• Sonuç bulunamadı

C. Selçukluların Horasan Bölgesine Gelişi ve Nîşâbûr’un Selçuklu Hâkimiyetine

1. Medreselerin Yapı ve İşleyişi

3.1. İslâm’ın İlk Eğitim Kurumu: Mescid

3.1.1. Nîşâbûr Mescidleri

Medreselerden önce ilk eğitim ve öğretim faaliyetleri mescidlerde yapıldığı için, Nîşâbûr’un önemli mescidlerinde de eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü görülmüştür. Nîşâbûr mescidleri şu şekilde sıralanabilir:

Eski Nîşâbûr Mescidi: Bu mescid, Nîşâbûr’un Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra kurulan ilk mesciddir. Nîşâbûr’u fetheden Abdullah b. Ömer, eski Nîşâbûr Kalesi’nde (Kûhendîz) bulunan âteşkedeyi yıktırmış ve onun yerine bir mescid kurdurmuştur. O dönemde Nîşâbûr’a gelen sahâbeler bu mescidde fetva ve vaazlar vermiştir (Nîşâbûrî, t.y.: 141). Yine Nîşâbûr şehrinin fethinden sonra gelmiş olan sahâbeler, Şâhenber bölgesinde bir mescid daha inşa ettirmiştir (Nîşâbûrî, t.y.: 143). Bu bilgilerden hareketle, Nîşâbûr’da mescid ve cami yapımının Nîşâbûr’un Müslümanlar tarafından fethedilmesinden hemen sonra başlandığı ve mescid ve camilerin inşasında sahâbelerin önemli bir rol üstlendiği söylenebilir.

Eski Cuma Camii: Eski Cuma Camii, 131/748-49 yılında Nîşâbûr’a gelen ve Nîşâbûr’da valilik yapmış olan Ebû Müslîm-i Horasânî tarafından inşa ettirilmişti. 30 dönümlük bir sahada 1000 sütun üzerine inşa edilen camide, 60.000 kişi aynı anda namaz kılabilmekteydi. Ayrıca caminin 6 sütunu mermerden, 2 sütunu Dicle tarafından getirilen siyah beyaz taşlardan ve 4 sütunu ise pişirilmiş kireç ve tuğladan oluşan ayrı bir bölümü bulunmaktaydı. Caminin tezhip süslemelerinde büyük oranlarda altın kullanılmıştı135. Caminin minberinin çok güzel olduğu ve o dönemde Horasan’da öyle bir minberin bulunmadığı kaydedilmektedir. Ebû Müslîm-i Horasânî, bu camiye bir minare de inşa ettirmişti. Ancak bu minarenin kısa olmasından dolayı, caminin ihtişamına uygun olmadığı düşünülmekteydi. Daha sonra Nîşâbûr yöneticiliği yapmış olan Abdullah b. Tâhir’in yeğeni Mansûr b. Talha b. Tâhir camiye daha büyük ve gösterişli bir minare yaptırmıştı. Bu minare Amr b. Leys

135 Caminin kubbelerinde 20.000 miskal (80.180 gr.), bütün müştemilâtında 200.000 miskal (801.800

gr.) altın kullanıldığı ve vakıf mallarının değeri ise 100.000 miskal (400.900 gr.) altın olduğu rivayet edilmektedir (Nîşâbûrî, t.y.: 141-143; Girâylî, 1978: 242-243). Ancak bu rakamların abartılı olduğu aşikârdır. Bu durumun farkında olan Pırlanta (2010: 113) ise abartılı rakamları azaltarak verme yoluna gitmiştir.

tarafından tekrar restore edilmiş ve Humartekin tarafından camiye bir minare daha inşa edilmesi, caminin kaynaklarda “iki minareli cami” olarak kaydedilmesine neden olmuştur (Nîşâbûrî, t.y.: 141-143; Girâylî, 1978: 242-243; Pırlanta, 2010: 112-113).

Semerkand’ın meşhur tacir ve zenginlerinden olan Ebû Alevî es-Sâidî, Nîşâbûr’daki âlimlerden hadis dinlemiş ve Eski Cuma Camii’nde dersler vererek kitaplar yazmıştır. Yine büyük muhaddislerden Ebü’l-Kāsım Zâhir b. Tâhir b. Muhammed b. Ebû Abdurrahman b. Ebû Bekr eş-Şahhâmî (ö. 533/1138-39) bu camide dersler vermiştir. Ayrıca Ebû Saʻd es-Sâbûnî’nin bu camide semâ yoluyla hadis dersleri verdiği kaydedilmektedir (Zehebî, 1985: XX, 9-13; Fârisî, 2005: 96, 133 Zâkerî, 1978: 52).

Menîî Mescidi: Bu mescid, Nîşâbûr’un meşhur tüccar ve fıkıh âlimlerinden olan Ebû Ali Hasan b. Saîd el-Menîî (ö. 463/1070-71) tarafından inşa ettirilmiştir. Kaynaklarda mescidin V./XI. yüzyılda inşa edildiği bilgisi bulunmasına rağmen, daha eski bir tarihte inşa edildiğine dair bilgiler de bulunmaktadır. Ayrıca Eski Cuma Camii’ne göre daha yeni görünmüş ve daha meşhur olmuştur. Ebü’l-Kāsım el- Kuşeyrî bu mescidde ders meclisleri düzenlemiştir. Büyük muhaddislerden Ebû Osman İsmâil b. Abdurrahman b. Saîd b. Ahmed en-Nîşâbûrî, dostları ve vezîrlerin desteğiyle mescidin tamir edilmesini sağlamıştır (Fârisî, 2005: 49-50; Fârisî, 2013: 303-304; Zâkerî, 1978: 55-56).

Hâkim en-Nîşâbûrî Mescidi: Ebû Abdullah Hâkim en-Nîşâbûrî bu mescidde dersler vermiş ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencilerinden en meşhur olanı Ebû Bekr el-Hâfız’dır. Ahmed b. Ali b. Muhammed, önce bu mescidde Hâkim et- Tilmîz’den ve sonra da Ebû Saîd Medresesi’nde Zâhid el-Hergûşî’nin yanında eğitim almıştır (İbn Hallikân, 1972: IV, 280; Zâkerî, 1978: 57).

İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî Mescidi: Bu mescid Hâkim en-Nîşâbûrî mescidinin hemen yanında yer almaktaydı. Büyük âlim İmâmü’l-Haremeyn el- Cüveynî’nin IV./X. yüzyıllarda bu mescidde Kur’ân dersleri verdiği rivayet edilmektedir (Fârisî, 2013: 633; Girâylî, 1978: 246).

Muhammed b. Abdülcebbâr b. Ali İmâm el-İsferâyînî, bu mescidde namaz kılar ve eğitim ile meşgul olurdu. Özellikle daha çok münâzara meclisleri düzenlediği kaydedilmektedir (Fârisî, 2005: 102-103; Fârisî, 2013: 361; Zâkerî, 1978: 57-58).

Sülemî Mescidi: Bu mescidin bânisi Nîşâbûr’un meşhur sûfîlerinden olan Ebû Abdurrahman es-Sülemî (ö. 73/692)’dir. Yine meşhur âlim Ebû Saʻd Ahmed b. İbrâhim b. Mûsâ b. Ahmed b. Mansûr eş-Şâmâtî, 441/1049-50 yılında bu mescidde imlâ meclisleri düzenlemiş ve yıllar boyunca bu mescidde eğitim ile meşgul olmuştur. Ayrıca Muştî Medresesi’nde de dersler vermiş olan Ebû Saʻd eş-Şâmâtî, 454/1062-63 yılında 80 yaşında vefat etmiş ve el-Hüseyin Mezarlığı’na defnedilmiştir (Fârisî, 2013: 117; Zâkerî, 1978: 58, 181-182).

Tûsî Mescidi: Nîşâbûr’un Ramcâr Mahallesi’nde IV./X. yüzyılda inşa edilmiş olan bu mescidde, Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî’nin öğrencisi olan Ebû Bekr et-Tûsî (ö. 420/1029-30) uzun yıllar eğitim vermiştir. Meşhur fıkıh âlimi İsmâil b. Zâhir b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Ali Ebü’l-Kāsım en-Nevgânî (ö. 479/1086-87) bu mescidde Ebû Bekr et-Tûsî’den fıkıh öğrenmiştir. Eğitimini tamamladıktan sonra aynı mescidde bir müddet ders vermiş ve sonrasında ise Nîşâbûr Nizâmiye Medresesi’nde eğitim vermeye başlamıştır (İsnevî, 2002: II, 56; Fârisî, 2013: 175; Girâylî, 1978: 541-542; Zâkerî, 1978: 58).

Nevgânî Mescidi: Bu mescid Nîşâbûr’un Ramcâr Mahallesi’nde, Ebû Bekr et- Tûsî’nin öğrencilerinden Ebü’l-Kāsım en-Nevgânî (ö. 479/1086-87) adına inşa edilmiştir. Ebü’l-Kāsım en-Nevgânî, hem bu mescidde hem de Nîşâbûr Nizâmiye Medresesi’nde dersler vermiştir (Subkî, 1964: IV, 270-271; Zehebî, 1985: XVIII, 446-447; İbnü’l-İmâd, 1986: V, 345; İbnü’l-Cevzî, 1992: XVI, 261; Fârisî, 2013: 175; Zâkerî, 1978: 63; 246-247).

Akı̄l Mescidi: Ebû İshâk el-İsferâyînî ve İbrâhim b. Muhammed b. İbrâhim b. Mehrân bu mescidde ders veren âlimlerdendir. Özellikle Ebû Tâhir ez-Ziyâdî, 410/1019-20 yılında, Akı̄ l Mescidi’nde perşembe ve cuma günlerinde düzenlediği hadis imlâsı meclislerine Nîşâbûr’daki âlimler, hâfızlar ve ileri gelenler katılmıştır. Akı̄l Mescidi’nde, Ebû Abdurrahman b. Ebü’l-Abbâs eş-Şadyâh iki yıl eğitim

vermesinin yanı sıra Abdülgâfir el-Fârisî salı günleri hadis imlâsı dersleri düzenlemiştir. Yine Hüseyin b. Mahmûd b. Ebû Saîd oğlu ve hadis alanında önde gelen isimlerden olan Ebû Osman es-Sâbûnî (ö. 509/1115-16), Akı̄ l Mescidi’nde dersler vermiştir (Fârisî, 2005: 38-39; Fârisî, 2013: 283-284; Zâkerî, 1978: 59-60). Ayrıca Nîşâbûr’un meşhur münâzaracılarından olan Ebû Turâb el-Merâgî (ö. 492/1098-99) de bu mescidde dersler vermiştir (Subkî, 1964: V, 96; Fârisî, 2005: 260; Fârisî, 2013: 579). Görülmektedir ki, Akı̄ l Mescidi büyük bir mescid olmasından dolayı, Nîşâbûrlu âlimler itibar etmiş ve burada dersler vermişlerdir. Bu yönüyle Nîşâbûr’un eğitim hayatında önemli bir yeri olmuştur. Nîşâbûr Şâfiîleri ve Alevîleri arasında 557/1161-62 yılında çıkan kargaşada Akı̄l Mescidi ve mesicidin kütüphanesi büyük zarar görmüştür (Girâylî, 1978: 245).

Kādî Nâsıhî Mescidi: Kādî Ebû Muhammed en-Nâsıhî’nin oğlu, fıkıh ve hadis âlimi Ebü’l-Kāsım Abdürrahîm Ahmed b. Âdil en-Nîşâbûrî, bu mescidde dersler düzenlemiştir (Zâkerî, 1978: 60; Girâylî, 1978: 246).

Merbâh Mescidi: Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b. Heskan Ebû Muhammed el-Hâkim (ö. 450/1058-59) bu mescidde vaazlar vermiştir (Zâkerî, 1978: 60-61; Farisi, 2005: 170; Farisi, 2012: 428). Ayrıca Mansûr b. Hüseyin b. Muhammed b. Ahmed b. Kāsım, IV./X. yüzyılın ikinci yarısında bu mescidde imlâ meclisleri düzenlemiş ve ilimle meşgul olmuştur (Zehebî, 1985: XVII; 441-442; Fârisî, 2005: 369, Farisi, 2012: 717; Zâkerî, 1978: 60-61).

Mutarrîz Mescidi: Mescid o kadar büyük ve genişti ki, 2.000 kişi burada namaz kılabilmekteydi. Ebü’l-Kāsım el-Kuşeyrî bu mescidde dersler düzenlemiş ve mescidi ilim ile uğraşanların ve sûfîlerin merkezi yapmıştır (Subkî, 1964: IV, 329- 330; Zâkerî, 1978: 61). Abdurrahman b. Hasan b. Ali b. Hasan b. İbrâhim Hâfız en- Nîşâbûrî, her çarşamba gecesi bu mescidde ders meclisleri düzenlemiştir. Yine Ali b. Yusuf b. Muhammed el-Cüveynî’nin biraderi Ebü’l-Kāsım el-Cüveynî bir müddet mescidde eğitim ile meşgul olmuştur. Abdurrahman b. Abdullah b. Amr b. Zeyd el- Cürcânî’nin bu mescidde vaazlar verdiği ve İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin öğrencilerinden Ahmed b. Nâsır Ebû Saîd Ebyurdî ise imlâ meclisleri düzenlediği kaydedilmektedir (Subkî, 1964: V, 330; Fârisî, 2005: 380-381; Fârisî, 2013: 737-

738; Zâkerî, 1978: 61-62).

Hânî Mescidi: Abdullah b. Muhammed b. Hânî, adına inşa edilen bu mescidde uzun yıllar eğitimle meşgul olmuştur (İbnü’l-Fuvatî, 1995: II, 131; Süyûtî, t.y.: II, 61-62; Zâkerî, 1978: 63).

Halâyî Nîşâbûrî Mescidi: Ali b. Hasan b. Mursî b. Halâyî en-Nîşâbûrî adına inşa edilen bu mescid, Nîşâbûr’un ilmî mekânlarından biri olmuş ve daha çok hadis dersleri düzenlenmiştir (Zâkerî, 1978: 63-64).

Metbârek Mescidi: Nîşâbûr sahâbeler tarafından fethedildiği zaman, Şâhenber Mahallesi’nde namaz kılmışlar ve buraya Metbârek Mescidi’ni inşa etmişlerdi (Nîşâbûrî, t.y.: 143; Girâylî, 1978: 243).

Habbâzî Mescidi: Ebû Abdullah Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Habbâzî (ö. 449/1057-58), bu mescidde dersler düzenlemiştir (Zehebî, 1985: XVIII, 44-45; İbnü’l-İmâd, 1986: V, 214; Fârisî, 2013: 36-37; Girâylî, 1978: 245).

Bâb-ı Maʻkīl Mescidi: Bu mescid, Abdullah b. İbrâhim el-Büveyhî tarafından Nîşâbûr’un Şadyâh bölgesinde kurulmuştur. Mescid, Oğuz saldırıları ile tahribata uğramış ve mescidin kütüphanesinde bulunan 5.000 cilt eser ateşe verilmiştir (Girâylî, 1978: 245).

Dîz Mescidi: Sahâbeler tarafından kurulmuş olan mescid, Oğuzlar tarafından tahrip edilmiştir (Girâylî, 1978: 245). Mulkabâz Mahallesi’nde kurulan Akīk Mescidi de bazen kaynaklarda Dîz Mescidi olarak geçmektedir. Akīk Mescidi’nin Selçuklu dönemi âlimlerinden olan Ebû Bekr Akīk b. Muhammed en-Nîşâbûrî tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir (Girâylî, 1978: 246).

Mulkâbâzî Mescidi: Nîşâbûr’un önemli hadis âlimlerinden olan Saîd b. Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Caʻfer b. Muhammed b. Bahîr Ebû Osman el-Bahîrî el-Mulkâbâzî, Nîşâbûr’un Mulkabâz Mahallesi’nde bu mescidi ve yanına da Mulkabâz Hankâhı’nı inşa ettirmiştir (Fârisî, 2005: 89; Fârisî, 2013: 101; Bulliet, 1972: 194).

Sâbûnî Mescidi: İsferâyînî Mescidi olarak inşa edilmesine rağmen, daha çok Sâbûnî Mescidi olarak meşhur olmuştur. Nîşâbûr’un meşhur fâzıllarından Ebü’l- Kāsım eş-Şücâʻ burada imlâ meclisleri düzenlemiştir (Fârisî, 2013: 203).