• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: SEYYAHLAR VE BATI’DAN DOĞU’YA KİTAP KÜLTÜRÜ

2.3. SEYYAHLARIN ESERLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Seyyahların tarihsel metinler bırakması, çok yaygın bir uygulama olarak gözükmemektedir. Sayıca azdırlar. Metinleri yazanların seyahat yaptıkları ile ilgili soru işaretleri ve tartışmalar olmaktadır. Dönemin Batılı yazarları ile ilgili Osmanlı tarihi metinleri ile ilgili geniş bir literatür35 vardır. Ama bunların tarihsel düzen içerisinde birbirlerini içerik olarak kopyalaması sorunu ve özgünlüğü her eser için detaylı araştırılabilecek çalışmalardır. Tarih yazıları olarak değerlendirdiğimiz eserler, Osmanlı tarihi literatüründe çoğunlukla kullanılan eserlerdir. Bu eserlerin büyük çoğunluğunun Türkçe çevirisi bulunmamaktadır. Bu eserler özel bir konuda yazılabildiği gibi, genel bir Osmanlı veya Türk tarihi adıyla da yayınlanabilmektedir. Lazaro Soranzo, Michel Baudier, Luigi Marsigli, Paul Rycaut, Theodore Spandounes, Giovanni Sagredo, Jacobus Palaelogus, Christopher Richer gibi kişilerin Osmanlı’ya geldikleri ve seyahatname başlığında değil, genel veya belli tarihsel konularda “history, histoire” şeklinde kelimelerle başlayan başlıklara sahip tarih kitabı yazdıkları görülmektedir.

2.3.2. Dil Konulu Yazılar: Sözlükler ve Gramerler

Osmanlı’ya gelen seyyahlar arasında dilbilimci olarak çalışan veya dil ile ilgili eserler bırakanlar önemli bir yer tutmaktadır. Bunların varlığı Doğu’nun Batı’ya olan bilgi akışı açısından çok önemlidir. Brentjes (2002, s.251-252), bunları sözlük hazırlayan, kitapları çeviren, kitap satın alan kişiler ve Batı ile Doğu arasında bilimsel bir köprü kuranlar olarak tanımlarken, böyle bir tanımı sadece bu kişilere yüklemek tartışmalı bir durum olmaktadır. Çünkü birçok seyyah da dil bilimci olmamasına rağmen Türkçe söz hazinelerinden yararlanmış ve bunlar üzerine çalışmıştır. Dil ile doğrudan ilgisi olmayan birçok seyyahın da yoğun bir şekilde kitap satın alımları yaptığı görülmektedir. Çalışma içerisinde de Türkçe sözlük, gramer veya konuşma kılavuzları yazan seyyahlar dışında, Latin harfli Türkçe metinleri yazan ve kullanan seyyahlardan da yararlanılmıştır. Bunun sebebi de Latin harfli Türkçe yazımda, yazarın bunu duyup kendi ana dilinin ses kurallarına göre yazmasıdır. Bunlar dışında seyyahların büyük çoğunluğu eserlerinde birkaç Türkçe kelimeyi, Latin harfleriyle duydukları gibi yazmışlardır. Çalışmamızın ana konusu bu olmadığı için, bu konuda sadece belli

özellikleri olan, geniş bir söz varlığı kullanan veya konuşulan ve yazılan dil ile ilgili görüşler ortaya koyan seyyahlar değerlendirilmiştir.

Bir kişi şayet “ben oraya gittim”, “gördüm” veya “orası ile ilgili şunları yazdım” demediği veya 1.tekil kişi ile olayları anlatmadığı sürece, yazdıklarına bakarak gelip gelmediğini, seyahat edip etmediğini tahmin etmek zordur. Dil konusunda yazılan yazılar, sözlükler ve gramer kitabı gibi Türkçe eserler, dönem çalışmalarının yazarlarının bu koşullarda değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bir sözlük ve gramer yazarı temelde seyyah değildir, seyahatname türünde bir edebi eser yazmayı amaçlamamış olabilmektedir. Ama hazırladığı çalışmaları yapabilmeleri için Osmanlı topraklarında bulunması gerekmektedir. Aksi durumda kendi ülkesinde bulunan veya savaşlar sırasında karşılaştığı bir Türk’ten yardım alarak da bunları yazması mümkündür ama bu, düşük bir ihtimal olmaktadır. Çünkü gramer veya geniş bir sözlük sıradan bir Türk’ten öğrenilebilecek teknikte bir bilgi değildir. Bu sebepten Türk dili ile ilgili çalışma yapan tüm kişilerin bir şekilde Osmanlı’ya geldiğini düşünmemiz gerekmektedir. Bunun bir diğer sebebi de bu yazarların, sözlüklerinde veya gramer kitaplarında Latin harfli Türkçe yazımları kullanmalarıdır. Bir sözcüğü duymadan Latin harfleriyle yazmak zor bir süreçtir. Bu yüzden bu noktada yapılan tüm çalışmaların yazarlarının Osmanlı topraklarında bulundukları varsayılarak seyyah olarak değerlendirilmektedir. Örnek olarak, Thomas Vaughn’un sözlüğü (1709) için yapılan çalışmada da bu varsayım belirtilmekte ve 1697 yılında Türkçe konuşan memleketlerde bulunduğu söylenmektedir.36

Dil eserlerinden, bu örnekler ve değerlendirmeler dışında, çalışmanın Ek 1.’de yer alan Dönem Literatüründe Kullanılan ve Batılı Seyyahların Bakış Açısından Basımcılık ve Kitap ile İlgili Yabancı ve Türkçe Terimler içinde yararlanılmaktadır.

2.3.3. Seyahatname Metinleri

Çalışmamızda yararlanılan en geniş kaynakları, doğrudan seyahat anısı veya günlük olarak yazılan eserler oluşturmaktadır. Seyahatlerde genel olarak İngilizcede, “Voyage,

Travel, Journal, Itinaires, Journey, Discourses, Relation, Observations, Peregrinations” şeklinde, bunlardan farklı olarak Almancada “Reisen”, Latincede

36 Vaughan’ın hayatı hakkında çok az bilinmesine rağmen Levant Company ile ilişkisinden dolayı, büyük

“iter” İtalyancada ise “viaggio” şeklinde tanımlanan terimlerle başlık atılmaktadır.

Seyahatnamelerde ana başlık dışında alt başlıklar ile birlikte metin, okuyucu için merak edilir hale getirilmekte ve bunun için de seyahat ettikleri yerler detaylı yazılmaktadır.37 Bazen de kitabın hangi konularda hangi alt başlıklarda olduğu kapak sayfasında yazılmaktadır.38

2.3.4. Mektuplar

Mektuplaşmalar da genel olarak seyahatname şeklinde olmamakla birlikte aynı noktada değerlendirilebilir, çünkü Avrupa’daki muhataplarına yazdıkları mektuplar anlık ve günlük hazırlandığı için değerli gözlemlerdir. Zaman zaman Busbecq gibi elçiler, gözlemlerini mektup türünde yazarken, Pietro Della Valle, Edward Pococke ve Levinus Warner gibi önemli doğu bilimci seyyahlar da mektuplaşmayı ve anılarını mektup türünde yazmayı seçmişlerdir. Mektuplaşmalar genellikle, “letters” veya

“correspondance” şeklinde başlıklar taşımaktadır. Pietro Della Valle örneğindeki gibi

seyahat başlığı altında mektuplaşmalar da söz konusu olabilmektedir. Bu mektuplaşmalar siyasi, kültürel ve sosyal konularda, diğer ülkedeki resmi veya resmi olmayan muhataplarına doğrudan bilgi paylaşımı amaçlı olabildiği gibi, sevdiklerine ve tanıdıklarına da şahsi mektuplar şeklinde de olabilmektedir (Brentjes, 2002, s.251) Örneğin, Osmanlı’da faaliyet gösteren Venedikli ya da İngiliz tüccarlar da seyahatname şeklinde yayınlanacak kitaplar değil, Venedik veya Londra’daki muhataplarına iş ile ilgili mektuplar yazmaktadırlar (Faroqhi, 1999, s.185). Hamilerinin kitap alması için

37 Örnek olarak: An itinerary vvritten by Fynes Moryson Gent. First in the Latine tongue, and then translated by him into English: containing his ten yeeres trauell through the tvvelue dominions of Germany, Bohmerland, Sweitzerland, Netherland, Denmarke, Poland, italy, Turky, France, England, Scotland, and Ireland. Diuided into III parts. The I. part. Containeth a iournall through all the said twelue dominions: shewing particularly the number of miles, the soyle of the country, the situation of cities, the descriptions of them, with all monuments in each place worth the seeing, as also the rates of hiring coaches or horses from place to place, with each daies expences for diet, horse-meate, and the like. The II. part. Containeth the rebellion of Hugh, Earle of Tyrone, and the appeasing thereof: written also in some of a journall. The III. part. Containeth a discourse vpon severall heads, through all the said severall dominions.

38 Örnek olarak: Thevenot, M.(1687). Travel into the Levant. The First Part. Wherein The States and Dominions subject to the Grand Signiori the Manners, Religions, Forces, Governments, Politicks, Languages, and Customs of the Inhabitants of the great Empire rea curiously handled. Together with many particularsa of the archipelago, Constantinople, the Holy Land, Egypt, the Pyramids, Mummies, Deserts of Arabia, Mecha and several other places of Ais and Africa, lately observed, and not hitherto described. Besides the memorable things that Happened at atha last siege of Babylon, otherwise called Bagdat: Te ceremonies at the reception of the ambassadors of the Mogul: and the Author’s conversation wit the ambassador of Prester John, who among many otherthings, gave him an account of the sources of the NILE. London

gönderdikleri seyyahlar veya bilim adamları da seyahatnameler yerine Floransa’daki (Medici’lere kitap aracıları ve temsilcileri tarafından yazılan çok çeşitli mektuplar), Paris’teki hamilerine (Vansleb-Colbert mektuplaşmaları) yazdıkları mektuplarla gözlemlerinin, isteklerinin, günlük faaliyetlerinin raporlarını sunmaktadırlar. Eserlerin içeriklerinde hem mektup hem günlük hem de bilimsel notlar da yer alabilmektedir. Louis Gedoyn’un eserinde olduğu gibi “journal et correspondance” şeklinde başlıklar ile birden çok edebi türü aynı kitapta birleştirebilmektedirler.

2.3.5. Bilim Metinleri

Osmanlı’da bulunan seyyahlardan bilimsel konularda gelenler arasında çalışmamızda yararlandığımız, doğu bilimci, dilbilimci ve astronom Guillauime Postel, botanikçi Pierre Belon, botanikçi Leonhard Rauwolf, matematikçi Isaac Barrow ve doğa bilimci ve topograf Petrus Gyllius gibi kişiler mesleklerine göre tanımlanmaktadır ve çoğunlukla mesleki konularda eserler vermektedirler. Bunların eserleri, seyahat yazıları veya diğer türlerdeki gibi başlıklara sahip olmakla birlikte içerikleri genelde bilimsel çalışmalar olmaktadır. Kitap başlıklarında veya genel şekillerinde ortak noktaları olmayan bu eserler tamamen yazarın ihtiyaçlarına ve bilimsel yöntemlerine göre gelişen türde eserler olmaktadır.

2.3.6. Diplomatik Metinler

Pek çok elçi seyahatname veya raporunu kendisi yazmamaktadır. Elçiliğin daha kıdemsiz bir çalışanı, yayımlanacak metni hazırlamaktadır (Yerasimos, 1991, s.18; Faroqhi, 1999, s.180). Venedik diplomatlarının yerleşik gelenekleri, burada Yeniçağ Avrupası’nın diğer ülkelerinde olduğundan çok daha nitelikli raporlar tutulmasını sağlamaktadır (Faroqhi, 1999, s.181). Bu konuda en düzenli diplomatik raporlar, Balyos’ların Senato’larına sundukları resmi raporlar olan, “relazione”lerdir. Çalışmamızda bu eserlerin içeriği açısından daha çok askeri ve siyasi konular işlendiği için relazione’lerden yeterince yararlanılamamıştır. Ayrıca, her elçi, ziyaretini resmi bir rapora dönüştürmemekte veya rapor dışında da eser üretmekte, mektup veya günlük gibi herhangi bir edebi türde yazabilmektedir. Bunlar elçi veya yanındaki bir kişi tarafından yazılsa bile siyasi ve resmi olmamakta, tam tersine sanatsal, kişisel veya kültürel gözlemleri içermektedir.

Bu şekilde görülmektedir ki Osmanlı’ya yönelik oluşan seyahat literatürü sadece seyahat literatürü değildir ve bu literatürü ortaya koyan kitap veya yayın serileri aynı zamanda tarih kitabı, coğrafya kitabı, sosyal tarih kitabı, bilim kitabı, diplomasi kitabı veya bir mimari kitabı olarak görülebildiği gibi, bir tiyatro, şiir, hikâye ve herhangi bir edebiyat türünde eserlerin de ilhamı olabilecek nitelikte olabilmektedir. Çünkü seyahatin yapıldığı dönemin en etkin birinci el kaynakları, seyahat kitabıdır ve bunların yayınları yayıncılar, bilim adamları ve okuyucular için çok önemli bir kaynak haline gelmektedir.

Seyyahların görüşleri yazdığı eser hangi edebi türde olursa olsun bu dönemden itibaren her dönemde çok önemli ve etkili olmuştur. 19.yüzyılda Osmanlı topraklarına gelen ve Ege Adaları’nın manastır kütüphanelerini ziyaret edip buradaki elyazmaları üzerine Kraliçe’ye bir rapor hazırlayan Coxe (1858, s.23-24), “Seyahatnameler tarihte bazı

boşlukları doldurmakta kullanılır,” demektedir. Bu söz kendisinden önce bu topraklara

seyahat eden 1000’e yakın seyyahın tecrübelerinden çıkarılmış bir cümle olarak önemlidir.

2.4. BATI’DAN DOĞU’YA KİTAP KÜLTÜRÜ