• Sonuç bulunamadı

3.2. Bulgular

3.2.2. Siyasal Katılım ve Kadın

3.2.2.6. Kadının Kadını Temsili Hakkındaki Düşünceler

Kadınların siyasal yaşamda kendilerini görünür kılmasının önünde pek çok engel bulunmaktadır. “Ataerkil aile yapısı, erkek egemen toplum ve cinsiyet ayrımcılığı gibi kavramlar nedeniyle kadınlar toplumun karar verme süreçlerinde gerektiği gibi temsil edilememektedir. Ancak süreç içerisinde insan hakları, demokrasi ve eşitlik açsından gerçekleşen gelişmeler ve kadınların toplumsal konumlarındaki değişiklikler sonucu, kadının siyasetteki konumu tartışılmaya başlanmıştır” (Talaslı, 1996:184-185). Siyasal yaşama katılım konusunda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik, siyasal hakların kadın için tanınmasıyla önlenmiş gibi görünse de gerçekte uygulamada bu hakların tam anlamıyla işlerlik kazanamadığı ifade edilebilir. Özellikle pasif katılım olarak tanımlanan oy vermeyi kadınlar, bir vatandaşlık hakkı olduğu gerekçesi ile gerçekleştirseler de, seçilme haklarını kullanma konusunda aynı istek ve kararlılıkta olmadıkları görülmektedir. 2002 seçimlerinde kadınlar parlamentoda %4,4 oranında temsil edilmişlerdir. Bu oran 1935’teki ilk seçim oranlarına dahi ulaşamamıştır. Gelişmiş veya gelişmemiş pek çok ülke ile kıyaslandığında bu oranın oldukça düşük olduğu açıkça söylenebilir. Kadınların siyasal temsili bağlamında üzerinde en çok tartışılan konulardan biri de bu temsilin nasıl algılanması gerektiği yani temsilde nitelik- nicelik tartışmasıdır. Bu nedenle araştırmaya katılan temsilcilerin bu konu ile ilgili değerlendirmeleri sorulmuştur. Kadınların mı kadınları yoksa erkeklerin mi kadınları temsil edebileceği konusundan hareketle katılımcılar arasında farklı görüşlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Kimi katılımcılar ancak kadının kadını tam olarak temsil

edebileceğini savunurken bir kısmı da temsilin cinsiyetle bağlantısı olmayabileceğini ifade etmişlerdir. Katılımcılardan biri görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Kadınlar daha iyi temsil edebilir normalde. Ama kadın milletvekilleri bunu henüz başaramadılar. Mevcut olanlardan da kesinlikle ümitli değilim.”

Bu açıklamaya bakıldığında katılımcının kadınların hemcinslerini parlamentoda daha iyi temsil edilebileceğine inandığını ancak şu ana kadar bu temsilin tam olarak başarılamadığını ifade ederken diğer taraftan gelecek için de çok fazla ümitli olmadığı dikkat çekmektedir. Kadın milletvekillerinin kadınları temsili konusunda yetersiz kaldığına dair bir başka katılımcı da şu açıklamada bulunmuştur:

“Kadınlar kadınları daha iyi temsil edebilir. Ancak kadın milletvekillerinin kadınları temsil edebildiği söylenemez. Kadın milletvekillerinin donanımlı kendi partisi için de kendini iyi ifade edebilen, başkan görünümünde olmayan bir iradeyle her zaman koyabilen olmalı ancak erkek milletvekillerinde bile bu tavırları göremiyoruz.”

Yapılan bu açıklamadan ve bir önceki açıklamadan da anlaşılacağı üzere katılımcılar kadın milletvekillerinin kadın sorunlarına ilgisiz olduklarını ve dolayısıyla mecliste kadınları temsil edemediklerini düşünmektedirler. Mecliste kadın ya da erkek milletvekillerinin kadınları ne şekilde temsil edeceği sorusunu bir başka katılımcı ise:

“Feminist düşüncem yok. Kadın da olabilir erkek de olabilir. Kabiliyet, sıcakkanlı, bilgili, derleyici ve toplayıcı olan özellikteki her kimse temsil edebilir. Ancak kadın milletvekilleri kadınları temsil etmede başarılı değiller. Kadın milletvekillerinin kadınlarla daha fazla ilişki kurması gerekiyor. Sorunları sık sık görüşmesi gerekiyor. Meclise gidince erkek milletvekilleri gibi çalışıyorlar” şeklinde yanıtlamışlardır.

Katılımcının bu açıklamasından, kadın milletvekillerinin kadınlarla iletişim kurma konusunda sorunlar yaşadıklarını düşündüğü söylenebilir. Katılımcının soruya yanıtında ilk cümlesinin ‘Feminist düşüncem yok’ şeklinde olması da oldukça ilginçtir. Feminizme olumsuz yaklaşan katılımcı, aynı zamanda kadın milletvekillerinin mecliste erkekler gibi çalışmasından da tedirginlik duyduğunu dile getirmektedir.

“Her ikisi de temsil etmelidir. Toplum ne erkeksiz ne kadınsız olmaz. Bu hayatın bir gerçeği. Hiçbir zaman birinin diğerinden üstün olması durumunun yaşanmaması gerekir. Ancak şu anda kadın milletvekillerinin kadınları temsil ettiği söylenemez. Çünkü durum medyada çok fazla ortaya konmuyor”

derken, bu ifadesinden, kadınların temsilinde ve kadın sorunlarının çözümünde kadınlar kadar erkeklerin de yeterli olabileceklerini; ancak, bugün için parlamentodaki kadın temsilcilerin kadınları gerektiği şekilde temsil etmediklerini düşündüğü anlaşılmaktadır.

Bu konuda görüşlerini paylaşan bir başka katılımcı da:

“Şimdi kadınlarla erkekler bir elmanın iki yarısı gibidirler. Atatürk’ün de bir sözü var: “Kadınları geri kalmış bir ülkede erkeklerin çok ileriye gidebilme olanağı yok.” Atatürk’ün böyle bir sözü var. Tam olarak hatırlayamıyorum. Onun için siyasette de her ortamda da kadın ve erkekler birlikte çalışmalı bir iletişim içinde saygı ve sevgi çerçevesinde birbirlerine katkıda bulunmalı, bu şekilde yürütmeliler. Yani siyasette yalnızca kadınlar olsun demiyorum. Toplumun her kesiminde kadınlar da olsun erkekler de olsun. Her mevkide eşit bir şekilde”

cümleleriyle, Atatürk’ün kadın konusundaki duyarlılığından söz ederek konuyu, toplumun ilerlemesi için kadın-erkek dayanışmasının gerekli olduğuna bağlamış ve siyaset ile her alanda her iki cinsiyetin de eşit bir şekilde birlikte çalışmalarının ve temsil edilmelerinin uygun olacağını ifade etmiştir.

Farklı partilerin kadın kollarında görev alan kadınların temsilin niteliği konusundaki düşünceleri incelediğinde, temelde iki farklı bakış açısı göze çarpmaktadır. Ancak bu konuya bakış açısındaki farklılık ile siyasal görüş arasında doğrudan bir ilişki tespit edilememiştir. Bir yandan aynı partiye mensup bir katılımcı, kadın milletvekillerinin kadınların sorunlarını daha iyi anlayabileceğinden dolayı kadınları daha iyi temsil etme yeteneğine sahip olduklarını savunurken diğer yandan, aynı partiden bir başka katılımcı böyle bir değerlendirme yapılamayacağını ifade etmektedir. Benzer farklılaşmalar diğer partiler için de geçerlidir.

Kadın milletvekillerinin kadınların sorunlarına duyarsızlaştıklarına dair yapılan açıklamalar incelendiğinde katılımcıların kadın siyasetçi sayısının çok olmasından ziyade kadınlar için ne yaptıkları konusunda yani kadının nitel temsili konusunda yoğunlaştıkları görülmektedir. Katılımcılara göre, Türkiye’de kadın milletvekilleri

mecliste kadınların seslerini duyurmak bağlamında etkili olamamaktadırlar. Hatta bir katılımcının “… meclise girince erkek milletvekilleri gibi çalışıyorlar” ifadesinden hareketle kadın milletvekillerinin erkeksi bir siyaset yapmakta olduklarının düşünüldüğü söylenebilir.