• Sonuç bulunamadı

3.5. İlâhî Sıfatlar

3.5.2. Sübûtî Sıfatlar

3.5.2.5. Sıfatların Allah’ın Zâtının Ne Aynı Ne De Gayrı Olduğu

Nesefî, Allah’ın sıfatları hakkında kullanılamayacak bazı ifadelere temas ettikten sonra Allah’ın sıfatlarının ne O’nun zâtının aynı ne de O’nun zâtından başka olduğunu ifade etmektedir. Nesefî “Allah’ın sıfatları ne O’dur (Allah) ne de O’ndan başkadır. Benzer şekilde her bir sıfat diğer sıfatın ne kendisi ne de ondan başkadır.” demektedir.497

Akşehrî, akıl sahiplerinin vücûdî sıfatlar hakkında ihtilaf ettiklerini belirttikten sonra bu konudaki görüşleri şöyle açıklar: Felâsife, bu sıfatların zâtın aynı olduğunu; Muhakkikler ise Allah’ın zâtına zâit mânalar olduğundan bu sıfatların Allah’ın zâtından başka olduğunu söylemişlerdir. Akşehrî, Ehl-i sünnet ve’l-cemaatten Eş‘arîler’in ve Hanefîler’in, vücûd sıfatı hariç bu sıfatların zâtın ne aynı ne de gayrı olduğunu söylediklerini belirtmektedir. Onlara göre vücûd sıfatı, zâtın aynıdır.498

493 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 43b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b. 494 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 43b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b. 495 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 43b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b. 496 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51a-51b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 43b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b. 497 Nesefî, Umde, s. 13.

Akşehrî’ye göre felâsifenin görüşlerini desteklemek için ileri sürdükleri delil şöyledir: Eğer Allah zâtına zâit bir sıfata sahip olursa, ya bu sıfat kemâl (yetkinlik) sıfatı olur ki bu durumda bu sıfatın O’ndan olumsuzlanması (nefy) gerekir. Çünkü Allah noksanlıkla nitelenemez. Ya da bu sıfat kemâl (yetkinlik) sıfatı olur ki bu durumda da Allah zâtı açısından eksik başkasıyla tamamlanan olur (müstekmilen bigayrihî). Çünkü bu durumda zâtın kemâli bu sıfatla gerçekleşir.499

Akşehrî bu delile karşı şöyle cevap verildiğini belirtmektedir: Kemâl sıfatı zâttan kaynaklanaklandığında (nâşieten ani’z-zât) bu, zâtın kemâlinin son noktası olur. Çünkü zâtın yetkinlikleri (kemâlât) gerektiren olması, zâtın kemâlini gösterir. Eksiklik (noksân) ise yetkinlik (kemâl) başkası tarafından olduğunda meydana gelir.500

Akşehrî’ye göre daha önce geçen delillerden ötürü sıfatların zâtın aynı olmadığı ortaya çıkınca ve yine kadîmlerin çokluğuna (teaddüd-i kudemâ) yol açacağından ötürü sıfatların zâttan başka olmadığı ortaya çıkınca, Ehl-i sünnet “Allah’ın sıfatları ne O’nun aynı ne de O’nun gayrıdır” şeklindeki görüşü benimsemiştir. Bunun üzerine onlar, iki başkayı (gayreyn), bu görüş sahih olacak şekilde açıklamışlardır. Akşehrî, Ehl-sünnet’ten meşhur olan görüşe göre iki başkanın (gayreyn) tarifinin “Biri diğerinden ayrılması mümkün olan iki şey (رخلأا نع امهدحا كاكفنا نكمي ناذللا)” şeklinde olduğunu belirtir. Burada sözü geçen ayrılık, ya iki cisimde olduğu gibi mekan yoluyla; ya baba ve çocukta olduğu gibi zaman yoluyla; ya da var olan (mevcûd) ve yok olanda (ma’dûm) olduğu gibi varlık ve yokluk yoluyla olur. Allah’ın zâtının sıfatlardan ayrılması ve yine sıfatların da zâttan ayrılması imkânsız olduğundan, iki başkanın (gayreyn) tanımı Allah’ın zâtı ve sıfatları için geçerli olmaz. Dolayısıyla Allah’ın sıfatlarının zâtının aynı olmayacağını gösteren deliller ve iki başkanın (gayreyn) tarifi dikkate alındığında “Allah’ın sıfatlarının ne O’nun aynı ne de O’nun gayrı olduğu” ortaya çıkar.501

Akşehrî’ye göre Allah’ın zâtı ve sıfatları arasındaki ilişki bir ile on arasındaki ilişkiye benzemektedir. Nitekim bir, onun aynı ve ondan başkadır (gayr). Bir ile on, birbirinin aynı olmaz. Çünkü on, birliklerden (vahdât) oluşur. Birlik (vahde) ise birin cüz’üdür. Cüz’ ise bütünün (küll) aynı olmaz. Yine bir ile on, birbirinden başka değildir. Çünkü o

499 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b. 500 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 51b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b.

ikisi birbirinen ayrılmaz. On, bir olmadan, bir de on olmadan var olmaz. “Onun” varlığı birin varlığını, “onun” yokluğu birin yokluğunu gerektirir. Aksi de böyledir.502

Akşehrî bunun üzerine şöyle bir itirazın ileri sürülebileceğini belirtir: “Birin on olmadan var olmayacağını kabul etmeyiz. Çünkü bir “on”un genel cüz’üdür (cüz’ eam). Genel cüz’ün, hususi olanda (ehas) ve başkasında var olması gerekir. Dolayısıyla bu, Allah’ın zâtıyla sıfatlarının nazîri olmaz.” Akşehrî bu itiraza şöyle cevap verir: “On”un cüz’ünün mutlak bir (vâhid) olduğu kabul edilmez. Aksine buraki “On”un cüz’ü, “on”un onda biri olan birdir (10/10). “On”un onda biri olan birin ise on olmaksızın var olması imkânsızdır. Dolayısıyla ona eşit (müsâvî) olur.503

Yine bu bağlamda şöyle denilebilir: “Biri diğerinin aynı ve gayrı olmayan iki durumu mümkün görmek cehalettir. Çünkü farzedilen her iki durumdan birinin mefhumu diğerinin mefhumuyla aynı olursa, biri diğerinin aynı olur. Eğer böyle olmazsa biri diğerinin gayrı olur.” Akşehrî, buna iki başkanın (ğayreyn) tanımının bu şekilde olduğunun kabul edilmeyeceğini söyleyerek cevap vermektedir. Aksine iki başkanın tanımı yukarıda geçtiği şekildedir.504

Bu bağlamda ileri sürülebilecek bir başka itiraz şu şekildedir:

“Sıfatlar O’nun ne aynıdır ne de gayrıdır” sözünüzle bunun haricî varlık (el-vücûdü’l-hâricî) açısından böyle olduğunu kastederseniz, bu durumda sıfatların O’nun aynı olmadığını kabul etmeyiz. Çünkü zât ile sıfatlar dış dünyada (fi’l-hâric) tek bir var oluş ile mevcuttur. Eğer bunun zihnî varlık (el-vücûd’z-zihnî) açısından böyle olduğunu kastederseniz, bu durumda sıfatların O’ndan başka olmadığını kabul etmeyiz. Çünkü bu sıfatların mefhumu, Allah Teâlâ’nın zâtının mefhumundan başkadır.”505

Akşehrî bu itiraza şöyle cevap vermektedir: Bu seçeneklerden birisi tercih edilmez. Aksine bu ikisinden daha genel olan bir durum tercih edilir ve mutlak olarak Allah’ın sıfatlarının O’nun zâtının aynı ve gayrı olmadığı söylenir. Bu durumda bu söz, yukarıda

502 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 24b-25a. 503 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 504 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52a-52b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44b; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 505 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 44b-45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a.

zikredilen her iki itibara göre de geçerli olur. 506

Sıfatların zâtın aynı ve gayrı olmadığına karşı ileri sürelebilecek bir başka itiraz şöyledir: “Allah Teâlâ’nın zâtı insandan başkadır. O’nun ilmi de insandan başkadır. Bunun üzerine kıyasın ikinci şeklinden “Allah’ın zâtı O’nun ilminden başkadır” sonucu çıkar. Aks-i müstevi ile de “Allah’ın ilmi O’nun zâtından başkadır” sonucu elde edilir. Bunun üzerine O ikisinin (Allah’ın zâtı ve ilmi) birbirinden başka olduğu söylenir. Diğer sıfatlarda böyle olur.”507

Akşehrî bu itiraza şöyle cevap vermektedir: Allah’ın zâtının ve sıfatlarının muhdes varlıklardan başka olduğu inkar edilmez. Ancak Allah’ın zâtının ve sıfatlarının kendilerinde başka oldukları inkar edilir. Ona göre bu şuna benzer: İki siyahtan her biri beyazdan farklı olsalar da bu onların kendilerinde farklı olmalarını gerektirmez.508 Bunun üzerine şöyle denilebilir “Siz bu cevapla küçük ve büyük öncülün doğruluğunu kabul ettiniz. Öyleyse sizin sonucu kabul etmemeniz (men’) nasıl mümkün olur! Çünkü delilin sabit olması, medlûlün sabit olmasını gerektirir.” Akşehrî buna şöyle cevap verir: Kıyasın ikinci şeklinde iki olumlu öncülün ve iki olumsuz öncülün sonuç vereceği kabul edilmez. Çünkü kıyasın ikinci şeklinde iki öncülün nitelik (keyf) açısından farklı olması şarttır.509

Akşehrî itirazlara cevap verdikten sonra Ehl-i sünnet’ten bazılarının iki başkayı (gayreyn) “Biri diğeri olmayan” şeklinde tanımladıklarını ifade etmektedir. Akşehrî’ye göre her iki tanımına göre Allah’ın sıfatları, Allah’ın zâtının aynı ne de gayrı olmaz.510

Ayrıca Akşehrî, Ehl-i sünnet’in Allah’ın sıfarlarının zâtın ötesinde (تاذلا ءارو الله تافص) olduğu kabul ettiklerini, onların verâ’yı “Birinin mefhumu diğerinin mefhumu olmayan” şeklinde açıkladıklarını kaydetmektedir.511

Akşehrî, Kerrâmiyye’ye göre iki başkanın (gayreyn) tanımının “iki şey” olduğunu belirtmektedir. Onlara göre Allah’ı zâtı şeydir ve O’nun sıfatı da şeydir. Dolayısıyla onun

506 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 507 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 508 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52b; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 509 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 52b-53a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 510 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 53a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a. 511 Akşehrî, İntikâd, İnebey, 53a; Akşehrî, İntikâd, Manisa, 45a; Akşehrî, İntikâd, BnF, 25a.

zâtı ve sıfatı birbirinden başka (gayreyn) olur. Akşehrî muhakkiklerin de bu görüşte olduğunu kaydetmektedir.512

Akşehrî, farklı mezheplerin incelemeleri ve iki başkayı (gayreyn) tariflerinden, Allah’ın sıfatlarının zâtının aynı ve gayrı olmadığı konusundaki tartışmanın lafzî bir tartışma olduğunun anlaşıldığını belirtmektedir. Ona göre buradaki tartışma, iki başkanın (gayreyn) lafzının anlamında gerçekleşmektedir. Zira Ehl-i sünnet’in yukarıdaki geçen iki tanımı dikkate alındığında herkes, Allah’ın sıfatlarının O’nun aynı ve gayrı olmadığını söyler. Yine muhaliflerin tanımıyla da Ehl-i sünnet, Allah’ın sıfatlarının O’nun gayrı olduğunu kabul eder. Bu durumda Akşehrî’ye göre hakikatte (fi’l-ma‘nâ) bir tartışma bulunmamaktadır.513

Nesefî el-Umde’de “Bir sıfatın diğer bir sıfatla durumu da bu şekildedir” diyerek, Allah’ın sıfatlarından birinin diğerinin ne aynı ne de gayrı olduğunu ifade etmektedir. Akşehrî de daha önce geçen aynı delilden hareketle iki sıfattan birinin diğerinin aynı ve gayrı olduğunu söylenin mümkün olmayacağını belirtmektedir.514