• Sonuç bulunamadı

5. YENİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

5.1. Yeni Yatırım Teşvik Sisteminin İçeriği

5.1.2. Yeni yatırım teşvik sisteminin bölümleri

5.1.2.1. Sektörel-bölgesel teşvik sistemi

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinin rekabet güçleri ve gelişme düzeylerinin birbirinden farklı olması, her bir bölgenin teşvik uygulamalarına karşı farklı duyarlılıklara sahip olması, bölgelerde farklı sektörlerin öne çıkması ve teşvik uygulamalarında odaklanmanın artırılarak kaynak etkinliğinin sağlanması amacıyla desteklenecek yatırım konularının sektörel ve bölgesel bazda belirlenmesi, yeni yatırım teşvik sisteminin bu bölümünde yer almaktadır.

Bu çerçevede bölgesel ve sektörel bazda desteklenecek yatırım konuları 2002/4720 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) - Düzey II bölgeleri esas alınarak oluşturulmuştur. Bu durumun en önemli özelliği ise, yeni teşvik sisteminin teşviklerin bölgesel olarak uygulanması açısından yeni bir bölge tanımı getirmesidir. Nitekim yatırım teşvik sisteminin önceki yıllardaki uygulamalarında gelişmiş, normal ve KÖY gibi bölge tanımları kullanılırken, 5084 sayılı Kanun çerçevesinde uygulanan bölgesel teşvikler illeri baz almıştır.

Yeni sistemin Düzey II bölgeleri bazında uygulanmasının en temel sebebinin AB bölgesel devlet yardımları kurallarına yakınsamak olduğu söylenebilir. Zira AB devlet yardımları kuralları kapsamında bölgesel gelişmeye yönelik yardımların

Düzey II bölgeleri bazında uygulanması esası yer almakta ve üye ülkelerdeki bölgesel yardım programları Düzey II bölgeleri bazında denetlenmektedir.

Yeni sistemde, teşvik uygulaması açısından Düzey II seviyesindeki 26 bölge, SEGE kullanılmak suretiyle sıralanmıştır. Sıralama neticesinde, Düzey II bölgeleri dört gruba ayrılmıştır.

Tablo 5.1. Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasına Göre Dört Gruba Ayrılmış Düzey II Bölgeleri

Tablo 5.1’de görüldüğü üzere, dört grubun oluşmasında SEGE’de gözlemlenen kırılma noktaları esas alınmaya çalışılmıştır.180 Bu çerçevede Marmara

ve İç Anadolu’nun kuzeybatısı ile İzmir birinci grupta yer alırken, Ege ve Akdeniz sahil bölgeleri ikinci grupta yer almıştır. Ege ve Akdeniz Bölgelerinin iç kesimleri ile İç Anadolu’nun büyük bir kısmı ise üçüncü grup kabul edilmiştir. Son olarak Doğu Anadolu Bölgesinin tamamı, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin büyük çoğunluğu, Doğu Karadeniz Bölgesinin tamamı ve Kastamonu-Çankırı-Sinop Düzey II bölgesi dördüncü grup olarak tanımlanmıştır.

Bu sınıflandırmaya göre Türkiye’nin yüz ölçümü bakımından büyük çoğunluğu üçüncü ve dördüncü gruplarda yer almıştır. Ayrıca dördüncü grupta yer

180 Yeni yatırım teşvik sistemi hazırlık çalışmaları sırasında Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan

alan illerin 5084 sayılı Kanun kapsamında uygulanan teşviklerden yararlanan iller ile büyük oranda örtüşmesi dikkat çekicidir. Hatta yatırım teşvik sisteminin önceki uygulamalarında yer alan KÖY kapsamı mevcut sınıflandırmanın dördüncü ve üçüncü grupları ile büyük oranda çakışmaktadır. Dolayısıyla bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik olarak farklılaştırılarak uygulanan önceki yatırım teşvikleri ile doğrudan bölgesel gelişmeye yönelik olarak uygulanan 4325 ve 5084 sayılı Kanunlar ile hedef alınan bölgelerin son 20 yıl içerisinde ciddi bir değişime uğramadığı görülmektedir.

Şekil 5.1. Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasına Göre Dört Gruba Ayrılmış Düzey II Bölgeleri

Diğer taraftan belirlenen gruplar altında yer alan bölgelerde desteklenecek yatırım konularının her bir bölgeye özgü belirli sektörler ile sınırlandırılması yeni yatırım teşvik sisteminin bir diğer önemli özelliğidir. Nitekim bir sektörün, bir bölgede gelişmesini ve rekabet gücünü etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Yüksek teknoloji yoğunluğu içeren sektörler için genel olarak Ar-Ge altyapısı ve kültürü, yetişmiş eleman ihtiyacı gibi faktörler öne çıkarken, geleneksel sektörler için ucuz işgücü, lojistik kolaylık gibi maliyet avantajlarına yönelik faktörler önemli olmaktadır. Hatta bu durum sektörlerin alt faaliyet alanları arasında da kendini göstermektedir. Örneğin tekstil sektörü altında yer alan teknik tekstiller181 alanı

181 Teknik tekstiller, estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade öncelikle fonksiyonel özellikleri ve

teknik performansları için tüketilen tekstil malzemeleri ve ürünleri olarak tanımlanmaktadır.(Öngüt, 2007:28)

oldukça Ar-Ge yoğun bir yapıda yer alırken, tekstil terbiyesi alanı daha çok makine ve otomasyona dayalı bir yapı içermektedir.

Bölgesel boyutta ise girişimcilik kültürü, ulaşım kolaylığı, altyapının düzeyi, yaşam kalitesinin yüksekliği gibi genel anlamda sektörlerin yeşermesine etki edecek çok farklı yerel faktörler de bulunmaktadır. Bu faktörler, bölgelerin gelişmişlik seviyelerinden ve coğrafi konumlarından kaynaklı olarak bölgeler arasında farklılık arz edebilmektedir. Dolayısıyla yeni teşvik sisteminde sektörel gereksinimler ile bölgesel özellikler ve potansiyellerin kesişme noktaları çerçevesinde, belirlenmiş dört grupta sektörel tercihler yapılmıştır. Bu kapsamda bölgelerde desteklenmesi öngörülen sektörlerin dağılımı genel itibarıyla şu şekildedir:

- I. derecede gelişmişlik seviyesindeki bölgelerde motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalat ve tıbbi, hassas ve optik alet yatırımları gibi yüksek teknoloji gerektiren yatırımlar,

- II. derecede gelişmişlik seviyesindeki bölgelerde makine imalat, akıllı-çok fonksiyonlu teknik tekstiller, metalik olmayan mineral ürünler (cam, seramik, karo, yalıtım malzemeleri vb.) kağıt, gıda ve içecek imalatı gibi görece sermaye yoğun yatırımlar,

- III. ve IV. derecede gelişmişlik seviyesindeki bölgelerde tarım ve tarıma dayalı imalat sanayii, hazır giyim, deri, plastik, kauçuk, metal eşya gibi emek yoğun sektörlerdeki yatırımlar ile turizm, sağlık ve eğitim gibi hizmet sektörlerindeki yatırımlar.

Yeni teşvik sisteminin bir diğer özelliği de bölgelerde belirlenen konulardaki yatırımların kademelendirilmiş bir yapıda desteklenmesidir. Nitekim yapılan akademik çalışmalar182 ve çeşitli programların uygulama sonuçlarının gözlenmesi ile

teşviklerin yatırım kararlarında bir etkisinin olduğu bilinmektedir. Ancak bu etkinin sınırlı olduğu da gerek akademisyenler, gerek yerel ve merkezi yöneticiler gerekse politikacılar tarafından kabul edilmiştir. Bir başka deyişle teşvikler yatırımları etkileyen diğer faktörlerin birbirine yakın olduğu durumlarda yatırımcı açısından bir farkındalık yaratabilmektedir. Dolayısıyla teşvik dışındaki bu faktörlerin arasındaki

farklar bölgeler arasında arttıkça, teşviklerin etkinliklerini artırmak için destek miktarlarının artırılması gerekmektedir. Bu çerçevede yeni teşvik sisteminde teşvik miktarları bölgelerin gelişmişlik seviyeleri ile ters orantılı olarak değişmektedir. Bölgelerin gelişmişlik seviyesi düştükçe destek limitleri artmakta ve yeni teşvik unsurları devreye girmektedir.