• Sonuç bulunamadı

2. İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI'NIN KASTAMONU MEŞÂHİRİ BAŞLIKL

2.8. Sırtlı Hoca Senâî Ali Efendi

Kastamonu'da bir çok fuzalâyı halka-i tedrisinde yetiştirerek müteaddit defalar icâzet vermeye muvaffak olan Hoca Senâî Ali Efendi aslen Kastamonu'ya tabi Araç kazasının Sart İğdir nahiyesine merbut Rebatı karyesindendir. 1230 sene-i hicriyesinde tevellüd etti. Sinn-i tahsile gelince heves ve istidâdı sebebiyle karyesine bir çeyrek mesâfede Uğru divanındaki mektebe devam ederek Kur'ân'ı Kerîm teallüm etti. Pederi Bekir Ağa maârifin kıymetini takdir edemeyerek oğlunun kendi işlerine yardım etmesini arzu eylediğinden tahsiline müsâde et- medi ise de biraz sonra vefatı vukua geldiğinden sahib-i tercümenin tekrar tahsile hevesi uyanarak köyünü terk ile şehre, Kastamonu'ya geldi.

Nasrullah Camii şerifi yanında Mahmudiye Medresesi müderrisi Zileli Hoca Efendi'ye mürâcaât ederek talebeliğe kabulünü rica edip hatta üç, dört gün medrese kapısında müderrise intizâr ile istirhamatını tekrar eyledi. Tahsile fevkalâde, heveskâr olan bu genci Zileli Hoca kabulünde tereddüt gösterdi ise de bilâhare ulemâdan Kara Kadı şöhretiyle benâm bir zâtın delâleti ve hayırhahlığı eseri, tahsilinin ilk kısmını Zileli Hoca'dan gören Ali Molla, gösterdiği dikkat ve zekâ ile hocasının muhabbetini celb eylediğinden ânın tavsiyesiyle İstanbul'da meşhur Deli Emin Efendi'den icâzet almış olan Numaniye müderrisi Hoca Abdullah Efendi'nin halka-ı tedrisine dahil oldu. Bu zâtın vefatını müteakip ulemâdan Keskin Efendi'den ders gördü. Ba'dehû bir müddet Safranbolu'da mukim Kurd Hocadan ilm-i ferâizi, Kara Kadı- zâde'den ilm-i tefsir; ilm-i hadisi de Sultan Mecit zamanında Kastamonu'ya nakledilmiş olan Trablusgarblı Hoca Mahcub'dan tahsil ve ehl-i hadisi de Hoca Mesut Efendi'den ikmal-i feyz ile icâzetnâme almıştır.

Senâî Ali Efendi icâzetnâme aldığı sırada Horasanlı Şeyh Abdülvâhit isminde bir zat Kastamonu'ya gelmiş olduğundan ondan da üsûl-ı nakşbendı üzerine müstefîd olup hilâfet aldı. Ve bil'âhire bir hayli zevat bu tarik üzere kendilerinden ahz-ı irfân ettiler. Hoca Ali Efendi ba'demâ zamanını tetebbu' ve tedrise hasretti. Fazl u kemâlinden pek çok zevât istifâde eylediler. Dört defa ulûm-i âliyeden icâzet vermeye muvaffak olan bu zât-ı âli-himmet beşinci defa derse başladığı halde uzun müddet tedrisâta hasr-ı vücûd etmesi dolayısıyla vücûdunun yıpranması neticesinde dersini ikmâle muvaffak olamadı. Akaidden azâb-ı kabir bahsinde kaldı. Bil'âhire meşâhîr-i ulemâdan Seyid Ahmed Hicâbî Efendi maba'dini ikmâl etti. Hocanın son zamanlarında, dersinde kırk kadar talebesi vardı. Hoca Ali Senâî Efendi 1287 senesi

29

Şevval ayında elli yedi yaşında olduğu halde vefat etmiştir. Kabri Kastamonu'da Tefsir-i Alâeddin türbesi içersindedir.

Hocanın irtihali erbâb-ı kemâl ü ilmi ve bütün Kastamonu muhitini dilhûn etti. Mümâileyh ilim ve irfânı, ahlâk-ı hamîdesi, zerâfet, sehâvet ve nezâketi ile herkesi kendisinden hoşnûd bırakmıştır. Her sınıf halk, hoca merhuma hürmet etmeyi bir vecibe telâkki ederdi. Ali Efendi irtihalinden fevkalâde müteessir olan Kastamonu şâirlerinden fazile ve edîbe Feride Hanım âtideki mersiye ile izhâr-ı teessür etmiştir.

MERSİYE

Ey hâme haber ver bize ol sûziş-eserden Erbâb-ı muhabbet yaka canlar bu şererden Çaylar gibi yaşlar dökeler dîde-i terden Efgân iderek kan içeler hûn-i ciğerden Ol nûr-ı dü-çeşm-i ulemâ çıktı nazardan Âlem nice âh eylemeye böyle kederden Sırtlı Ali Efendi gibi bir zâtı felek âh Sırtından atıp eyledi pes ömrünü kütâh Hemnâm idi çün zâtına ol şâh-ı velâyet Merkûz idi hulkunda ânın ahsen-i sîret Dünya için etmez idi bir kimseye minnet İndinde beraber idi zület ile izzet

Her şahs ile eylerdi telâttufla muhabbet Bir gevher-i yektâ idi ol kân-ı fâzilet Sırtlı Ali Efendi gibi bir zâtı felek âh Sırtından atıp eyledi pes ömrünü kûtâh Keşf olmuş idi gönlüne esrâr-ı hakâyık Hal eyler idi ilm ile mânâyı dekâyık Tefsir ü ehâdisle olup hak sözü nâtık Tahrîr-i cihan dense idi şânına lâyık Her veçhile olmuş idi akrânına fâik Ol idi cemâl-i Hak'a bir âşık-ı sâdık

30

Sırtlı Ali Efendi gibi bir zâtı felek âh Sırtından atıp eyledi pes ömrünü kûtâh Bir hısn-ı haşin idi gürûh-ı ulemâya Bir püşt ü penâh idi o her bir zuafâya Bezl eyler idi varını dâim fukarâya Mekşûf idi hem bâbı ânın bây u gedâya Bendetmiş idi gönlünü ol habl-i rızâya Bâ-emr-i Hüdâ kıldı sefer semt-i bekaya Sırtlı Ali Efendi gibi bir zâtı felek âh Sırtından atıp eyledi pes ömrünü kûtâh Şâd ide Hüdâ rûhunu, kabrini münevver İlm ü ameli olsun ona hemdem ü yâver Ebubekr ü Ömer, Hazreti Osman dahi Haydar Yâd ide şefaât ile Sultân-ı Peyember

Hakkın olalım cümlemiz ihsânına mazhar Bu matlaı yâd kıldı Feride gibi ahkar Sırtlı Ali Efendi gibi bir zâtı felek âh Sırtından atıp eyledi pes ömrünü kûtâh

Ali Senâî Efendi'nin yetiştirdiği pek çok talebe arasında Tosya'dan Hacı Hasan, Daday'da Hüseyin, Merkez vilayetinde Evliyâ, Çörekçizâde ve kendi oğlu Hacı Mehmet, Ayvalı'da İsmail, Eflâni'de Yakupzâde Efendilere bir kaç defa icâzet vermeğe muvaffak olmuşlardır.

Hoca merhum 1272 senesinde inşâ ettirdiği medresesine bir de kârgir kütüphane ilâve etmiş ve bütün kitaplarını oraya vakfetmiştir. Hatt-ı destiyle muharrer Buhari-i şerif, Dürer mezkûr, kütüphânededir.

Senâî Ali Efendi sabûr ve vatanperver idi. At ve silâh meraklısı olduğundan tatil günleri talebesine Kastamonu haricinde Ok Meydanı'nda nişan talimi yaptırmış, Rusya'nın Sinop'u bombardımanı esnasında hoca ekseri talebesi olduğu halde yüz kişilik bir kuvvetle gönüllü ola- rak Sinop'a gitmiştir.

31

Hoca Efendi sahâvetiyle de ma'rûf idi. Dairesini her zaman fakir ve zengine açık bulundururdu.30 Mûmâileyh hürmet-i umûmîyeyi celb eylemiş olduğundan pek çok zevat meclislerinde bulunarak mütâlaât-ı vâkıfâne ve nesâyıhından müstefîd olurlardı.

Hocanın Hacı Mehmet ve Abdurrahman isminde iki oğlu olup Hacı Mehmet Efendi pederinden icâzetname almış ve 1321 senesi Cemâzilâhir'inde vefatına kadar pederinin medresesinde neşr-i ulûm eyleyerek iki defa icâzet vermiştir. Sırtlı Ali Efendi şöhretiyle benâm olan Senâî Ali Efendi'nin hafidi ve Hacı Mehmet Efendi'nin mahdumu Darülhilâfetülâliyye sabık müderrislerinden Hoca Zühdü Efendi elyevm büyük pederinin inşâ-kerdesi olan Simhiye Medresesi müderrisidir. Zühtü Efendi pederinden icâzet almıştır.

(Açıksöz, Sayı : 345,27 Şubat 1921)