• Sonuç bulunamadı

2. ELEŞTİREL KAYNAK İNCELEMESİ

2.2. Kişilik ve Girişimci Kişilik Özellikleri

2.2.4. Girişimcilerin Özellikleri

2.2.4.3. Atfedilen Girişimci Kişilik Özellikleri

Atfedilen girişimci kişilik özellikleri, doğuştan gelen özelliklerdir ve bireyler onaları öğrenmek için herhangi bir çaba göstermemiştir. Bunlar insanların doğuştan sahip oldukları niteliklerdir ve yaş, etnik köken, girişimcinin cinsiyeti ve sosyo- ekonomik köken gibi unsurlardan oluşmaktadır (Ferrante, 2008: 200). Bu özellikler aşağıda daha ayrıntılı olarak açıklanmıştır:

2.2.4.3.1. Yaş

Literatürde birçok çalışma, bir girişimcinin yaşı ve içinde yer aldığı girişimin performansı arasında bir ilişki kurmaya çalışmıştır. Örneğin Reynolds vd. (1999), 25- 44 yaş grubu arasında daha fazla bireyleri olan ülkelerde, iddia edilen kariyerinin başındaki bireylerin varlığının, iş başlangıçlarının önemli bir belirleyicisi olduğunu tespit etmişlerdir. Peters vd. (1999), ortalama olarak genç insanların serbest meslek sahibi olma olasılığının daha düşük olduğunu saptamışlardır. Blair (1997), çoğu girişimcinin büyük çoğunluğunun 30 yaşına geldiğinde milyoner olmaya başladığını belirtmiştir.

90

Evans ve Leighton (1989), pek çok girişimcinin otuzlu yaşların ortasında bir iş kurmaya başladığını ve bir girişimcinin ortalama yaşının ise 40 yılı aştığını onaylamıştır. Staw (1991), hem kronolojik yaşın hem de girişimcilik yaşının oluşması durumunda, yaşın iş başarısı ile bağlantılı olduğunu düşünmektedir. Bu, daha büyük/yaşlı bir girişimcinin, işinde sahip olduğu daha fazla deneyim olduğunu göstermektedir. Henry vd. (2003) daha olgun ve deneyim sahibi olan girişimcilerin, işlerinde daha başarılı olabileceği sonucuna varmışlardır. Aynı zamanda genç girişimcilerin işlerini büyütme girişimlerinde bulunurken, risk alma olasılıkları daha yüksektir (Neneh, 2011: 42). Bunun yanı sıra Hatch ve Zweig (2000) ise, herkesin neredeyse her yaşta bir girişimci olabileceğini keşfetmiştir. Aynı şekilde Moore vd. (2008: 19), bir işe başlamak için doğru yaşla ilgili herhangi bir sert ve hızlı kuralların olmadığını tespit etmişlerdir. Hatch ve Zweig için ise ideal girişimci çağı, 20'li yaşların sonları ile 40'lı yaşların başları arasında bir yer olarak ifade etmiştir. Çünkü bu zamanlar, genellikle gençlik ile karakterize edilen güven ile yılların deneyimine dayanan bilgelik arasında bir denge olduğu zamanlardır (Neneh, 2011: 42).

2.2.4.3.2. Kültür ve Din

Kültür, bir gruptaki değerler, normlar ve tutumlar olarak tanımlanır (Verheul vd., 2001). Robert ve Wainer (1996), girişimcilerin sıklıkla farklı etnik dinlerden ve azınlık gruplarından geldiklerini belirtmektedir. Gamini de Alwis ve Senathiraja'ya (2003) göre, din kültürün dışsal bir tezahürüdür. Onlar dinin, kültürel çevrede önemli bir unsur olduğuna ve çoğu toplumda kültürün, din nedeniyle geliştiğine inanmışlardır.

Mueller ve Thomas’a (2001) göre, kültürün içsel bir kontrol odağı oluşturduğu düşünülürse, bazı kültürlerin girişimcilik için daha elverişli olduğu bilinmektedir. Onlar dokuz ülke üzerinde yaptıkları araştırma neticesinde; girişimciler arasında yenilikçilik, risk algılamasındaki farklılıklar ve içsel kontrol odağı gibi bazı girişimci özelliklerin evrensel olduğu sonucuna varmışlardır. Henry vd. (2003: 33), belli bireyler ve insan grupları tarafından oluşturulan dinsel baskıların; yaratıcılığı, yenilikçiliği ve girişimci faaliyetleri artırabileceği belirtilmiştir. Zira bunlar kendilerine açık bir istihdam seçeneği bulunmadığından dolayı genellikle serbest meslek sahibi olmaya zorlanmaktadırlar.

91

Benzer şekilde, diğer çalışmalar da kültürel değerlerin, girişimsel davranışları etkilediği iddiasını desteklemektedirler (Gartner ve Shane, 1995; McGrath vd., 1992). Girişimcilik ile kültür arasında yakın bir ilişki olduğunu iddia eden Morrison, kültürün girişimciliğe yönelik tutumları önemli ölçüde belirlediğini savunmaktadır. Ona göre kültür, girişimciliği başlatan ve harekete geçiren etkileri ve güdüleri bünyesinde barındırmaktadır (Morrison, 2000: 62).

Ancak kültürel farklılıklardan dolayı girişimci faaliyetler, kolektif ve yüksek belirsizlik durumlarının var olduğu kültürlerde sınırlıdır. Buna Littunen (2000) ile Utsch vd. (1999) tarafından Finlandiya ve Almanya'daki yapılan girişimcilik çalışmaları örnek olarak verilebilir.

2.2.4.3.3. Ailenin Etkisi

Davidsson (1995) ile Cooper ve Dunkelberg (1981) başarılı girişimcilerin, bir ebeveyninin ya da akrabasının bir iş sahibi olduğu ailelerden gelme olasılığının yüksek olduğunu tespit etmiştir. Williams (1987), babaları serbest meslek sahibi olan işletme sahibi yöneticilerin, babaları serbest meslek sahibi olmayanlara göre, kendi işinde devam etme ihtimallerinin daha fazla olduğunu tespit etmişlerdir.

Crant (1996) tarafından öğrencilerin girişimcilik niyetleri üzerine yapılan bir çalışmada, öğrencilerin girişimcilik niyetleri ile onların en az bir girişimci ebeveyne sahip olup olmadıkları arasında zayıf ama anlamlı bir pozitif ilişki bulurken; Matthews ve Moser (1995) küçük işletmelerde aile geçmişi ile kardeş nüfusu arasında orta düzey ve istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişkinin olduğunu bulmuşlardır. Bununla birlikte yapılan bazı araştırmalar, aile şirketleri ile bir firmanın performansı arasında pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır (Arregle vd., 2007; Sirmon ve Hitt, 2003). Bunun nedeni, benzersiz ve değerli kaynakları geliştirmeleri, hayatta kalma sermayesini sürdürmeleri ve düşük bir şirket maliyetine sahip olmalarıdır.

Ailenin etkisi, ebeveyn rol model ve aile destek modeli olarak iki şekilde ifade edilmektedir. Ebeveyn rol modeline göre anne ve babası çalışan bireylerin, diğerlerine göre kendiişlerini kurması daha olasıdır. Aile destek modelinde ise, hem finansal hem de sosyal açıdan bireyler ailesi tarafından desteklenmektedir (Wang ve

92

Wong, 2004: 165). Blackman'a (2003: 38) göre, babaları serbest bir işte çalışan kişilerin, kendi işinde çalışmayan ve başkası tarafından yönetilen babalara göre, işlerinde hayatta kalma olasılıklarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte diğer yapılan ilgili araştırmalar da, aile işletmeleri ile bir firmanın performansı arasında negatif bir ilişki olduğunu göstermişlerdir (Miller vd., 2007; Schulze vd., 2003).

2.2.4.3.4. Cinsiyet

Yazında girişimcilik ve girişim başarısı alanında cinsiyetin rolünü inceleyen bir dizi çalışma vardır (Raposo vd., 2006; Grilo ve Thurik, 2005; Reynold vd., 1999). Yapılan bazı çalışmalar, girişimcilik yetenekleri, girişimcilik potansiyelleri ve diğer girişimcilik özellikleri ile cinsiyet farklılıkları arasındaki ilişkileri ortaya koymuşlardır (Shinnar vd., 2012; Díaz-García ve Jiménez-Moreno, 2010; Yordanova ve Tarrazon, 2010).

McClelland (1961), girişimcilerin özelliklerinde cinsiyet farklılıklarının, girişimciliğin özellik teorisini geliştirmeye yönelik uzun süredir devam eden çabalardan dolayı ortaya çıktığını belirtmiştir (Brush vd., 2002). Kadın ve erkek çalışana sahip işletmelerde, performans farklılıklarının olduğu tespit edilmiştir (Du Rietz ve Henrekson, 2000). Benzer şekilde yapılan birçok çalışmada, toplumsal cinsiyetin girişimci davranışın ve girişimci niyetinin önemli bir yordayıcısı olduğu ve erkeklerin, kadınlara göre girişimciliğe karşı daha fazla niyetleri olduğu tespit edilmiştir (Crant, 1996; Wilson vd., 2007; Davidsson, 1995).

Carter vd. (2001), kadın girişimcilerin erkek girişimcilerden önceki iş deneyimlerine sahip olma olasılıklarının daha az olduğunu, nispeten daha genç olduklarını ve çoğunlukla perakendecilik ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösterdiklerini ve çalıştıkları işletmelerde erkeklere göre daha az performans sergilediklerini ortaya koymuşlardır. Benzer şekilde bir başka ilgili çalışma da, cinsiyet etkisinin diğer değişkenler tarafından belirlendiğini gösteren dolaylı cinsiyet etkisinin olduğu bildirilmiştir (Boden ve Nucci, 2000; Cliff, 1998).

Benzer şekilde diğer araştırmacılar da çalışmalarında, cinsiyet etkisinin bağımsız değişkenler tarafından belirlenmediğini gösteren iş performansı üzerinde

93

doğrudan bir toplumsal cinsiyet etkisi bulmuşlardır (Watson, 2001; Robb, 2002; Rose vd., 2006). Kandasaami ve Tibbits (1993), kadın girişimcilerin, kendi patronları olmak, iş tatmini kazanmak, ekonomik bağımsızlık ya da daha yaratıcı olma fırsatı elde etmek için kendi işlerine girme konusunda motive olmuş olduklarını belirtmiştir. Matthews ve Moser (1995), erkeklerin işe girme konusunda kadın meslektaşlarına göre daha fazla ilgileri olabileceğini belirtmiştir.

94

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. KURUMSAL PERFORMANSIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ VE