• Sonuç bulunamadı

3.2. Bulgular

3.2.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri

3.2.1.1. Siyasete Đlgi ve Çevrenin Yaklaşımı

Bu araştırmada elde edilmek istenen bir başka bilgi de katılımcıların siyasete ilgilerinin ne zaman ve nasıl başladığı ve siyasette yer alma kararlarını nasıl verdikleridir. Çünkü Talaslı’nın da ifade ettiği gibi “Siyasal katılma davranışının bireyin hangi döneminde oluşan ilgi sonucu gerçekleştiğinin saptanması, siyasal yaşamda oynadıkları rolün temel etkenlerini belirleyebilmek açısından önemlidir” (1996:154). Bu nedenle katılımcıların aktif siyaset yapmalarında başta aileleri olmak üzere çevrelerinden aldıkları tepkilerin neler olduğu da tespit edilmeye çalışılmıştır.

Katılımcıların ifadelerinden hareketle yarıdan fazlasının (33 kadın) ailesindeki erkeklerden etkilenerek siyasete katıldıkları tespit edilmiştir. Görüşülen katılımcılardan biri:

“Evlendikten sonra direkt aktif olarak görev aldım. Çok fazla olumsuz tepki almadım. Ancak çocuklarımın bakımı için gücümün yettiği ölçüde çalıştım”

diyerek siyasetle uğraşan eşinden dolayı kadın kolları yapılanması içerisinde yer aldığını açıklamıştır. Eşinin etkisiyle kadın kollarına katılan bu katılımcının açıklamasında dikkat çeken nokta çocuklarının bakımıyla ilgilenmesinden dolayı vakit buldukça siyasetle ilgilendiğini ifade etmesidir. Yani geleneksel işbölümünden kaynaklanarak toplumun ev ve çocuk sorumluluk ve bakımlarını kadına verilmesi sonucu kadın zaman engeli ile karşılaşmaktadır. Dolayısıyla, geleneksel işbölümünün özel alanı kadına, kamusal alanı erkeğe ait olarak sunması ve sonucunda da kadının bunu içselleştirmesi siyasal alanı erkek egemen kılan bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Bir başka katılımcının ifadesi ise yine doğrudan doğruya bir erkeğin etkisini ortaya koymaktadır. Katılımcı:

“Kocam siyaset yaptığından hoşuma gitti”

ifadesinde bulunarak evlendikten sonra eşinin siyasetteki görünümünün etkisini ortaya koymuştur. Katılımcının eşinden etkilenerek siyasete ilgisinin başlaması siyasetin eril yapısını da ortaya koymaktadır. Aynı partiden bir katılımcı siyasete ilgisinin yine ailedeki erkek üyelerden etkilenmenin bir sonucu olarak başladığını ifade etmiştir. Bu katılımcı babasının siyaset içerisinde yer almasından etkilenerek ve ayrıca özel bir ilgi duyduğu için de 2003 yılında kadın kollarında çalışmaya başladığını belirtmiştir. Görüşülen temsilcilerden bir diğeri siyasete ilgisinin üniversite öğrenciliği yıllarında başladığını ifade ederek ağabeylerinin etkisinden söz etmiştir. Đfadesinin devamında katılımcı aktif olarak siyasette bulunma sürecini şu şekilde açıklamıştır:

“Siyasete aktif olarak emekli olduktan sonra görev aldım. Ailem ve çevremde birçoğu siyasetin içinde görev yapmaktadırlar. Örneğin eşim ilçe başkanıdır”.

Görüldüğü üzere bu katılımcının siyasette aktif olarak yer alma düşüncesi üniversite yıllarında başlamış olmakla birlikte aktif katılım düşüncesini ancak emekli olduktan sonra ve eşi de partinin ilçe başkanı iken hayata geçirmiştir. Bu durum, kadın ve erkeklerin farklı sorumluluk anlayışlarından kaynaklanan nedenlerle, siyasete aktif katılım kararı konusunda farklı süreçler yaşadıklarının bir örneğini oluşturmaktadır. Kadınlar için özellikle ev ve aile sorumluluklarından dolayı aktif katılım kararını vermek çok kolay olmazken erkekler için bu sorumluluklar siyasal alana girişi engelleyici faktörler olarak gözükmemektedir.

Ailesindeki üyelerin siyasete ilgilerinden etkilenerek kadın kollarında görev alan ve bu konuda ailesinin desteğini gören bir başka katılımcı da diğerleri ile büyük benzerlikler gösteren tecrübelerini şu şekilde dile getirmiştir:

“Babamın bu partiye ilgisinden etkilenerek başladı. Emekli olduktan sonra aktif bir şekilde etkilenmeye başladım. Olumlu tepki aldım. Özellikle ailem evde oturmam yerine partide çalışmamı uygun bulmaktadırlar.”.

Ancak, siyasette aktif olarak yer alma kararı alan kadınların tamamı ailelerinden destek görememekte ve hatta olumsuz tepkileriyle karşılaşabilmektedir. Örneğin bir katılımcı:

“12 Eylül öncesi sol dalgadan etkilendim. Bu nedenle ailem ve çevremden olumsuz tepki aldım”

derken bir diğer katılımcı da:

“Öğrenci iken başladı. 70’li yıllardaki olaylardan etkilendim. Aktif olarak seçimle birlikte emekli olunca 99’da başladım. Aktif siyasal yaşama katılmamda eşim etkili oldu. Eşim eskiden beri (X) Partisi içinde görev yapıyordu. Yönetime girmemi eşim istedi”

diyerek aktif katılım kararında etkili olan faktörleri dönemlerinin siyasal koşullarına bağlamaktadırlar. Đkinci katılımcının ise aktif katılımı yine ancak emekli olduktan sonra ve eşi de siyasette aktif bir görevde bulunduğu için gerçekleştirdiği görülmektedir.

Bu açıklamalar göstermektedir ki siyasette aktif olarak görev alan kadınlar çoğunlukla aile içerisindeki erkeklerden etkilenerek bu kararı daha kolay verebilmektedir. Dolayısıyla, ailedeki erkeklerin kadınların siyasete girmesinde örnek rol modeli oluşturduğu söylenebilir. Bekâr iken babanın ya da erkek kardeşlerin evli iken ise eşin, kadınların siyasal kararları vermelerinde önemli bir etken olduğu katılımcıların bu açıklamalarına bakıldığında da açıkça görülmektedir.

Kimi katılımcılar ise yukarıdaki açıklamalardan farklı olarak siyasal ilgilerinin kendi hür iradeleriyle başladığını ve içinde bulundukları partiyi kendileri inandıkları için seçtiklerini ifade etmişlerdir (42 katılımcıdan 9’u). Bu bağlamda, görüşülen katılımcılardan biri:

“ Lise yıllarında sağcılık, solculuk olarak görüşler ayrıldı. Benim de solculuktan yana eğilimim arttı ve bugün de (X) Partisi’nin etkin üyelerinden biri olarak görev almaktayım”

derken bir başka katılımcı da benzer şekilde:

“15-16 yaşlarında öğretmen okulu öğrencisiyken yaşadığımız ülkeyi ve ortamı da değiştirmek için birlikte ve örgütlü olmak duyarlılığı ile başladım”

diyerek gençlik yıllarından itibaren kendi kararı ile siyasette etkinlik gösterdiğini ifade etmiştir. Bir başka katılımcı da içinde bulunduğu siyasi partiye çeşitli yayın organlarını takip ederek girdiğini şu şekilde ifade etmektedir:

“Partinin gazetesini ve broşürlerini okuyarak ilgimi çekti. Emekten yana, özgürlükten yana, barıştan yana bir parti olduğunu gördüm ve partide yer aldım”

Gençlik yıllarında siyasete ilgi duyarak başlayan ve sonraki yaşamında da bu ilgisi devam eden bir başka katılımcı da:

“Lisede merak etmeye, araştırmaya başladım. Üniversitede öğrenci dernekleri, gençlik dernekleri daha sonra sendika ve parti. Siyasete aktif olarak girme sürecimde kamu çalışanı iken fahri danışman olarak partiye üye oldum. Aile çevresi öteden beri korumacı tavrını koydu. Ama engel olmadı. Đlerleyen yaşımızda zaten benimsemek zorunda kaldılar. Çevre de aynı

demiştir. Lise döneminde siyasete ilgisinin kendi merakı ve kararı ile başladığını ancak aktif olarak kamu sektöründe görevinin bitmesinden sonra siyasette aktif şekilde yer almaya başladığını ifade eden bir başka katılımcı da:

“Lise 3. sınıfta bir arkadaşımın başlattığı söyleşi ile ilgim başladı. Ancak aktif olarak emekli olduktan sonra. Eşim destekliyor ve çevremden hiç kimseden olumsuz tepki almadım. Buna izin vermeyeceğimi bilirler üstelik”

açıklamasında bulunmuştur. Katılımcı son ifadesinde çevresinden olumsuz tepki almadığını belirtmekle birlikte kendi kararına kimseyi karıştırmayacağını da açıkça dile getirmiştir. Yine bir başka katılımcı çevresinden etkilenmeden siyasete karşı ilgisinin başladığını şu şekilde dile getirmiştir:

“Tamamen kendi hür irademle başladı. Kadının da erkeklerle birlikte her alanda birlikte mücadele vermesi gerekir. Ülke gidişatını hiç iyi görmediğimden siyasete yakın olmak istedim. Ailem ve çevrem olumlu bakıyor”

Partiler bağlamında bakıldığında, kendi iradesiyle siyasete ilgisinin başladığını ifade eden bu katılımcıların tümü (yani 42 katılımcı içerisinde 9’u) sol partilerin kadın kollarında görev alan kadınlardır. Sağ ve muhafazakâr partilerin kadın kollarında görev alan katılımcıların hiçbiri aile üyelerinden etkilenmeden sadece kendi ilgilerinin sonucunda siyasette yer aldıklarını, bunun sadece kendi kararları olduğunu belirtmemişlerdir. Bu partilerin kadın kollarında görev alan kadınların daha çok ailelerindeki erkek üyelerden etkilenerek siyasete ilgilerinin başladığı görülmektedir. Merkez sağ olarak kabul edilen ANAP ve DYP, ortanın solu olarak kabul edilen DSP ve CHP, liberal muhafazakâr olarak nitelendirilen AKP, milliyetçi geleneksel olarak değerlendirilen MHP ve radikal islamcı olarak değerlendirilen Saadet Partisi içerisinde görüşmeye katılan 33 üyenin tamamı bu bağlamda ailelerindeki erkek siyasetçilere vurgu yapmışlardır. Bu partilerin kadın kollarında görev alarak aktif siyaset yaşamına katıldıklarını ifade eden bu 33 katılımcı, özellikle babalarının ve eşlerinin o parti içerisinde belli bir görev üstlenmesinden dolayı (merkez ilçe başkanlığı gibi ya da yerel seçimlerde aday olmak gibi) kadın kolları yapılanmasında görev aldıklarını belirtmişlerdir. Buna karşılık sol partiler olarak değerlendirilen ÖDP ve EMEP’te görev alan katılımcılar kendi hür iradeleriyle ve gençlik dönemlerindeki siyasal hareketlerden dolayı siyaset içerisinde ve sol yelpaze içerisinde yer aldıklarını ifade etmişlerdir. Kısacası, kadın

kollarında görev alan kadınların siyasal ilgileri ve aktif siyasal yaşama girmeleri konusunda, sol ve sağ partiler arasında bir farklılık göze çarpmaktadır. Ancak, kadınların aileleri içerisindeki erkek üyeleri örnek alarak siyasete katılmaları sadece AKP, MHP ve Saadet Partileri gibi muhafazakâr partilerde değil, Türkiye’de merkez sol parti olarak değerlendirilen DSP ve CHP içerisinde de görülmektedir. Bu konu çerçevesinde diğer sol partilerden ayrılarak ele alınması gereken bir parti de Đşçi Partisi’dir. Çünkü Đşçi Partisi’nin katılımcılarından alınan yanıtlar birbirinden farklı olmuştur. Đşçi Partisi’nde görüşülen 5 kadından sadece 1’i kendi kararıyla partide bulunduğunu ifade ederken 4 kadın katılımcı ise partilerini seçmede özellikle eşlerinin etkili olduğunu vurgulamışlardır.

Görüldüğü üzere, kadınların siyasete ilgilerinde ve aktif olarak siyaset yapma kararlarını almalarında görüşülen 42 kadından yalnızca ÖDP’den 5, EMEP’ten 3 ve ĐP’den 1 kadın dışında hiçbir aile üyesinin etkisi olmadan salt kendi kararlarıyla kadın kolları yapılanmasında görev alan bulunmamaktadır.