• Sonuç bulunamadı

1.6. Türkiye’de Kurumsal Yönetim Uygulamaları

1.6.3. Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim Düzenlemeleri

sermaye piyasası yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahiptir. 1980'lerden itibaren, pay senetlerini halka açan anonim ortaklıkların sayısında ve büyüklüğünde sürekli bir artış olmuştur (Tetik, 2013: 45). 2499 sayılı ilk Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn) 1981 yılında yürürlüğe girmiş ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kurulmuştur. Başlangıçta sermaye ticareti ile sınırlı olan ikincil piyasa işlemleri, 1986 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın kurulmasıyla başlamıştır. 1992 yılında ilgili mevzuatta yapılan değişikliklerle SPK'nın yetkileri, hızlı piyasa gelişmelerine tepki olarak yeni araçları tanımlamasına imkan vermek üzere artırılmıştır.

TÜSİAD’ın çalışmalarından sonra 2003 yılında SPK da bu gelişmeye duyarsız kalmayarak düzenleyici ve denetleyici otorite olarak başta halka açık anonim ortaklıklar olmak üzere tüm kamu ve özel şirketlerin faydalanabileceği bir kurumsal yönetim ilkeleri belirleyip, kamuoyuna sunmuştur. Bu ilkeler hazırlanırken TÜSİAD’ın yaptığı gibi birçok ülkenin kurumsal yönetim alanındaki çalışmaları ve 1999 yılında yayınlanan OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri incelenmiştir. SPK kurumsal yönetim ilkeleri hazırlanırken Türkiye’nin özel şartları dikkate alınmıştır (SPK, 2003: 4). SPK’nın yayımlamış olduğu ilkeler, daha sonra birçok defa revize edilerek tekrar yayımlanmıştır. İlk olarak, OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin 2004 yılında gözden geçirilip yenilenmesinden sonra, aradaki farklılıkların yok edilmesi maksadıyla SPK uyum çalışmalarına başlamış ve Şubat 2005’te Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim İlkeleri’ni, yapılan değişiklikleri ve düzenlemeleri de

34

kapsayacak biçimde yeniden yayımlamıştır (Doğan, 2007: 136). SPK, BİST ve birçok uzmanla birlikte hareket ederek onların bilgi, deneyim ve görüşleri çerçevesinde bu ilkeleri kamuoyuna sunmuştur. Bu ilkeler, kamu ve özel şirketler tarafından da uygulanabileceği gibi, esas olarak halka açık anonim ortaklıklara yönelik düzenlenmiştir. Söz konusu ilkelerin uygulanıp uygulanmayacağı tamamen isteğe bağlı fakat, uygulanmıyorsa bunun sebebinin açıklanması SPK tarafından istenmiştir. Fakat SPK, 2011 ve 2012 yıllarında yayımlanan tebliğlerle 654 sayılı kanun hükmünde kararnamenin kendisine verdiği yetki ile bağımsız yönetim kurulu üyeliğinin ve bazı ilkelerin halka açık şirketler için uyulmasını zorunlu hale getirmiştir.

SPK Kurumsal Yönetim Tebliği’nin amacı, borsaya kote şirketlerin esas alacakları kurumsal yönetim ilkelerini düzenlemektir. SPK'nın ilkelerinde dört ana bölüm vardır. Bunlar:

• Pay sahiplerinin korunması ilkesi • Kamuyu aydınlatma ve şeffaflık

• Menfaat sahiplerinin haklarının korunması ilkesi • Yönetim kurulu yapısı

1.6.3.1. Pay Sahiplerinin Korunması İlkesi

Pay sahiplerinin özel bir statüleri vardır ve bu statü tüm kurumlarda önemlidir. Bu bölümde, pay sahiplerinin doğru ve adil bilgi edinme ve inceleme hakları genişletilerek bu hakkın hiçbir şekilde kaldırılamayacağı ifade edilmiştir. Bu hakkın esas sözleşmede özel bir hüküm ile eklenmesi önerisiyle önemi vurgulanmaktadır. Bu bölümde, genel kurul toplantısına katılma hakkı, oy kullanma hakkı, temettü alma hakkı ve azınlık haklarına özellikle değinilmektedir. Payların serbest devir ve satışlarından da bahsedilmektedir. Genel kurul toplantısının etkinliği artırılmakta ve genel kurul toplantısında önemli kararlar alınması şiddetle tavsiye edilmektedir. Bu ilkenin genelinde, pay sahiplerinin haklarını etkin, verimli ve kolay şekilde kullanmaları ve bunun hiçbir sözleşme ve karar ile kaldırılamayacağı vurgulanmaktadır (SPK, 2011: 4).

35

1.6.3.2. Kamuyu Aydınlatma ve Şeffaflık İlkesi

Bir firmanın paydaşları ve yatırımcıları, yönetimin yanı sıra firmanın yasal ve mali durumuna ilişkin güvenilir ve doğru bilgilere düzenli olarak erişebilmelidir. SPK'ya göre bu ilkenin amacı, hissedarlara, paydaşlara ve yatırımcılara düşük maliyetle doğru, eksiksiz, kolay erişilebilir, zamanında analiz edilebilir ve anlaşılabilir bilgiler sunmaktır. Firmalar temel kavramları ve terminolojiyi kullanmalı ve böylelikle bilgiyi açıklarken anlaşılırlığı korumalıdırlar. Açıklanan bilgiler tarafsız ve önyargısız olmalıdır. Ticari sırlar firma tarafından muhafaza edilebilir ve istisnalar olarak kabul edilmelidir (SPK, 2011: 6).

1.6.3.3. Menfaat Sahiplerinin Haklarının Korunması İlkesi

Menfaat sahipleri; “faaliyetlere ilgi duyan ve firmanın hedeflerine ulaşan herhangi bir kişi, kuruluş veya grup” olarak tanımlanmaktadır. Bu bölüm, menfaat sahipleriyle firma arasındaki ilişkiyi düzenleyen ilkelerden oluşmaktadır. Menfaat sahipleriyle ilgili firma politikaları, menfaat sahiplerinin firma yönetimine katılımı, firma varlıklarının korunması, insan kaynakları konusunda firma politikası, müşteriler ve tedarikçilerle ilişkiler, etik kurallar ve sosyal sorumluluk paydaşlar bölümünün ana başlıklarıdır. Sermayenin korunması ve daha iyi yönetim uygulamaları menfaat sahiplerinin yararınadır. Bu nedenle, kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması menfaat sahiplerinin bakış açısından hem gereklidir hem de önemlidir (SPK, 2011: 8).

1.6.3.4. Yönetim Kurulu Yapısı İlkesi

SPK tarafından ele alınan ve firmanın gücünü elinde tutan çoğunlukla yönetim kurulu üyeleri olduğu için üzerinde en çok durulan ilke, yönetim kurulu yapısı ilkesidir. Danışmanlık, denetleme ve kaynak sağlama gibi temel fonksiyonları olan yönetim kurulu, firma temsilcisi olarak görev yapmaktadır. Bu yetki firma genel kurulu tarafından verilir. Kurulun amacı, firmanın piyasa değerini maksimize etmektir. Kurul, firmayı yönetirken paydaşların çıkarları ile firmanın büyüme beklentileri arasındaki dengeyi göz önünde bulundurmalıdır. Yönetim kurulu üyeleri tam anlamıyla doğru adımlar atmalı ve firmaya ait ticari sır ile ilgili bilgileri yönetim

36

kurulu üyelerinin, eşlerinin ve üçüncü kişilerin lehine kullanmamalıdır. Yönetim kurulu üyelerinin yetenek ve becerileri firmanın başarısını etkilemektedir.

Yönetim kurulunun temel işlevleri, faaliyet esasları, yönetim kurulunun yapısı, yönetim kurulu toplantılarının şekli, yönetim kurulu bünyesinde oluşturulan komiteler, yönetim kurulu ve üst düzey yöneticiler tarafından oluşturulan komitelerin sayı, yapı ve bağımsızlıkları yönetim kurulu bölümünün ana başlıklarıdır (SPK, 2011: 9).

Birçok defa revize edilen SPK’nın kurumsal yönetim uygulamalarına yönelik olarak yaptığı ilkeleri üzerine en güncel çalışma, 3 Ocak 2014 tarih ve 28871 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kurumsal Yönetim Tebliği” dir. Söz konusu Tebliği ile (http://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20140103/3);

1. Kurumsal yönetim ilkeleri, 1 Temmuz 2012’de tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn)’nun yayımlanması sebebiyle, uyum kapsamında kanunlardaki hükümlere göre yeniden düzenlenmiştir.

2. Kurumsal Yönetim İlkelerinin Belirlenmesine ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile Sermaye Piyasası Kanununa Tabi Olan Anonim Ortaklıkların Uyacakları Esaslar Tebliği yürürlükten kaldırılarak, adı geçen iki tebliğdeki maddeler revize edilmiştir.

3. Ortaklıkların ve ortaklıkların bağlı ortaklıklarının ilişkili tarafları ile arasındaki işlemlere başlanmadan önce, yapılacak işlemin esaslarını belirleyen bir yönetim kurulu kararı alma zorunluluğuna ilişkin hüküm Tebliğ’e eklenmiştir.

4. Sermaye Piyasası Kanununa Tabi Olan Anonim Ortaklıkların Uyacakları Esaslar Tebliği’nde yer alan “Pay sahipleri ile ilişkiler birimi” başlıklı madde, “Yatırımcı ilişkileri bölümü” olarak revize edilmiştir. Ayrıca, yürütülen faaliyetlerle ilgili olarak yılda en az bir kere yönetim kuruluna rapor hazırlayarak sunmak zorunlu olmuştur.

5. “Teminat, Rehin, İpotek ve Kefaletler” hakkındaki karar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

37

6. Payları borsada işlem görmeyen halka açık ortaklıklar bu Tebliğ kapsamına alınmamışlardır.

Bu tebliğde kısaca ortaklıkların uygulayacağı kurumsal yönetim ilkeleri ve ilişkili taraf işlemlerine yönelik yöntem ve yapı taşları belirlenmiştir. Ayrıca, tebliğde istisna durumlar, uyum zorunluluğuna aykırılık halinde uygulanacak tedbirler ve uyum raporları gibi konulara da yer verilmiştir.

1.6.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun Kurumsal