• Sonuç bulunamadı

1.2. KÖLELER VE CARİYELER

1.2.6. Satış İşlemleri İle İlgili Anlaşmazlıklar

Esir satış işlemlerinde en çok karşılaştığımız konulardan birisi satıcı ile alıcı arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklardır. Öyle ki bu anlaşmazlıklar; satıcıya ödenmesi gereken ücretin ödenmemesi,165 taksitle alınan esirin taksit ödemesinin gecikmesi166 ya da satış işlemi esnasında esirde var olan gizlenmiş bir rahatsızlığının sonradan ortaya çıkması,167 gibi çeşitli sebeplerden kaynaklanmıştır.

Esir pazarlarında yukarıda bahsi geçen sorunlardan dolayı, alıcı ile satıcı arasında sıkıntılar yaşanabilmekteydi. Hatta bazı satıcılar böyle bir sorunun yaşanmaması için bizzat mahkemede satışı yapılan esirin ‘’herhangi bir kusurunun bulunmadığına168’’ dair kayıt yaptırmaktaydı. Bu durum aynı zamanda, alıcı için satışı yapılan esirde herhangi bir ayıbın bulunduğu takdirde esirin geri iade edilebileceğinin de garantisiydi. Neticede alıcı; daha önce hiç tanımadığı, görmediği bir esir almaktaydı. Esirlerin ne denli önemli işlerde kullanılabildiği alanlara daha önce değinmiştik. Diğer taraftan kölelerin alıcısını dolandırabileceği gibi çok daha farklı şekillerde zarar verebileceği ihtimalini de unutmamak gerekir.

165 Belge: 2075, Tarih: 24 Rebî’ül-Evvel 962/ 16 Şubat 1555.

166 Belge: 1590, Tarih: 11 Şevvâl 962/ 29 Ağustos 1555.

167 Belge: 2268, Tarih: 22 Ramazân 962/ 10 Ağustos 1555.

18 Safer 962/ 12 Ocak 1555 tarihli bir kayıtta169 Cuma b. İdris, Antakyalı Ahmet b. Mustafa’dan zenci Berekat b. Abdullah’ı 20,5 sultânîye satın almıştır. Satın alınan kölede herhangi bir ayıp ortaya çıkarsa, satan kişiye geri getirilmesi hususunda Ahmet b. Abdullah kefil olmuştur. Bu konuyla ilgili başka bir kayıtta ise170 Kardeşi Yusuf’un vekili olan Ali b. Şemseddin, Mustafa b. Abdullah Kızılbaş adındaki çocuk köleyi Nasır b. Kasım’a 24 sultânîye sattığını ve on yıllığına kefil olduğunu ikrar etmiştir. Satıcı tarafından alıcısına güvence veren diğer bir kayıtta171 Mustafa b. Muhammed, kendi adına ve kendi parasıyla Halâbakçı Hacı Yahya b. Ali’den, Kelîme binti Abdullah adlı Gürcü beyaz cariyeyi, hastalık ve zayıflığını kontrol ettikten sonra hiçbir hastalığı olmaması şartıyla, altı aya kadar ertelenmiş 28 altın sultânî fiyatla satın almış, müşteri ve satıcı, cariyenin, ‘’bu süre zarfında ölmesi halinde’’, satıcıya adı geçen fiyattan 4 sultânî verileceği üzerinde uzlaşmışlar ve bunun üzerine kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtta satışı gerçekleşen cariyenin yaşına dair bilgilerin olmamasına rağmen yaşlı olduğu veya hasta olduğu anlaşılıyor. Satışı yapılan cariyenin 6 ay içinde ölümü gerçekleşirse, alıcının zararını kısmen karşılanacağına yönelik bir madde içermektedir. Ayrıca satışı yapılan cariyenin değeri, ortalama cariye fiyatının altındadır.

Sicil kayıtlarında esir ticaretinden dolayı yaşanılmış en önemli sorunlardan bir tanesi esir satış işleminden dolayı satıcıya borçlanmadır. Borçlanma fiyatlarına bakıldığı zaman, Halep esir pazarlarında vadeli satışlarla da esir sahibi olunabilmekteydi. 5 Şa’bân 962/ 25 Haziran 1555 tarihli bir kayıtta172 Sâhatu Bizâ Mahallesinden İbnul Accâk adıyla meşhur Hacîc b. Hacı Muhammed, Dımeşk’in Mescidul Aksâb Mahallesinden Dımeşkli Zeynulâbidîn b. Abdurrahman aleyhine açtığı davada; onun, kendisine Abaza asıllı Şemsî b. Abdullah adlı beyaz köle ücretinden 75 sultânî borçlu olduğunu iddia etmiştir. Davalı, yasal kusurları bulunmayan sağlıklı köleyi satın aldığını itiraf etmiştir. Yine esir satışından kaynaklanan borçlanmaya örnek olarak bir başka kayıtta ise173 şahitlerin huzurunda, Yunus Bey’in azatlısı Benefşâ binti Abdullah’ın, Dımeşk’te olduğu duyulan çuha (kumaşı) satıcısı Cum’a b. Ali’den, Hasan binti Abdullah adlı cariyenin satışından kaynaklanan 50 altın sultânî alacağı olduğu kesinlik kazanmıştır. Sonrasında davacı

169 Belge: 2886, Tarih: 18 Safer 962/ 12 Ocak 1555.

170 Belge: 3129, Tarih: 17 Şevvâl 961/ 15 Eylül 1554.

171 Belge: 1873, Tarih: 13 Cemâziye’l-Evvel 962/ 5 Nisan 1555.

172 Belge: 732, Tarih: 5 Şa’bân 962/ 25 Haziran 1555.

kadın, paranın teslim alınması için Hüseyin b. İsmail’e vekâlet vermiştir. Bu tür borçlanmalarda bahsi geçen miktarın ortalama esir fiyatına yakın ya da üstünde olduğu görülmektedir.

Halep esir pazarlarında, alıcı tarafından satıcıya bir miktar peşinat ödenip geri kalanını da ileri bir tarihte ödenmesi suretiyle esir sahibi olunabilmekteydi. Ödeme günü geldiği halde alıcı tarafından ödemenin yapılmadığı durumlarda ise satıcı mağduriyetini giderebilmek için mahkemeye gitmekteydi. Özellikle bu gibi anlaşmazlıklarda; satıcının talep ettiği tutarla alıcının ödemek istediği tutar arasında belirli bir fark olabilmekteydi. 8 Safer 963/ 23 Aralık 1556 tarihli bir belgede174 Emin b. Hamza, Hacı Hüseyin b. Yusuf aleyhine açtığı davada; ondan, cariye ücretinden kalan 9 sultânî altın alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı ise borcunun sadece 4 sultânî olduğunu belirtmiştir. Kadı, davacıdan ispat etmesini isteyince davacı bunu yapamamıştır. Bunun üzerine kadı, davalıdan yemin etmesi istemiş, bundan kaçınınca, davalının davacıya mezkûr meblağı vermesine hükmedilmiştir. 20 Zîlka’de 956/ 10 Aralık 1549 tarihli bir başka davada ise175 Hacı Ali b. Muhammed ve Hacı İbrahim b. Muhammed’in Beytül-Mâl Emini Hacı Mahmut b. Abdullah’ın huzurunda yaptıkları şahitlikle; Ahmet b. Muhammed er-Reşîdî’nin müteveffa zenci Hayrullah b. Abdullah’tan, Trablus şehrinde 22 sultânîye sattığı cariye ücretinden kaynaklanan 12 sultânî alacaklı olduğu belirtmişlerdir. Bu miktarın 10 sultânîsi teslim edilmiş, geri kalan ileri bir tarihe ertelenmiştir.

Satışı yapılan esirlerde birtakım sağlık sorunları olmasına rağmen satıcıları tarafından bu durumun gizlenerek alıcılara satışının yapılması, satıcı-alıcı arasında bazı anlaşmazlıklar yaşanmasına sebep olmaktaydı. Osmanlı Devleti’nde hamile bir cariyenin ticari bir amaçla satılamayacağı176 kesin bir durum olmasına rağmen sicil kayıtlarında hamile cariyelerin hamileliği gizlenerek bazı kesimlerce satıldığı görülmüştür. Bu durumu sonrasında farkeden alıcılar ise mahkemeye giderek satıcı aleyhinde şikâyetlerde bulunmaktaydı. 17 Şevvâl 961/ 15 Eylül 1554 tarihli bir kayıtta177 Abdullah b. Muhammed, Abdurrahman b. Şihabuddin’e, Hasna b. Abdullah adında beyaz bir cariyeyi 30 sultânîye sattığını ve bu cariyeyi sattığında hiçbir kusurun olmadığını, ancak daha sonra hamile olduğunun ortaya çıktığını ifade

174 Belge: 794, Tarih: 8 Safer 963/ 23 Aralık 1556.

175 Belge: 1087, Tarih: 20 Zîlka’de 956/ 10 Aralık 1549.

176 Tahiroğlu, a. g. m., s. 659.

etmiştir. Bunun üzerine satıcı bu cariyenin sattığı kişi tarafından hamile bırakıldığını, bunun kendisinden olmadığını iddia etmiştir. Bunun üzerine Abdurahman bu olayın aydınlatılması için mahkemeye başvurmuştur. Anlaşmazlığın hamilelik olduğu bir başka kayıtta ise178 Muhammed Bey b. Seyyidî, Hesnâ binti Abdullah olarak isimlendirilen beyaz tenli Abaza cariyeyi 18 gün önce 46 sultânîye satın almış, ancak iki aylık hamile olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum mahkemede tescil edilmiştir. Belgelerde zihinsel engelli bir esirin de satışı söz konusu olmuştur. Bu durumu fark eden alıcı mahkemeye gitmiş ve lehine olan bir sonuçla oradan ayrılmıştır. 22 Ramazân 962/ 10 Ağustos 1555 tarihli bir kayıtta179 Alaeddin b. Muhammed, Sakar b. Muhammed aleyhine açtığı davada, Hunsâ binti Abdullah adlı beyaz cariyenin deli olduğunu, bu sebeple tekrar Ali’ye iadesi ve aralarındaki satış akdinin feshinin gerektiğini iddia etmiştir. Akabinde akit feshedilmiş ve Sakar, cariyenin bedeli olarak teslim aldığı 22 altın sultânîyi iade etmiştir.

Sonuç itibariyle Halep’te esir satışlarında alıcı ile satıcı arasında bir takım sorunlar yaşanmıştır. Alıcıların bariz bir şekilde haklı olduğu durumlarda, karar alıcıların lehlerine çıkmıştır. Uygun ödeme planlarıyla180 esir sahibi olunabilmenin yanında, Halep’te bir miktar peşinat ödenerek181 ya da tamamen borçlanmak şartıyla182 esir sahibi olunabilmiştir. Alacağını tahsil edemeyen bazı satıcılar ise mahkemede gerek ödeme gününü erteleyerek183 gerekse alacağı miktarın bir kısmını alıcıya hibe ederek184 alıcıya insaflı davrandığını gösteren kayıtlara da rastlanılmıştır.

1.3. TOPLUMSAL OLAYLAR VE DAVALAR