• Sonuç bulunamadı

Araştırmacılar, sanal tembellik ile ilgili iki farklı düşüncede ayrılmaktadır. Bu düşüncelerden ilki; sanal tembelliğin, örgütler için zararlı olup verimliliğin düşmesine neden olması ikincisi ise bunun aksine sanal tembellik ile çalışanın elde ettiği öğrenme koşullarının artması ve çalışanları rahatlatıyor olması şeklindeki olumlu görüştür. Bu iki farklı düşünce temel alınarak bu bölümde, sanal tembelliğin olumsuz ve olumlu etkileri iki başlık altında ele alınarak incelenecektir.

1.4.1. Sanal Tembelliğin Olumsuz Etkileri

Sanal tembellik; önemli örgütsel kuralları ihlal eden gönüllü bir davranışı temsil etmekte ve hem örgüt hem de bireylerin zarar görmesine neden olduğu iddia edilmekte (Beugre ve Kim, 2006: 834) ayrıca çalışanların iş performanslarını ve örgütsel çıkarlarını etkileyen sapkın bir davranış olarak da tanımlanmaktadır (Lim, 2002: 691; Lim ve Teo, 2005: 1082; Prasad vd., 2010: 1647). E-mail ve internet, çalışanların vazgeçilmez faaliyetlerinden biridir. Bu nedenle birçok çalışan, e-mail ve interneti, sadece iş amaçlı kullansa da çalışanların, iş kaynaklarını, iş dışı görevler ile ilgili kullanmaları durumunda sorunlar ortaya çıkmaktadır (Yerby, 2013: 45). Bu sorunlardan biri, sanal tembellik davranışı ile örgütün bilgi sistem güvenliğinde ortaya çıkan problemlerdir. Örneğin; casus yazılım bulaşması, bant genişliğinin doldurulması ve görev ertelenmeleri vb. (Oswalt, Elliott-Howard ve Austin, 2003: 646; Zoghbi ve

Mesa, 2010: 1039). Ayrıca sanal tembellik, güvenlik, ticari gizlilik, güven hususları ve ağ güvenliğini kaybetme korkusuyla değişen bir başka kaygı aracı olarak değerlendirilebilir.

Çoğu çalışan; internette futbol maçı sonuçlarına bakmak ya da bir arkadaşına e-posta göndermek gibi faaliyetlerin, sadece birkaç saniye aldığını ve büyük bir sorun teşkil etmediğini düşünürken genellikle birkaç saniye, birkaç saate dönüşmekte ve bu durum örgütler için bir başka sorun haline gelmektedir (Lim ve Teo, 2005: 1082).

Malachowski (2005), internetin uygunsuz kullanımının, çalışanların iş yerinde zaman harcamak için en sık başvurulan yollardan biri olduğunu ileri sürmüştür. Web filtreleme ve güvenlik yazılımı sağlayıcısı olan SurfControl’un raporuna göre işyerinde internet kullananların %59’nun, çeşitli iş dışı faaliyetlerde (örneğin, tatil rezervasyonu, çevrimiçi alışveriş) bulunduğu ve bu şekildeki internet kullanımının firmalar için maliyetlerinin yılda yaklaşık 35 milyon $ olduğunu belirtmiştir (Snoddy, 2000).

Fox (2007), resmi olmayan verilere göre iş yerinde bazı çalışanların, günde 5- 6 saatlerini internette sörf yaparak geçirdiklerini ortaya koymuştur (www.shrm.org). Ramayah’a (2010: 300) göre çalışanlar, günlük yaklaşık iki saatlik bir zamanı internet erişiminde harcamaktadırlar. Kansas üniversitesinin yaptığı bir başka araştırma ise çalışanların mesai saatleri içindeki zamanlarının %60-70’ni internette, iş dışı uğraşılarla geçirdiğini göstermektedir (Graves, 2013).

Çalışma saatlerinde, çalışanların zamanlarının %25’inde sanal tembellik davranışı sergiledikleri ya da çalışanların harcadıkları zamanı, verimsiz amaçlar için kullandıkları doğrulanmıştır. International Data Corp (IDC) tarafından yapılan bir başka araştırmaya göre çalışanların internete erişim zamanlarının, %30-%40’ını işle ilgili olmayan taramalarla harcadıkları, geriye kalan kısmını ise online alışverişlerde kullandıkları belirlenmiştir (www.staffmonitoring.com). Sanal tembelliğin odak noktası, verimlilik üzerindeki olumsuz etkisidir (Garret ve Danziger, 2008: 287) ve

kaybedilen verimliliğin, %30-%40’ı, sanal tembelliğe karşılık gelmektedir (www.staffmonitoring.com). Nucleus Research araştırmasına göre de Facebook erişimine izin verilen firmalarda, çalışanların %1,5’unda verimlilik kaybı görülmektedir. Ayrıca 237 çalışan üzerinde yapılan ankette, çalışanların %77’inin, Facebook hesabı olduğu ve bu sosyal medya aracını mesai saatlerinin içinde de kullandıkları gösterilmiştir (www.nucleusresearch.com).

Sonuç olarak, sanal tembellik davranışı çalışmalarında, araştırmacıların görüşleri farklı iki yöndedir. Bazı araştırmacılar sanal tembellik davranışının firma açısından yüksek miktarda kayıplara neden olduğu konusunda hemfikir olurken diğer araştırmacılar ise sanal tembellik davranışının çalışanları olumlu olarak etkilemesi nedeniyle firmaları da olumlu etkilediğini savunmaktadırlar.

1.4.2. Sanal Tembelliğin Olumlu Etkileri

Çoğu zaman sanal tembellik, olumsuz etkileri olan bir davranış gibi benimsenmiş olsa da bir örgütte sanal tembelliğe tolerans gösterilmesinin olumlu etkileri de bulunmaktadır. Örneğin; çalışanların sıkılmasının önlemesi, çalışanların yorgunluğunu azaltması, büyük iş memnuniyeti yaratması, yaratıcılığı teşvik etmesi, dinlenme aracı olması, her şeyden önemlisi, çalışanları mutlu etmesi ve onları daha iyi bir çalışan haline getirmesi gibi (Vitak, Crouse ve LaRose, 2011: 1752).

Sanal tembelliğin olumlu etkilerinden bir diğeri, çalışanlar için bir mola sunma imkanıdır. Normal şartlar altında çalışanların, hiç mola vermeden dikkatlerini dağıtmadan uzun süre odaklı kalmaları istenen bir durumdur. Oysa çalışanların, zihinsel olarak yoruldukları durumda, yaptıkları işin türüne göre bir süre sonra dikkatleri azalacaktır (Warm, Parasuraman ve Matthews, 2008: 435). Zihinsel veya fiziksel olarak daha yoğun çalışmalarda dikkat daha hızlı dağılmaktadır (Coker, 2013: 116). Bu nedenle planlanmış molaların dışında işe ara vermenin, çalışanın dikkatini toplamada olumlu etki sağlayarak verimliliği arttırdığı belirlenmiştir (Coker, 2013: 123). Diğer taraftan, çalışanların iş saatlerinde, kişisel amaçlar için Web sitelerini

taranmasının, verimliliği arttırdığı ortaya koyulmuştur. Araştırmalar, internetin sunmuş olduğu öğrenme olanakları ile çalışanlara yeni bilgi ortamı sağlandığı ve böylece çalışanların iş hayatı içerisinde daha yaratıcı, esnek ve değişim hızı yolunda ilerleyen bireyler haline geldiğini göstermektedir (Blanchard ve Henle, 2008: 1069). Whitty ve Carr (2006: 236), sanal tembellik davranışının, genç çalışanlar arasında yaygın görüldüğünü ve onlar üzerinde rahatlatıcı bir etki yaratmakta olduğunu belirtmiştir.

Hamermesh’e (1990: 121) göre işte geçirilen dinlendirici zaman (kaytarma), fiziksel veya zihinsel olarak yorgun olan çalışanlara dinlenme sağlayarak iş verimliliğini arttırmaktadır. Bunun için de gerekli olan zaman aralığının belirlenmesine yönelik çalışmaların örgütlerde ele alınarak iyileştirmelerin yapılması gerekliliği savunulmaktadır (Sonnentag ve Zijlstra, 2006: 330). Stanton (2002: 58-59), işle ilgili olmayan faaliyetler için interneti kullanan çalışanların, daha mutlu ve üretken işçiler olabileceklerini ayrıca interneti sık kullanan çalışanların yüksek düzeyde iş tatmini yaşadıklarını belirlemiştir. Benzer şekilde, Lim ve Chen (2012: 351) da çalışanların sanal tembellik davranışlarının, onları işyerlerinde daha verimli olmalarını sağladıklarına inandıklarını sonucuna ulaşmıştır. Araştırmada; çalışanlar, sanal tembellik davranışlarının, işlerini daha ilginç hale getirdiğini ve onları daha iyi çalışanlar yaptığını ileri sürmektedir. Elde edilen sonuçlar, sanal tembelliğin, çalışanların işyerlerinde karşılaştıkları sorunlar ve kişisel sorunlarıyla da başa çıkmalarında yardımcı olduğunu da göstermektedir.

Belanger ve Slyke (2002: 65), sanal tembelliğin, mevcut bilginin artırılması ya da bilginin daha doğru anlaşılması için bir yol olduğunu belirtmiştir. Benzer şekilde Lavoie ve Pychyl (2001: 434) de internette harcanan zamanı inceleyerek katılımcıların stresten kurtulmada, sanal tembelliğin önemli bir araç olduğunu göstermiştir.

Reinecke (2009: 463) ise çalışma saatleri içinde bilgisayar oyunlarının sağladığı iyileştirme sürecini araştırmış; video ve bilgisayar oyunlarının, iyileştirme deneyimiyle dört farklı yönünün ortaya çıktığını belirlemiştir. Bunlar; psikolojik

dekolmanı, dinlenme, ustalık ve kontroldür. Bilgisayar oyunlarını oynayan çalışanlar da bu dört faktörü geliştirerek aktiviteden kaynaklı büyük bir verimlilik elde ettikleri elde edilen sonuçlar arasındadır.

Birinci bölümde; sanal tembellik kavramı, sanal tembelliğin sınıflandırılması, sanal tembelliğin etkenleri ve sanal tembelliğin etkileri açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise ortaya çıkmasında sanal tembelliğin etkisinin olduğu düşünülen yaratıcılık ele alınarak incelenecektir.

İKİNCİ BÖLÜM

YARATICILIK ile İLGİLİ TANIM ve KAVRAMLAR

Yaratıcılık, değişim dünyasında firmaların hayatta kalmaları için önem vermeleri gereken bir unsurdur. Çalışma hayatında, iş amaçları dışında kullanılan internet başka bir deyişle sanal tembelliğin uygun bir şekilde kontrolü sağlanırsa çalışanlara yaratıcılık, esneklik ve samimiyet kazandırdığı bilinmektedir (Kim ve Byrne, 2011: 2273). İşten uzun süre uzaklaşmadan, iyi niyetle kullanılan internet, zihni canlandırarak yaratıcı süreçlerde katalizör görevi üstlenebilir. Bu bölümde, yaratıcılık kavramının tanımı ve kapsamı, yaratıcılık süreçleri, yaratıcılığın kavramsal modelleri, yaratıcı düşünce, bireysel ve örgütsel yaratıcılık, yaratıcılık ve yenilikçiliğin ilişkisi açıklanacaktır. Ayrıca, bireysel ve örgütsel yaratıcılığı etkileyen faktörler, bireysel ve örgütsel yaratıcılığı arttıran ve engelleyen faktörler ayrıntılarıyla ele alınarak incelenecektir.