• Sonuç bulunamadı

2.6. Ziyaret Yerleri İle İlgili İnanışlar ve Değerlendirilmesi

2.6.1. Ziyaret Yerleri İle İlgili İnanışlar

2.6.1.1 Keban ve Çevresindeki Ziyaret Yerleri ve Burada Yapılan

2.6.1.1.1. Pir (seyyid) Hasan Zerraki Ziyareti

Pir (seyyid) Hasan Zerraki, Keban ilçesine bağlı Gökbelen Köyü sınırları içerisinde bulunan Ziyaret Dağının tepe kısmında metfundur. Burada bulunan ziyaretten dolayı Ziyaret dağı veya Pir Hasan dağı denmektedir. Gökbelen köyüne yaklaşık 2 km. mesafededir. Etrafı meşe ağaçlarıyla çevrili olan türbe, kare planlı olup, içerisinde ayrı bölümler halinde mescit ve mezarında olduğu, yer yer beton sıvalı, üzeri çatılı, etrafında da bir mutfak ve oturma yerlerinin olduğu, yolu ve elektriği olan, geniş bir düzlüğe kurulu haldedir (Bkz. Ek-31). Ziyaretteki mescit misafirhane olarak kullanılmakta ve yaz aylarında cemaat olması halinde Cuma namazı da kılınmaktadır. Mezarın olduğu bölümün giriş kapısında Pir Hasan Zerraki hakkında bazı bilgiler verilmiştir(Bkz. Ek- 32). Mezarın uzunluğu üç metreye yakın olup, baş ve ayakucunda herhangi bir kitabe bulunmamaktadır(Bkz. Ek-33).

Pir Hasan Zerraki’nin Anadolu’daki bütün sevilen evliyalar gibi yurdun birçok yerinde mezarı veya türbesi bulunmaktadır. Bu yerlerin en başında Keban ilçesi gelmektedir. Diyarbakır’ın Hazro İlçesinin Ülgen Köyü, Batman’ın Hasankeyf İlçesi ve Mardin’de de türbeleri bulunmaktadır. Buralardaki ismi Şeyh Hasan Ezraki diye geçmektedir. Pir Hasan Zerraki hazretleriyle ilgili en geniş araştırma, Prof. Dr. Ramazan Demir’in Zırkı Yöresi ve “Seyyid Hasan Zerraki Ziyareti” adlı kitabıdır. Kitap 2007 Ankara baskılıdır. Pir Hasan Zerraki ile ilgili birçok rivayet ve kaynak bulunmaktadır.

Şeyh Hasan Ezraki Türbesi ile ilgili olarak, Diyarbakır’ın Hazro İlçesinin Ülgen Köyünde olduğu, bu türbenin ziyaretgâh olarak kullanıldığı ve hakkında söylenile gelen birçok efsanenin olduğu rivayet edilir. Bu rivayetlerin en yaygın olanı şu şekildedir:

640 K.K., 4, 6, 7, 12, 13, 21, 23, 24, 26, 28.

Şeyh Hasan Ezraki, Şam’da ikamet etmekte iken göç ederek Mardin’e geldiği. Mardin’de ilim ve ibadetle meşgul olduğu ve kerametler göstererek kısa sürede ününün bütün bölgeye yayıldığı, etrafına seçkin insanların ve halkın toplanıp kendisine mürit olduğu rivayet edilir. Zamanındaki Mardin hükümdarı, Şeyh Hasan Ezraki’nin bu yükselişinden rahatsızlık duymuş ve kendi hükümdarlığına zarar getirir endişesiyle, tabanı suyla dolu, içinden çıkılması zor bir zindana attırmış. Zindan bekçisi Şeyh Hasan Ezraki’nin bir gün zindanın bahçesindeki çeşmede abdest aldığını ve namaz kıldığını görünce içine bir korku düşmüştür. Zindan bekçisi olayı ilgililere anlatır. Hükümdar başta bu olaya inanmak istemez. Daha sonra şeyhin namaz kıldığı camide, kendiside namaz kılarken bu olaya şahit olmuş; kendisine yaklaşıp konuşmak istemiş ama şeyh ortadan kaybolmuştur. Şeyh’i uzun süre takibe alan hükümdar, şeyhin zindandan kaçarak değil de, zindana inen güneş ışıklarının huzmesiyle girip çıktığını, bir sabah kendisi müşahede etmiştir. Zindandaki kişinin hakikaten evliya olduğu anlaşılınca hükümdar şeyhten af dileyerek kendisine hürmet gösterir. Kerametinin anlaşıldığını anlayan şeyh, buralarda duramayacağını söyleyerek Mardin’den ayrılır ve büyük bir şehir olan Atak’a yerleşir. Şan ve şöhreti gittikçe artmaktadır641. Bu sıralarda Selçuklu

kumandanı Artuk Bin Eksem Amid’de ikamet ediyormuş ve Selçuklu Sultanı namına, Amid, Harput, Mardin, Hasankeyf ve bölgelerini idare ediyormuş. Bu arada Emir Artuk’un güzel ama hasta bir kızı varmış. Daha önce hiçbir tabibin hastalığına şifa bulamaması üzerine, Emir Artuk, Şeyhten kızını iyileştirmesini istemiş. Şeyh, Emir’in kızını iyileştirince, Emir kızını Şeyh’le evlendirmek istemiştir. Şeyh kendisinin yaşlı olduğunu, oğluyla evlendirmesini istemiştir. Emir kızını Şeyh’in oğluna vermiş, çeyiz olarak ta Tercil, Atak, Mihrani kalelerini kendilerine bırakmıştır. Bu şekilde bugün ki Zırkı aşireti türemiş ve çevreye hükmetmiştir642

.

Yine Pir Hasan Zerraki ile ilgili olarak, türbenin mezar kısmındaki yazılı tabelada şunlar yazılıdır. Pir Hasan Zerraki Ziyareti Keban İlçesine bağlı Gökbelen Köyü sınırları içerisindeki ziyaret tepesinde bulunmaktadır. Pir Hasan Zerraki, 881 yılında Bağdat’ın Zerrak mahallesinde dünyaya gelmiştir. Lakabı Zerraki, künyesi Ebu Nasır Gazi’dir. Babasının adı Abdurrahman, Dedesi Şeyh Ahmet’tir. Şeceresi İmam Zeynel Abidin’e dayanır. Bağdat’tan mareşal olarak Mardin’e gelmiştir. Hasankeyf, Diyarbakır ve oradan da Harput’a gelerek Malatya sancaktarı ile işbirliği yapmış, bu

641 Ramazan Demir, Zırkı Yöresi ve “Seyyid Hasan Zerraki Ziyareti” , Ankara 2007, s. 32. 642 http://www. Hazro Kaymakamlığı, bilgi@ Hazro. gov. tr./tarih/hazro/tarih.html (12.09.2012).

bölgede 18 kaleyi fethetmiştir. Bu kalelerden biri de Gökbelen (Zırkıbaz) köyünün güneydoğusundaki, Sari Kale isimli, barınak niteliğindeki kaledir. Zırkıbaz köyünde yüksek ziyaret dağı denilen yerde Moğollar ve Bizanslılarla çarpışmış, 70 arkadaşıyla birlikte 1001 yılında şehit olmuştur. Halen bu dağda metfundur643

. Yine bazı salname ve şecerelerde Seyyid Hasan Zerraki hakkında bilgiler mevcuttur. Bu bilgilere göre; Harput sancağına bağlı olarak Keban hakkında yazılan 1896 tarihli bazı “salnameler” okunduğunda, Seyyid Hasan Zerraki adına kayıtlı bir “tekke ve zaviye”’nin olduğu, bu tekke ve zaviyenin de bugün ki Zırkı yöresinde olduğu yönündedir644.

Pir Hasan Zerraki Ziyaretini başta yöre halkı olmak üzere, Elazığ, Malatya ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden insanlar, hastalıklara şifa bulmak, çocuğu olmayan çiftler; çocuk sahibi olmak ve de bazı insanların çeşitli istek ve dileklerine kavuşmaları için burayı ziyaret ettikleri bilinmektedir. Bunun yanında kısmeti kapalı olan gençler, ruhsal bozuklukları olan hastalar, sürekli korku ve baygınlık geçiren kişiler burayı ziyaret etmektedirler. Yine bu hastaların bazıları gece ziyarette yatarak şifa bulacaklarına inanırlar. Hastalıklardan şifa bulanlar veya dilekleri yerine gelenler, bu ziyarete gelerek Allah rızası için kurban kesip, dua ederek şükranlarını ifade ederler. Yine eskiden yağmurun yağmadığı kıtlık zamanlarında “Yağmur Duası” için buraya çıkılırmış645

.

Çocuğu olmayan çiftlerin, çocuk sahibi olmak için veya çocukları olup ta kız veya erkek çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin ziyaret ettiği yerlerden biridir. Burayı ziyarete gidecekler; günler öncesinden hazırlık yapar; konu-komşu ve akrabalara haber salar, genellikle Perşembe ve Cuma günlerinde ziyaret yerinde toplanırlar. Burada öncelikle kurban kesilir, kurban etinden bulgur pilavı pişirilir ve gelen davetlilere, davet sahipleri ziyafet verirler. Verilen yemekten önce köyün imamı veya hoca olarak bilinen birisi Mevlid-i Şerif okur. Daha sonra insanlara okunmuş şerbet ikram edilir. İnsanlar, burada toplu bir şekilde namaz kılar, dua eder, dilekte bulunurlar, ayrılırken de yemeğin fazlası ziyarete gelemeyenlere dağıtılır. Ziyaret pilavına yöre halkı bir kutsiyet kazandırmış ve pilavın şifalı olduğu inanışı mevcuttur. Eskiden yöre halkı, Ziyaretteki temiz taşların üzerine serdikleri yufka ekmeğin üzerine etli bulgur pilavını koyar ve kaşık kullanmadan, elleriyle veya yufka ekmeğiyle pilavı yerlerdi. Ziyarette pilav yeme

643

Pir Hasan Zerraki Türbesinin Giriş Kapısındaki Levha.

644 Cem Bayındır, Keban Gazetesi,(Keban’da Camiler, Tekke ve Zaviyeler, Kiliseler ve Nüfus),sayı

53.

usulü bu şekildeydi. Ziyarette “hayır” adı altında, çevreden gelen kişilere ziyafetler verilir646. Çocuk sahibi olmak isteyenler Allah’a dua eder. Pir Hasan Zerraki denilen zatı, dualarına aracı olmasını beklerler. Türbenin duvarlarına, dilek diledikten sonra taş yapıştırılır; eğer taşlar yapışırsa dileklerin kabul olacağına, yapışmazsa dileklerin kabul olmayacağına inanılır. Ziyaretten sonra çocuğu olan kadın, çocuğunun ismini Pir Hasan veya Hasan koyar. Ziyarete giden hamile kadınlar türbenin duvarlarına ellerini sürmezler. Eğer ellerini duvara sürdükten sonra hamile kadın elini vücuduna sürerse, doğacak çocuğun da vücudunda “ziyaret beni” diye bilinen bir lekenin olacağına inanılır. Yine ziyarette bulunan meşe ağaçlarının dokunulmaz olduğuna ve ağaçları kesenlerin çarpılacağına inanılır647

.