• Sonuç bulunamadı

ÖDEMELER BİLÂNÇOSU VE FİNANSAL LİBERALİZASYON Finansal liberalizasyon politikalarının hayata geçirilmesi sonucu sermaye

2.1. Ödemeler Bilânçosu

2.1.2. Sermaye ve Finans Hesabı

Ödemeler bilançosunun ikinci ana hesabı olan sermaye ve finans hesabında, ülkenin dış alemle gerçekleştirdiği varlık işlemleri yer alır. Sermaye hesabında tahvil, hisse senedi, ev, arsa, gibi varlıkların alım satımı ile banka mevduat hesapları kaydedilir. Ödemeler dengesi bilançosu açısından, yurt dışından ülkeye sermaye girişi bir alacak işlemi, ülkeden sermaye çıkışı da bir borç işlemidir. Bu özellik mal ve hizmet akımlarındaki durumun tersidir (Cihan, 2005:20).

Sermaye ve finans hesabı kendi içinde sermaye transferleri (borcun bağışlanması, göçmen transferleri) ve üretilmeyen, finansal olmayan varlıklar (kara parçası gibi üretilmeyen varlıkların alım satımı ile patent yayımlama hakkı gibi maddi olmayan varlıklar) olarak sınıflandırılmaktadır. Ülkenin tahvil, hisse senedi, ev, arsa gibi varlıkların yurtdışında satışından ve yurtdışında yerleşik olanların ülkede açtırdıkları banka mevduat hesaplarına para yatırmalarından o ülkeye sermaye

girmiş olur. Bir ülkede yerleşik kişilerin yurtdışından tahvil, hisse senedi, ev, arsa gibi varlıklar satın almaları ve yabancı ülkelerde banka mevduat hesapları açtırmaları sonucu ülkeden sermaye çıkışı olur.

Sermaye ve finans hesabını oluşturan, sermaye girişi ile çıkışının toplamına, sermaye ve finans hesabı dengesi denir. Sermaye ve finans hesabının borçlu bakiye vermesi, ülkenin bilanço dönemi içerisinde net olarak dış dünya üzerindeki mali veya fiziki yatırımlarının arttığını, alacaklı bakiye vermesi ise dışarıya gönderdiğinden daha fazla sermayeyi ülkeye çekebildiğini ifade eder (Seyidoğlu, 2003:407). Ödemeler bilançosunda önemli bir yere sahip olan sermaye ve finans hesabı kendi içinde doğrudan yatırım hesabı, portföy yatırımları hesabı ve diğer yatırımlar hesabı olmak üzere üçe ayrılır.

2.1.2.1. Doğrudan Yatırım Hesabı

IMF’nin Ödemeler Dengesi 5. El Kitabı (Balance of Payments Manual-5th Edition) ve OECD’nin Doğrudan Yatırım Tanımları Kitabı’nda (OECD Benchmark Definition of Foreign Direct Investment- 3rd Edition), doğrudan yatırım, bir ülkede yerleşiklerin başka bir ülkede yerleşik şirkette sürekli bir pay elde ettiği uluslararası yatırım kategorisi olarak tanımlanmaktadır. Doğrudan yatırım şirketi, yabancı yatırımcının bir şirketteki hisse senetlerinin yüzde 10 ve/veya daha fazlasına sahip olduğu şirketler olarak tanımlanmakta, hisse senetlerinin yüzde 10 ve/veya daha fazlasına sahip olunması da doğrudan yatırım ilişkisinin varlığını belirlemektedir. Doğrudan yatırımlar kalemi yatırımın yönüne göre yurtdışında doğrudan yatırımlar ve yurtiçinde doğrudan yatırımlar olarak ikiye ayrılmaktadır (TCMB, 2007:6).

Doğrudan yatırım, yatırımcının yerleşiği olduğu ekonomi dışındaki bir ekonomide yaptığı uzun vadeli yatırımı gösterir. Burada yatırımcının kurulusun sermayesinde yüzde 10’dan (dahil) fazla paya sahip olması veya yönetiminde söz sahibi olması esastır (TCMB:7). Bu bakımdan doğrudan yatırım, doğrudan yatırım şirketleri ile doğrudan yatırımcıların kendileri yada bu yatırımcıların diğer doğrudan

yatırım kuruluşlarından birisi arasındaki bütün sermaye işlemlerini kapsar (Hazine, 1997:27).

Doğrudan yatırımcı ile doğrudan yatırım isletmesi arasında gerçekleştirilen tüm finansal alacak ve finansal yükümlülük işlemleri iki istisna dışında ödemeler dengesi istatistiklerinde doğrudan yatırım olarak sınıflandırılmaktadır. Bunlardan ilki olan finansal türev işlemleri dış borç istatistiklerine de dahil edilmemektedir. İkinci olarak ise her iki tarafın da finansal aracı olması durumunda, a) taraflar arasında gerçekleştirilen borç işlemleri ödemeler dengesi istatistiklerinde Diğer Yatırımlar/Krediler yada ve Diğer Yatırımlar/Portföy Yatırımları gibi ilgili diğer kalemler altında sınıflandırılmaktadır, b) sadece sermaye, yeniden yatırıma dönüştürülen karlar ve doğrudan yatırımcının doğrudan yatırım işletmesine sağladığı ve diğer sermaye olarak sınıflandırılan kalıcı borç doğrudan yatırım kalemi altında gösterilmektedir. Kalıcı borç, doğrudan yatırımcının uzun dönemli çıkarını yansıtan bir çeşit sermaye benzeri kredidir (Mutlu, 2006:22).

2.1.2.2. Portföy Yatırımları Hesabı

Portföy yatırımları, Doğrudan Yatırımlar ve Rezerv Varlıklar kalemleri altında gösterilenler dışındaki alım satımı yapılan menkul kıymetleri kapsamaktadır (Mutlu, 2006:22). Kısaca menkul değerlere yapılan yatırımlar olarak tanımlanan portföy yatırımları, genellikle devlet yada özel kuruluşların bono ve tahvilleri ile hisse senedi ve diğer para piyasası araçlarını içermektedir (TCMB:7).

Portföy yatırımları, varlıklar ve yükümlülükler olmak üzere iki ana başlıktan oluşmaktadır. Varlıklar kısmında yurt içi yerleşiklerin dış piyasalardan menkul alım ve satımları gösterilmektedir. Varlıkların (-) bakiye vermesi dış piyasalardan alımların satımlardan fazla olduğunu, (+) bakiye vermesi ise satımların alımlardan fazla olduğunu göstermektedir. Yükümlülükler kısmında ise iki alt başlık yer almaktadır. Bunlardan birincisi bankalar, kamu sektörü ve diğer kurumların tahvil ihracı yoluyla borçlandığı miktarlar, diğeri ise yurt dışı yerleşiklerin yurt içi piyasalarda yapmış oldukları menkul kıymet alım satımlarıdır (Kar ve Kara, 2004:10).

Doğrudan yatırım ile portföy yatırımları arasında bazı önemli farklılıklar vardır. En önemli fark, yabancı ülkede yapılan yatırımın yönetimi ve denetimi konusudur. Doğrudan yatırım durumunda, şirket yönetimi ve denetiminde etkili olunmaktadır. Oysa, portföy yatırımlarında yerleşik şirket üzerinde yönetim hakkı veya denetim söz konusu değildir; bu yolla yerleşik şirket uluslararası piyasalardan kaynak sağlamış olur. İkinci önemli fark, doğrudan yatırımlarda yatırımcının yatırım sermayesinin yanı sıra üretim teknolojisi ve isletmecilik bilgisini de beraberinde getirebilmesi, portföy yatırımlarında ise yabancı yatırımcının sermayeden başka bir katkıda bulunmamasıdır (TCMB:8).

Portföy yatırımları ile kısa vadeli sermaye akımları arasında kavram karışıklığı olmaktadır. Portföy yatırımlarının hisse senedi piyasasına girmesi likit bir varlık gibi işlem görmesine neden olmaktadır. Portföy yatırımları kısa vadeli yatırımlara göre daha uzun süreleri ifade etmektedir. Fakat içerdikleri araçların likiditesinin yüksek menkul kıymetlerden oluşması, kısa vadeli yatırımlar gibi yatırım yapılan ülkeyi her an terk edebilme olanağına neden olmaktadır. Dolayısıyla özellikle kriz anlarında hızlı ters akımlar yaratarak ekonomik dengeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir (Uğurlu, 2005:24)

2.1.2.3. Diğer Yatırımlar Hesabı

Diğer yatırımlar hesabı, doğrudan yatırım, portföy yatırımı ve rezervler dışındaki bütün finansal varlıklarla ilgili işlemleri kapsayan bir kalıntı kalemidir. Bu grubun daha da ayrıştırılması varlık ve yükümlülüğün türüne bağlı olup borçlarla diğer sermayeyi birbirinden ayırt eder (Hazine, 1997:27). Diğer yatırımlar hesabında da Portföy yatırımlarında olduğu gibi, varlık ve yükümlülük ayrımında, türlerine ve sektörüne göre alt ayrımlar bulunmaktadır (TCMB:8):

- Ticari krediler (vadeli mal alım veya satımı seklindeki krediler), - Krediler (Nakit krediler),

- Döviz mevcutları ve mevduat hesapları, - Diğer varlık ve yükümlülükler,