• Sonuç bulunamadı

Sebeplere Sarılma Yasası

Belgede Kur'ân'a göre azlık ve çokluk (sayfa 153-156)

2. MÜMİN AZLIĞIN ÜSTÜN OLMA DURUMU

2.2. İktidara Giden Yolda İlâhî Yasalar

2.2.4. Sebeplere Sarılma Yasası

Sebep; sözlükte kendisiyle başkasına ulaşılan her şey demektir.720 Şu ayette bu anlamda kullanılmıştır: “…Ona (muhtaç olduğu) her şey için bir sebep (bir vasıta ve yol)

verdik. O da bir yol tutup gitti.”721Bu ayetin anlamı; Allah, her şeyle ilgili ona, kendileri vasıtasıyla (başka şeylere) ulaşacağı, bir bilgi ve vasıta verdi, demektir.722

Zemahşerî de şöyle demektedir: Sebep; maksada mötüren alet, güç veya ilimdir.723 Şerî ıstılahta sebep: “Kendisine etki etmeyen şeye götüren şeydir. Meselâ, namaz için

vaktin gelmesi gibi.”724 717 Nisâ 4/43

718 Mâide 5/90–91

719 Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, V, 253. 720 İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, I, 43. 721 Kehf 18/84–85

722 Firûzabâdî, Besâiru Zevi’t-Temeyyüz fî Letâifi’l-Kitâbi’l-Azîz, III, 169. 723Zemahşerî, Tefsîru’z-Zemahşerî, III, 74.

“(Başka) bir şeye ulaşmak için vasıta edinilen her şey sebep olarak adlandırılmıştır.”725

Sebebiyet kanunu yani; sebep kılınan şeylerin sebeplere ve sonuçların başlangıçlara bağlanması yani, sebep-sonuç ilişkisi yasası, genel olup, âlemdeki her şeyi ve dünya ve ahrette insanı ilgilendiren her şeyi kapsar.

Şeyhülislâm İbn Teymiye şöyle der: “Dünya ve ahrette sebebi olmayan hiçbir şey

yoktur. Allah sebeplerin ve sebep kılınan şeylerin yaratıcısıdır.”726

İbnü’l-Kayyım da şöyle der: “Kur’ân-ı Kerim, kevnî, şerî, sevap ve ceza ahkâmının

çeşitli şekillerde sebepler üzerine sıralanışı ile doludur. Bu, bazen sebiyet bâ’sı ile olur: ‘(Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, afiyetle yeyin, için.’727 Bazen (lâm) ile gelir: ‘Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.’728 Bazen hükmün gereği olan vasfın zikredilmesiyle gelir: ‘… Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.’729

Allah’ın hikmeti, sebep kılınanların sebeplere bağlanmasını gerektirir.”730

İbn Teymiye ise şöyle der: “Bir şeyin başka bir şeye sebep olmasının veya sebep

kılınmasının Allah’ın fiilinden ve hükmünden olduğunun bilinmesi gerekir. Allah, sebeplerin ve sebep kılınan şeylerin yaratıcısıdır.”731

Resûlullah (S) bu yasaya sarılıyordu: “Meselâ, hicret esnasında Resûlullah (S)

hazırlığını yapmadığı hiçbir iş, hesabını yapmadığı, hiçbir plan bırakmamıştır. İmkânı dâhilindeki tüm güçleri ve araçları kullanmıştır.

Nebi (S), develeri ve kılavuzu hazırladı, arkadaşını ve saklanacakları yeri seçti. Ta ki talep sükûnete erdi, şevk duruldu [kalbi yatıştı]… Bir beşer için tedbir alınması gereken ne

725 Râgıp el-İsfehânî, Müfredât-ı Elfâzı’l-Kur’ân, s. 220. 726 İbn Teymiye, Mecmû’u Fetâvâ, s. 70.

727 Hâkka 69/24 728 İbrahim 14/1 729 Talâk 65/2

730 İbnü’l-Kayyım, Medâricü’s-Sâlikîn, III, 398–399. 731 İbn Teymiye, Mecmû’u’l- Fetâvâ, VIII, 70.

varsa onu yaptı; gizlenmek, ihtiyat sebepleri, ilahî iradeye teslimiyet. Bundan sonra da yapamayacağı şeyler çıkıyor karşısına.”732

“Kuşkusuz sebepleri yarattığı gibi sonuçları yaratan da Allah’ın takdiridir. Müminin anlayışına göre sebeple sonuç arasında bir bağ yoktur.. Sebebe sarılmak itaatle yapılan bir ibadettir. Neticenin gerçekleşmesi de sebepten bağımsız olarak Allah’ın takdiridir. Neticeyi meydana getirmeye Allah’tan başka kimsenin gücü yetmez. Böylece müminin anlayışı sebeplere boyun eğmekten ve onlara bağlanmaktan bağımsızdır. Aynı zamanda o Allah’a itaat sevabını elde etmek için gücü oranında sebebe sarılır.”733

Mücadeleden kaçanların ortaya attıkları “Kuşkusuz Rabbimiz güzel bünyemize yardım

edecektir.” şeklinde bir şüphe var. Bu kişiler sebepleri terk etmenin tevekkülü

tamamlayacağını zannederler. Bu iddaya cevap olarak şöyle deriz:

1. Kuşkusuz Allah, olağanüstü yasalarını uygulamayı dilediği zaman kullarına yardım eder ve onlara iktidar verir. O yasaları dilediği zaman kullanır. 2. Fakat biz, üzerinde hayatımızı sürdürmek ve işlerimizi düzene koymak için

âlemlerin Rabbi’nin belirlediği yürürlükteki yasalara tâbi olmakla memuruz.734

3. “Allah, hayatta iktidar vermeyi beşerî gayrete ve sabit, değişmez ve dönüşmez Rabbanî yasalar üzerinde beşerî güç kullanmaya bağlıyor. Kim gayreti ve çabası oranında, çalışması ve özverisi oranında doğru çaba harcarsa, hayatın yasalarına boyun eğerse o oranda hedefine ulaşır. Kuşkusuz bu da Alah’ın hayatta olmasını dilediği yasadır, Allah’ın dilemesi, sünneti ve iradesidir.”735

Muhammed Gazali özetle şöyle der: Ümmetin yapmak istediği İslamî değişiklik cihat ve cihat edecek bir nesil modeli olmadan gerçekleşmez. Değiştirme görevi çetindir. Âlemde zamana hâkim olan gizli ve zahirî güç çok kötü bir güçtür. Bunu, uzun zamandan beri döneme İslâm düşmanları hazırladı. O, gece-gündüz, çeşitli yollarla ve vasıtalarla İslâm’ın sesini kısmaya çalışıyor. Bu gücün ortadan kaldırılması ve yerine İslâm’ın getirilmesi kolay iş değildir. O, son nefesine kadar her şeyiyle direnecektir. Bu, öncelikle ve her şeyden önce mücahitlere tavır takınmalarını sağlayacak, tıpkı insanların hayatı sevdiği gibi ölümü sevdirecek ve gecelerini gündüzlerini İslâm’ın kaygısıyla ve onun

732 Kardâvî, Yusuf, Evleviyyâtü’l-Hareketi’l-İslâmiyyeti fî’l-Merhameti’l-Mugbile, s. 53–54. 733 Kutub, Zilâl, III, 1476.

734 Kutub, Muhammed, Havle’t-Tefsîri’l-İslâmiyyi li’t-Târih, s. 123–124. (Kısaltılarak) 735 Nehavî, Adnan Ali Rıza, Likâü’l-Mü’minîn, II, 124.

problemleriyle geçirmelerini sağlayacak bir cihat eğitimine ihtiyaç duyar. Kuşkusuz bu zorlu savaşta mukavemet gösterebilecek, bu entrikalara karşı duracak, her alanda ve her cephede cihat edecek ve yeryüzünde Allah’ın dinini iktidar yapma uğruna pırıl pırıl çocuklarını şehit verecek dayanıklı ve sağlam bir temeli atmak gerekir.736

İbn Teymiye de “Allah bünyemize yardım edecektir.” İddasını savunan kişiye cevap olmak üzere şöyle demektedir:

“Bu ve benzeri iddalar Allah’ın işi ve yaratıkları hakkında uyguladığı yasayı eksik bilmekten kaynaklanıyor. Şüphe yok ki Allah mahlûkatı birtakım sebeplerle yaratmıştır. Kullar için de, dünya ve ahrette kendileriyle sevap, rahmet ve mağfirete nail olacakları sebepler kılmıştır.

Kim Allah’ın sarılmasını emrettiği sebepleri terk ederek tamamen tevekkül ederse istenen şey olmuş demektir. Şüphe yok ki Allah’ın kıldığı sebeplere dayanmazsa talepler saçma olur.”737

Allah’ın bize iktidarı lutfetmesini istediğimiz zaman, sebeplere sarılma konusunda Allah’a itaat ve ibadet ederek Allah’ın yasasına tâbi olmamız gerekmektedir. Çünkü o, bizden bu şekilde razı olur. Tembellerin ve zafiyeti olanların vasıfları olan kuruntular ve düşler kurmamızdan razı olmaz.

Belgede Kur'ân'a göre azlık ve çokluk (sayfa 153-156)