• Sonuç bulunamadı

Selçuklulardan Önce Nîşâbûr’da Şahıslar Tarafından Kurulmuş Medreseler

C. Selçukluların Horasan Bölgesine Gelişi ve Nîşâbûr’un Selçuklu Hâkimiyetine

1. Medreselerin Yapı ve İşleyişi

2.1. Selçuklulardan Önce Nîşâbûr’da Şahıslar Tarafından Kurulmuş Medreseler

sahasında faaliyet göstermiş olan medreseler genellikle şahıslara endeksli olduğu için, şahısların isimleri ile tanınmışlardı (Pırlanta, 2010: 360). Bu medreseler şahsî gayret ve çabalarla fıkıh, hadis vb. dersler gibi İslâmî öğretim için verilen bağışlarla kurulmuştu (Rahman, 1996: 255). Bu nedenle medreselerin programları medresenin başında bulunan kurucu tarafından belirlenen kuruluşlar olup, resmî hüviyetlere sahip kurumlar değillerdi. Bu yüzden kurumsallaşmadan söz edilemez. Bu tür medreselerde okumak isteyen öğrenciler değişik beldeleri gezerek uzun ve yorucu seyahatler yapmak zorundaydılar (Ocak, 2013: 447).

2.1. Selçuklulardan Önce Nîşâbûr’da Şahıslar Tarafından Kurulmuş Medreseler

Nîşâbûr’un köklü bir eğitim geleneği olduğu için, Selçuklulardan önce pek çok medresenin varlığı görülmektedir. Bu medreseler aşağıdaki şekliyle sıralanabilir:

Beyhakı̄ Medresesi (324/935-36): Eski bir medrese olan Beyhakı̄ Medresesi’nin kim tarafından kurulduğu tartışma konusu olmuş ve iki görüş ön plana

çıkmıştır. Birincisi, 324/935-36 yılında vefat eden Ebü’l-Hasan Muhammed b. Şu’ayyib el-Beyhakı̄, ikincisi ise 414/1023-24 yılında vefat eden Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin el-Beyhakı̄ tarafından kurulduğudur. Bu iki isim arasında bir bağın olduğu da net değildir (Bulliet, 1972: 251; Zâkerî, 1978: 119-120). İbn Funduk, Nîşâbûr Şâfiîlerinin lideri olan Ebü’l-Hasan Muhammed b. Şu’ayyib el-Beyhakı̄’nin, Beyhak’ın Seyyâr Mahallesi’nde ilk ismi Kûyy-i Seyyâr Medresesi olan, Beyhakı̄ Medresesi’ni kurduğunu ve burada derslerini okuttuğunu (İbn Funduk, 1983: 158), Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin el-Beyhakı̄’nin ise medresede müderris olduğunu ve medresedeki bir günkü derslerini, fıkıh, hadis imlâsı ve vaaz olmak üzere üçe böldüğünü kaydetmektedir (İbn Funduk, 1983: 172). Fârisî ise Şâfiî mezhebinin meşhur âlimlerden Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin el-Beyhakı̄ (ö. 414/1023-24)’nin çok para harcayarak bu medreseyi kurdurduğunu kaydetmektedir (Fârisî, 2005: 278; Fârisî, 2013: 609; Maʻrûf, 1973: 40). Her ne kadar bu medresesinin kimin tarafından kurulduğuna dair farklı rivayetler olmasına rağmen, medrese o kadar büyük ve meşhur idi ki, birçok âlim burada ders vermiş ve öğrenciler yetiştirmiştir. Burada okuyan öğrenciler Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin el-Beyhakı̄, hocası Ebû İshâk el- İsferâyînî, İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî ve Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî’den ders alma imkânı buluyorlardı (Zâkerî, 1978: 119). Ayrıca kaynaklarda, Muhammed b. Me’mun b. Ali Ebû Bekr el-Ebyurdî (ö. 494/1100)’nin bu medresenin mütevellisi olduğu geçmektedir (Fârisî, 2013: 68; Sultanzâde, 1985: 145).

Suʻlûkî Medresesi (369/979-80): Bu medrese Suʻlûkî nisbesiyle meşhur olan Hanefî âlim, Ebû Sehl Muhammed b. Süleyman b. Muhammed es-Suʻlûkî için kurulmuştur. Uzun süre bu medrese eğitim ile meşgul olan Ebû Sehl es-Suʻlûkî, 369/979-80 vefat edince cenaze namazı oğlu Ebü’t-Tayyib es-Suʻlûkî tarafından kıldırılıp adı geçen medreseye defnedilmiştir (Hallikân, 1972: IV, 204; İsnevî, 2002: II, 35; Maʻrûf, 1973: 33-34; Zâkerî, 1978: 167-169). Bu medresede 474/1081-82 yıllarında eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü de kaydedilmektedir (Bulliet, 1972: 253).

İbn Fûrek Medresesi (377/987-88): Ebû Bekr Muhammed b. el-Hasan el- İsfahânî İbn Fûrek (ö. 406/1015-16) kelâm, fıkıh, usûl-i fıkıh, tasavvuf, tefsir, tabakāt

ve nahiv ilimlerinde pek çok eser vermiş olan çok yönlü bir âlimdir. Ancak daha çok tefsir, özellikle de kelâma dair görüşleri ile büyük dikkat çekmiştir. Rey’de katıldığı bir ilmî mecliste Muʻtezileyi kötülediği için Şiraz’a sürgüne gönderilmiştir. Sâmânîlerin Horasan vâlisi ve Nîşâbûr Şâfiî grubunun lideri Nâsırüddevle Ebü’l- Hasan Muhammed tarafından İbn Fûrek Nîşâbûr’a davet edilmiş ve onun için Büyük Selçuklu döneminde de açık olan medrese inşa edilmiştir. Yetiştirdiği meşhur öğrencileri arasında başta damadı Ebû Mansûr el-Eyyübî, Ebû Bekr el-Beyhakı̄ ve Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî gelmektedir (Subkî, 1964: IV, 127-128; İbn Hallikân, 1972: IV, 272-273; Zehebî, 1985: XVII, 214-216; Kazvînî, 1992: II, 297; Fârisî, 2013: 6; Zâkerî, 1978: 97-98; Bulliet, 1972: 250; Yavuz, 1999: XIX, 495-496). İbn Fûrek’in 120 civarında eser yazdığı kaynaklarda belirtilmesine rağmen bunların çoğu günümüze ulaşmamıştır. Zamanımıza ulaşan ve bilinen başlıca eserleri: Risâle fi’t- tevhit, Şerhu’l-‘Âlim ve’l-müte’allîm, Mücerredü makâlât, Müşkilü’l-hadis, Tefsîrü’l- Kur’ân, el-Hudûd fi’l usûl, el-İntikâ, Esmâ’ü’r-rical şeklinde sıralanabilir (Yavuz, 1999: XIX, 498).

Sâidiyye Medresesi (390/999-1000): Nîşâbûr’daki Hanefî medreselerinin en önemlisi olan bu medrese, Gazneli Mahmûd’un kardeşi ve Nîşâbûr valisi olan Nasr b. Sebüktegin tarafından 390/999-1000 yıllarında kurulmuştur. Medrese Nîşâbûr’un önde gelen Hanefîlerinden olan Sâidiyye ailesinden Ebü’l-Alâ Said için kurulmuştur. Ayrıca bu aileye mensup pek çok isim Selçuklu Devleti’nde başta Nîşâbûr olmak üzere çeşitli vilayetlerde kadılık görevlerinde bulunmuşlardır. Sâidiyye Medresesi, döneminin en önemli ve önde gelen fıkıh medresesi olmakla birlikte, daha sonra kurulacak olan Nizâmiye medreselerine örnek olmuştur (Subkî, 1964: IV, 314; Bulliet, 1972: 250; Maʻrûf, 1973: 28-29; Zâkerî, 1978: 151). Sâidiyye Medresesi 549/1154-55 yılındaki Oğuz saldırılarında Eski Cuma Mescidi ile beraber tahrip edilmiştir. Bu saldırılarda sağ kalan Sâidiyye aile mensupları Rey ve Semerkant gibi şehirlere göç etmek zorunda kalmışlardır (Bulliet, 1972: 216).

Ebû Ali Dekkāk Medresesi (391/1000-1001): Bu medrese, meşhur Kur’ân, hadis, tefsir âlimi ve sûfî olan Ebû Ali ed-Dekkāk tarafından 391/1000-1001 yılında inşa edilmiştir. Ebû Ali ed-Dekkāk Nîşâbûr’da, Horasan’ın ünlü muhaddislerinden ve

sûfîlerinden olan İbrâhim b. Muhammed Nasrâbâdî ile tanışmış ve onun öğrencisi olmuştur. Nasrâbâdî’nin 366/976-77 yılında vefat etmesiyle onun yerine geçmiş ve medresesindeki derslerinin yanında Cuma günleri halka vaaz vermiştir. Ebû Ali ed- Dekkāk 405/1014-15 yılında vefat etmiş ve adı geçen medreseye defnedilmiştir (Subkî, 1964: IV, 329-330; Fârisî, 2005: 3-5; Fârisî, 2013: 323-325; Maʻrûf, 1973: 29; Girâylî, 1978: 502-503; Uslu, 1994: IX, 112). Ebû Ali ed-Dekkāk’ın vefatından sonra medresenin idaresi öğrencisi ve damadı olan Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî’ye geçmiş ve medrese Kuşeyrî Medresesi ismiyle bilinmeye başlanmıştır. Medresede, fıkıh dersleri ve münâzaraların yanında tasavvuf eğitimi de verilmiştir (Bulliet, 1972: 250). Ayrıca Ebû Muhammed el-Vâhî (ö. 486/1093)’nin bir müddet bu medresede ikâmet ettiği kaydedilmektedir (Sultanzâde, 1985: 145).

Semerkandî/İbn Rıdvan Medresesi (395/1004-1005): Ebû Ali el-Hasan b. Davud b. Rıdvan el-Fakih es-Semerkandî, Horasan, Irak ve Basra’da fıkıh ve hadis alanında eğitim almıştır. Nîşâbûr’a dönmesinden sonra medresesini kurmuş ve beş sene ders verip 395/1004-1005 yılında Nîşâbûr’da vefat etmiştir (Fârisî, 2013: 238; Bulliet, 1972: 254; Maʻrûf, 1973: 28).

Hergûşî Medresesi (407/1016-17): Ebû Saʻd Abdülmelik b. Ebû Osman Muhammed b. İbrâhim en-Nîşâbûrî ez-Zâhid el-Hergûşî (ö. 407/1016-17), ilim ehli ve zâhid idi. Ebü’l-Hasan es-Serhesî’den fıkıh öğrenmiş ve 370/980-81 yılında Irak’a gitmiş oradaki muhaddislerden hadis öğrendikten sonra Horasan’a geri dönmüştür. Daha sonra Nîşâbûr’da Hergûşî Medresesi’ni kurdurmuş, medresenin yanına bir hankâh ve hastane de tesis ettirmiştir. Hergûşî Medresesi müderrisleri çok meşhur olduğu için, çok sayıda öğrenci bu medresede ilim öğrenmeye gelmiştir. Örneğin, fıkıh âlimi Ebû Ali el-Câcermî (ö. 494/1100) bu medresede eğitim almıştır (Subkî, 1964: V, 222-223; Zehebî, 1985: XVII, 256-257; Ziriklî, 2002: IV, 163; İsnevî, 2002: I, 228-229; Fârisî, 2005: 220-221; Fârisî, 2013: 506-507; Bulliet, 1972: 251- 252; Zâkerî, 1978: 134, 283).

Ebü’t-Tayyib Nîşâbûrî Medresesi (410/1019-20): Ebü’l-Kāsım Ali b. Muhammed b. Hüseyin b. Amr Ebü’t-Tayyib en-Nîşâbûrî, ilmin merkezi olan Beyhak’ta doğmuştur. Ebü’t-Tayyib en-Nîşâbûrî, Beyhak’ta dört mezhep için inşa

edilmiş olan “Dört Medrese” isimli medreseye sayısız kez gitmiştir. Ebü’t-Tayyib Nîşâbûrî Medresesi 410/1019-20 yılında kurulmuş ve 549/1154-55 yılında Nîşâbûr’da gerçekleşen Oğuz saldırılarına kadar bu medresede eğitim ve öğretim faaliyetleri devam etmiştir (İbn Funduk, 1983: 194-195; Zâkerî, 1978: 102-103).

Ebû İshâk İsferâyînî Medresesi (418/1027-28): Ebû İshâk İbrâhim b. Muhammed b. İbrâhim el-İsferâyînî (ö. 418/1027-28) , Nîşâbûr ve Cürcân arasındaki İsfarâyîn’da doğmuştur. Sonra Bağdat’a giderek Ebü’l-Hasan el-Eşʻarî’nin öğrencisi olmuş ve Ebü’l-Hasan el-Bahilî’den kelâm ve fıkıh usûlü dersleri almıştır. Öğrenimini tamamladıktan sonra Nîşâbûr’da kendisi için inşa edilen medresede yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. Tefsir, hadis, tarih ve dil alanında dönemin en önemli âlimlerinden olan Ebû İshâk el-İsferâyînî, bu medresedeki derslerinin yanı sıra Akı̄l Mescidi’nde 410/1019-20 yıllarında hadis dersleri tertip etmiştir. Ebû İshâk el- İsferâyînî, savunucusu olduğu Eşʻarîyye’nin sistemli bir kelâm ekolünü olmasında büyük katkıları olan bir âlimdir. Ayrıca Ebü’t-Tayyib et-Taberî, Abdülkahîr el- Bağdâdî, Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakı̄ ve Abdülkerîm Hevâzin el-Kuşeyrî gibi âlimler onun öğrencileri arasındadır. Nîşâbûr’da 418/1027-28 yılında vefat etmiş ve Hîre Mezarlığı’na defnedilmiştir. Ancak oğlu üç gün sonra kalabalık bir cemaat ile gelerek naaşını İsferâyîn’e naklettirmiş ve oradaki kabristana defnettirmiştir. Ebû İshâk İsferâyînî’nin en önemli eserleri: ‘Akîde, el-Camî’ fî-usûli’d-din ve ‘red ‘ale’l- mülhîdîn, Nûrü’l-‘ayn fî meşhedî’l-Hüseyn, Edeb’ül-cedel, Şerhu’l-Fürû şeklinde sayılabilir (Subkî, 1964: IV, 256-259; İbn Hallikan, 1972: I, 28; Zehebî, 1985: XVII, 353-355; Fârisî, 2013: 149-151; Bulliet, 1972: 251; Maʻrûf, 1973: 34; Girâylî, 1978: 543; Zâkerî, 1978: 111; Yavuz, 2000: XXII, 155-156).

Ebû Osman Zaafrânî Medresesi (ö. 427/1035-36): Ebû Osman Saîd b. Muhammed b. İbrâhim el-Hasan b. Muhammed b. Ali ez-Zaafrânî el-Hîrî, Nîşâbûr, Irak ve Hicaz’da kıraat âlimliği yapmıştır. 427/1035-36 yılında vefat etmiş ve kendi ismiyle bilinen medreseye defnedilmiştir. Öğrencileri arasında ise Ebû Sâlih el- Müezzin ve Ebü’l-Kāsım İbn Ebî Nasr el-Heskânî zikredilmektedir (Fârisî, 2005: 88- 89; Fârisî, 2013: 341; Bulliet, 1972: 254).

İbrâhim Ebû İshâk es-Saʻlebî (ö 427/1035-36) adına kurulmuştur. Döneminin en önemli müfessir ve edebiyatçılarından olan Ebû İshâk es-Saʻlebî, Ebî Tâhir b. Huzeyme, Ebî Bekr Mehrân el-Mukrî, Ebî Bekr İbn el-Hânî, Ebî Bekr et-Tarrâzî gibi âlimlerden hadis dersleri almıştır. Ebû İshâk es-Saʻlebî adı geçen medresede uzun yıllar dersler vermiş ve Ebü’l-Hasan el-Vâhidî ile Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî gibi âlimler kendisinden semâ yoluyla hadis rivayet etmişlerdir (Dâvûdî, t.y.: I, 66-67; Süyûtî, t.y.: I, 356; İbn Hallikân, 1972: I, 79-80; İbn Süyûtî, 1976: 28; Kādî Şühbe, 1987: I, 203; Yâfiî, 1997: III, 36; Safedî, 2000: VII, 201; İsnevî, 2002: I, 159; Fârisî, 2013: 110; Zâkerî, 1978: 129-130). Ayrıca Edip Ebû Caʻfer eş-Şâmâtî’nin 474/1081- 82 yılında bu medreseye defnedildiği kaydedilmektedir (Fârisî, 2013: 64).

Ebû Sâdık Feryâbâdî/Haffâf Medresesi (428/1036-37): Ebû Sâdık Abdülazîz b. Muhammed b. Ahmed İbn Ebî el-Vefa el-Vaiz el-Feryâbâdî el-Haffâf (ö. 428/1036-37) âlim bir aileden gelmektedir. Amcası Ebî Saʻd el-Haffâf’tan hadis dersleri almıştır. Ebû Sâdık el-Feryâbâdî’den ise kendi adıyla bilinen medresede Ebû Caʻfer el-Heskânî kıraat, Ebü’l-Kāsım el-Heskânî ise hadis dersleri almıştır (Fârisî, 2013: 550; Bulliet, 1972: 254; Maʻrûf, 1973: 47).

Ebû Bekr Bustî Medresesi (429/1037-38): Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Caʻfer b. Ahmed Mûsâ el-Bustî (ö 429/1037-38), Şâfiî fıkıh âlimlerinin ve münâzaracıların önde geleniydi. Ebû Bekr el-Bustî, Nîşâbûr’da Musayyib sokağında bulunan evini medreseye çevirmiş ve ilim öğrenmek isteyen öğrencilere açarak bütün servetini oraya harcamıştır. Kendisi de orada ikâmet etmiş ve 429/1037-38 yılında vefat edinceye kadar eğitimle meşgul olmuştur (Subkî, 1964: IV, 80; Bâharzî, 1993: II, 1097-1098; Fârisî, 2013: 113; Bulliet, 1972: 253; Maʻrûf, 1973: 47-48; Zâkerî, 1978: 99).

Bistâmî Medresesi (430/1038-1039): İbrâhim b. Muhammed Ebû İshâk el- Bistâmî, Nîşâbûr’da Bağ-ı ed-Dares sokağında yaşamaktaydı. Evinin olduğu sokağa hadis ilminin öğretimi için bir medrese inşa ettirmiş ve burada hadis dersleri vermiştir (Nîşâbûrî, t.y.: 64; Bulliet, 1972: 249; Maʻrûf, 1973: 37; Zâkerî, 1978: 118). Yine kaynaklarda 430/1038-39 yılında vefat etmiş olan Ebû Saʻd el-Hüseyin b. Tayfur el-Vaiz el-Bistâmî’nin, kendi ismiyle bilinen medresesinde eğitim ile meşgul

olduğu geçmektedir. Bu iki isim arasında bir bağın olup olmadığı ve medreselerin aynı medrese olduğu net değildir (Fârisî, 2013: 271; Bulliet, 1972: 249-250).

Yukarıda adları geçen bu medreseler, Selçukluların Nîşâbûr’a gelmesinden önce kurulmuş olmalarına rağmen, varlıklarını Selçuklular döneminde de devam ettirmişlerdir.

2.2. Selçuklular Döneminde Nîşâbûr’da Şahıslar Tarafından Kurulmuş