• Sonuç bulunamadı

IV. HİKMET ONAT (1885-1905)

IV.V. FEYHAMAN DURAN (1888-1970)

1886, İstanbul doğum.

1911, Paris’e gidiş.

1914, Yurda dönüş.

1919, Inas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde hocalık.

1951, Sanayi-i Nefise’den emeklilik.

1970, İstanbul ölüm.

İstanbul’da doğmuş, 1908 yılında Galatasaray lisesini bitirdikten sonra aynı okulda hat (güzel yazı) derslerinde öğretmen olarak çalıştığı sırada resimleri ile dikkati çekmiştir. 1910-1911 yılları arasında Prens Abbas Halim Paşa’nın kızının portresini yapmıştır. Paşanın portreyi beğenmesi üzerine sanatçı Paris’e resim eğitimi almak için gönderilmiştir.

Duran, Paris’teki eğitimini tamamlayıp İstanbul’a döndükten sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’nde ve kızlar için açılmış olan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Öğretmen olarak görev yapmaya başlamıştır. 1951 yılında emekli kadar da bu görevine devam etmiştir. Peyzaj ve natürmort konulu resimlerinin bir portre sanatçısı olarak tanınmıştır (Özpınar, 2007: 48).

Çallı Kuşağı sanatçıları arasında geniş ölçüde portre ressamlığına yönelmiş olan sanatçı Feyhaman Duran’dır. Feyhaman Duran, eserlerinde kısmen anlatımcı ama daha çok izlenimci bir üslupta çalışmıştır. Resimlerinde genelde sıcak renk egemenliğini hemen hissettiren renk ve ışığın uyum içinde olduğu konuları işler.

Feyhaman Duran Çallı Kuşağı içinde, özellikle portre yapıtlarıyla tanınmaktadır. Çalışmalarında yansıtmacı anlatımdan uzak, gerçekçilikle, izlenimci anlayışın sentezine giden sanatçı, modelin dış görüntüsünü, özü ile dengeli bir

biçimde işler. Renkli pırıl pırıl bir anlatıma sokarak, resme renk şeffaflığı getirir. Türk resminde portre resim, Feyhaman Duran’la birlikte yeni bir anlatıma kavuşur.

Natürmort, figürlü düzenlemeleri ile peyzaj çalışmalarında, sıcak renk egemenliğindeki renk ve ışık etkilerinin uyumunu başarı ve içtenlikle işlemiştir(Akaroğlu, 2004: 69)- (Gültekin, 1992).

Resim-19:Feyhaman Duran, “Natümort”, 46x55, 1931,TÜYB

Feyhaman Duran, gerek Sanayi Nefise Mektebi’nde, gerek Fransa’daki eğitiminde akademik anlamda eğitim almasına rağmen eserlerinde izlenimciliği seçmiştir. Fakat Feyhaman’ın izlenimciliği tamamen Fransız İzlenimciliği değildir. Resimlerinde yer yer gerçekçi, yer yer de anlatımcı havaya rastlanılmaktadır. Sanatçının konuları genelde İstanbul görünümleridir. Nesnenin su üstündeki yansımaları da ilgisini çeker. Bu yönüyle Claude Monet’ye benzer. Resimlerinde duygu her zaman ön plandadır. Geçen anı yakalayabilmek için hızlı fırça darbeleriyle çalışmıştır (Üren, 1970: 16). Türk resim sanatında daha çok portreleriyle ünlenmiş, portre ressamı olarak tanınmıştır. Portrelerine gerçekçi hava hâkimdir. Gerçeği ustaca verirken portreye duyguyu da katar. Böylece portresi yapılan kişinin ruh hali hakkında izleyici fikir sahibi olabilir (Parmaksız, 1999: 27). Sanatçının yapmış olduğu; Dr. Akil Muhtar, Hoca Ali Rıza, Mustafa Şekip Tunç, Ali Fuat Paşa, Güzin Duran, İsmail Hakkı Altınbezer portreleri batıdan gelme portre geleneğinin bizdeki ilk örnekleriydi.

Resim-20:Feyhan Duran, “Osman Çavuş”, TÜYB

Resmi giyimli kişilerin portrelerinde, modelin mesleğini ve sosyal yapısını belirtebilmek için kıyafet ve kullanılan aksesuarları abartmadan yeterince kullanmıştır. Böylece genel ifadenin ayrıntılarla boğulmamasına çalışmıştır. Bu tür, kişinin iç dünyasını yansıtan portrelerinin dışında, sırf sipariş üzerine yaptığı portreleri de vardır. (Aktaş, 1999: 47).Bu re simlerinde, kişileri yeterince tanımadığı için bazen tutuk ve onların kişiliklerini tam yansıtamadığı görülmektedir.

Resim-21:Feyhaman Duran, “ Kendi Portresi”, 1959, 52x40.

Sanatçının; tuval üzerine yağlıboya tekniği ile yaptığı bu tablo yüz merkezlidir. Sanatçı moddelin etrafındaki tüm alanı, koyu bir değer ile çevreler. Hatta, başın görünümü, bu koyu değer içinde ustalıkla eritilir. Yüzün sol kısmının, açık bir değer ile ifadelendirildiği oto portrede “kaygı” öğesi ön plandadır. Hüznün başlangıcı bile sayılabilecek psikolojik bir atmosfer, sanatçı tarafından yaratılır. Yüzdeki ifadenin yaşamsal derecedeki önceliği, oto portrenin adeta önüne geçer (Çakaloğlu, 2001: 44).

Resim-22:Feyhaman Duran, Manzara, DÜYB

Portre sanatı dışında sanatçı, doğaya karşı bitmez tükenmez bir sevgisi olan sanatçı, ta başından beri doğaya âşıktır. Bu coşkulu ve şiirsel kişiliği özellikle peyzaj resimlerine yansımıştır. Atölye ressamı olarak atölyeye kapanıp kalmamıştır. Her fırsatta doğaya çıkıp onu gözlemlemiş ve izlenimlerini saptamaya çalışmıştır. Erken dönem peyzajlarında bazen Avni Lifij tarzı bir empresyonizme yönelmiştir. Gençlik döneminde, Monet’nin olgunluk dönemi tarzı resimler yapmıştır. Enli fırça vuruşlarıyla yaptığı resimlerde renk lekeleri birbiri içinde erimiştir. Olgunluk döneminde ise, sabırlı, dengeli ve sade bir anlatımla resimler yapmıştır (İpekoğlu, 1986: 76).

Feyhaman Duran’ in peyzajlarında konu, sanatçının üslubunu belirmemiştir. Anadolu’ ya çıkıp yaptığı resimlerinde konu, yaşantı ve görünüm değişince üslubu da değişmiştir. Figürlü resimleri çok azdır. Bu tür örneklerinde figür, konuyu ve kompozisyonu tamamlayıcı bir eleman olarak kullanılmıştır. Fotoğraftan bakarak yaptığı tarihi konulu portreleri, sanatçının portre sanatı içinde sözü edilmeye değmeyen, sırf kendi hevesini tatmin etmek için yaptığı çalışmalardır (Aktaş, 1999: 48).

Resim-23:Feyhaman Duran, “kotralar (peyzaj)”, 1964, TÜYB

Feyhaman Duran’ın resminde, Boğazda bir evin önünde kotralar görülmektedir. Açık hava resmi olup hızlı fırça darbeleriyle yapılmıştır. Kompozisyonda sıcak-soğuk renk zıtlığından yararlanılmıştır. Resimde dengeyi ve yönlendirmeyi etkili duruma getiren, sol tarafının soğuk ve koyu renklerde seçilmesine karşın sağ tarafın sıcak ve açık tonlarda olması; zıtlığı dengelemektedir (Özpınar, 2007: 80).

Sanatçı; yaşamının sonuna doğru, Boğazdan görünümler, Rumeli Hisarını konu alan tablolar yapar. Feyhaman Duran, her ne kadar izlenimci akım dışında sayılırsa da, Feyhaman Duran; o zamana değin, Türk resmi içinde fazla önemsenmeyen bir tür resim olan portreyi, ağırlıklı olarak çalışır. Uzun bir dönem insan yüzü yapmaktan kaçan sanatçılarımızı harekete geçirir. Duran’ın bu öncü tavrı, oto portre resmin de gelenek olarak yavaş yavaş kökleşmesini sağlar.

Resim-24:Feyhaman Duran, “Köpekli Kız”, TÜYB, İRHM

Köpekli Kız Çalışması: Eserde seçilen renkler şiirsel ve romantik bir görünüm arz etmektedir. Renk seçiminde gösterilen özen, eserde varlığı hissedilen duygusallığa güç vermektedir. Eserin genel havasına bakıldığında ışık süzmesiyle güçlendirilen duygusallık etkisini her köşede hissettirir (Kamacı, 19997: 0-41). Eser, bir mekân içinde, muhtemelen evin bir odasında, gündelik yaşamda köpeğiyle ilgilenen kız çocuğunu aktarmaktadır. Bu eserde de yine diğer izlenimci sanatçılarda olduğu gibi figürün o anki hali, uğraşı ne ise o anlık uğraş ifade edilmeye çalışılmıştır.

Sanatçı daha çok portre ressamı olarak tanınsa da portrelerinin ve peyzaj çalışmalarının dışında azda olsa nü çalışmalarına da sahiptir.

Çıplak”,TÜYB