• Sonuç bulunamadı

A. Ulusal Güçler

1. ABD-Diaspora İlişkiler

Ermeni sorununun belki de en çok etkili olduğu Türkiye’nin ikili ilişkilerinden biri de Türkiye-ABD ilişkileridir. ABD’deki Ermenilerin önce Osmanlı, ardından da Türkiye aleyhtarı faaliyetleri eskilere dayanır. Örgütlenme ve mali güçlerini her geçen dönemde arttıran ABD Ermenileri XX. yüzyıl içerisinde tüm dünya Ermenileri arasında pratikte lider diaspora konumuna yükseldiler. Siyasi partiler, gruplar, dini veya sosyal Ermeni örgütleri ya merkezlerini ABD’ye taşıdılar, ya da ABD şubeleri merkez gibi rol oynadı. Böylece Ermeni milli davasının anlayışında ve hareket tarzında ciddi değişmeler gözlendi. Avrupa’dan uzaklaşan merkez aynı zamanda olayların merkezinde yer alan Anadolu ve Ermenistan’dan da uzaklaşmış oldu. Kendi gerçekleri ile kısmen kendine özgü bir dünya denebilecek

olan ABD’nin gündemi, kabul edileceği üzere Kafkasya, Ortadoğu ve hatta Avrupa’nınkinden oldukça farklıdır. Özellikle ikinci ve üçüncü kuşaklarla birlikte bu farklılık daha da artmıştır. Görmedikleri bir ülkeyi “kayıp vatan” olarak idealize eden Ermeni toplumu hiç tanımadıkları Türkleri de “saf düşman” ve “öteki” olarak zihinlerine kazımışlardır. Milli bir dram diyebileceğimiz bu durum oldukça çarpıcıdır. Çünkü Türkler ile Ermeniler arasında neredeyse hiçbir iletişim, hatta kontak noktası yoktur. Geçmişin tam aksine Ermeniler ve Türkler kendi dünyalarında yaşarlar ve kendilerine anlatılan efsaneler üzerine bir öteki kimliği, dolayısıyla biz kimliği inşa ederler. Diaspora Ermenileri konusunda sıklıkla değindiğimiz bu özellik, ABD’nin süper güç olma özelliği ile birleşince radikal Ermeni milliyetçilerin Türkiye’ye istediklerini yaptırma hedefinde ABD’nin yeri daha bir önem kazanmıştır. Diğer birçok ülke gibi Türkiye’nin de bu dönemde ABD’ye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç sadece ekonomik alanda yardım vb. konularında değil siyasi ve sa- vunma alanlarında da ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaş ortamında Türkiye Batı savunma şemsiyesi olmaksızın komünist blok karşısında çok fazla bir şansı olmadığı kanaatindedir ve tarihi Rus taleplerine karşı ABD’yi dengeleyici olarak görmektedir. Askeri yardımlar ve teknoloji transferi de Türkler’in önemsediği bir diğer konudur. Hatta Türkiye için ABD’nin bir diğer NATO müttefiki Yunanistan ile Türkiye arasında takınacağı tutum dahi önemlidir. Neredeyse tüm Türk dış politika konularında ABD’nin alacağı tutum hayati bir öneme sahip görünmektedir ve bu anlamda Türkiye’yi ikna etmek için ABD’yi kullanmak cazip bir araç olarak görülmüştür. Bu “araç” Türkiye ile ilişkisi olan tüm ülke ve gruplarca belli dönem- lerde kullanılmak istenmiştir. Bu bağlamda Ermeni gruplar da istisna teşkil etmez. Böylece ABD-Türkiye ilişkilerinde Ermeni faktörü önemli bir rol oynamaya başlamıştır.

Türk-Amerikan ilişkilerinde Ermeni unsurunun kullanılışının ya da etkisinin temel özellikleri şu şekilde özetlenebilir.

Sorun daha çok seçim dönemlerinde canlanmış ya da dış güçler tarafından canlandırılmıştır. Ulusal düzeyde Başkanlık, Temsilciler Meclisi ve Senato seçimlerinde adaylar yeniden seçilebilmek için Ermeni oylarına ihtiyaç duymuşlardır. Türk seçmenlerin henüz ciddi bir siyasi ağırlık oluşturamadığı hatırlanacak olursa Rum ve Ermeni lobilerinin etkisi altında Amerikan siyasetinin

Türkiye aleyhinde kampanyaları “maliyetsiz kazanç” olarak görmesi anlaşılabilir. Adayların Türkiye’ye dönük eleştirilerinin hiçbir olumsuz etkisi yok iken Rum ve Ermeni seçmenden oy getirmesi olasılığı yüksek olmuştur. Bu ortamda hem Ermeni lobi kuruluşları (dernekler, siyasi lobiciler, kilise, siyasi kuruluşlar vb.) hem de gerçekte konu ile ilgileri neredeyse hiç olmaması gereken Amerikan iç politikası güçleri soruna el atmışlardır. Yerel düzeyde ise Ermeniler’in etkili olduğu herhangi bir yerde sorun her türlü seçimde malzeme olarak kullanılmıştır. Her ne kadar bu tür eylemler Türkiye’nin dikkatinden kaçmış ise de yerel bazda çok sayıda karar alınmıştır.

İkinci olarak Amerikan yönetimi, yasama organlarında Ermeni sorununda bir tür dengeleyici rolü üstlenmiş görünmektedir. Türkiye ile ilişkilerin bu nedenlerle bozulmasını istemeyen Beyaz Saray ve bürokrasi bu tür girişimlerin olduğu dönemlerde bir yandan Türk hükümetine konunun daha ileri safhalara varmayacağı yönünde güvenceler vermektedir, bir yandan da alınacak kararların uygulamaya dökülmesinden çok sembolik olmasını sağlamaya çalışmaktadır. Bu dengede yönetimin ya da yasamanın ne kadar samimi olduğu tartışılabilir. Muhtemelen her iki taraf da dönemsel çıkarlarını bu tür manevralar ile kurtarma gayreti içinde olmuşlardır. Ancak birçok karar tasarısının daha ileri bir aşamaya gelmemesinde Amerikan Dışişleri Bakanlığ’nın, Pentagon’un ya da bizzat Beyaz Saray’ın etkisi olduğu açıktır.

Amerikan yönetimi Türkiye’nin kongre ve lobiler ile olan sorunlarının farkındadır. Rum ve Ermeni lobilerin faaliyetleri ABD ulusal çıkarları ile uyuşmadığı dönemlerde zaman zaman onu da rahatsız etmiştir. Ancak Türkiye’ye mesaj verilmek istendiğinde, pazarlıklarda ihtiyaç duyulduğunda Türkiye bu lobilerin faaliyetleriyle korkutulmaya devam da edilmiştir.

Türkiye aleyhindeki karar tasarılarının kongreye gelmesinde Türkiye-ABD ilişkilerinin genel seyrinin de büyük bir etkisi olduğu söylenebilir. Eğer ABD yönetimi Türkiye’ye daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyor ve ilişkilerin bozulmasını istemiyorsa bu tür tasarılar gündeme gelememektedir. Hatta eğer daha önceden verilmiş tasarılar var ise bunlar da geri çekilmektedir. Buna karşın ilişkilerde yaşanan genel bir bozulma, diğer alanlar gibi Ermeni kartına da

yansımaktadır ve karar tasarıları birden ortaya çıkmakta, ya da mevcut olanlar daha hızlı oylanarak bir sonraki aşamaya geçmektedir.

Ermeni unsurunun ilişkilerde bu derece etkili olmasının bir nedeni de Türkiye’nin Amerikan iç politikasına yeterince nüfuz edememesi ve konu ile ilgili yeterli kararlılık ve disiplinli çalışmayı gösterememesi olmuştur. Türkiye konuya dönemsel ve tepkisel yaklaşımlar sergilemiştir. Karar tasarıları ortaya çıktıkça tepkiler yükselmiş, Ermeniler’in herhangi bir girişimde bulunmadığı dönemlerde ise faaliyetler kesilmiştir. Ayrıca Türkiye’nin yurt dışında yaptığı çalışmalar da şekli olmaktan kurtulamamıştır. Bir tür propagandaya dönüşen lobi çalışmalarının inandırıcılığı zayıf kalmıştır. Böyle olunca da zayıf bir Türk propagandası Ermeni fanatiklerin kampanyalarını desteklemekten öteye gidememiştir.

Ermeni sorununun ilişkilerdeki etkisinin büyük olmasında bir neden de taraflar arasındaki dengesizlik ve bağımlılığın daha çok tek yanlı işlemesidir. Dış ticaret hacmi birkaç milyar dolar olan bir ülke olarak Türkiye, ABD’nin dış yardımlarına hala ihtiyaç duymaktadır ve dış yardımlara kongre onay vermektedir. Bu da Ermeni sorunu konusunda alınan bazı sembolik kararların dahi ilişkilerde somut zararlara yol açmasına neden olmuştur.

Türk tarafında konuya duygusal yaklaşım hakim olmuştur. Özellikle siyasiler kamuoyunda oluşan infiali iyi yansıtmak ile ilişkilere zarar vermeme ikilemini yaşamışlardır. Türkiye’de Amerikan karşıtlığının başka nedenler ile yükselmesi bu konudaki güçlükleri daha da arttırmıştır. Ermeni meselesi dışında bir nedenle Amerika’ya kızan her türlü grup, Ermeni karar tasarılarını fırsat bilerek Amerikan emperyalizmi ya da iç işlerine karışma söylemini bu dönemlerde sıkça kullanmıştır.60

Ermeni meselesi, Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilim yaratma potansiyeline sahip konuların başında gelmektedir. Bu konuda, seçilme kaygısı daha ön planda olan kongre üyeleri, “stratejik” çıkarları ön plana çıkarma eğilimi gösteren ABD Yönetimine göre farklı bir yaklaşım sergilemektedir. ABD’deki Ermeni lobileri, kongre üyeleri üzerinde kurdukları ciddi etkinlikle Ermeni meselesini sürekli

gündemde tutmayı ve Türkiye’ye bu konuda sorunlar çıkarmayı başarabilmektedir. Kongredeki Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında geçen ve genelde küçük farklara dayanan çoğunluk sağlama ve kongreyi kontrol mücadelesi de, Ermeni örgütlerinin işini kolaylaştırmaktadır.

Ermeni lobisi, bu doğrultudaki çalışmalarını özellikle 2000 ve 2001 yıllarında hızlandırmış ve ABD Kongresi’nde neredeyse bu sorun hakkında bir yasa geçirecek noktaya gelmişlerdir. Ortadoğu’da olayların patlak vermesinin ardından duruma müdahale eden ABD Başkanı, ancak son anda bu yasa tasarısının geri çekilmesini sağlayabilmiştir. Ancak bu kampanya, çeşitli ABD eyalet meclislerinden benzeri yasalar geçirilmesi yoluyla önemli bir yol kat etmiştir.

Ermeni lobilerinin ABD’de sahip olduğu gücü anlayabilmek için bu ülkedeki organizasyon biçimlerine ve sorunun niteliklerini açıklayabilmek için de bu grupların temel iddialarını bilmek gerekir.

Amerika’daki Ermenilerin nüfusu hakkında değişik tahminler yapılmıştır. 1990’lı yıllardaki resmi kayıtlara göre bu rakam 700 bin civarındadır. Bugün bu rakamın 800 bin-1 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ermenilerin 1800’li yıllardan itibaren ABD’ye gelerek kurdukları kuruluşların sayısı 1000’i aşmaktadır. Ülkenin çeşitli eyaletlerinde, şehirlerinde, hatta kasabalarında bu organizasyonların şubeleri bulunmaktadır. Ermeni nüfusu, 200 yıldır ülkeye iyice entegre olmuş ve toplum yaşamının kritik noktalarında kendilerine yer edinebilmiştir. Bu özellikleri ve yaygın örgütlenme biçimleri, Ermeni nüfusunu ABD Kongresi’nde etkili kılan en önemli hususlar olmuştur. Ermenilerin kurdukları çok sayıdaki kuruluş, yakın zamanda birkaç temel organizasyon çatısı altında yeniden toplanmıştır. Bunlardan en önemlileri, Amerikan Ermeni Asamblesi ve Ermeni Milli Komitesi’dir. Bu kuruluşlar, ABD Kongresi üzerinde Ermeni toplumunu ve maddi gücünü organize ederek etkili olmaya devam etmektedirler. Sözü edilen kuruluşlar tarafından öncülüğü yapılan ve özellikle ABD Kongresi’ne ve çeşitli eyalet meclislerine kabul ettirilmeye çalışılan görüşlere baktığımızda;

Ermeni soykırımı iddialarının kabul edilmesi: Bu amacın temelinde, Türk devletine “1915’te 1,5 milyon Ermeni’nin soykırım sonucu öldürüldüğünün” kabul ettirilmesi yatmaktadır. Bu hedefe -bu görüşü savunan grupların radikalliğine bağlı olarak değişmekle birlikte- Türk devletine bu konuda özür diletmek ve tazminat

ödetmek; Doğu Anadolu’da “Ermeni toprakları” veya “Batı Ermenistan” diye iddia edilen bölümün Ermenistan’a verilmesini sağlamak da eklenebilir.

İkinci olarak ABD’nin Ermenistan’a insani, teknik ve kalkınma yardım programlarının artırılarak devamının sağlanması amaçlanmaktadır

Üçüncü olarak Azerbaycan ve Türkiye’ye ABD tarafından müeyyideler uygulanmasının devam ettirilmesi hedef alınmıştır.

Şu ana kadarki deneyimler ışığında, ABD’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı arttıkça, özellikle Beyaz Saray, Amerikan Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’nın etkisi ve bazı kongre üyelerinin Türkiye lehine tutumu ile Türkiye karşıtı etnik lobilerin gücünün de azaldığını söylemek mümkündür.

11 Eylül olaylarının Ermeni sorununa etkisi buna örnek olarak gösterilebilir. Bu olaylar sonrasında Ermeni lobilerinin 2000 yılında hızlandırdığı soykırım iddialarını tanıma kampanyası güç kaybetmiş, dünya kamuoyunun bu konuya olan ilgisi azalmış ve Türkiye’nin terörizmle mücadelede oynadığı rol ve İslam dünyasında üstlenebileceği “model ülke” imajı daha ön plana çıkmıştır. Ayrıca Türkiye’nin ABD ve Avrupa açısından artan stratejik önemi Ermeni iddialarının en azından bir süre için bu ülke parlamentolarından geçmesini zorlaştırmıştır. Kısacası, Türkiye bu konuda önemli bir rahatlamaya kavuşmuştur. Türk-Amerikan ilişkileri açısından değerlendirildiğinde Ermeni sorunu, Ermeni lobilerin sürekli gündeme getirdiği, Türkiye’nin ise sürekli gündemden düşürmeye çalıştığı ve daha ziyade “tepkisel” politikalar ürettiği bir görüntü arz etmektedir. Toplumsal organizasyonu açısından yukarıda belirtildiği gibi son derece iyi örgütlenmiş ve gerektiğinde şehir şehir çalışmalarını sürdüren bu gruplar karşısında her yerde karşı bir güç oluşturmak mümkün gözükmemektedir. Zaten böyle bir yaklaşımın verimliliği de tartışma konusudur.

Doksan yıla yakındır Amerika’da “soykırıma” uğradık diye propaganda yapan Ermeniler, halkın şuuruna büyük bir nakış işlemiştir. 1984 yılında Amerika’daki bütün Ermeni örgütleri “Amerika Ermeni Asamblesi” adı altında birleşerek bu propagandaya devam kararı vermişlerdir. Yaklaşık 1228 Ermeni lobi kuruluşu bugün ABD’nde faaliyet göstermektedir.

a. ABD’deki Diaspora Kuruluşları ve Faaliyetleri

Bu çalışmada ABD ve Kanada’da yaşayan Ermeniler ve kuruluşlar bir arada ele alınıp zikredilecektir.

1965 yılından 2000’e kadar gerek ABD’de gerekse Kanada’daki Ermeni kuruluşlarında gözle görülür bir artış gerçekleşmiştir. Bu dönemde ABD ve Kanada’da yüzlerce örgüt kurulmuştur. Bu örgütlerin çeşitli şehirlerde ve kasabalarda şubelerinin bulunduğu da hesaba katılırsa rakam oldukça yüksektir. Genel olarak 1887’den günümüze ABD ve Kanada’daki Ermeni kuruluşlarının sayısı kiliseler hariçti yaklaşık 1046 civarındadır. Bu rakama 182 Ermeni kilisesini eklediğimizde, sayı 1228’e ulaşmaktadır.

ABD ve Kanada’daki Ermeni Diasporası kuruluşları, çeşitli isimler altında örgütlenmişlerdir. Bu örgütlerin sahip oldukları maddi olanaklar ve destekler, örgütlenme biçimleri ve haberleşme araçlarından yararlanma bakımından diğer ülkelerde bulunan Ermeni örgütlerinden çok daha etkin durumdadırlar. Bu ülkede Taşnaklar’ın, Ramgavarlar’ın, Hınçaklar’ın birbirlerinden bağımsız ayrı örgütleri mevcuttur. Bu üç grup örgütün Ermeni davası üzerine izlemiş oldukları politikanın bir gereği olarak, dünyadaki diğer hareketler ve uzun vadeli dış politikalardan etkilenmektedirler. Ayrıca, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ülkeleri ile Sovyetler Birliği ve Ermenistan Cumhuriyeti ile amaç ve ilkeleri oranında ilişkilere sahiplerdir. Yani ABD’deki bu örgütler saydığımız yerlerdeki Ermeni örgütleriyle koordinasyon sağlamaktadırlar. Bütün bu psikolojik etkilenme olanaklarının dışında Amerika’da mevcut bilimsel kuruluş ve araştırma merkezleriyle, siyasi kişilerle, kilise, hastahane, bakımevleri, yetimhaneler, yurttaşlık örgütleri, halkevleri, ve çeşitli mahalli örgütlerle de gereğinde işbirliği ve karşılıklı yardım adı altında ilişkiler kurmaktadırlar.61

Genel olarak ABD’nde ve Kanada’da faaliyet gösteren Ermenilere ait kuruluşlar şunlardır: Okul Mezunları Kuruluşları (Alumni Organizations), Ermeni Çalışmaları ve Araştırma Merkezleri (Armenian Studies and Research Centers), Sportif Kuruluşlar (Athlctic Organizations), Halkevleri (toplum) Merkezleri (Community Centers),Yurttaş (Hemşehri) Kuruluşları (Compatriotic Organizations),

Kültürel kuruluşlar (Cultural Organizations), Bekar Ermeni Bay ve Bayanları Tanıştırma Hizmeti Kuruluşları (Dating Service Organizations), Eğitimsel Kuruluşlar (Educatİonal Organizations), Vakıflar (Foundations), Cenaze Defin-Tören Meskenleri ve Mezarlıklar (Funeral Homes and Cemeteries), Edebiyat Kuruluşları (Literary Organizations), Bakımevleri ve Piekahat Hastaneleri (Mursing Homes and Convalescent Hospitals) Gösteri-Temsil ve Bağlı Sanat Grupları (Performing and Allied Arts Groups), Hayırsever Kuruluşlar (Philanthropic Organizations), Mülteci Yerleştirme Kuruluşları (Refugee Resettlement Organizations), Dini Kuruluşlar (Religous Organizations), Sosyal Hizmet Kuruluşları (Social Service Organizations), Öğrenci Kuruluşları (Students’ Organizations “College and University”), Gençlik Kuruluşları (Youth Organizations)’ dır.

Ermeniler’e ait ABD ve Kanada’da bulunan Okul Mezunları Kuruluşları’ (Alumni Organizations) nın sayısı 17’dir. Bunların 16’sı bir tanesi de Kanada Quebec’dedir. Okul Mezunları Kuruluşlarının genel olarak ilk temel amaçları: Her birlik, (mümkün olabilen her şekilde) mezun oldukları okulların (Kolejlerin) eğitim seviyelerini iyileştirmeyi ve ileriye götürmeyi hedeflemektedir. Her birlik, kendi okul mezunları ile sıkı irtibatlar kurarak bir çatı altında toplanıp halihazırda bu okullarda eğitim gören Ermeni öğrencilere sosyal, kültürel, eğitimsel vs. gibi alanlarda destek olmayı gaye edinmiştir. Ayrıca bu dernekler Ermeni öğrencilere eğitim ve kültürel aktiviteler vasıtasıyla milli duyarlılığı (Ermeni milliyetçiliğini) sunmayı hedeflemişlerdir. Bu kuruluşlar kendi mezunlarının finansal destekleriyle faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Ermeni Çalışmaları ve Araştırma Merkezleri (Armenian Studies and Research Centers): ABD’de faaliyet gösteren Ermeni Çalışmaları ve Araştırma Merkezleri hem Hükümet Dışı Örgütler (NGO: Non-Government Organisations) olarak ve hem de çeşitli Amerikan üniversitelerinde faaliyet göstermektedirler. Bu merkezlerin 9’u California’da, 4’ü New York’ta, 3’ü Massachusetts’te, 2’si Quebec Kanada’da, 2’si Michigan’da, Utah, Ontario Kanada ve Connecticut’ta birer tane olmak üzere toplam 23 adet merkez aktif bir şekilde faaliyet göstermektedirler. Bu merkezlerin yaklaşık üçte biri çeşitli üniversitelerde faaliyet gösterirken geri kalanı NGO olarak çalışmalarını yürütmektedir. Bu araştırma merkezlerinin en önemli kuruluş ve icra amaçları (sözde) Ermeni soykırımı araştırmalarını akademik olarak yürütmek ve bunun için konferanslar, paneller gibi aktiviteleri hem organize hem de maddi olarak

desteklemektir.62 Bunların yanı sıra hem Ermenistan’da hem de diasporadaki Ermeni kültür, tarih, dil, edebiyat gibi araştırmalarını yürütmek ve Ermenilerin sosyo-politik ve ekonomik sorunlarını çözüme kavuşturmaktır. Kuruluşların faaliyetleri çeşitlilik göstermektedir. ABD ve Ermenistan Cumhuriyeti’nde teknoloji, eğitim ve ekonomiyi etkileyen meselelerin analizini, araştırmasını ve istişaresini yapmak gibi faaliyetler de yürütmektedirler.

(Sözde) Ermeni soykırımı konusunda ABD’deki hemen bütün Ermeni araştırma merkezleri, enstitüleri koordineli bir şekilde faaliyet göstermektedirler. Bunların arasında özellikle Armenian American Society for Studies on Stres and Genocide, Armenian Center for National ve 1967 yılında kurulan International Studies, California State University Fresno Armenian Studies Program gösterilebilir. Bunların yanı sıra Center for Armenian Research and Fublication University of Michigan Dearborn, National Association for Armenian Studies & Research (NAASR), University of California Los Angeles UCLA ve Massachusetts’de Zoryan Institute for Contemporary Armenian Research and Documentation gibi araştırma merkezleri Türkiye aleyhine çalışmalar yürütmektedirler.

Bu kuruluşların faaliyetlerine baktığımızda, Ermeni sanatı, jeopolitik tarihi, edebiyatı, kültürü vs. gibi çalışmaları teşvik etmek, dünya genelinde bu gibi akademik araştırma yapanlarla işbirliği içerisinde olmak, gerek ABD’de gerekse dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Ermeni Diasporası’nın demografik yapısını incelemek, aile kayıtlarını tutmak, muhafaza etmek, konuyla ilgili evlilik, doğum, ölüm, iltica, hastahane, göç, oy verme, organ bağışı, vergi, mezarlık işleri, kişisel vs. gibi konularda dosyalar tutmak, milli bir data verisi oluşturmak için, Ermenistan ve Ermeni halkı ile ilgili materyalleri bir kütüphanede toplamak, konu hakkında akademik yayınlar yapmak, Hıristiyanlık üzerine eserler yayınlamak, Ermeni kiliseleri için papazlar yetiştirmek, Ermeni kiliseleri inşa etmek vs. şeklinde sıralanabilir.

Ermeni sanat ve kültürü, tarih, arkeoloji, sosyal bilimler, dil gibi konular üzerinde çalışan ve kıyaslamalı araştırmalar yapan üniversite ve bilim kurumları genel itibariyle konuyu tamamen ilimsel olarak, insanlık ve uygarlık tarihi ve araştırmaları açısından görürken, Ermeni azınlık örgütleri bu yaklaşımı birer

propaganda konusu ve aracı şeklinde değerlendirmektedirler. Ermeni grupları için her bilimsel çalışma Ermenilik davasına hizmet ettiği ölçüde, her araştırma merkezi Ermeni topraklarının Türkiye, Rusya veya İran’dan nasıl koparılacağını anlattığı ve bu toprakların Ermenilere ait olduğunu kanıtladığı derecede ilgi çekicidir. Bu yüzden faaliyet alanı olarak ilk sırayı üniversiteler, araştırma merkezleri ve enstitüler, (herhangi bir imkan doğar doğmaz da Ermeni davasına hizmet edici) merkezler, kurma işi almaktadır. Üniversite, enstitü ve araştırma merkezlerinin çalışmaları propaganda aracı olarak kullanılmak suretiyle dünya aydınlarının, gençliğinin dikkati Ermeni davası üzerine çekilerek bu zümreler tarafından güçlü ve dinamik bir destek sağlanacağı düşünülmektedir.

Bütün bu kuruluşlar yayınladıkları bilimsel eserlerde, haritalarda, sanat ve kültür ağırlıklı konular üzerine yaptıkları çalışmalarda Türkiye ve Türklük İle ilgili konulan Ermeni davası gözü ile ele almakta özellikle haritalar üzerinde oynamaktadırlar. Örneğin bu kuruluşların çizdikleri haritalarda Doğu Anadolu, Trabzon-Adana arasındaki çizginin doğusu tamamen Ermenistan olarak gösterilmektedir. Bu kuruluşlar şunlardır:

• American Armenian International College

• Analysis Research & Planning for Armenia (ARPA Institute) • Armenian American Society for Studies on Stress and Genocide • Armenian Center for National and International Studies

• Armenian Film Foundation • Armenian Genealogical Society • Association des Etudes Armeniennes

• California State University, Fresno Armenian Studies Program

• Center for Armenian Research and Publication University of Michigan- Dearborn

• Columbia University Program in Armenian Studies • Emmanuel Bible College

• Marvard University Armenian Studies Program

• National Association for Armenian Studies & Research (bu merkez çatısı altında Program for Armenian Genocide Studies (sözde) Ermeni Soykırımı Çalışmaları için Program adlı ayrı bir birimi mevcuttur.)

• Quebec Armenian Studies Association • Saint Nersess Armenian Seminary

• Society for Armenian Studies University Research Center University of Michigan Dearborn.

• UCLA

• University of Connecticut Armenian Studies Program

• University of Southern California Friends of Armenian Music

• Zoryan Institute for Contemporary Armenian Research and Documantation • Zoryan institute of Kanada

Bu Ermeni araştırma ve çalışmaları merkezlerinin hemen hepsinin amacı, ABD ve dünyanm diğer yerlerindeki Ermeni kimliğini, kültürel, tarihi, vs. olarak korumanın yanı sıra Türk düşmanlığı propagandası yapmak ve yaymaktır.