• Sonuç bulunamadı

1900, Sanayi-i Nefise’ye kaydoluş.

1906, Sanayi-i Nefise’den mezuniyet.

1910, Paris’e gidiş.

1912, Yurda dönüş.

1945, İstanbul ölüm.

İstanbul’da doğmuş, 1899 yılında Harbiye Mektebi’nden mezun olmuştur. Askerliğe olan ilgisi nedeniyle, Kuleli Askeri Lisesi’ne girmiştir. “Sami Yetik’in bu okulda resme olan ilgi ve beğenisi aynı zamanda sınıf arkadaşı olan Mehmet Ali Laga ile tanışması ve buradaki resim öğretmeni Osman Nuri Paşa’nın desteğiyle artmıştır

Sami Yetik’in, Paris’te eğitim aldığı diğer ressam arkadaşları Türkiye’ye dönüşlerinde İzlenimci tarzda resimler yaparken O, Paris’te aldığı klasik resim eğitimi doğrultusunda resimler yapmaya devam etmiştir. Sami Yetik güçlü bir anlatıma sahip olmasının yanında cesur bir kişiliğe de sahipti (Özsezgin, 1997: 25- 58).

Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluş yıllarında yaşamış olan Sami Yetik’in sanatı, bu “geçiş” aşamasının toplumsal, kültürel ve siyasal oluşumlarından, belirli ölçülerde etkilenmiştir. Temellerini, ilk asker ressamlar kuşağının attığı, onu izleyen kuşakların geliştirip sivil ressamlara aktardığı sanatsal bilinç ve çağdaşlık olgusu, Sami Yetik’in sanatı için de geçerli olmuştur kuşkusuz.

Resim-45:Sami Yetik, Manzara, TÜYB

Sami Yetik’e doğadan resim çalışmayı öğreten ve sevdiren kişidir. Ressamlarımız’’da en geniş yeri ona ayırır, ona peyzaj sanatının önde gelen ustası gözüyle bakar. Askeri okullardaki resim derslerinin hemen hemen yalnız manzara konusu üzerinde yoğunlaşmış olmasında, bu dalın Hoca Ali Rıza gibi bir hoca tarafından öğretilmiş olmasının payı vardır (Özsezgin, 1997: 25-26).

Çallı Kuşağı içerisinde yeteneği ve aynı zamanda büyük kompozisyonları ile Sami Yetik dir. Sanat eğitimini diğer grup arkadaşları gibi Sanayi-i Nefise ve Paris’te tamamlamıştır. Sami Yetik aynı zamanda Balkan savaşında Edirne cephesinden başlayarak, Kurtuluş savaşının sonuna kadar subay olarak bulunduğu her cephede aynı zamanda eskizler, desenler çizerek ayrı bir etkinlikte bulunmuştur (Turani, 1977: 18). Eserlerinde kuşağının etkilerinin yanında serbest fırça darbeleri ve resmi statik kılan her unsurdan ayıklayan bir dinamizm, biçimleri ritmik ilişkisine yansımıştır.

Resim-46:Sami Yetik, Natürmort, TÜYB

İçine güllerin yerleştirildiği, taç yaprakların yer yer masa üzerine gelişigüzel döküldüğü ölü-doğa resimleri de, Sami Yetik’in bu ikinci dönem çalışmaları arasında tutkuyla yöneldiği ayrı bir dizi oluşturur. Peyzajlar gibi, bu resimler de ortalama boyutun üzerine taşmaz. “Küçük manzara ve çiçek resimlerine duyduğu bu yakınlık, onun “büyük çapta eserler yapmaktan vazgeçtiği” yolundaki kanıları da zaman zaman güçlendirmiştir. Bu vazgeçişin arkasında, daha fazla sayıda resim yapma isteğinin bir payı da bulunmuş olabilir (Kamacı, 1997: 17).

Resim-47:Sami Yetik, Salavak’tan İstanbul, TÜYB

Öte yandan İstanbul doğası, Anadolu’ya ilişkin temaların güncellik kazandığı bu dönemde, sanatçının ilgi alanı dışında kalmaz. Maçka, Harem iskelesi, İstinye köyü, Çırpıcı çayırı, Sarıyer,(Resim:100-104) gene bu dönem resimleri arasında, ayrıcalıklı yerlerini korurlar.

Resim-48:Sami Yetik, Köyün Geriye Alınması, 1934, TÜYB

Asker ressamlar kuşağının Cumhuriyet döneminde yaşayan ve en olgun yapıtlarım bu dönemde vermiş olan temsilcilerinden Sami Yetik’in kurtuluş ve bağımsızlık idealiyle bütünleşen savaş konulu resimleri balkan savaşlarına, bu savaşların içinde yaşayarak tanık olmanın ve asker kökene sahip bulunmanın verdiği tutku ve özveriyle oluşmuştur.

Resim-49:Sami Yetik,“Topçular,”DÜYB

“Topçular” adlı tablosu izlenimci bir anlayış içinde, geniş fırça vuruşlarıyla gerçekleştirilmiş bir kompozisyondur. Cumhuriyet’in ilk yıllarının tarihini taşıyan tablo Kurtuluş savaşı’nın resme yansıyan sahnelerinden biridir. Askerlere, bütün varlığıyla destek olan halkın ve askerlerin düşmana karşı giriştikleri mücadelenin, yaşanan zorlukların, dayanışmanın gözler önüne serildiği bu resimde atlı ve yaya askerlerle, sivil halktan dört kişinin, öküzlerin çektiği bir top arabasını dar bir geçitten, yokuş yukarı çekmeleri gösterilmiştir.

Resim-50:Sami Yetik,’Cephane Taşıyan Köylüler’, TÜYB

Top arabasını çekmeye çalışan insanların büyük bir güç sarf ettikleri gözlenmektedir. Sararmış otlar ve kahverengiye dönüşmüş ağaçlar mevsimin sonbahar olabileceğini düşündürmenin yanı sıra, olayın hüznüne uygun renklerdir. Daralan yolun sonunda, ağaçlar arasından görülen mavi leke şeklindeki gökyüzü beklide bir umut ışığını simgelemektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış olan bu resim bir ulusun nasıl bir var olma mücadelesi verdiğini yansıtıyor (Yılmaz, 2005: 47-48).

Namık İsmail’in Kurtuluş Savaşında Topçular tablosu karşılaştırıldığında, Sami Yetik’in kompozisyonu, dramatik savaş öğelerinin yansıtılma biçimi yönünden, oldukça büyük farklar gösterir: Sami Yetik, gerçekçi tutumuyla, Namık İsmail’den ayrılır. Kurtuluş Savaşı’nın Anadolu halkının özverili çabasıyla kazanılan bir ölüm kalım mücadelesi olarak ele alma yönündeki bakış, burada daha yoğundur (Özsezgin, 1997: 33).

Saman Pazarı Çalışması: Eser yatay bir kompozisyon üzerine yoğun bir’ ilişki içerisinde bulunan kalabalık bir figür grubunun alışveriş mekanı (pazar yeri) görünümünden oluşmaktadır. Eserin tamamına hakim olan, belli kapsamlı insan ilişkileri tüm dokusuyla eseri etkisi altına almıştır (Kamacı, 1997: 38-39).

Figürler ise; eser içerisinde yoğun ilişkiyi yansıtacak elemanlar olarak görev alırlar. Bu görevlendirmede figürler, tekli, çiftli veya daha fazla gruplar halinde mekanın sağ, sol ve ortasına doğru yönelerek çeşitli fiziksel hareketler içerisinde (ayakta, oturur veya konuşur durumda) görülmektedirler. Figürler üzerinde dikkat çekici diğer bir unsur ise; tamamen yerel kıyafetler içerisinde yer alarak, eserin temasını güçlendirmeye yönelik faaliyetleridir.