• Sonuç bulunamadı

Servet Vergisinin Etkinliğinin Değerlendirilmesi

Servet üzerinden alınan vergiler geçmişte çeşitli ülkelerde geniş uygulama alanları bulmuş olsalar da, günümüzde servet vergileri önemlerini kısmen yitirmiş

290 Şener, s.276

291 Edizdoğan - Çelikkaya, s.148

292 T.C. Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye'de Kurumlar Vergisi Uygulamasının Firma Davranışları Üzerindeki

bulunmaktadır. Bu değişimdeki en büyük etken, servet vergilerinin kapitalist sistemin temel unsuru olan özel servet birikimini yok edeceği kaygısıdır293.

Diğer taraftan, vergi sisteminin etkinliğini ve vergilemede adaleti sağlayabilmek adına, ödeme gücünü kavramakta tek başına yeterli olmayan gelirin yanında, servetin de ödeme gücünün temel bir göstergesi olarak vergi sistemi içinde yer alması şarttır. Bilindiği gibi, sahip olunan servet unsurları gelir getirmeseler veya harcanmasalar dahi, bireylere önemli bir tatmin ve güvenlik duygusu ile toplumsal ve iktisadi güç verirler. Bu çerçevede, servet üzerinden vergi alınması, diğer vergilerin ödeme gücünü yakalamaktaki eksikliğinin giderilebilmesi açısından son derece önemlidir294.

Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin servet üzerinden alınan vergilerle desteklenmesi durumunda, bu vergilerin yapısından kaynaklanan eksikliklerin önemli bir kısmının giderilebilmesi mümkündür. Ancak, servet vergilerinin ülkemizde emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi gibi dar kapsamlı biçimde uygulanmasının bir sonucu olarak, ne gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin eksikliklerinin giderilebilmesi, ne de kamu kesimi finansman ihtiyacının karşılanabilmesi mümkün olmaktadır295.

Esasen Türk vergi sistemi etkinlik ve adalet açısından gelişmiş ülkelere göre son derece olumsuz bir yapıdadır. Sistem biçimsel olarak gelişmiş ülkelerin vergi yapısına benziyor olsa da, aslında son derece çarpık ve yetersiz bir konumdadır. Bunun en önemli sebebi, sistemin gelişmiş ülkelerde uygulandığı biçimiyle genel bir servet vergisi uygulaması içermiyor olmasıdır296.

293 Uluatam, Kamu Maliyesi, s.351 294 Uluatam, Kamu Maliyesi, s.352 295 Uluatam, Kamu Maliyesi, s.378 296 Şener, s.308

1. Servet Vergisinin Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkileri

Merkezi Yönetim Konsolide Bütçesi’ndeki vergi gelirleri incelendiğinde, Türk vergi sisteminin gelir üzerinden alınan vergiler ile harcamalara ve devlet hizmetlerinden yararlanmaya ilişkin vergilere dayandığı görülmektedir. Bu vergiler, toplam vergi hâsılatının %98’ini sağlarken, servet üzerinden alınan vergilerin katkısı ancak %2 mertebesindedir297.

Esasen servet vergilerinin çağdaş vergi sistemlerinde nispi olarak önemini yitirmiş olduğu bilinen bir olgudur. Ancak vergi yapısı Türkiye’nin vergi yapısına büyük ölçüde benzerlik gösteren ülkelerde, servet üzerinden alınan vergiler toplam vergi gelirlerinin ihmal edilmeyecek bir kısmını oluşturmaktadır298.

Gerek OECD, gerekse AB ülkelerinde, servet üzerinden alınan vergiler toplam vergi gelirlerinin yaklaşık %5’lik kısmını sağlarken,299 Türkiye’de konsolide bütçe vergi gelirleri içinde servet vergilerinin payının %2’ler düzeyinde kalması dikkatle değerlendirilmesi gereken bir durumdur300.

Gelişmiş ülkelerde servet vergisi uygulamasının temel amacı, servet dağılımındaki adaletsizliğin neden olduğu gelir dağılımı adaletsizliğini gidermektir. Yaygın kanaatin aksine, artan oranlı gelir vergisi, kurumlar vergisi ve tüketim vergisi uygulamasının gelir dağılımını iyileştirme olanağı yoktur.

Çünkü vergi oranı arttıkça, bir taraftan vergiden kaçınma imkânları artarken, diğer taraftan vergi kaçakçılığının da artması nedeniyle, vergi gelirlerinde önemli bir artış sağlanamamaktadır.

297 T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri

Gerçekleşmeleri, http://www.muhasebat.gov.tr/mgmportal/

298 Uluatam - Taş - Dikmen, s.32

299 OECD Revenue Statistics of OECD Member Countries. Servet Unsurları Üzerinden Alınan Vergilerin Toplam

Vergi Gelirleri İçindeki Payı, 2009, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/HTML/VI/OECD10.htm

Buna karşın, servet vergileri yarattıkları iki tür etkiyle gelir dağılımını iyileştirmektedirler. Bunlardan birincisi, servet vergisinin gelir dağılımındaki bozulmanın temel nedeni olan servet dağılımındaki eşitsizliği doğrudan ortadan kaldırılmasıdır. İkincisi ise, servet vergisinin gelir, kurumlar ve tüketim vergilerinin hâsılatlarını dolaylı yoldan artırmasıdır. Zira servet vergisi kapsamlı bir vergi olduğundan ve bütün gelir ve servet unsurlarını bünyesinde topladığından; gelir, kurumlar ve tüketim vergilerinin matrahları doğrudan doğruya saptanabilmektedir301.

2. Servet Vergisinin Kaynak Dağılımı Üzerindeki Etkileri

Bilindiği gibi Türk kamu kesiminde uzun yıllardır devam eden büyük boyutta kamu tasarruf açığı vardır. Buna mukabil, Türk özel kesiminde genel olarak bir tasarruf fazlası görülmektedir. Ancak bu tasarruf fazlasının miktarı kamu kesiminin tasarruf açığını karşılamaya yetmediğinden, kamu kesimi ekonominin bütününde yaşanan enflasyonunun temel kaynağı olmaktan kurtulamamaktadır.

Kamu kesiminin büyük finansman açığı iç borçlanma yoluyla kapatılmaya çalışılsa da, uygulanan vergi politikasının özel kesim tasarruflarını kamu kesimi açıklarını kapatacak ölçüde büyütememesi nedeniyle, ekonominin genel finansman açığı yıllardır yoğun bir dış tasarruf ithaliyle giderilmeye çalışılmaktadır302.

Oysa genel bir servet vergisi uygulaması, kaynak dağılımında eşitsizlik ve etkinsizlik yaratan unsurları azaltılmanın yanı sıra, ekonomik istikrara katkıda bulunacak ve kamu finansmanının sürdürülebilmesini sağlayacaktır.

Bununla birlikte, Nicholas Kaldor’a göre, servetin vergilenmesi ekonomide atıl bırakılan servet unsurlarının ekonomiye kazandırılmasını da sağlayacaktır. Bu çerçevede, Kaldor’un “potansiyel hâsıla” yaklaşımına göre, servet sahipleri

301 Şener, s.303

ödeyecekleri servet vergisi nedeniyle uğrayacakları kayıpları giderebilmek amacıyla, atıl tuttukları servet unsurlarını zorunlu olarak ekonomiye kazandıracaklardır303.

Buna mukabil, Türk vergi sisteminde gerçek anlamda servet vergisi uygulaması olmaması ve ticari gelirin beyanname ile bildirilmesi, devletin vergi gelirini önemli ölçüde azaltarak, kamu kesiminin finansman ihtiyacını artırırken, servet vergisinin yokluğu otokontrol mekanizmasının işlemesini önleyerek, gelir vergisi matrahında yer alması gereken gelir unsurlarının yanı sıra, diğer vergi gelirlerinin de kolayca kaçırılabilmesine imkân vermektedir304.

3. Servet Vergisinin Ekonomik İstikrar Üzerindeki Etkileri

Servet vergilerinin gelir dağılımı ve kaynak ayrımı üzerinde oldukça önemli etkileri olmasına karşın, istikrar fonksiyonu üzerindeki etkileri sınırlıdır. Gelişmiş ülkelerde uygun bir oran ve etkin bir biçimde uygulanan servet vergileriyle gelir dağılımı adaletsizliği önemli ölçüde iyileştirilebilmekte ve kaynaklar ekonomiye kazandırılarak verimli yatırımlar hızlandırılabilmektedir. Ancak ülkemizde kapsamlı bir servet vergisi uygulaması bulunmadığından, söz konusu potansiyel faydalar realize edilememektedir305.