• Sonuç bulunamadı

3.2. Bulgular

3.2.2. Siyasal Katılım ve Kadın

3.2.2.2. Siyasal Katılım ve Aktif Siyasal Katılım Tanımlamaları

Kadın kollarında görev alan kadınlara ‘siyasal katılım’ ve ‘aktif siyasal katılım’ kavramlarının onlar için ne ifade ettiği sorulmuştur. Alınan yanıtlar incelendiğinde, genel olarak katılımcıların pasif siyasal katılımı yalnızca seçim dönemlerinde oy verme davranışı olarak değerlendirdikleri buna karşılık aktif siyasal katılımı, içinde yer alınan parti için çalışmak anlamına geldiği görüşünü taşıdıkları sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir katılımcı bu kavramları:

“Siyasal katılım oy vermek. Aktif siyasal katılım ise siyasal

olarak bir partide örgütlenmek. Bulunduğu alandan doğru önderlik yapmak, temsil edilmek olabilir”

şeklinde dile getirirken, bir diğer katılımcı da benzer görüşleri paylaşmaktadır. Bu katılımcıya göre:

“Siyasal katılım, demokratik ölçülerde insanların kendini yönetecek kişileri seçmesidir. Aktif siyasal katılım, içinde çalışarak görev alması. Seçimden seçime oy vermek pasif katılım oluyor.”

Yine bir diğer katılımcıya göre:

“Siyasal katılım, çok bilinçli olmadan siyasette yer almak. Merak olabilir. Yaşantısına renk katmak için olabilir. Aktif siyasal katılım ise canını bu yola koymaktır.”

Bu ifadeler incelendiğinde siyasal katılımın oy verme davranışı ile eşanlamlı algılandığı söylenebilir. Kimi katılımcılar aktif siyasal katılım kavramını ise, siyasal katılım kavramından farklı olarak oldukça özveri gerektiren bir uğraşı olarak değerlendirmektedirler. Bunu, bir katılımcı şu şekilde dile getirmiştir:

“Aktif olmak bence elini taşın altına koymaktır. Siyasal katılım ise yalnızca oy kullanmaktır.”

Aktif ve pasif siyasal katılım kavramlarına ilişkin olarak 4 katılımcının yukarıdaki görüşlerinin, görünürde birbirinden farklı olmakla birlikte, anlam yönünden benzer olduğu söylenebilir. Katılımcılar yalnızca oy vermenin siyasal bir katılımı ifade ettiğini belirtirken aktif siyasal katılımın ise, benimsenen parti için emek vermek ve çalışmak anlamına geldiğini ifade etmişlerdir.

Özetle katılımcılar, siyasal katılımı oy vermek, aktif siyasal katılımı ise içerisinde bulunduğu parti için çaba göstermek olarak değerlendirmektedirler. Dolayısıyla, radikal sağ ya da sol, liberal ya da muhafazakâr liberal olarak kendini tanımlayan partilerin kadın kollarında görev alan 42 kadın katılımcı arasında ‘siyasal katılım’ ve ‘aktif siyasal katılım’ kavramlarına ilişkin değerlendirmelerin benzer olduğu söylenebilir. Bu bağlamda aktif olarak görev alınan partinin ideolojisi ile verilen yanıtlar arasında doğrudan bir ilişkinin varolduğu söylenemez.

Siyasi partiler, kadın kolları örgütlemesini kadınları aktif siyasi yaşama hazırlayıcı bir örgütleme olarak kabul etmekte ve kadın cinsiyeti açısından düşük olan siyasal katılımı yükseltmek amacıyla oluşturulduğunu söylemektedirler. Ercins bu görüşe; “kadın kolları, partili kadınların bir arada olmasını sağlayan ve ortak politikalar üretmelerine imkân veren bir örgütlülüktür” (2004:242) ifadesiyle katılırken Kahraman ise; “siyasal alanda kadın varlığı için önemli bir örgütlenme biçimi olarak bir yandan kadınları siyasetle buluştururken, diğer yandan da kadınların siyasette erkeğe bağımlı ve edilgen konumunu pekiştiren işlevlere sahiptir” (2004:417) ifadesiyle, kadın kollarının fonksiyonunu sorgulamaktadır. Aktif siyasal katılım açısından kadın kollarının incelendiği bu araştırmada da katılımcıların bu konudaki yaklaşımları tespit edilmek istenmiştir. Bu çerçevede katılımcılara ‘kadın kolları yapılanmasının kadının aktif siyasal katılımının göstergesi olup olmadığı’ sorulmuştur. Bu bağlamda 42 katılımcıdan farklı açıklamalar alınmışsa da, ağırlıklı görüş; kadın kollarında yer almanın aktif bir siyasal katılım olarak değerlendirilebileceği yönündedir (36 katılımcı). Kadın kollarında yer almanın aktif siyasal katılım türü olarak değerlendirilemeyeceği görüşünü taşıyan 5 katılımcının 4’ü aynı partidendir.

Kadın kollarında görev almanın gerekli olduğunu savunan bir katılımcıya göre:

“Kadın kollarında görev almak elbette aktif bir katılımdır. Parti için çalışan bir kol sonuçta.”

Katılımcının bu açıklaması oldukça önemlidir. Katılımcı kadın kolları yapılanmasının parti için çalışan bir kol olduğunu kabul etmekte ve dolayısıyla kadın kollarının, siyasi partilere eklemlenmiş bir yan kuruluş olduğu değerlendirilmesini, bir

anlamda, doğrulamaktadır. Bir başka katılımcı da, yukarıdaki görüşe benzer şekilde kadın kolları yapılanmasının il yönetiminin yan kuruluşu olduğunu ve bu yapılanmada görev almanın kadınlar için aktif bir siyasal katılım olarak değerlendirilebileceğini ifade etmiştir.

Kadın kollarında yer almanın aktif siyasal katılım olarak değerlendirilebileceğini düşünmekle birlikte konuya yukarıdaki iki katılımcıdan farklı yaklaşan bir katılımcının ifadesine göre ise:

“Evet. Kadınları örgütlemek, emek ve demokrasi mücadelesine katmak aktif bir siyasal katlımın olmazsa olmaz koşuludur aslında.”

Katılımcı, kadın kollarında görev almayı parti için çalışan bir kol ya da il yönetimi için bir yan kuruluş olmaktan öte demokrasi ve emeğin kazanılması için bir ön koşul olarak ele almaktadır. Bu nedenle katılımcı kadın kollarında görev almayı, kadınların siyasal yaşama katılmaları için önemli bir aşama olarak değerlendirmektedir.

Kadın kollarında görev almanın aktif siyasal katılım olarak kesinlikle değerlendirilemeyeceğini düşünen katılımcılardan biri ise:

“Hayır. Güçlü olmalıyız ki partide etkin rolümüz olsun.”

demektedir. Katılımcının ifadesinden hareketle kadın kollarının mevcut durumunun partide güçlü bir örgüt yapısı gösteremediğini düşündüğü söylenebilir. Ancak katılımcının “güçlü olmalıyız” derken, bunun nasıl gerçekleşeceği konusunda ayrıntılı bilgi vermemesi önemli bir eksikliktir. Yine de katılımcının bu yapı içerisinde kendisinin de görev almasına karşın kadın kollarının ancak kadınlar daha etkin olurlarsa bir aktif siyasal katılım anlamı taşıyabileceğini ifade etmiş olması oldukça önemlidir.

Görüldüğü üzere, katılımcıların genel görüşü, ‘kadın kolları yapılanmasının aktif siyasal katılım olarak değerlendirilebileceği’ iken, bu yapılanmanın aktif siyasal katılım olarak değerlendirilemeyeceğini düşünen 5 katılımcının görüşlerindeki ortak nokta ise kadın kollarının bugünkü durumuyla, parti içinde güçlü bir örgüt statüsü gösteremediğidir. Bu yapılanma içerisinde kadınların etkin olmadığını ve seslerini yeterince duyuramadıklarını ifade eden bu katılımcıların tümünün siyasal yapının sol kanadında yer alan partilere üye kadınlar olması da ilginç bir bulgu olarak değerlendirilebilir.