• Sonuç bulunamadı

2.3. Hayvanlar İle İlgili İnanışlar ve Değerlendirilmesi

2.3.1. Hayvanlarla İlgili İnanışlar

2.3.1.1. Evcil Hayvanlarla ilgili İnanışlar

Keban ve çevresinde bazı evcil hayvanlarla ilgili de inanışlar mevcuttur. Bu tür hayvanların içerisinden: “At, koyun, keçi, inek, öküz, horoz, köpek ve kedi” öne çıkmaktadır. Bunların içerisinde özellikle köpekle ilgili inanmalar çok yaygındır. Evcil, sadık ve olayları önceden hissetme yeteneği çok gelişmiş olan köpeğin sadece uluması ile değil uluma biçimi, uluma zamanı ve uluduğu yere de yaklaşan bir ölümü haber verdiğine inanılmaktadır. Köpeğin bu türden ulumasını önlemek için de köpek kovulur, taşlanır, önüne ekmek doğranır ve “ al da başını ye” denir. Köpeğin ezan okunurken uluması, şeytanların kaçmasına yorumlanır. Ayrıca yeni doğmuş köpek yavrularının gözleri açılmadan annesinden ayrı, karanlık bir yerde tutulmasıyla daha sadakatli olacağına inanılır. Yörede bazı köpeklerin kulakları kesilir ve kesilen kulağı köpeğe yedirirlerse, köpeğin daha güçlü olacağına inanılır. Yöre halkına göre çobanlar sürülerine sahip çıksınlar diye kurt yaratılmıştır. Yine sürüleri kurdun saldırılarından korumak için de köpek yaratılmıştır. Evlerde siyah renkli köpeklerin beslenmesinin uğursuzluk olduğuna inanılır. Köpeklerin kendisinden korkan insanları başından çıkan buharla tanıdıklarına ve onlara saldırdıklarına inanılır Ayrıca köpek, sadakat, sabır, tevekkül ve hissiyat timsali olarak görüldüğü için on birinci sıradaki yıl simgesi bir hayvandır. Bu yılda ölümlerin çoğaldığına inanılır. Yine bu yılda doğan çocukların geveze, sabırlı ve sezi yeteneğinin güçlü olacağı, bir yönüyle köpeğe benzeyeceğine inanılır552

.

Keban ve çevresinde özellikle koyun ve ineğin “mübarek” hayvanlar olduğuna, keçinin yaramazlığından dolayı “şeytana” benzediğine, kara koyunun ve kırmızı renkteki ineğin sütünün şifa olduğuna inanılır. Sütün nazar edilmemesi için başkasına yoğurt mayalamak için verilmediğine inanılır. Ayrıca bolluk ve bereket içerisinde geçen

551 S. V. Örnek, Türk Halk Bilimi, s. 209. 552 K.K., 4, 13, 21, 23, 24, 29, 37.

yıl için “koyun veya koç yılı” denilmektedir. Bu yılda doğan çocukların rızkının bol olacağına, dürüst ve yumuşak huylu olacağına inanılır. Savaşların çoğaldığı yılın “öküz

yılı” olduğuna inanılmaktadır. Bu yılda doğan çocukların güçlü, öfkeli ve mücadeleci

olacağına inanılır. Bazı koyun sürüsü sahipleri, hayvanlarını hastalıklardan korumak için, içinde Kur’an ayetleri yazılı, bronzdan yapılmış bir tası (Bkz. Ek-26), içinde su bulunan bakraçla hayvanların ağıllarında bulundururlar. Sancısı olan hayvanların kulakları kesilirse akan kanla iyileşeceğine inanılır. Çoban, koyunlarını atmış olduğu taş veya başka bir şeyle hasta ederse, çobanın elleri suyla yıkanır ve o su, hasta olan hayvana içirilirse iyileşeceğine inanılır. Bazı sürü sahipleri zekât verirken, ağıldan ilk çıkan hayvanı zekât olarak verirler. Böylece zekât ibadetlerini hakkıyla yaptıklarına inanırlar. Eti yenen hayvanların, bağırsakları uzun olduğu için çoğaldıklarına inanılır. Normal şartlarda her koyun ve keçi bir ya da iki tane yavru doğurur ama kedi, köpek, fare ve domuz gibi hayvanlar daha çok yavru doğurmalarına rağmen, eti yenen hayvanlar kadar çoğalmamaktadırlar553

.

Keban ve çevresinde aileler, yeni doğmuş çocukları için kurban keserler. Yine kimi insanlar her hangi bir hastalıktan, kaza ve beladan kurtulduktan sonra kurban keserler. Yeni inşa edilmiş bir mekân veya yeni alınmış bir arabanın hayırlı olması inancıyla kurban kesilir. Kesilen kurbanla kaza ve belaların önüne geçileceğine inanılır. Bazı insanlar kesmiş oldukları kurbanı, kendi bedenlerinin bedeli olarak görür ve kurbanlık hayvanlara minnet duyarlar. Çünkü asıl kurbanın kendileri olduğu, kesilen kurban sayesinde bundan kurtulduklarına inanırlar. Kesilen kurbanın canı geç çıkacak olursa, kesen kimsenin iyi bir kimse olmadığına yorulur. Yine kesilen kurbanın kalbi yarılır ve içinde kan birikmişse, kurbanı kesen kimsenin kalbinin kanla dolduğuna, çok sıkıntı çektiğine veya birilerinin kendisine sıkıntı çıkarttığına yorumlanır. Kesilen hayvanın canı erken çıksın diye üzerine bıçak konur554

.

Keban ve çevresinde at: Asalet, acelecilik, telaş ve süratin simgesi olarak görülür ve kutsal bir hayvan olduğuna inanılır. Eskiden düğünlerde gelinin bineği at olmak zorundaydı. Yine “at kafası” (Bkz. Ek-27) nazardan korunmak için bahçe ve tarlalarda, bir sırığa asılır; “At nalı” (Bkz. Ek-28) nazardan korunmak için evin kapısına veya duvarına çivilerle çakılır. Yine kartal ve aslan heykellerinin evin önüne konulmasıyla, evin nazardan ve bazı olumsuzluklardan korunacağına ve onlardan güç alınacağına

553 K.K., 1, 9, 13, 31.

inanılır Ayrıca “at” sahibi olan hanelerin bolluk ve bereket içerisinde olacağına inanılır. Yine tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler hayvan takviminde “At yılı”nın bolluk ve bereket yılı olduğuna inanırlar. “At yılı”nda doğan çocukların aceleci, toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan kimseler olacağına inanılır555

.

Keban ve çevresinde tavuk ve horozun önceleri uçabildiklerine, ilerleyen süreçte Allah’ın kuşları bir sınava tabi tuttuğunu ve tavukla horozun acele etmelerinden dolayı uçabilme kabiliyetlerini kaybettiklerine, horozun ezan vakitlerini bildiğine ve melekleri gördüğünde öttüğüne inanılır. Ayrıca toplumda kavga ve kargaşanın çoğaldığı yılın “tavuk ve horoz yılı” olduğuna inanılır. Bu yılda doğan çocukların tavuk gibi ya çok korkak olacağına veya horoz gibi kavgacı olacağına inanılır. Kedinin her zaman dört ayağı üzerine düştüğüne ve nankör olduğuna inanılır. Gece görülen kara kedi uğursuzluğa yorumlanır. Kedileri öldürmenin büyük günah olduğuna ve öldüren kişilerin musibete uğrayacağına inanılır. Bir kimsenin evinde, ahırında veya evinin çevresinde kedi ya da köpek doğuracak olursa o ev sahiplerinin zengin olacaklarına inanılır. Çocuğu olmayan kadınların deve sütü ve eti yemeleri halinde çocuk sahibi olacaklarına inanılır556

.