• Sonuç bulunamadı

2. İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI'NIN KASTAMONU MEŞÂHİRİ BAŞLIKL

2.11. Sadr ı Esbak İzzet Mehmet Paşa

Safranboluludur. Zülüflü baltacılarından silâhdar kahvecisi olan Ali bin İbrahim Ağa'nın oğlu olup 1156 senesi ortalarında Safranbolu'da tevellüd etti. Sinn-i temyize gelince İstanbul'a gelerek amcası Sarı Mustafa Paşa kethüdalığından Kaptan-ı deryâ olan Benli Hacı Mustafa

31 Numan İzzi Efendi isminde bir şâir de Kastamonulu olup İstanbul'a gelerek meşhur Adanalı Sürûri Efendi'den

ders gördü. İzmir'e gitmek üzere hareketi esnasında, 'Şaban içinde gitti mülk-i bekâya İzzi' mısrâının delâleti üzere 1225 senesinde füc'eten vefat etti. İzzi de üstâdı Sürûri gibi manzum tarih söylerdi. Mustafa-yı cülûsunda : Oldu şâh-ı dâd dördüncü Sultan Mustafa mısrâını ve yine o pâdişâhın vefatında:

Mülk-i kurb-i Hakk'da Sultan Mustafa kıldı makam mısrâını söylemiştir. Bundan başka Fatin Tezkeresinde görüldüğü üzere Mahmud-ı sâninin 1224 senesinde tevellüd eden kerimesi Ayşe Sultan'ın velâdetine de : 'Mevlidiyle Âyişe Sultan cihânı kıldı şen' mısrâını tarih düşürmüştür. Âsârı görülemedi.

36

Paşa'nın dairesinde mümkin mertebe tahsil görerek kitâbet ve inşâda mümârese peyda etti. Sultan Mustafa-yı sâlis zamanında ilga ve Sultan Hamid-i evvel devrinde tekrar ihya edilen Bostancı ocağına çırağ oldu. O sırada bilahare vezâret-i uzmâ mesnedini ihraz eden Hamid-i evvel devrinin güzîde sadrazamı Kara Vezir Seyid Mehmet Paşa'nın teveccühünü celb ile müşârünileyhe intisab eylemesine mebnî, paşanın işaretiyle Dârüssaâde ağası yazıcılığına tâyin olunarak muhasebe-i evvel pâyesine nâil ve 1192 senesi Şaban'ın da otuz yedi yaşında Darphane emaneti gibi en mutenâ bir memuriyetle taltif edildi.

İzzet Mehmet Efendi bu vazifede dirâyetini gösterdi. Hüsn-i hizmeti ile beynelakran temayüz eyleyerek emânet uhdesinde kalmak üzere aynı sene içinde hemşire-i pâdişâhi Şah Sultan kethüdalığı da memuriyetine ilâve edildi. Yine bu esnada Hamid-i evvel devrinin fedakâr sadrazamlarından Halil Hamit Paşa'ya damat olmuştu ki daha o esnada kayınpederi o makama getirilmemişti.

1193 senesinde onbir ay hizmetten sonra Darphane emânetinden infisâl eden İzzet Mehmet Efendi çok açıkta kalmadı, yiıne o sene Şevval'inde yani üç ay sonra Şehremini, 1200 senesinde Tersane emini ve o sene Ramazan'ında vezâret tevcihiyle Hanya muhafızı tâyin edildi.

İzzet Mehmet Paşa beş sene kadar Diyarbakır valiliği, İçel uhdesinde kalmak üzere Bender muhafızlığı, Cidde valiliği, Boğaz muhafızlığında bulunup hüsn-i hizmet eyledi. 1205 senesinde Mısır valiliğine tâyin olunarak iki seneden fazla orada kaldı.

İzzet Mehmet Paşa icraatı, hakşinasâne harekâtı, vakar ve haysiyeti ile tanınmış vüzerâdan idi. Sultan Selim-i sâlis hazretleri İzzet Mehmet Paşa'ya karşı teveccüh besliyor ve kendisini sadâret mevkiine getirmek istiyordu. Bu mütalaa zihn-i pacüş ahiye iyiden iyi yer ettiğinden müşârünileyhi payitahtına yakın bulundurmak için uhdesine Anadolu eyâletini tevcih etti. Paşa merkez memuriyeti olan Kütahya'ya gelmek üzere hareket eyledi.

Payitahtda sadâret mevkiinde bulunan Melek Mehmet Paşa ihtiyar olup mesâlih-i devlet-i âliyeye bakamayacak derecede müsin idi. Bütün mehamm-ı umûr manzur-ı pâdişâhi olan Reisülküttâb Raşid Efendi ile müteneffizan elinde kalmış idi. Bu hâli bilen Selim-i sâlis sa- dârette bizzat temşîyet-i umûr edecek bir zâtın bulunmasını arzu ettiğinden dolayı İzzet Mehmet Paşa'yı Kütahya'ya gönderiyordu. İzzet Mehmet Paşa'nın Melek Mehmet Paşa gibi

37

sakalını şunun bunun eline verir adam olmadığı malûm idi. Paşa Kütahya'ya gelmekte iken Sultan Selim-i sâlis hafiyyen bir hatt-ı hümâyûn ile bir Hasekeyi İzzet Mehmet Paşa'ya gönderip payitahta davet etti. Memur olan haseki kendisini Gedüs kasabasında bularak hatt-ı hümâyûnu verdi. Paşa tebdil-i kıyafet ederek alelacele havass-ı bendegânında bir kaç kişi ile birlikte hareket edip 1209 senesi Rebiülevvel'inde yirmibeşinci pazar günü Üsküdar'a gelerek vürûdundan padişâhı haberdar etti. Selim-i sâlis sabahleyin erken İzzet Mehmet Paşa'yı saraya dâvet eyledi.

Sadrazam Melek Mehmet Paşa o gün İstanbul sûru haricinde baruthanede Nazır Mehmet Şerif Efendi tarafından verilen ziyâfete gideceğinden tebdilen kayığa binip gitmekte iken saray-ı hümâyûn önünden murûru esnasına kayığı döndürülerek Balıkhane'ye yaklaştırılıp mühr-i hümâyûn kendisinden istirdâd olunup İzzet Mehmet Pâşa'ya verildi.

Sadr-ı müşârünileyh bu suretle vezâret-i uzmâ mesnediyle taltif buyurulduktan sonra âtideki hatt-ı hümâyûn ile Bab-ı Âli'ye gönderildi.

Hatt-ı Hümâyûn

Sen ki vezir-azâm ve bi'l-istiklâl vekil-i mutlakımsın. Seni selâm-ı selâmet-encâm-ı şahânemle taltif eyledikden sonra malûm-ı sadâret-mersumun olsun ki selefin sadr-ı sâbık Melek Mehmet Paşa gayet pîr ve ihtiyar olmakla umûr-ı devleti idâreden fütûrı dergâr olduğundan umûr-ı nizâmiye-i saltanat-ı seniyyeme sarf-ı zihin edemeyip her ne kadar hutût-ı hümâyûnumla kendüye tenbih ve rehavet eylemeyüp husûsâ ikdâm ve sa'y ü ihtimâm eylemesi tekid olunmuşken bir fâide-yi münteç olmadığı nezd-i şahânemde muhakkak olmağla sadâretten azl birle yerine âkil, müdebbir ve sâdık ve mutabassır bir vezirin nasbı iktizâ eyleyüp sen vüzerâ- yı izâm içinde memduhü'l-efal-i devlet terbiyesi olduğunda zabt eylediğin menasıbda dahi hüsn-i sülûk ile ma'rûf ve âkılâne hareket ve etvâr ile mevsûf olup inâyet-i Rabbülâlemin ile hizmet-i sadârette dahi din ve devletime lâyık ve rızâullaha muvafık etvâr ve harekete muvaffak olacağın zâhir olmakla kariha-i mülükânemden makâm-ı vekâlet-i kübrâya istiklâl-i tam ile nasb olunmuşsundur. Göreyim seni. Kâffe-i umûr-ı devletimi sana ihâle eyledim. Nîzâm-ı devlet-i âliyemi her umûra takdim birle hayrhâhan-ı din ve devlet ve kâraşinâyân-ı saltanatım ile müzâkere ve maslâhatta erbâbını istihdam eyleyerek nizâm-ı devlet ve ref-i mezâlim ile istirahât-ı râiyyet ve i'mâr-ı memleket hususlarına gayet dikkat ve taşralarda olan usât ve eşkıyâyı siyâset eyleyüp husûsâ serhaddât istihkâmatına ve derunlarına esnaf, neferat

38

ve envâ-ı levâzımat vaz'ına sa'y ü gayretle aslâ kusur eylemeyüp her etvârını şeriat-ı garrâya tatbik ve ibâdullah üzerlerine neşr-i adâlet ve zalemeyi mazhar-ı siyâset ve sadakatkârânı taltif ve tahsil-i rızâ-yı şâhâneme gayret eylesin. Cenâb-ı feyyâz-ı mutlak kâffe-i umûrda hayra muvaffak eyleye, Amin32.

İzzet Mehmet Paşa'ya hatt-ı hümâyûn münderecâtından anlaşılacağı üzere hakkındaki i'timâda binâen istiklâl-i tam ile sadâret mevkiine getirilmiş olup teceddütperver pâdişâh kendisinden pek çok şeyler istiyordu. Paşanın sadâreti idare makinasının tanziminde ümitler uyandırdı. Sadâretine şâir-i meşhur Enderûnî Fazıl Bey :

'Mühr-i emânet erdi Melek'den Mehmed'e'

mısrâı zarifini tam tarih olarak düşürdüğü gibi tarih söylemekte şâiranın pîşvâsı olan Sürûrî Efendi de her mısraı bir tarih olarak :

Rabb-ı izzet edip izâz ile mührü ihsân Geldi devletle vezir oldu Muhammed Paşa

tarihini ve yine sadr-ı esbak Nailî Abdullah Paşa'nın hafidi vakanüvis Halil Nuri Bey dahi :

Cevheri bende bu tarihi dedim ey nûr Kala izzetle sadârette Muhammed Paşa

beytini tarih düşürmüşlerdir.

Paşanın sadâreti bâlâda arz edildiği gibi herkeste ümit uyandırdı. Hususiyle o esnada kadirşinâsâne bir hareketi kendisine karşı itimâd-ı umûmîyeyi celb etti. Bu hal muvaffakiyete delil addolundu.

Vüzerâdan birisi sadâret mevkiine itilâ ederse kırk adet mülâzemet itâsı âdet olarak bu melâzemetlerin kısm-ı âzâmı iltimas üzerine verilegelmekte olduğundan ekseriya nâehiller bundan istifade ederlerdi. İzzet Paşa sadrazam olur olmaz böyle iltimasla cahil kayırmayı muvafık bulmayarak mülâzim olacakları ulemâdan bir kaç mümeyyiz huzurunda bilimtihan ibrâz-ı ehliyet edenleri tercih etmiş ve her birine beşer kuruş atiyye (o zamana göre oldukça iyi bir ikramiye idi) vererek ehilperverliğini göstemiştir.

32

39

Îzzet Mehmet Paşa sadâretinde hüsn-i hizmete sa'y etti. Levâzımât-ı cihâdiye tedârikine gayret gösterdi. Pâdişâhın himmetinden emin olan Selim-i sâlis hazretleri sadrazamını taltif için bir hançerle bir de hatt-ı hümâyûn gönderdi.

'Benim vezir-i rûşen-i hamirim bugün Levend çiftliğine teveccüh ve a'zâm-ı mesâlih-i devletim olan umûr-ı harbe itinâ ve dikkat eylediğin mûcib-i mahzûziyet-i tab'ı-ı mülûkânem olup her etvâr-ı rızacûyâne ve harekât-ı sâdıkanende kemâi-i hoşnûdiyetimi ilân ve dilhâh-ı şahânem üzere levâzımat-ı cihâdiye tedârikine sarf-ı makderet eylediğin nezd-i hüsrevânemde karin-i tahsin olduğun beyân siyâkında taltif en ve teşvikan işbu hatt-ı hümâyûn-ı iltifatnumûnu imlâ ve bir kabza hançerle maan taraf-ı sadıkânene isra eyledim. Vusûlunda hançeri meyân-ı gayre- tine bend idüp ve sana olan teveccühât-ı seniyye-i hümâyûnumu bilip uhde-i istiklâline ihâle eylediğim kâffe-i mesâlih-i devletimi vech-i lâyıkı üzere idareye...33

Fransa inkılâbı sıralarında teessüs eden Dirgetuvar idaresi esnasında İtalya taraflarında Avusturyalılara karşı muzafferiyet kazanan Napolyon Bonapart, İngilizle harb edip mezkûr devleti sulha icbâr için Mısır'ı zabt ile Hindistan'a gitmek plânını takip edip bu vesile ile Mısır'ı, hükümet-i Osmaniye elinden almak çarelerini düşünmüş ve Bonapart'm bu arzusuna anın tagallüb ve istibdâdından kurtulmak isteyen Dirgetuvar heyeti de muvafakat etmiş olduğundan 1213 senesinde Napolyon Fransa'nın hükümet-i Osmaniye ile dost olmasına rağmen ansızın Mısır'ı işgal eylemişti.

Mısır'ın işgali İzzet Mehmet Paşa'nın sadâreti zamanına tesâdüf edip işgalden birkaç ay evvel, Mısır'ın Fransızlar tarafından işgal edileceği istihbar kılınmış olduğu ve İzzet Paşa Mısır valiliğinden gelerek oranın icap eden mevâkine ne suretle istihkâm verileceğini bildiği ve bu hususa vukufu olduğu halde gafil davranması Selim-i sâlisin canını sıktığından muğberrü'l- hatır olmakla gerek sadrazamı ve gerekse anınla hem-efkâr olan Şeyhülislâm Dürrizâde Arif Efendi'yi azletmiş ve sadârete eşkıya te'dibinde hizmeti görülen Erzurum valisi Ziya Yusuf Paşa ve meşîhâta da, Âşir Efendi getirilerek İzzet Mehmet Paşa Balıkhane'ye getirilip, sadâretten azl edilen zevâtın Topkapı Sarayı haricinde Balıkhane'ye gönderilerek sâdır olacak irâde mucibince nefy ve katli icrâ edilmek mutâd idi. Orada Sakız adasına nefyine irâde çıktı (1213).

33

40

İzzet Mehmet Paşa bundan sonra hizmet-i devlette istihdam edilmeyerek bilâhare kendisine mukataa olarak verilen Manisa kasabasına nakl edilmek suretiyle, menfâsi tebdil edilerek vefatına kadar orada ihtiyar-ı ikamet eylemiştir.

İzzet Mehmet Paşa sadâretten infisâlinden sonra on dört sene kadar daha yaşadı. 1227 senesinde Ramazan'ın on ikisinde vefat etmiştir. Kabri Manisa'dadır. Müddet-i sadâreti dört seneden biraz eksiktir.

İzzet Mehmet Paşa vakar sahibi, müdebbir, muktedir, âlîicenâb vüzerâdan olup devr-i ikbalinde hemen hiç kimseyi rencide-hatır etmemiştir. Balık Pazarı'nda bir câmii ile maskat-ı re'si olan Safranbolu'da güzel bir câmi ve bir de kütüphânesi vardır. Hîn-i vefâtında bir hayli nukudu çıkmış ve kanûn-ı kadîm üzere müsâdere edilmiştir.

Safranbolu'daki câminin kapısı üzerinde :

'Sahibü'l hayrât ve'l-hasenât ve râgıbü'l-cenneti ve'd derecât sadrazam elhâc İzzet Mehmet Paşa yesserallahü mayürid ve mayeşâ' 1211 ketebehu zühdü' ibaresiyle âtideki tarih-i manzumu mahkûkdur :

Şahenşâh-ı cihân Selim Hân-ı sâlisi Kılmış Hüdâ cemi' selâtinin emcedi Bay u gedâya lûtf u inâyet şiârıdır. Zât-ı şerifi cümle-i şahânın emcedi Kahr-ı taalluk eylese a'dâ ser'in verir Aldıkda kabzaya seyf-i muhennedi Lâtifi eğer maadine etse taliki Verir sengpâreye hikem zebercedi Bir bendesine nim-nigâh eylese ger Bulur o bende devlet-i feyz-ı müebbedi Ezcümle sadr-ı azamı ol zât-ı ekreme Gördü sezâ sadâreti verdi o mesnedi Ya'ni o zât-ı efham u düstûr-ı pür-himem Sahib-selâh u menba'-ı şer'-ı Ahmedî Hem-nâm fahr-ı âlem ü izzetmeâb odur

41

Mesned-nişîn sadr olan eslâfın erşedi Akdamı hak rızâsını tahsile mün'atıf İfâ-yı hayr u berre ider sa'y-i ezyedi Tevkif-i hak mukarin-i zât-ı şerifidir Her işte sâib olmada rey-i müeyyedi Çok hayra onu etti muvaffak Cenab-ı Hakk Ezcümle yaptı maskat-ı re'sinde mâbedi Mevlâ hemişe ide makbul-i dengehi Şâh-ı cihâna dahi vere ömr-i sermedi Bânisinin de eylesün ikbâlini mezîd Hem dü cihânda cümle saîdanın isadı Râşid doluyla söyledi tarih-i camii Buldu cemaat izzet-i din-i Muhammedi

Gerek kitâbe ve gerek tarihinden anlaşıldığına göre İzzet Mehmet Paşa bu câmiyi sadâreti zamanında yaptırmıştır.

Bu câmi derûnunda 1221 senesinde tesis edilmiş olan İzzet Mehmet Paşa kütüphânesi vardır ki agleb-i ihtimal bunu menfâsında iken tesis etti veyahut diğer bir zât tarafından vakf edildiği halde câminin ismine izâfeten yâd olundu. Safranbolu'da 1071 senesinde vakfiyesi tanzim edilmiş olan Köprülü merhumun da güzel ve muhteşem bir câmii ve içerisinde 1274 senesinde sonradan tesis edilen kütüphânesi vardır.

(Açıksöz, Sayı: 372, 29 Aralık 1921)