• Sonuç bulunamadı

Kişisel Harcama Vergisinin Enflasyon Üzerindeki Etkileri

C. Kişisel Harcama Vergisinin Ekonomik İstikrar Üzerindeki Etkileri

1. Kişisel Harcama Vergisinin Enflasyon Üzerindeki Etkileri

Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için; tam istihdamın sağlanması, ödemeler bilançosu dengesinin korunması ve makul bir ekonomik büyüme hızına ulaşılması hedefleri son derece önemli ve hassas unsurlar olmakla birlikte, esasen ekonomik istikrarın sağlanabilmesindeki en önemli unsur, ekonomide fiyat istikrarının sağlanması ve korunmasıdır533.

528 Feldstein, Martin. The Rate of Return, Taxation and Personal Savings, The Economic Journal, September

1978, s.486

529 Joint Committee on Taxation. Background Materials on Business Tax Issues Prepared for the House

Committee on Ways and Means Tax Policy Discussion Series, Washington, US House Committee on Ways and Means, 2002, s.66

530 Joint Committee on Taxation, s.67 531 Little, s.119

532 Joint Committee on Taxation, s.66

533 The World Bank Regional and Sectoral Studies. Tax Reform in Developing Countries, Washington, The World

Ekonomide fiyat istikrarının sağlanması ve korunması, fiyatlar genel düzeyinde meydana gelen dalgalanmaların önlenmesidir. Ekonomide fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan ve süreklilik gösteren dalgalanmalar, fiyatlar genel düzeyinin sürekli yükselmesi veya sürekli düşmesi şeklinde görülür. Birinci durumda enflasyon, ikinci durumda ise deflasyon söz konusu olur. Günümüzde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde fiyatlar genel düzeyinde sürekli bir artış söz konusudur. Bunun neticesinde ortaya çıkan enflasyonla mücadele, günümüzde bütün ülkelerin ekonomi politikalarının temel unsurlarından birini oluşturmaktadır534.

Enflasyon, ekonomik istikrarın bozulmasına neden olmanın yanı sıra, vergi sistemlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Enflasyon vergi sisteminin bozulmasına neden olurken, vergi sisteminde etkinlik olmayışı, enflasyona neden olan en önemli unsurlardan biridir. Buna istinaden, enflasyon ve vergi arasında çift yönlü bir ilişki söz konusudur535. Örneğin, Türkiye’de enflasyonun nedeninin kamu finansman açığı olduğu, kamu finansman açığının nedeninin ise vergi gelirlerinin yetersizliği olduğu bilinen bir gerçektir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede enflasyonla mücadelede en etkin silahın etkin vergileme olduğu söylenebilir536.

Vergilemede enflasyona ilişkin ölçümleme ve değerlendirme yapabilmenin en zor yanı, genelde enflasyonun yüksek ve değişken bir unsur olmasıdır. Örneğin, bir malın satışı üzerinden elde edilen kârın doğru bir şekilde hesaplanabilmesi için; malın satış fiyatı ile maliyet fiyatı arasındaki farkın tam olarak tespit edilmesi ve üretim ve satış zamanı arasında geçen süre boyunca üretim faktörleri üzerinde etkin olan enflasyon farkının tam olarak hesaplanması gerekir. Bu tür bir hesaplamada yanlışlık yapılması enflasyon kazanç ya da kayıplarına neden olacağından, özellikle gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında vergi tabanını önemli ölçüde değiştirir537.

534 Ersoy, s.123 535 Ahıska, s.10 536 Ahıska, s.3

Bazı iktisatçılar vergilemenin temel amacının enflasyonu kontrol altında tutmak olduğunu savunmaktadırlar. Gelişmekte olan bir ülkede bu varsayım ekonomik büyüme ve kalkınma için temel öneme sahiptir. Çünkü gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun ekonomi üzerindeki baskısı genellikle yüksek olduğundan ve bu ülkelerde tasarruf düzeyi yok sayılabilecek kadar az olduğundan, bu ekonomilerde marjinal vergi oranının ortalama vergi oranından daha yüksek olması bir zorunluluktur. Bu koşul sağlandığında, hükümetler ekonomik büyümeyi sağlayacak enflasyon baskısına her zaman sahip olacaklardır. Teoride, bu koşulu sağlayan en basit vergileme biçimi kapsamlı gelir vergisidir. Ancak gelir vergisinin dar kapsamlı uygulanması böyle bir etkiyi yok etmenin yanı sıra, tersine etkilere neden olmaktadır. Buna mukabil, kişisel harcama vergisi modeli enflasyonu kontrol altına almak için son derece etkin ve önemli bir vergileme yöntemidir 538.

Kişisel harcama vergisinin amacı belirli bir dönemde yaratılan tüm kaynakların tasarruflar haricindeki kısmını vergilemek olduğundan, harcamaları yüksek oranlarda vergilemek ve tasarrufları vergi dışında bırakmak suretiyle enflasyonla mücadele, gelir vergisi sisteminde vergi oranlarını yükselterek yapılan mücadeleye göre çok daha etkin ve kesin bir araçtır. Çünkü gelir vergisi oranlarını artırmak suretiyle enflasyonla mücadele etmek, hem bireylerin çalışma istek ve arzusunu azaltmakta, hem de tasarruf edilebilir kaynaklarını azaltmaktadır539.

Bu çerçevede, kişisel harcama vergisinin temel amacı bireyleri daha fazla çalışıp daha az harcamaya teşvik etmek değil, bireyleri mevcut gelirlerinden daha fazla harcamamaya teşvik etmektir. Ekonomik büyüme ve ekonomik istikrar açısından değerlendirildiğinde, kişisel harcama vergisi bir taraftan sağlayacağı tasarrufla enflasyonu baskı altına alırken, diğer taraftan tasarrufların daha çok gelir getiren yatırımlara kaydırılmasını da sağlayacaktır540.

538 Hicks, s.304

539 Hacıosmanoğlu, Özel Kıyas Yöntemine Alternatif Şahsi Harcama Vergisi, s.9 540 Hicks, s.311

Kişisel harcama vergisinin artan oranlı uygulanması ve vergi ödeme gücüne ulaşabilmek için her türlü indirim ve istisna uygulamasına olanak tanıması enflasyonla mücadelede etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlamaktadır541. Buna istinaden,

tasarrufları teşvik eden ve harcamaları yüksek oranda vergileyerek sınırlayan yapısıyla, kişisel harcama vergisi talepten kaynaklanan enflasyonu doğrudan kontrol altında tutan etkin bir vergileme aracı olarak kullanılabilmektedir542. Kişisel harcama vergisi yapılan harcama türü üzerinde herhangi bir ayrım yapmadığından, bu vergi sisteminin uygulanması her türlü harcama unsurunun kısılabilmesi açısından olumlu bir nitelik taşımaktadır543. Bununla birlikte, ekonomik talebin hızla artırılması istenilen deflasyon dönemlerinde, kişisel harcama vergisi oranlarının düşürülmesiyle, ekonomik hayatın kısa sürede canlandırılması ve deflasyon sürecinden süratle çıkılmasının sağlanması mümkündür544.

Diğer taraftan, kişisel harcama vergisi gelir vergisinin aksine enflasyondan olumsuz şekilde etkilenmeyen bir vergidir. Enflasyon vergi sisteminin birçok unsurunun yapısını bozarak aşınmaya neden olduğundan, özellikle gelir vergisindeki muafiyet, indirim, istisna ve matrah unsurlarının etkinliğinin kaybolmasına ve mükelleflerin vergi yüklerinin farklılaşmasına neden olmaktadır545. Bu çerçevede, kişisel harcama vergisi sisteminde enflasyonun vergi adaleti ve vergi verimliliği üzerindeki bozucu etkisi gelir vergisine kıyasla çok daha sınırlıdır. Bununla birlikte, kişisel harcama vergisi sisteminde vergi matrahının hesaplanmasında yalnızca cari dönem işlemleri kullanıldığından, gelir vergisi sisteminden farklı olarak, vergi matrahının enflasyona göre yeniden düzenlenmesine de ihtiyaç yoktur546.

541 Ersoy, s.124

542 Edizdoğan - Çelikkaya, s.202 543 Ersoy, s.124

544 Edizdoğan - Çelikkaya, s.202

545 Şenatalar, Burhan. Dolaysız Vergilerle İlgili Öneriler, Türk Ekonomisine Sosyal Demokrat Çözümler Cilt I,

Makro-Ekonomik Politikalar ve Kamu Kesimi Dengesi, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı, Anadolu Matbaacılık, 1991, s.102, Ersoy, s.8