• Sonuç bulunamadı

4. TÜRKİYE’DE BÖLGESEL TEŞVİKLER

4.1. Türkiye’de Bölgesel Teşvik Unsurlarının Tarihsel Gelişimi

4.3.4. Bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulama sonuçları

5084 sayılı Kanun kapsamında sağlanan teşviklerden, faydalanılabilmesi yatırım yapılması şartına bağlı tek tedbir olan bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulaması, işletmelerin Kanunda belirtilen istihdam şartını yerine getirmesi

durumunda Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediye veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyetinin bedelsiz olarak devredilmesini içermektedir. Ancak uygulama kapsamında ilk olarak illerde mevcut bulunan OSB’lerin boş parselleri, daha sonra diğer araziler tahsis edilmektedir. Dolayısıyla tedbirin uygulaması Maliye Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yürütülmekte olup tedbire ilişkin uygulama verileri bu iki kurumdan temin edilmiştir. Buna göre Sanayi ve Ticaret Bakanlığından temin edilen OSB’lerdeki bedelsiz sanayi parseli tahsisi verileri ile Maliye Bakanlığından temin edilen Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediye veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyetinin bedelsiz olarak devredilmesi ile ilgili veriler Mart 2004-Aralık 2009 arası yapılan tahsisleri kapsamaktadır.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kaynaklı OSB sanayi parseli tahsisine ilişkin verilere göre, 5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerde toplam 2.257 adet sanayi parseli tahsis edilmiştir. Bu parsellerde toplam 5,3 Milyar TL tutarında yatırım yapılması ve bu yatırımlar ile toplam 97.428 kişilik istihdam yaratılması öngörülmüştür. Ayrıca tahsis edilen parsellerin yüzde 23,9’unda halihazırda inşaat faaliyetleri devam ederken yüzde 39,8’inde ise aktif üretime geçilmiştir. Dolayısıyla Kanunun uygulamaya geçtiği Mart 2004’ten beri 5084 sayılı Kanun çerçevesinde tahsis edilen sanayi parsellerinin yüzde 63,7’sinde yatırım faaliyetleri tamamlanmış veya tamamlanmak üzeredir.

OSB’lerde bedelsiz sanayi parseli tahsisi yapılmış yatırımların ve bu yatırımlar sonucu öngörülen istihdam rakamlarının il bazında dağılımda iller arasında büyük farklılıklar gözlenmektedir. Nitekim tahsis edilmiş parsellerdeki toplam yatırım tutarının yüzde 71,4’ü 8 ilde (Adıyaman, Aksaray, Düzce, Kahramanmaraş, Niğde, Osmaniye, Sivas, Uşak), öngörülen yatırımlar sonucu oluşması beklenen istihdamın ise yüzde 65,2’si 9 ilde (Adıyaman, Aksaray, Düzce, Malatya, Osmaniye, Sivas, Uşak, Samsun, Zonguldak) toplanmıştır. Tedbir kapsamında Ardahan, Artvin, Bitlis, Çanakkale (Gökçeada ve Bozcaada), Erzurum, Hakkari, Rize, Şırnak ve Tunceli illerinde OSB’lerde öngörülen herhangi bir yeni yatırım olmamıştır.168

168 OSB’lerdeki bedelsiz sanayi parseli tahsisinin uygulama sonuçlarının iller itibarıyla dağılımı Ek-

Ancak bu dağılımda, Ardahan, Artvin, Bitlis, Çanakkale (Gökçeada ve Bozcaada), Erzurum, Hakkari, Rize illerinde OSB’lerin bulunmaması veya proje aşamasında olması ile Kahramanmaraş, Afyonkarahisar-Merkez, Düzce, Uşak-Merkez gibi yoğun talep alan illerdeki OSB’lerin halihazırda dolu olmasının ve Kanun kapsamında tahsis edilebilecek parsel sayısının sınırlı kalmasının da etkisi vardır. Bedelsiz yatırım yeri tahsisi teşviki altında yer alan ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen, Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediye veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyetinin bedelsiz olarak devredilmesi uygulaması kapsamında 259 işletmeye toplam 10.761.658 metrekare arsa tahsisi yapılmıştır. Tahsis edilen arsalardaki toplam yatırım tutarı 2,8 Milyar TL olurken, bu yatırımlar kapsamında öngörülen toplam istihdam 27.771 kişidir.

Teşvikin iller bazında dağılımda, OSB’lerdeki bedelsiz sanayi parseli tahsisine benzer şekilde dengesiz bir dağılım görülmektedir. Arsa tahsisleri kapsamında öngörülen yatırım tutarının yüzde 53,5’i 5084 sayılı Kanun kapsamında sağlanan bütün teşviklerden faydalanan 49 ilde gerçekleşirken, bu iller arasında sırası ile Kahramanmaraş, Çankırı, Afyonkarahisar ve Trabzon illerindeki yatırımlar en yüksek tutarlı olanlardır. Kanun kapsamında yalnızca bedelsiz yatırım yeri tahsisi teşvikinden faydalanabilen 4 ilde yapılan yatırımların tutarı ise toplam yatırımların yüzde 46,5’ini oluştururken, bu 4 il arasında Zonguldak ve Samsun illerindeki yatırım tutarları dikkat çekicidir.169

Belirtildiği üzere, bedelsiz yatırım yeri tahsisi teşvikinin Maliye Bakanlığınca uygulanan bu kısmında da kapsamdaki illerde halihazırda bulunan boş OSB parsellerinin etkisi vardır. Nitekim Kahramanmaraş, Trabzon-Arşin, Zonguldak- Çaycuma, Samsun-Merkez’de yer alan OSB’lerde boş sanayi parseli kalmamış ve dolayısıyla bu illerdeki yatırımcılara Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediye veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların tahsisi yapılmıştır. Diğer taraftan Uşak-Karma OSB, Adıyaman, Aksaray, Osmaniye gibi illerde ise OSB ihtiyacı yeterince karşılanmış ve ilave arsa tahsisi yapılmamıştır.

169 OSB’ler dışındaki bedelsiz yatırım yeri tahsisinin uygulama sonuçlarının iller itibarıyla dağılımı

Bedelsiz yatırım yeri tahsisi teşviki kapsamında her iki kurum tarafından yapılan uygulamalar beraber ele alındığında toplam 2.257 adet sanayi parseli ve OSB dışında 10.761.658 metrekare arsa tahsisi yapılmıştır. Bu kapsamda toplam 8,1 Milyar TL tutarında yatırım ve 126.648 kişilik yeni istihdam öngörülmüştür. Uygulamalar toplamının iller bazında dağılımında ise düzensiz yapı devam etmiştir.

Buna göre tahsis edilen OSB dahilinde ve dışındaki yatırım yerleri kapsamında öngörülen toplam yatırım tutarının yüzde 63,7’si 8 ilde (Adıyaman, Düzce, Kahramanmaraş, Osmaniye, Sivas, Uşak, Samsun, Yozgat), bu yatırımlar kapsamında öngörülen istihdamın ise yüzde 46,3’ü 6 ilde (Adıyaman, Aksaray, Düzce, Malatya, Osmaniye, Zonguldak) toplanmıştır.

4.4. 5084 Sayılı Kanunun Genel Değerlendirmesi

2009 yılı sonuna kadar, 5084 sayılı Kanun çerçevesinde, kapsamdaki illere 2,5 Milyar TL’si sigorta primi işveren hissesi teşviki, 888,4 Milyon TL’si gelir vergisi stopajı teşviki ve 957,1 Milyon TL’si enerji desteği olmak üzere toplam 4,3 Milyar TL tutarında teşvik sağlanmıştır. Ayrıca bu miktara ilaveten kapsamdaki illerde öngörülen yatırımlara OSB’lerden toplam 2.257 adet sanayi parseli ve OSB’ler dışında toplam 10.761.658 metrekare arazi tahsisi yapılmıştır.

Buna karşılık, Kanunun kapsadığı illerin tamamında uygulamaya başlanmadan önce (2003 yılı sonu) SGK’ya kayıtlı aktif işyeri sayısı 118.341 ve bu işyerlerinde çalışan kayıtlı sigortalı sayısı 756.444 iken Kanunun uygulanmaya başlaması ile işyeri sayısı 2009 Ekim sonu itibarıyla 208.740, sigortalı sayısı ise 1.420.151 rakamına ulaşmıştır. Oranlar itibarıyla da işyeri sayısında yüzde 76,4, sigortalı sayısında yüzde 87,7 artış gerçekleşmiştir.

Kanunun uygulanmadığı illerde ise 2003 yılı sonunda SGK’ya kayıtlı aktif işyeri sayısı 657.978 ve bu işyerlerinde çalışan kayıtlı sigortalı sayısı 4.859.514 iken 2009 Ekim sonu itibarıyla işyeri sayısı 947.006, sigortalı sayısı ise 6.695.691 rakamına ulaşmıştır. Oranlar itibarıyla da işyeri sayısında yüzde 40, sigortalı sayısında yüzde37,8 artış gerçekleşmiştir.

5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerde gerçekleşen istihdam artışı, rakamsal olarak kapsam dışındakilere göre düşük olmasına karşın oransal olarak oldukça

yüksek gerçekleşmiştir. Nitekim Kanunun, kabaca işyeri sayısında 36,4 puan sigortalı sayısında ise yaklaşık 50 puan fazladan bir katkı sağladığı düşünülebilir. Kanun olmasaydı Kanun kapsamında yer alan illerde artışın diğer illere nazaran daha az olacağı varsayılırsa (çünkü normal şartlar altında ülkenin geri kalmış bölgelerinde işyeri ve sigortalı artış hızlarının diğer bölgeler ile eşit olmayacağı varsayımı yanlış olmaz) asıl artışın yukarıdaki oranlardan daha fazla olduğu sonucuna varılabilir.170

Ancak yukarıda verilen rakamlar sadece kayıt altındaki işyeri ve sigortalı sayılarını yansıtmakta ve il bazında gerçek istihdam rakamlarına ulaşılamamaktadır. Dolayısıyla Kanunun beklenildiği ölçüde net istihdam artışlarına yol açmamış olabileceği ve işletmelerin sadece teşvikten yararlanmak için kayıt altına girmeye başlamış olabilecekleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim 5084 sayılı Kanunun ve öncesinde uygulanan 4325 sayılı Kanunun etkilerinin değerlendirildiği analitik bir çalışmada, istihdama yönelik olarak uygulanan teşviklerin net istihdam artışları yerine, işletmelerin kayıt altına girme eğilimini artırdığı saptanmıştır.171 Benzer bir yargı da Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından yaptırılan anket çalışmasında ortaya çıkmıştır. Bu çalışmaya göre yalnızca yasal sınırı yakalayacak kadar işçi alan işletmelerin bu davranışının altında yatan sebeplerden başlıcaları olarak, işletmenin gerçekten 10 işçiye ihtiyacı olduğu ve işletmenin kayıt dışı çalıştırdığı işçilerin bir kısmını kayıt altına alarak 10 işçi sınırını yakalamak istemesi ile işletmenin çalıştırmadığı halde yakınlarını sigortalı yaparak hem yakınlarına sigortalılık imkanı sağlamak hem de Kanunun sağladığı maliyet avantajlarından yararlanmak istemesi belirtilmektedir.172

5084 sayılı Kanun kapsamında sunulan sigorta primi işveren desteği, gelir vergisi teşviki ve enerji desteği uygulamaları her ne kadar işletmelerin doğrudan yatırım yapmasını şart koşmasa da bedelsiz yatırım yeri tahsisi desteği ile birlikte düşünüldüğünde, Kanunun yeni yatırımları da artırmayı amaçladığı görülmektedir. Bu çerçevede yeni yatırımların bir göstergesi olarak bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulaması incelendiğinde, işletmelerin teşvik nedeniyle yatırım yapma eğilimlerinin genel olarak fazla olmadığı görülmektedir. Nitekim teşvik tedbirleri bir bölgede

170 İŞKUR, 2007:9.

171 Betcherman et al, 2008:27. 172 İŞKUR, 2007:127.

yatırım yapılmasını etkileyen tek faktör olmamakta ve işletmelerin yatırım kararlarında daha öncelikli olarak yer alan pek çok başka etmen bulunmaktadır. Yine İŞKUR tarafından yaptırılan anket çalışmasında 5084 sayılı Kanun çerçevesinde sağlanan teşviklerin firmalar tarafından yeterli görülmediği ve bu teşviklerin işletmelerin yatırım kararlarını doğrudan etkilemediği belirtilmiştir. Ayrıca söz konusu çalışmaya göre teşvik kapsamındaki illerde yatırımları etkileyen en önemli sebep olarak “o ilde yaşanıyor” olması gösterilmiştir.173

Kanun kapsamında yer alan bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulama sonuçları çerçevesinde gözlemlenen bir başka ilginç sonuç ise, yeni yatırımların genel olarak fazla olmamasına rağmen belirli illerde önceki yıllarda görülmemiş şekilde oldukça yüksek değerlere ulaşmasıdır. Benzer şekilde enerji desteği uygulama sonuçları da destekten yararlanma oranları açısından iller arasında büyük farklılıklar olduğunu göstermektedir. Bu iki sonuç beraber ele alındığında, teşviklerin, Kanun ile amaçlanan doğrudan istihdam artışı veya yatırımların çekilmesi neticesinde sağlanacak istihdam artışı hedeflerine genel olarak düşük düzeyde etki etmesine karşın, bazı illerde çok etkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Bir başka deyişle, Kanun, kapsamdaki tüm iller bazında düşünüldüğünde yetersiz kalmış iken yerel bazda özellikle de halihazırda teşvikten faydalanamayan gelişmiş illerin çevresindeki teşvikli illerde oldukça etkili olmuştur. Örneğin, Gaziantep’in çevresinde yer alan Kahramanmaraş ve Adıyaman, Adana çevresinde bulunan teşvik kapsamındaki tek il olan Osmaniye ve Marmara Bölgesinde teşvik kapsamındaki tek il olan Düzce’de yatırımlar ve teşvikten faydalanma oranları üst düzeydedir. Buna karşın başta Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır, Hakkari olmak üzere Türkiye’nin en doğusundaki iller teşviklerden yok denecek kadar az istifade etmişlerdir. Teşviklerin iş ortamına etki eden diğer faktörlerin birbirine benzer olduğu coğrafi olarak yakın bölgelerde farklılık yaratabildiği ve 5084 sayılı Kanun kapsamında bulunan 49 ilin kendi arasında büyük gelişmişlik farklılıkları bulunduğu düşünüldüğünde, bu sonuç anlamlı olmaktadır.

Özetlemek gerekirse, esas amacı bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması olan 5084 sayılı Kanunun bu amacını yerine getirmede bir dereceye kadar

başarı gösterdiği söylenebilir. Ancak görece az gelişmiş illerdeki yatırımcıların dezavantajlarını telafi etmek adına uygulanan teşvik tedbirlerinin illerin gelişme düzeyleri ile daha detaylı bir bağlantı içinde ve kapsamdaki iller için farklılaştırılarak uygulanmaması, teşviklerin kapsamdaki illere daha düzenli bir şekilde yayılmasını engellemiştir. Nitekim daha az gelişmiş iller daha dezavantajlı konumda bulunmakta ve yatırımcılar için bu illerin bir alternatif olabilmesi için daha fazla oranlarda teşvik imkanları sağlanması gerekmektedir. Ancak halihazırda altyapı, eğitim, ulaştırma, güvenlik, coğrafi yapı gibi temel taşların eksik olduğu illerde, cömert teşvik tedbirleri uygulansa bile arzu edilen sonuçlara ulaşılamaması ihtimali de bulunmaktadır. Bu durumlarda teşvik tedbirleri ile kaynak israfı yapmak yerine fiziki ve beşeri altyapının güçlendirilmesi daha doğru bir yol olabilmektedir.174

Diğer taraftan 5084 sayılı Kanun kapsamında olan ve olmayan birçok ilde Kanuna karşı getirilen eleştirilerden biri de teşviklerin haksız rekabet yarattığıdır. Özellikle teşvik kapsamı dışında kalan illerin, yatırımların çevre teşvikli illere kaydığı yönünde ciddi tepkileri olmuştur.175 Bu durum kuşkusuz teşvik uygulamaları

açısından göz önünde tutulan ve fedakarlık yapılabilen bir durumdur. Bazı yeni yatırımların ve dolayısıyla istihdamın, kendi iç dinamikleri vasıtasıyla belirli bir gelişmişlik potansiyeline erişmiş ve oturmuş sanayi kültürü oluşmuş illerden çevre teşvikli illere kayması, bu illerdeki sosyo-ekonomik gelişme açısından önemli adımlar oluşturabilme potansiyeline sahiptir. Nitekim görece geri kalmış ve/veya işsizlik oranı yüksek bölgelerde yaratılan istihdam gelişmiş ve/veya işsizlik oranı düşük bölgelerde yaratılan istihdamdan daha değerli görülmektedir.176 Ayrıca sırf teşvik yüzünden her yatırımın yönünün değişmesi mümkün değildir. Genel olarak işçilik maliyetlerine aşırı duyarlı bazı sektörlerde kaymalar olabilmektedir. Nitekim 5084 sayılı Kanun çerçevesinde uygulanan enerji desteği teşvikinin sektörel bazda dağılımına bakıldığı zaman desteklerin büyük kısmından tekstil, hazır giyim, deri gibi ucuz işgücüne dayalı emek yoğun sektörlerin faydalandığı gözlenmektedir.177

174 Fisher and Ditsler, 2003:11.

175 “Türkiye ekonomik eyaletler biçiminde bölündü”. KOBİ-EFOR Aylık Sanayi-Ekonomi Dergisi.

Mart 2005. 18.07.2008. <http://www.kobi-efor.com.tr/haber_detay.asp?id=1029>

176 Bartik 1991:188-201.

Ancak 5084 sayılı Kanunu değiştiren 5350 ve 5615 sayılı Kanunlar ile, sigorta primi işveren hissesi teşviki ile gelir vergisi stopajı teşvikinin yeni istihdam yaratılmasına bağlı olarak uygulanması kaldırılmış ve mevcut istihdamı kapsayacak şekilde içeriği genişletilmiştir. Benzer bir durum enerji desteği için de düzenlenerek kapsamdaki illerin enerji desteğinden daha esnek koşullarda yararlanması sağlanmıştır. Bu düzenlemeler ile, net istihdam artışı sağlama gibi belirli bir şartın yerine getirilmesi durumunda faydalanılabilen teşvikler, odağını kaybederek kapsamdaki illerde yerleşik firmaların karşılıksız olarak işletme giderlerini karşılamaya yönelik bir programa dönüşmüştür. Bu durum, kapsam dışındaki illerde yerleşik firmaların, kapsamda yer alan illerdeki firmalara oranla daha yüksek işletme maliyetlerine katlanmasına ve yoğun rekabet baskısı hissedilen sektörlerde kapanmalara dahi sebep olmuştur. Dolayısıyla başlangıçta yeni istihdam yaratılması şartına bağlı olarak uygulanan teşvikler makul seviyede iken teşvik-yeni istihdam bağının zayıflatılması ile Kanun, kapsam dışındaki firmalar açısından haksız rekabete dönüşmüştür. Nitekim İŞKUR tarafından yaptırılan anket çalışmasında da 5084 sayılı Kanun kapsamında sağlanan teşviklerin yeni yatırımlar yapılmasından ziyade özellikle düşük karlarla çalışılan sektörlere rekabet ve istihdam avantajı sağladığı belirtilmektedir.178

5084 sayılı Kanun çerçevesinde uygulanan teşviklerin bir diğer özelliği ise herhangi bir sektörel düzenlemenin yapılmamış olmasıdır. Bir başka deyişle teşviklerden yararlanabilmek için sektörel bir kısıtlama şart koşulmamış ve teşvikler, yalnızca bölgesel seçicilik kriterine dayanarak uygulanmıştır. Ancak Kanun uygulanırken sektörel seçicilik yapılmaması iki açıdan sorun teşkil etmiştir.

İlk olarak, tedbirler bazında sektörlerin farklı karakteristikleri yüzünden verimsizlikler yaşanmıştır. Örneğin enerji desteği uygulamasında enerji yoğun bir sektör olan çimento sektöründe çok az bir ilave istihdam artışına karşılık önemli bir teşvik aktarımı yapılmıştır. Nitekim çimento sektöründe yaratılan her bir ilave istihdama karşılık 48.513 TL ödenirken, madencilik sektöründe 10.152 TL, dokuma- giyim sektöründe 8.760 TL ve gıda-içki sektöründe 2.545 TL ödenmiştir. Dolayısıyla teşvik ile ulaşılmak istenen esas amaç istihdam artışı ise ve çimento sektörü

kapsamdaki iller açısından özel önem taşımıyorsa, sektörün enerji maliyetleri açısından bu derecede desteklenmesi teşvik uygulaması açısından verimsizlik oluşturmaktadır.

Kutu 4.4. 5084 Sayılı Kanun ve Kahramanmaraş’taki Tekstil Yatırımları

Kaynak: ACAR, Ozan, “Bir İsraf Hikayesi: Devlet Teşvikleri ve Kahramanmaraş’taki İplik Üreticilerinin Pamuk İpliğine Bağlı Rekabet Gücü”, TEPAV Bülten, Ekim 2008, Sayı 6, 09.10.2009, <http://www.tepav.org.tr/tur/admin/bulten/tepav_bulten_ekim_2008.pdf>

Yatırımcıların sektörel açıdan yönlendirilmemesinden dolayı karşılaşılan ikinci önemli sorun ise, yatırımların teşvikler devreden çıktığı zaman işletmelere kalıcı rekabet gücü kazandıracak alanlara kaydırılamamasıdır. Bunun yerine bazı geleneksel sektörlerde gereğinden fazla kapasite yaratılmış, bu alanlarda teşviklerin bitişi ile birlikte yoğun bir küresel rekabet baskısı hissedilmeye başlanmış ve hatta

Türkiye'deki tekstil, özellikle de iplik üretiminin büyük bir bölümünün, son derece modern tesislerde gerçekleştirildiği bir il olan Kahramanmaraş; 5350 sayılı Kanun ile, 5084 sayılı Kanun kapsamında teşvik edilecek iller arasına katıldı. Kahramanmaraş'ın 5084'den faydalanmaya başlamasını takip eden dönemde, bu ilde toplam 107 proje ile 1 milyar ABD Doları tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirildi. Bu yatırımlarla birlikte, Kahramanmaraş'taki toplam istihdam, Nisan 2005'te 48 binden, Ekim 2008’de 86.000’e yükseldi.

Tamamlanan yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında, çoğunluğunu ipliğin oluşturduğu tekstil yatırımlarının, 600 milyon ABD Doları ile bu ildeki toplam sermaye yatırımlarının yüzde 58'ini oluşturduğu görülmektedir. Kahramanmaraş'ta, 5350'den sonra tamamlanan toplam 1 milyar dolarlık yatırıma ek olarak, henüz tamamlanmamış olan projelerin tutarı 1,3 milyar ABD Dolarıdır. Hâlihazırda yapım aşamasında olan yatırımların % 25'ini, 320 milyon ABD Doları tutarındaki tekstil yatırımları oluşturmaktadır. Bu durum Kahramanmaraş'ın teşvik edilecek iller arasına katılmasıyla birlikte, bu ildeki iplik üreticilerinin, bildikleri işi yapmaya devam ettiklerini göstermektedir.

Diğer taraftan gerek küreselleşme ile birlikte ucuz işgücüne sahip Çin ve diğer Uzakdoğu ülkeleriyle rekabetin artması, gerekse Türk parasının değerlenmesi ile birlikte Türkiye'deki ithalat fiyatlarının ucuzlaması, tekstil ve hazır giyim sektörüne girdi sağlayan iplik üreticilerini zor durumda bırakmıştır. Nitekim ucuz ara malı temini için pek çok hazır giyim firması yerli temini bırakarak ithalata yönelmiştir. Bu durumun en önemli yansımaları ise Kahramanmaraş’taki iplik üreticilerine olmuş ve 20 fabrika rekabet baskısı ve pazar kaybı yüzünden kapanmıştır.

Türkiye'deki “ring” ve “open-end” iplik makinelerinin sırasıyla % 53'ü ve 71'i 10 yaşın altında iken bu oran Dünya genelinde sırasıyla yüzde 26 ve 33’tür. Kahramanmaraş'taki tesislerde kullanılan makineler ise Türkiye ortalamasından bile daha yeni olarak ildeki “ring” iplik makinelerinin % 79'u, “open-end” iplik makinelerinin ise % 89'u on yaşın altında bulunmaktadır. Ancak, teknolojik gelişmişlik düzeyi, dünya genelinden bu denli ileri olsa da Türkiye'deki iplik üreticileri küresel rekabete karşı koymakta güçlük çekmişler ve bazıları da kapanmaktan kurtulamamıştır.

Sonuç olarak Uzakdoğu ülkelerinin pazar hakimiyeti geliştirdikleri geleneksel ürünleri, daha yeni makinelerle üretmek bu ülkeler ile rekabet etmek için yeterli olmamakta ve bu ülkelerde üretilemeyen iplik türleri gibi niş alanlara yatırımları yönlendirmek gerekmektedir. Dolayısıyla 5084 sayılı Kanun kapsamında sektörel önceliklerin belirlenmemesi, tekstil sektörü açısından yatırımların rekabet gücüyüksek alanlara yönlendirilememesi ve hem kamu hem de özel sektör açısından kaynak israfına sebep olmuştur.

kapanmalar gözlenmiştir. Detayları Kutu 4.4’te verilen Kahramanmaraş’taki tekstil yatırımları bu durumun en çarpıcı örneklerinden birini oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, 5084 sayılı Kanunun, Kanun ile hedeflenen amaçlara ulaşılması bakımından tümüyle başarısız olduğunu söylemek gerçekçi olmamaktadır. Zira Kanun sayesinde gelişmiş illerin çevrelerinde yer alan teşvik kapsamındaki