldönümünde hatırlıyor demektedir. 1915’de Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkler tarafından yapılan soykırımın kınanmasını istemekte ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu tarihsel gerçeği tanımaya çağırmaktadır.

Tasarının onaylanmasında mecliste 55 milletvekili görev yaparken bunların 48’i tasarıya “evet” oyu vermiş 3 kişi çekimser kalmıştır. Vatan Birliği Partisi’nden 13 kişi, İşçi Partisi’nden 11 oy, Liberal ve Sosyal Demokratlardan 6 kişi, liberal- demokratlardan 5 kişi, sosyal demokratlardan 4 kişi tasarı lehine oy kullandılar.

Bu sayılar Litvanya’da her kesimin bu konuya nasıl baktığı göstermesi açısından çarpıcıdır. Karar neredeyse oybirliği ile alınabilecek düzeydedir.

Söz konusu ülke parlamentolarının aldığı bu kararların etkisi bakımından değerlendirecek olursak, Türkiye’nin (veya herhangi bir başka bağımsız ülkenin) yabancı devletler parlamentolarının kararına uymaları gerekli değildir. O nedenle bu

kararların Türkiye bakımından hukuksal bir sonucu bulunmamaktadır. Ancak bu söz konusu kararların Türkiye bakımından sakınca yaratmadığı şeklinde anlaşılmamalıdır.

Türkiye 80’li yılların başından bu yana insan haklarına uymadığı gerekçesiyle çok eleştirilmiştir. Şimdi bunlara Türklerin insanlığa karşı en büyük suç olan soykırım suçunu işlemiş olduğu gibi bir inancın eklenmesi Türkiye’nin imajını daha da zedeleyecek, bu ise Türkiye’ye karşı bir güvensizlik duygusu yaratılmasına yardımcı olacaktır. Böyle bir durumun turizmin gelişmesinden yabancı sermaye yatırımlarına kadar uzanan geniş bir alanda olumsuz etkileri görülecek ve ayrıca Türkiye’nin AB’ye katılmasına karşı olan Avrupa’daki bazı çevreler için yeni bir koz oluşturacaktır.

19. ABD’de (Sözde) Ermeni Soykırımı Yasa Tasarılarının Durumu