• Sonuç bulunamadı

2.2. TÜRK SĠYASETÇĠLERĠNĠN KARĠZMATĠK BAĞLAMDA ANALĠZĠ

2.2.1. Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihi Üzerine

2.2.1.5. Sami Süleyman DEMĠREL

Süleyman Demirel, Türkiye‟nin otuz yılık siyasi hayatında çok önemli yeri olan bir isim. Parti baĢkanlığı, baĢbakanlık, cumhurbaĢkanlığı gibi siyasi arenanın en alttan en üstte tüm kademelerinde yer alan Süleyman Demirel, iki kez askeri darbeyle görevden alınmasına rağmen tekrar hükümetin baĢına geçme baĢarısını göstermiĢ olmasıyla dünya siyasi tarihinde adından söz ettirmiĢ bir istisnadır. Süleyman Demirel, Türkiye siyasi tarihinin önemli Ģahsiyetlerinden birisi olarak 7 kez baĢbakanlık yapmıĢ ve daha sonra da 7 yıl CumhurbaĢkanlığı yapmıĢtır.

Karizmatik özelliklerine değinilecek olunduğunda Demirel‟in her Ģeyden önce halkın karĢısındaki tutumu, O‟nu dönemindeki birçok siyasiden ayırmaktadır. Kendisi halkın karĢısında halkın anlayacağı dilden konuĢan bir liderdir. Bu hususta Demirel Ģöyle demektedir:

“Siyaset yapacaksan, rakamları halkın anlayacağı Ģekilde söyleyeceksin. Ben Taksim toplantısında konuĢmuyorum. Entelektüel bir platformda olsam baĢka türlü konuĢurum. Ama Ģimdi iĢim köylüyle. Köylüye, onun diliyle hitabedeceksin. Kafası kasketli adam çok önemlidir. Onun oyu sağlamdır.”169

Ġzleyenlerini etkisi altına alması bir lider için oldukça önemlidir. Duygu ve düĢüncelerini onlara benimsetebilmenin yolu etki altında tutmaktır. Bunun için de anlaĢılır olmak gerekmektedir. Etki altına almak Demirel‟in en belirgin özelliğidir.

168 http://arsiv.zaman.com.tr/1999/02/17/guncel/12.html (EriĢim Tarihi: 03.05.2012)

74 Hangi kesimden insanlara hitap edecekse onların anlayacağı dilden konuĢmaktadır. House‟nin öne sürdüğü, karizmatik liderlerin baĢkalarını etkileme konusunda ileri düzeyde güç sahibi oldukları ve inançlarının doğruluğu konusunda, güçlü bir ikna kabiliyetlerinin olduğu düĢüncesi Süleyman Demirel‟in karizmatik liderlik özellikleriyle örtüĢmektedir.

Yine halkın içinden geldiğini ön planda göstermek için çocukluğunda çobanlık yapmıĢ olduğu için kendisine takılan „Çoban Sülü‟ lakabını da benimseyen Demirel, bu sayede elit bir tabakadan gelmediğini, deyim yerinde ise, „halkın bağrından koptuğunu‟ göstermeye çalıĢmıĢtır. Bu yakıĢtırma daha çok, Demirel‟i destekleyen yayın organlarınca onun “halktan biri” olduğunu vurgulamak için takılmıĢ bir lâkâptır. Ayrıca, Demirel‟in sürekli Anadolu Ģivesi ile konuĢması da onun „Çoban Sülü‟lüğünü pekiĢtirici bir unsur olmuĢtur.170

Süleyman Demirel‟in, yetiĢtiği yaĢam Ģartlarına sırtını dönmemesi, kendisinin geçmiĢte zorlukları, yoksulluğu çekmiĢ olması ve bu geçmiĢin halk üzerinde etkileyici bir sahne olarak yer edinmesi karizmanın psikoanalitik yönünü göstermektedir. Buna göre, geçmiĢe dönüĢ süreci, liderin geçmiĢinde çocukluk dönemi ve o dönemden sonraki bireysel deneyimlerin deposu konumunda olan bilinçaltını; KarĢı yer değiĢtirme süreci ise, liderin kendi geçmiĢ yaĢantısındaki insanlara yönelik duygu ve arzularını izleyicilerine transfer etmesi durumunda ortaya çıkan durumu ifade etmektedir. Bu süreçler izleyicilerde yoğun bir özdeĢleĢme duygusu uyandırmakta ve lidere coĢkusal bir bağlanmaya neden olmaktadır.

Demirel‟in bir diğer liderlik özelliği de, yapısı itibarı ile ekipleĢmeye önem vermesidir. Demirel siyasal kariyeri boyunca takım çalıĢmasına önem veren bir kiĢi olmuĢ ve etrafında kendi görüĢüne uygun yetkin uzmanlar, danıĢmanlar bulundurmuĢtur. 171

Birçok siyasetçi karar mekanizmasında tek söz sahibi olmasına rağmen Demirel‟in bu hususta profesyonel davrandığını ifade etmek gerekir.

170Gülseren ġ. Atabek, ‘Siyasal ĠletiĢim Metaforu Olarak Baba‘, Akdeniz Üniversitesi, ĠletiĢim Fakültesi, 2007.

171 Ozan, Örmeci, ‘Süleyman Demirel’, http://ydemokrat.blogspot.com/2010/08/suleyman- demirel.html (EriĢim Tarihi: 29.04.2012)

75 Karizmatik liderliğin olmazsa olmazı olarak bilinen „özgüven‟ olgusunu Demirel‟in Ģahsında da görebilmek mümkündür. Demirel, kendine güvenen bir lider. BaĢladığı iĢi mutlaka baĢarıyla bitireceğine inanmıĢ olması, kendine olan güveni ve inancı hiçbir zaman suiistimal etmemesi, „nasıl olsa kazanırım‟ diyerek hiçbir iĢe baĢlamayıp, her iĢten önce mutlaka çalıĢarak planını, programını yapıp uygulamaya geçmesi bu özgüvenin temelinde yatan ana etkenlerdir.172

Demirel‟deki bu kendine güven duygusu, yılların birikimine ve insanüstü çalıĢma temposuna dayanmaktadır.173

Karizmatik liderler hayalci düĢünmekten çok gerçekçiliğe önem verirler. Tarih hayalci bir davranıĢ sergileyerek izleyenlerini uçuruma götürmüĢ birçok lider tanımıĢtır. Demirel, 1970‟lerde oldukça ateĢli bir anti-komünist ve sol düĢmanı olmasına karĢın 12 Eylül sonrası adımları oldukça ihtiyatlı atan temkinli bir politikacı olmuĢtur. Bu yönüyle Demirel‟i realist ve pragmatist olarak değerlendirmek hatalı olmayacaktır.174

Demirel uzun siyasal yaĢamı boyunca, çeĢitli lakaplar ve yakıĢtırmalarla anılmıĢtır. Bu lakap ve yakıĢtırmaların bir kısmı kendisine rağmen kullanılırken, bir kısmı da kendisi tarafından onaylanıp benimsenen, hatta bazı durumlarda onun adına image-maker görevini üslenenlerce ortaya atılan ifadelerdir. Türk siyasal yaĢamında Demirel‟e iliĢkin bütün yakıĢtırmaların en bilineni „Baba‟ yakıĢtırmasıdır.175

Bu yakıĢtırma 90‟lı yıllarda halkın, bulunduğu durumdan Demirel sayesinde kurtulabileceği kanısının bir neticesidir. O yıllarda kucaklayan, destekleyen, yardım eden, yol gösteren bir kiĢilik olarak halkın gözünde yer edinen bir Demirel görülmektedir.

Karizmatik liderler her ne kadar grup içerisinde son kararın sahibi olsalar da amaçlanan hedefe ulaĢma esnasında bir ekip çalıĢması yapmak durumundadırlar. Bu hem astların kendilerine güven getirmekte hem de grup etkinliğini arttırmaktadır. Amaçlanan hedefe varılması da kuĢkusuz lideri grup içerisinde daha saygın bir konuma yükseltmektedir.

172 Kazdağlı, a.g.e., s.82. 173 a.g.e., s.84. 174Örmeci, a.g.m. 175 Atabek, a.g.m.

76 Süleyman Demirel bu konuda grup çalıĢmasına önem veren, ekibini koruyup kollayan bir karaktere sahiptir. Demirel, çalıĢma tarzı olarak yönetimde yetki dağıtımı ilkesini uygulayan bir liderdir. Görevleri kendi üzerinde toplamak yerine kiĢilere devretmekte ve onların inisiyatif kullanmalarına imkân tanımaktadır. Yaratıcı güçlerini ortaya koymaları için ortamı hazırlayan, sadece kendi görüĢünü empoze etmek yerine çalıĢtığı kiĢilerin fikirlerini söylemelerini, alternatif görüĢleri belirtmelerini arzulayan ve bunu teĢvik eden bir lider özelliğine sahiptir.176

DSĠ‟de görev alırken çeĢitli birimlerde görev alan kiĢilerle yapmıĢ olduğu toplantılarda farklı görüĢlerin, fikirlerin ortaya çıkması için çaba harcayan, sorunlara bulunacak çözüm yollarının üretilmesinde herkesi duruma ortak eden bir yapıya sahip olması da o yıllarda oldukça büyük önem taĢımaktadır.177

Süleyman Demirel bir doğu geleneği ile yetiĢip batılı olarak düĢünme tarzına sahip olabilen nadir liderlerden birisidir. Isparta‟da aile çevresi doğu geleneklerini benimsemiĢ bir yapıya sahiptir. Kendisi Ġstanbul Teknik Üniversitesi‟nde batının tekniği ve düĢüncesi ile tanıĢtıktan sonra hayatında her Ģeyi akıl ve mantık çerçevesine sığdırmaya çalıĢmıĢ, iyi tahlil sahibi, sağlıklı kararların her zaman iyi sonuçlar getireceğine inanmıĢ birisidir. Bu hususta kendisi Ģunu ifade etmekte:

“Bana göre eğitimin gayesi, doğru düĢünmeyi, sağlıklı karar vermeyi öğrenmektir… Ben hiçbir meselede peĢin hükümlü hareket etmem. Zaten „bu böyledir‟ deyi çıkmam. „Bana öyle geliyor ki‟ diyerek bir Ģey vaaz etmem. Her hadisede ona tesir eden faktörler ararım. Ġncelerim, ondan netice çıkarırım. Bu, insanın yanlıĢ karar vermesini, yanlıĢ hareket etmesini, çok kere önler. BaĢka bir deyiĢle; hissi olmak veya akli olmak meselesidir bu.”178

Psikoanalitik yaklaĢımda yer alan „yansıtma süreci‟ her ne kadar Alparslan TürkeĢ ve Bülent Ecevit tarafından oldukça kullanılmıĢ olsa da aynı durumdan Demirel‟in de yararlandığını belirtmek gerekmektedir. Özellikle Bülent Ecevit‟in, „Orta‟nın Solu‟ argümanına karĢılık olarak halkın karĢısında CHP‟yi komünistlik ve Ġslam düĢmanlığı ile ithaf ederek büyük bir çoğunluğu muhafazakâr geleneği benimseyen kiĢilerin desteğini almağa çalıĢmıĢtır. Bunda da büyük oranda baĢarı

176Kazdağlı, a.g.e., s.161. 177a.g.e., s.173.

77 sağlamıĢtır. 1960‟larda bu politikanın ürünü olarak, „Ortanın Solu Moskova‟nın Yolu‟179 sloganı yaygınlık kazanmıĢtır.

Warren Bennis‟in yukarıda ortaya koymuĢ olduğu lider özelliklerine

bakıldığında bunlardan birisi, Karizmatik liderlerin kendi güçlü yönlerini bilip ve bu güçlü yönlere yatırım yapmaları olduğudur. Demirel‟in en güçlü yönlerinden birisi de her Ģart ve koĢulda mücadeleci kimliğini elinden bırakmamasıdır.180

Kendisine göre:

“Mücadeleyi bir an elden bırakmayacaksın. Hırsından iddiandan vazgeçmeyeceksin. Hiçbir Ģey olmamıĢ gibi kendini diri tutacaksın… Mücadele önce kumandanın kafasında kazanılır…”181