• Sonuç bulunamadı

2. LİDERLİK VE ÜSLUP

2.2. ÜSLUP KAVRAMI

2.2.3. Siyasal İletişim Bağlamında Lider Üslubunun İşlevleri

Üslubun, tarz, stil gibi kavramlarla eş veya yakın anlamda kullanıldığını belirtilmişti. Bu ifadeden yola çıkıldığında siyaset ve üslup ya da siyasi üsluptan söz etmek gerekirse; bir siyasetçinin, kurumun ya da siyasi faaliyet yürüten her hangi bir öznenin, siyasi eylemleri icra ederken kullandığı kendine özgü tüm özellikler bu bağlam içerisinde değerlendirilebilir (Bilgin, 2009: 1). Üslup bir kişilik özelliği olarak değerlendirilmekte; mizaç ve kişiliğin üslupta belirleyici rol oynadığından bahsedilmektedir (Çevikoğlu, 1999: 6). Nitekim belagat yeteneği de bu kendine özgülüğün ortaya çıkmasında, liderlerin faydalanabileceği bir yöntemdir ve liderin mizacından ve tecrübesinden bağımsız düşünülmemelidir. Belagat cihazları kelimelere güç ve akıcılık kazandırmak için onları, belirli ibare ve cümleler içerisinde düzenleyen dil teknikleridir ve düşüncelerin ve hislerin daha berrak ve iz bırakıcı tarzda sunulmasını sağlayarak, düz ve renksiz konuşmaları, alelade sınıfından ayırmayı sağlar (Muallimoğlu, 2005: 361).

Belagat, sözün fasih (açık, anlaşılır ve akıcı) olmak şartıyla muktaza-yı hal ve makam denilen (a) söyleyenin (liderin), (b) söze muhatap olanın (seçmenlerin) ve (c) dile getirilecek düşünce, duygu hayalin (politikaların, mefkûrelerin) durumuna uygun şekilde söylenilmesidir (Saraç, 2010: 35). Retorik ilminde de üslup, yerinde ve yeterince ve adamına/muktezayı hale uygun kelimeleri seçerek toplulukları ve grupları ikna etme vesilelerinden biri olarak kabul edildiği belirtilmişti. Liderler, ikna edici araçların kullanılmasındaki özgünlükleri sayesinde, siyasal iletişimde üsluplarına bir ferdilik kazandırabilmekte ve kendilerini kabul ettirebilmektedirler. Üslup aracılıyla siyasi liderler, rakipleri arasından kolaylıkla ayrılabilmektedir. Üslubu beyan aynıyla insan sözünde anlatılmak istendiği gibi üslup liderin kişiliğine ve siyaseti algılayışına gönderme yapmakta ve seçmenler tarafından olumlu veya olumsuz algılanmalarına etki edebilmektedir. Böylece liderlik tarzlarında belirtilen karizmanın canlılık kazanmasında da üslubun belirgin bir rol üstlenebileceğinden bahsedilebilir.

Üslup, daha çok bir söyleyiş özelliği yönü ile ifadenin biçim yönünü ilgilendiriyor gibi görünebilir. Tabii ki, üslubun bir ifade ile ortaya çıktığı, bir şekil ile sosyal hayata aktığı bilinmektedir ancak, biçimsel üslup öğesinin içerik ile de bir ilgisi vardır. Üslubu aksettiren şey, biçime dayalı bir ifadedir. O ifadede yer alan kelimelerin hem tek tek hem de bir arada taşıdığı anlam ve çağrışım ilişkileri, söyleniş ve sıralanış çeşitleri, onun içerik ile ilişkisini de göstermektedir (Önal, 2008: 33). Siyaset açısından ise söz söylenilmesi gereken durumlar, olaylar, olgular, ifade edilecek duygu ve düşünceler sayısız ve birbirinden çeşitlidir. Ayrıca bunları seçmenlere anlatacak liderlerin önünde de kendisinin ve karşısındakinin fikri, zihni, psikolojik haline, eğitim durumuna, yaşına, gelirine göre değişen ve çeşitlenen çok farklı seçenek vardır. Var olan bu seçeneklerin düzgün tespit edilmesi ve uygun kavramlarla anlatılabilmesindeki farklılıklarda lider üslubunun şekillenmesinde etkinlik gösterecektir. Unutulmamalıdır ki göndericinin (liderin) mizacı, kültürü, içinde bulunduğu ruh hali, niyeti, alıcı durumundaki insan ve insanlarla ilişkisi, dilin sunduğu imkânlardaki seçimini etkileyecektir (Aktaş, 2007: 33). Siyasi liderlerin, dilin sunduğu bu imkânlardan gerçekleştirecekleri seçimler onların üslubunun yaratıcısı durumunu oluşturacaktır. Lisanın etkili kullanımı; kullanılan dilin nükte,

istihza (gizli ve kinayeli alay), fıkra ve felsefesi derin aforizmalara (özdeyiş) başvurmak gibi retorik sanatının inceliklerinden yararlanmayla ilgilidir ve bu yapıları kullanmak siyasal iletişim açısından kitle iletişim araçlarındaki haberler içeriğinde yer almayı da kolaylaştırmaktadır (Damlapınar ve Balcı, 2014: 52).

Çobanoğlu (2007: 198) siyasi liderlerin mesajlarının hedef kitleler tarafından daha kolaylıkla algılanabilmesi için korku, yeterli düzeyde tekrar, uzmanlık bilgisi, karşı görüşlere yer veren çift yönlü sunum ve ikna edici iletişim gibi yollara başvurarak etkililik sağlamaya çalışması gerektiğini söylemektedir. Çalışmanın ikna konusunda da değinildiği gibi, bu faktörler politik konuşmaya bir yöntem sunmaktadır. Şüphesiz ki liderlerin bu öğeleri kullanırken her birini, mekâna ve zamana bağlı bir biçimde değişik yoğunluklarda kullanacaklardır. Yoğunluklardaki farklılıkların ise çeşitli üslup sınıflandırmalarının yapılmasına imkân tanıyacağı açıktır. Şu halde, ikna edici mesaj seçeneği tercihinin, liderlerin üslubunun belirginleşmesinde katkı sunduğundan bahsedilebilir.

Sancar’a göre (2002: 72), ülkemizde birbirinden farklı iki siyaset yapma tarzı belirginleşmiş; ‘örgüt-ideoloji-program-kadro’ eksenli siyasetin yerini, yeni teknoloji ve ikna stratejilerine dayalı ‘imaj-vitrin-reklam-kampanya’ eksenli siyaset almıştır. İmajın, kampanyanın ve reklamın egemenlik kurduğu siyasal iletişim sisteminde reklamcılığın temel prensipleri arasında yer alan mesaj; dikkat çekmeli, ilgi uyandırmalı, istek yaratmalı ve eyleme itmeli prensibinde (AIDA) (Book ve Schick, 1998: 50) yer alan dikkat çekmenin gerçekleştirilmesinde siyasi liderlerin üsluplarından faydalanılabilir. Anlatımlarda kendine özgü bir hal durumundaki üslup, siyasi arenada aşırı sayıdaki mesajların kolay seçilmesine imkân sunabilir. İletişim sürecinde en bilinen ilkelerden birisi de, mesajın hedef kitlelerin dikkatini çekecek biçimde dizayn edilmesidir (Oskay, 1999: 42). Nitekim Powell ve Cowart (2003: 55) aday imajının temel unsurlarını adayın dürüstlüğü, günlük yaşam alanında ortaya çıkan sorunlarla ilgili yetkinliği ve karşıdakini etkileyici konuşma üslubuna sahip olması olarak belirterek üslubun, imajın algılanmasına katkıda bulunduğunu dile getirmektedir. Böylelikle politik konuşmalarda üslup seçmenlerde bir imge meydana getirmede rol alan bir araca dönüşmektedir.

Bulunduğu konum gereği seçmene yönelik konuşma mecburiyeti bulunan siyasi liderler, bir şeyler söylemeye başladıkları an, dil onlara birçok farklı imkân sunacaktır. Aynı hususu belirtmek ve ifade etmek için bu imkânlar arasından bir seçim yapacaklardır. Üslubun kaynağını, bu seçme işleminde aramak yanlış olmayacaktır. Liderlerin üslup seçimlerindeki başarıları seçmenlerin gözünde, birbirine benzer mesajlar arasında ayıklama yapmalarına yardım edecek ve kendilerini daha net ifade edebilmelerine fırsat sunacaktır.

Lazar (2001: 51) mesajların etkisini alıcının gösterdiği ilgi ve dikkat düzeyine dayandırmakta ve aynı zamanda da önceki kavrayışındaki yoğunluğa ve hafızasında onu depolamasına bağlamaktadır. Böylelikle mesajın etki düzeyi alıcıların –siyasal iletişimde seçmenlerin-geri çağırma kapasitesine, depolamaya, çıkarımsamaya, özümleme ve dikkat düzeyine dayanmaktadır. Liderler, geliştirdikleri üsluplar aracılığıyla seçmenlerin dikkatlerinin mesajlar üzerinde toplanmasını gerçekleştirebilirler. Böylelikle, politik konuşmalarda siyasi lider üslubunun seçmenler düzeyinde, odaklanma işlevini yerine getirdiğinden söz edilebilir.

Uztuğ (2004: 24) dünyada ve ülkemizde siyasal rekabetin yapısına göz attığımızda; partilerin temel vaatleri, ideolojik konumları arasındaki kesin farklılıkların ortadan kalktığını belirtmekte ve bu durumda farklılaştırıcı değeri yaratmanın liderler bağlamında ortaya çıktığını tespit etmektedir. Bu bağlamda liderlerin sahip oldukları üsluplar farklılaştırıcı değerin seçmenler tarafından kavranmasında yardımcı bir enstrüman vazifesi üstlenebilecektir.

Leiss, insanlar, seçimlerde, partiler veya adaylar arasında tercihlerini yaparken, -buna lider de ilave edilebilir- tercihlerini koylaştırıcı hazır çözümler beklediğini bildirmektedir. Böylece, kendilerini yormadan, partilerin veya adayların sundukları uyarıcıların etkisiyle karar vermek gibi kolaycı bir mantık izlediklerini savunmaktadır (Barut, 2005: 313). İletişim sürecinde bir sözün, kim tarafından söylendiği, kime söylendiği, niçin söylendiği kadar hangi şekilde söylendiği yani hangi üslup ile söylendiği de mühimdir. Liderler açısından söyledikleri sözün içeriği kadar onun söyleniş tarzı da önem arz etmektedir. Bu durum, söylemlerinin seçmenlere gerektiği şekilde ulaşmasının esasını teşkil eder. Üslup ile seçmenlerin

nazarında kendilerine bir farkındalık oluşturabilirler. Böylece Leiss’in bahsettiği kolaycılığın sağlanmasında liderlerin üslupları uyarıcı vazife üstlenebilmektedir. Hayat verdikleri üslupları sayesinde, siyasi liderler rakiplerinden farklı bir yere, muhataplarının algısında konumlanabileceklerdir.

Siyasal liderlerin siyaset arenasında varlıklarını sürdürebilmeleri, halktan aldıkları desteklerin sürekliliğine bağlıdır. Sürekliliğin sağlanması için de kitlelerin itaatinin sağlanması ve rızalaranın kazanılması gerekmektedir. Kitlelerin rızası, ikna edilmelerine bağlıdır ve liderlerin bunu sağlamak için kullanacakları en güçlü enstrüman konuşma becerileridir. Seçmenler politik konuşmaların içerdiği imgeler ve anlamlar bütününü kavrayarak rıza üreteceklerdir. Liderlerin konuşmalarındaki üslup özellikleri rıza oluşturmalarında ikna edici fonksiyon üstlenmektedir. Şöyle ki Cialdini (2006: 212), kural olarak tanıdığımız ve hoşlandığımız bir kişinin isteklerine evet demeyi daha çok yeğlediğimizi ve kendimize benzeyen kişilerden de hoşlandığımızı belirtmektedir. Ayrıca benzerliğin ister düşünsel, ister kişilik, isterse de yaşam biçiminde olsun geçerliliğini koruduğundan bahisle kabullenmemizin derecesini artırmak için hoşumuza gitmek isteyen kişilerin çok çeşitli yönlerden bize benzer görünmek isteyeceklerini vurgulamaktadır. Liderler de konuşmalarında, kullandıkları atasözleri, deyişler ve yerel ağızlarla ortaya çıkan üslupları sayesinde seçmenlerine kendilerine benzediğini, onlarla aynı kültürden beslendiği gibi göndermeleri yapabileceklerdir.

Özetle siyasal iletişim sürecinde liderlerin söylemleri ile ortaya çıkan üslupları, onların kişiliklerinin algılanmasına, mesajlarının seçmenler nezdinde dikkat çekmesine, rakiplerinden sıyrılarak farkındalık yaratmalarına, seçmenler nezdinde rıza kazanmalarına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirmektedir.

2.2.4. Siyasal Liderlerin Üsluplarının Belirginleştiği Alan: Dil ve Politik