• Sonuç bulunamadı

3. KURUMSAL PERFORMANSIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ VE SAĞLIK

3.2. Sağlık Hizmetlerinin Yapısı

3.2.1. Sağlık İşletmeleri Olarak Hastanelerin Tanımı

Sağlık sistemi içerisinde yer alan hastaneler, topluma çeşitli sağlık hizmeti sunan ve sağlıklı bir toplum oluşmasında önemli önemli rol oynayan hizmet işletmeleridir (Özkan, 2003). Bununla birlikte hastaneler, bireylere doğrudan doğruya sağlık hizmeti sunan, hastalıkların teşhis ve tedavisinde yakından ilgilenen ve birçok işlevler üstlenen kurumlardır (Özdemir, 2001: 1277). Tıp biliminde ve teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak hastaneler de hızla değişmiş, önemi giderek artmış ve ülkelerin sağlık harcamalarının büyük bir bölümünü tüketen sosyo- ekonomik kurumlar haline gelmiştir (Felstein, 1968: 68). Hastaneler, hasta popülasyona sağlık hizmeti sunan, hastaların acılarının giderildiği, hastalıklarının gözlemlendiği, görüntülendiği, tedavi edildiği ve dolayısıyla hastaların yaşam kalitesinin yükseltildiği organizasyonlardır (Langabeer ve Napiewocki, 2000: 3).

Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’ne (YTKİY) göre hastaneler; hasta ve yaralıların, hastalıktan şüphe edenlerin ve sağlık durumlarını kontrol ettirmek isteyenlerin, ayakta veya yatarak müşahede, muayene, teşhis, tedavi ve rehabilite edildikleri, aynı zamanda doğum yapılan kurumlar şeklinde tanımlanmaktadır (Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, mad. 4). Dünya Sağlık Örgütü ise hastaneleri, tanı, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri veren, hastaların uzun veya kısa süreli tedavi gördükleri yataklı kuruluşlar şeklinde tanımlamaktadır (WHO, 1965).

Hastaneler, halka tedavi edici, koruyucu ve ayaktan sağlık bakım hizmetleri sunan ve aynı zamanda sağlık çalışanları ve araştırmacılar için eğitim merkezi olan tıbbi ve sosyal organizasyonların bütünüdür (Gilder vd., 1957). Akar ve Özalp (2000: 58) hastaneleri kısaca, her türlü sağlık hizmetinin ekonomik ve kesintisiz olarak üretildiği, eğitim, araştırma ve toplum sağlığı hizmetlerinin yürütüldüğü, kâr amacı gütmeyen ve karmaşık, pahalı ve kendine özgü özellikler gösteren birer hizmet

145

kuruluşlarıdır olarak tanımlamaktadır. Aynı zamanda bu işletmeler bir hekimin yönlendirme ve gözetiminde tıbbi, cerrahi, kronik veya rehabilite durumlarında bireyin araştırma, teşhis ve tedavisi için gerekli bakım ve hizmeti de sunmaktadırlar (WHO, 1994).

Sağlık sisteminin en büyük unsuru olan hastanelerin etkin ya da etkin olmaması ülkelerin sağlık sisteminin etkinliğini de belirlemektedir (Ersoy vd., 1997: 73). Hastane yönetimi açısından bakıldığı zaman ise hastaneler sadece tıbbi hizmetleri sunan fiziki mekânlar değil, aynı zamanda refah düzeyi, tüketim alışkanlıkları, eğitim durumu, aile yapısı, kültürel düzey, sosyal güvenlik, siyasal sistem ve sağlık politikaları gibi birçok bireysel ve çevresel faktörlerin etkisine açık mekanizmalardır (Kurtulmuş, 1998).

Hastaneler birer sosyal sistemlerdir ve sosyal sistemlerde organizasyonun çevreyle olan ilişkilerine ve organizasyon içindeki biçimsel ve biçimsel olmayan ilişkilere ağırlık verilmektedir (Tengilimoğlu vd., 2009). Bunun yanı sıra hastaneler dinamik, değişken bir çevre içinde, aldıkları girdileri dönüştürme süreçlerinden geçirerek çıktıların önemli bir kısmını tekrar aynı çevreye ileten, geri bildirim mekanizmasına sahip sistemlerdir (Schulz, 1976). Bu bağlamda hastanelerin geribildirim mekanizmalarını etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmeleri açık- dinamik sistemler olabilmelerine bağlıdır (Seçim, 1991: 22).

Bir bütün olarak hastaneler, sistem yaklaşımı çerçevesinde tanımlanabildiği için, hastane içerisindeki diğer hizmet birimleri de birer alt sistem olarak tanımlanmaktadır. Çünkü hastanelerdeki her bir hizmet biriminin hastane işlevlerinin yürütülmesine katkısı olan alt fonksiyonları ve bu alt fonksiyonları gerçekleştirmek üzere bir araya getirilerek organize edilmiş personelleri ve kaynakları bulunmaktadır (Schulz ve Johnson, 1983). Bu nedenle hastaneleri; tıbbi bir kuruluş, ekonomik bir işletme, doktor ve diğer yardımcı sağlık personeline eğitim veren bir eğitim kurumu, bir araştırma birimi ve birçok meslek gruplarından kişilerin çalıştığı sosyal bir örgüt olarak nitelendirmek mümkündür (Özcan, 1997: 10). Organizasyon açısından incelendiğinde hastanelerin özellikleri şöyle sıralanabilir (Seçim, 1991: 19):

146

 Hastaneler hizmet kurumlarıdır, ürettikleri ürün bakımından hizmet işletmeleri kapsamındadır.

 Hastaneler karmaşık yapıda, açık-dinamik sistemlerdir. Karmaşık olmalarının başlıca sebebi, dış çevrenin ve ürün yelpazesinin karmaşıklığından kaynaklanmaktadır.

 Hastaneler matris yapıda faaliyet gösteren organizasyonlardır. Hastanelerde yapılan faaliyetlerin tıbbi hizmetler ve hemşirelik hizmetleri gibi gruplandırılması fonksiyonel örgütlenmeyi ifade etmektedir.

 Hastaneler günde 24 saat hizmet veren organizasyonlardır. Hastaneye gelen hastaların tedavisi acillik ve reddedilemezdik özelliği taşıdığı ve hastanedeki bir kısım hastaların sürekli bakım altında tutulması gerektiği için hastanelerde tüm gün boyunca sağlık hizmeti sunulmaktadır.

 Hastaneler personelinin önemli bir kısmı bayanlardan oluşan organizasyonlardır. Bayan personelin bir özellik olarak ele alınmasının temel sebebi ise bayan personeller arasında personel devir hızının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

Özetle hastaneler, tedavi hizmetleri ürettiği için bir sağlık kurumu olmasının yanı sıra, tıbbi personel yetiştirdiği için aynı zamanda bir eğitim yuvası, bilimsel deneyler yaptığı için bir araştırma merkezi, hiçbir ayırım gözetmeden bütün topluma hizmet sunduğu için bir sosyal organizasyon, devletin denetimine bağlı olarak çalıştıkları için bir kamu kuruluşu, hastaları konaklama hizmeti sunduğu için bir yönüyle otel işletmesi, kısmen veya tamamen özel veya resmi yardımlara açık olduğu için bir tür hayır kurumu, hekim, hemşire, idari ve teknik personel gibi çeşitli meslek sahiplerini istihdam ettiği için bir mesleki organizasyon ve yönetiminde ekonomik ve idari ilkeleri kapsadığı için bir çeşit işletme organizasyonu olarak nitelendirilebilir (Özdemir, 2001: 1278).

Hastaneler, yaralı ya da hastalık şüphesi ile sağlık durumlarını kontrol ettirmek isteyen kişilerin ayaktan veya yatarak tedavi edildiği, gözlem altında tutulduğu, hastalık tanılarının konulduğu ve tedavi ya da rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği sağlık işletmeleri olarak tanımlanmaktadır (Dalbay ve Biçer, 2002: 12). Hastaneler, tedavi ve tıbbi bakım işlevlerinin yanı sıra doktorların ve yardımcı sağlık

147

personelinin eğitimi, tıbbi araştırma faaliyetleri ve toplum sağlığı gibi hizmetleri de yerine getirmektedir. Bu nedenle hastaneleri tıbbi bir kuruluş, ekonomik bir işletme, doktor ve diğer personellerine eğitim veren bir eğitim kurumu, bir araştırma ünitesi ve birçok meslek gruplarından kişilerin çalıştığı sosyal bir örgüt olarak tanımlamak mümkündür (Özcan, 1997: 10). Buna ek olarak, hastanelerin istihdam problemlerine çözüm sunduğu için önemli bir toplumsal rolü de vardır. Aşağıda hastanelerin fonksiyonları bir bütün halinde ve ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur (McKee ve Healy, 2002: 59-60).

i. Hasta Bakım İşlevleri: Yatan hasta, ayaktan hasta, poliklinik hizmeti, acil servis hizmeti ve rehabilitasyon hizmeti

ii. Eğitim İşlevleri: Mesleki eğitimler, lisans düzeyi öğrenci eğitimi, uzmanlık eğitimi ve sürekli eğitim faaliyeti

iii. Araştırma İşlevleri: Temel araştırmalar, klinik araştırmalar, sağlık hizmetleri araştırmaları ve eğitimsel araştırmalar

iv. Sağlık Sistemini Desteklemeye Yönelik İşlevleri: Başvurulabilecek kaynak, profesyonel liderlik, yoksullara sunulan sağlık yardımı ve primer sağlık hizmeti yönetimi

v. İstihdam Sağlamaya Yönelik İşlevleri: Profesyonel istihdam, diğer sağlık personeli istihdamı, tedarikçiler, taşıma ve ulaşımdaki istihdam

vi. Topluma Yönelik İşlevler: Siyasal sembol, sosyal bakım hizmeti, sektörde kamuoyu oluşturma ve şehirler ve yerel yönetimlerin övünç kaynağı

Hastanelerde eğitim ve araştırma faaliyetleri, tedavi hizmetleri ile büyük ölçüde ilişkilidir. Sağlık sistemi, yerinde araştırmalardan elde edilmiş bilgi ve eğitimli personel olmaksızın etkili bir şekilde faaliyet göstermesi imkânsızdır. Eğitim ve araştırmalar sağlık kurumlarına klinik materyal kaynağı olarak da imkân sunmaktadır (McKee ve Healy, 2002: 66). Benzer bir şekilde literatürde hastanelerin dört temel faaliyetinin bulunduğu ifade edilmiştir. Bunlar (Seçim, 1991: 9-19; Tengilimoğlu vd., 2009: 137-138; Kavuncubaşı, 2000: 76-77);

i. Tedavi hizmetleri; hastanelerin en eski ve en temel işlevleridir. Hastaneler hasta ve yaralılara ayaktan veya yatarak tanı ve tedavi hizmeti sunan kurumlardır.

148

ii. Koruyucu ve geliştirici sağlık hizmetleri; hastaneler hasta ve yaralıların tedavisi yanında onlara koruyucu sağlık hizmeti de sunmaktadır. Ayrıca alkol, sigara, uyuşturucu gibi sağlığa zararlı alışkanlıklara karşı mücadele, anne ve çocuk sağlığı hizmetleri ve aşılama gibi hizmetlerle de toplum sağlığının geliştirilmesine katkıda bulunurlar.

iii. Eğitim hizmetleri; hastaneler birer eğitim kurumlarıdır. Hastanelerde verilen eğitim ya da hastanelerden beklenen eğitim hizmetleri; hasta ve kazazedelerin eğitimi, öğrencilerin eğitimi, asistanların eğitimi, hastane personelinin hizmet içi eğitimi ve sağlık konularında kamuoyunun bilgilendirilmesi olarak sayılabilir. iv. Araştırma hizmetleri; hastaneler tıp bilimleri alanında araştırmaların yapıldığı

merkezler olmasının yanı sıra, yapılan araştırmalara da destek olmaktadırlar.

Diğer taraftan hastaneler birçok yerde şehrin övünç duyduğu kurumlardır. Ayrıca hastaneler, kentin ekonomik canlılığına da katkı sağlamaktadırlar. Bir ülkedeki toplam hastane yatak sayısı, o ülkenin ulusal ilerlemesinin ve gelişmesinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda hastaneler gelişmiş imkânları nedeni ile sosyal bakıma ihtiyacı olan insanların, hizmet alabilecekleri merkezler olarak da hizmet vermektedirler (McKee ve Healy, 2002: 70-71).

Sağlık İşletmeleri Olarak Hastanelerin Organizasyon Yapısı

Hastaneler açık-dinamik bir çevre içinde aldıkları girdileri dönüştürme süreçlerinden geçirerek çıktıların önemli bir kısmını tekrar aynı çevreye sunabilen geribildirim mekanizmalarına sahip sistemlerdir. Diğer bir deyişle hastaneler dinamik bir çevreden aldıkları hasta, personel, mal ve para gibi girdileri dönüştürme süreçlerinden geçirerek aynı girdileri taburcu hastalar, hekim beceri artışı, iyileşen toplum sağlığı, sağlık tüketicilerinin aktifleşmesi, çalışanların iş tatmini ve iyileşen toplum gibi çıktılara dönüştürerek tekrar aynı çevreye sunan sistemlerdir (Schulz, 1976; Shortell ve Kluzny, 1997).

Organizasyon yapısını çeşitli içsel ve dışsal çevre koşullarına göre şekil alan bir yapı olarak değerlendiren durumsalcı yaklaşıma göre; hastaneler, benzer büyüklükteki diğer organizasyonlar arasında en karmaşık olan işletmelerdir. Durumsalcı yaklaşıma göre hastanelerin bu kadar karmaşık yapıda olmasının çeşitli

149

nedenleri bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, hastane dışındaki hastaneyi etkileyen faktörlerin (dış faktörlerin) çok karmaşık oluşudur (Georgopoulos, 1985). Hastanelerin karmaşık yapıda oluşunun ikinci bir nedeni de, çok sayıda ve farklı hastalıklardan şikâyetçi olan hastaların hastaneye gelişlerindeki düzensizliktir (Young, 1968). Hastanelerdeki aşırı iş bölümü ve uzmanlaşmanın oluşu da, yapısal karmaşıklığa yol açan nedenlerden bir diğeridir (Neuhasuser ve Andersen, 1972).

Hastaneler matriks yapıda faaliyet gösteren organizasyonlar içerisinde değerlendirilmektedir. Hastanelerde faaliyetlerin tıbbi hizmetler ve hemşirelik hizmetleri gibi gruplandırılması fonksiyonel örgütlenmeyi ifade etmektedir ve burada tıbbi hizmetlerden sorumlu olan başhekim ve hemşirelik hizmetlerinden sorumlu olan başhemşire de birer fonksiyonel yöneticiyi göstermektedir. Tıbbi hizmetlerin kendi içinde dâhiliye, hariciye ve göz hastalıkları şeklinde gruplandırılması ise, hizmet esasına göre gruplandırmayı ifade etmektedir ve proje organizasyonunu oluşturmaktadır. Burada, projenin konusu ise belirli türdeki hastaların tedavi edilmesidir ve projenin kendisi de herhangi bir hastanın tedavisini ifade etmektedir (Seçim, 1991).

Günümüzde ise hastanelerde iletişim, çatışma yönetimi, politikaların belirlenmesinde işgören katılımı, etkin bilgi sistemleri yönetimi, önleyici programlara yönelik kaynak oluşturma ve üyelerin rol ve sorumlulukları konusunda açık bir anlayışa sahip düşüncelerin geliştirilmesi gibi faaliyetlerden dolayı hasta yönetimi düzeyine doğru giden yeni bir yönetim modeli söz konusudur (Yavas ve Romanova, 2005).

Özel Hastanelerin Organizasyon Yapısı

Hastaneler, insanların en önemli ihtiyaçlarından olan sağlık hizmetlerinin karşılanması amacıyla kurulmuş hizmet işletmeleridir ve sağlık hizmetlerinin tamamını topluma sunmak üzere düzenlenmiş ve bu amaca ulaşması için birbirine bağımlı çeşitli teknik ve tıbbi birçok karmaşık işlemlerin ortaya konulduğu kurumlardır (Daniels, 1969: 70). Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, üniversitelere ve diğer kamu tüzelkişilerine ait hastaneler hariç olmak üzere; gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerine ait hastaneler, Özel Hastaneler Yönetmeliği

150

kapsamında özel hastane statüsünde işlem görmektedir (Özel Hastaneler Yönetmeliği, md:2). Özel hastaneler, özel hastaneler yönetmeliğinde belirtilen asgari olarak bina, hizmet ve personel standartlarını sağlamak şartıyla, yirmi dört saat süreyle sürekli ve düzenli olarak, bir veya birden fazla uzmanlık dalında hastalara ayakta ve yatırarak muayene, teşhis ve tedavi hizmeti sunan kuruluşlardır (Özel Hastaneler Yönetmeliği, md:5).

Özel hastaneler, faaliyet alanlarına, hizmet birimlerine, yatak kapasitelerine, teknolojik donanımlarına ve hizmet verilen uzmanlık dallarının nitelik ve niceliklerine göre, genel hastaneler ve özel dal hastaneleri olarak ikiye ayrılmaktadır (Temel, 2003: 4). Genel hastaneler, Sağlık Bakanlığı’nın 27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde öngörülen asgari bina, tesis, hizmet ve personel standartlarını haiz; birden fazla uzmanlık dalında sürekli ve düzenli olarak, ayakta ve yatarak muayene, teşhis ve tedavi hizmetlerinin verildiği, her türlü acil vaka ile yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin, bünyesinde mevcut uzmanlık dallarıyla ilgili hastaların kabul edildiği ve ayaktan ve yatarak hasta muayene ve tedavilerinin yapıldığı en az 50 yataklı sağlık kurumlarıdır (Özel Hastaneler Yönetmeliği, md:5-6). Özel dal hastaneleri ise belirli bir yaş ve cins grubu hastalar veya belirli bir hastalığa tutulanların yahut bir organ veya organ grubu hastalarının müşahede, muayene, teşhis, tedavi ve rehabilitasyonlarının yapıldığı sağlık kurumlarıdır (Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği, md:5d).

Özel hastanelerin yönetim ve organizasyonunda belirli bir düzen yoktur. Özel hastanelerin üst yöneticisi mesul müdürdür ve mesul müdürün ise hekim olması zorunludur (Tengilimoğlu vd., 2009: 157). Özel hastanenin en önemli amacı kârlılıktır ve özel hastanenin varlığını sürdürebilmesi için gereklidir. Bir diğer amacı da kendilerini ekonomik dengesizlikler, olumsuz rekabet ortamları ve uygunsuz yasal düzenlemeler gibi dış faktörlerden koruyarak faaliyetlerini devam ettirmeye çalışmak ve sürekliliği sağlamaktır (Alpugan, 1997: 39). Özel hastaneler sağlık sektörü içerisinde bir rekabet ortamında yer almaktadır. Bu nedenle hastalara ihtiyaç duydukları tedavi ve bakımı, kaliteli bir hizmet ve en düşük maliyetle sunmaya çalışmaktadır (Tatar, 1994: 157).

151