• Sonuç bulunamadı

H. Aynı Anonim Şirkette Denetçi Olarak Görev Almıyor Olmak

II. Ana Sözleşme ile Aranan Şartlar

Şirket ana sözleşmesine TTK md. 279’da altı bent halinde belirtilen hususlar ile TTK’nın diğer maddelerinde esas sözleşme ile düzenlenebileceği söylenen hususlar yazılabilir (TTK md. 279,478). TTK’nın diğer maddelerinde esas sözleşme ile düzenlenebilecek hususlar genellikle “aksi esas mukavelede belirtilmediği sürece” şeklinde diye belirtilerek, hükmün sözleşme ile düzenlenmesine izin verilmiştir. O halde, esas sözleşme ile, yasada emredici hükümlere uymak kaydıyla, emredici hükümlerden daha nitelikli şartların getirilmesi mümkündür.

Kamu tüzel kişilerinin üyelerinin taşıması gereken şartlar konusunda ana sözleşme ile düzenleme yapılamaz. Bunların ataması, değiştirilmesi, azilleri, görev süreleri, nitelikleri, kendilerini atayan kamu tüzel kişilerince taktir edildiğinden

şirketin bu konuda söz hakkı yoktur69.

Kanunun emredici hükümlerine bağlı kalmak kaydıyla esas sözleşmenin serbestçe tayin edilmesi mümkün olmakla birlikte, yönetim kurulunun taşıması

66 İMREGÜN, Kara Ticareti, s. 329. 67 ÇEVİK, AŞ-2, s. 403.

68 Y.11.HD.28.05.1982 gün ve 1970/2596 sayılı kararı (ERİŞ, TTK-1, s. 1792). Karşı

Görüş: ÇEVİK; ibra edilmemiş yönetim kurulu üyesinin yeniden üyeliğe seçilemeyeceğini savunur (ÇEVİK, AŞ-2, s.409).

gereken şartlar sözleşmeye eklenirken ahlak ve adap kurallarına, kamu düzenine,

kişilik haklarına saygılı olmak gerekir70 (BK. md. 19,20). Örneğin, yönetim kurulu

üyesinin sürekli bekar kalması ya da belli bir dine mensup olması vb. iyiniyete, eşitliğe ve kişilik haklarına aykırı düzenlemelerdir.

Genel kurulun anasözleşmede belirtilen üyelik şartlarına aykırı seçim yapması halinde, kararlar iptal hükümlerine tabi olacaktır (TTK md.381/1). Anasözleşme de belirtilen şartın kanunun mutlak veya nisbi emredici hükümlerine aykırı olması halinde anasözleşme hükümleri batıl olacaktır. Geçersiz ana sözleşme hükmüne

göre alınan genel kurul kararları iptal edilebilirlik hükmü taşımaz71. Batıl veya yok

hükmündedir.

Anasözleşme ile Kanuna aykırı olmamak şartıyla; yüksek tahsil, doktora yapmış olmak, belirli yaştan büyük veya tecrübeli olmak, uyrukluk, uzmanlık, ikametgah gibi şartlar getirilebilir. Anasözleşme ile getirilecek fazladan şartların emredici hükümlere aykırı olmamak ve kişilik haklarına halel getirmemek kaydıyla her üye için farklı olmasında da sakınca yoktur.

Esas sözleşme ile yönetim kurulu üyesi için getirilebilecek şartlar oldukça fazla olmasına rağmen, burada uygulamada en çok karşılaşılan kayıtlar üzerinde durulmuştur. Öncelikle yönetim kurulu üyeliğine belli payları temsil eden grupların seçileceği öngörülebilir. Payları temsil eden belli pay gruplarına yönetim kurulunda temsil hakkı tanıyan düzenlemenin, genel kurulun yönetim kuruluna üye seçme

hakkını, önlemediği müddetçe geçerli sayılması gerekir72. Doktrinde yoğun olarak

70 İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması, s. 181,182. ARSLAN; esas sözleşmeye

konulan şartlar bakımından herhangi bir sınırlamanın olmadığı söyler (ARSLAN, Şirketler Hukuku, s. 202,203).

71 MOROĞLU; eserinde hükümsüz bir anasözleşmeye aykırı genel kurul kararları iptal

nedeni oluşturmaz demiştir. Burada aksi ile ispat yönteminden geçersiz bir anasözleşmeye aykırılık halinde yokluk ve butlanın devreye gireceği anlamı çıkmakta, fakat geçersiz anasözleşmeye aykırı bir genel kurul kararı kanuna uygun olabilir bu nedenle cümlenin “hükümsüz bir anasözleşmeye uygun genel kurul kararları da hükümsüz olur” şeklinde değiştirilmesi uygun olur (MOROĞLU, Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, s. 184).

72 ÇEVİK, AŞ-2, s. 387. İMREGÜN, ana sözleşmeye eklenen böyle bir kaydın geçerli

olduğunu savunmakla birlikte, bu düzenlemenin TTK md. 369’la genel kurula tanınan yönetim kurulu üyelerini seçme yetkisini zedelediğini söylemektedir (İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması, s.183). TEOMAN; genel kurulun ana sözleşmeye eklenecek bu kayıtla bağlı olduğunu, fakat genel kurulun bu pay grubu arasından birini yönetim kuruluna serbestçe tayin edebileceğini, zira azınlık grubun gösterdiği adayı seçmesinin açıkça genel kurulun tekelsel yetkisinin azınlık gruba devri anlamına geleceğini söylemektedir (TEOMAN, Mütalaa-2, s.18). ANSAY; üye seçilmesi için esas sözleşmeye getirilen bu şekildeki kayıtların geçerli olduğunu ve Yargıtay TD.’nin, 25.1. 1972 yıllında

kabul edildiği üzere; genel kurulun yönetim kurulu üyesini belirleme konusundaki münhasır yetkisinin gaspı anlamına gelen kayıtlar ve bu kayıtlara dayanarak alınan kararlar geçersiz sayılacaktır.

Ticaret Kanununda farklı pay sahiplerinin veya azınlığın idare meclisinde temsili hususu düzenlenmemiştir. Böyle bir durumda öngörülen grupların esas sözleşme mucibince, aday göstermeye hakları varsa da genel kurulun bu adayları

seçme zorunluluğu yoktur73.

Anasözleşme ile yönetim kuruluna belli payları temsil edecek grupların seçileceğinin öngörülmesi farklı şekillerde olabilmektedir. Birinci olarak; ana sözleşmeye, anonim ortaklığı belli paylara böldükten sonra her farklı pay grubunun yönetim kuruluna belli sayıda üye seçerek göndereceği ve yönetim kurulunun bunların seçip göndereceği adaylardan oluşacağı yönünde kayıtlar geçerli

değildir74. Bu kayıt açıkça genel kurulun mutlak seçim yetkisini kısıtlamaktadır.

Örneğin; A,B,C pay gruplarından oluşan bir ortaklıkta, “yönetim kuruluna (A) iki, (B) üç, (C) iki aday seçer ve yönetim kurulu bunların seçtiği yedi kişiden oluşur” şeklinde bir düzenleme geçerli olmayacaktır.

İkinci olarak; “ortaklığı temsil eden pay sahiplerinin belirleyeceği adaylar içinden, genel kurulun seçim yapacağı” şartı sözleşmeye eklenebilir. Örneğin “yönetim kurulu, A ve B grubu pay sahiplerinin belirlediği beşer aday arasından genel kurul tarafından seçilen ikişer aday olmak üzere toplam dört kişiden

vermiş olduğu kararında bu duruma olumlu baktığını söylemektedir (ANSAY, AŞ. s. 102).

73 TEOMAN, Yetersayılar, s. 432. Karşı görüş KARAYALÇIN; esas sözleşmeye “yedi üyeli

yönetim kurulunun dört üyeliği C grubu pay sahiplerince temsil edilir” şekilde hükmü eklenmişse, üye sayısı beşe düşen yönetim kurulunda C serisi hissedarları dört üye ile temsil edilmiyorsa yönetim kurulu toplanıp karar veremez der (KARAYALÇIN, Yönetim Kurulu Üyesi, s.104). KARAYALÇIN bir başka eserinde; ana sözleşmeye eklenen “E grubu pay sahiplerinin göstereceği adaylar arasından bir, F Grubu hissedarların göstereceği adaylar arasından üç üye….Genel Kurul tarafından seçilmelidir” ibaresine istinaden esas sözleşmedeki bu hükme göre genel kurul bu kadar üyeyi yönetim kuruluna seçmelidir. Fakat, farklı grup hisse sahiplerinin azınlık toplantısında ne kadar üye göstermesi gerektiği tartışmalıdır, demektedir (KARAYALÇIN, Anonim Şirket, s.29,30).

74 İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, s. 155; İMREGÜN; Aynı şekilde, sekiz kişiden oluşan

yönetim kurulunda üç adayın A grubu pay sahipleri, beş adayın da B grubu pay sahipleri arasından seçilip genel kurula arz edileceği ve genel kurulun belirlenen bu sekiz adayı seçeceği şeklinde düzenlemelerde geçerli olmayacaktır (İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması, s.183); Y.11.HD.15.03.1982 gün ve 5246/1061 sayılı kararı (İMREGÜN, Kara Ticareti, s. 330);

oluşur” biçimindeki bir şart genel kurulun seçim yetkisini kısıtlamadığı için geçerli olacaktır75.

Son olarak, esas sözleşmeye; “genel kurul, yönetim kurulunu oluştururken (A) grubu paylardan iki kişi, (B) grubu paylardan üç kişi olmak üzere toplam beş kişi seçer” gibi bir şart eklenebilir. Genel kurulun yetkisini kısıtlamayan böyle bir şart geçerli olacaktır (TTK md. 469).

Yukarıda belirlenen ilk şart dışında ikinci ve üçüncü fıkrada belirttiğimiz

şartlar doktrinde tartışmasız kabul edilmektedir76. Böyle bir düzenlemeye rağmen

yönetim kurulunun başka şekilde teşkil edilmesi halinde TTK md. 381’e göre bu

genel kurul kararı hakkında iptal davası açılabilir77.

Yargıtayımız da; yukarıda örneklendirdiğimiz çeşitli durumlarda genel kurulun münhasır yetkisini kısıtlamadığı sürece, genel kurulun bu kayıtlarla bağlı olduğunu söylemektedir. Örneğin ana sözleşmede “yönetim kuruluna A grubu paylardan

iki üye seçilmelidir” gibi bir kayıt varsa ve genel kurul A grubu pay sahiplerinden

bir üye seçerse bu karar iptal edilebilecektir78.

Anasözleşmeye en çok eklenen şartlardan bir diğeri de uyrukluktur. Türk Ticaret Kanunumuzda kural olarak, anonim şirketlere seçilecek yönetim kurulu

üyesinin Türk vatandaşı olması yönünde bir zorunluluk bulunmamaktadır79. Esas

sözleşme ile yönetim kurulunda belli oranda Türk vatandaşının seçilmesinin şart kılınması, kazanılmış haklara halel getirmemek kaydıyla geçerli olacaktır.

Anonim ortaklıklardan farklı olarak, kooperatif yönetim kurulu üyeliğine seçilecek gerçek kişi üyelerin Türk vatandaşı olması zorunludur. Tüzel kişi yönetim kurulu üyelerinin ise temsilcilerinin Türk vatandaşı olması gerekmektedir (KK.md. 56).

75 İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması, s. 183.

76 İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, s. 155; İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması,

s.184.

77 İZMİRLİ, s. 83; İMREGÜN, AŞ., Kanun Yolları, s. 152.

78 Y.11.HD.15.03.1982 Gün ve 5246/1061 Sayılı Kararı (ERİŞ, TTK-1 ,s.1782).

79 Anonim şirketlerin malı olan gemilerin yönetim kurullarının ekseriyetinin Türk vatandaşı

olması halinde gemi Türk gemisi sayılır (TTK md.823). Yine Menkul Kıymetler Yönetim Kurullarında görev alacak kişilerin Türk vatandaşı olma zorunlulukları vardır (ÇEVİK, AŞ-2, s. 401).

§ 6. Yönetim Kurulu Üyeliğini Sona Erdiren Sebepler I. Genel Olarak

Yönetim kurulu üyeliğine seçilmeye engel haller genel olarak Yönetmelikle düzenlenmiştir. Seçilme şartlarına uygun olarak göreve başlamış yönetim kurulu üyesinin görevinin kendiliğinden veya genel kurul kararıyla son bulacağı haller ise Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere diğer kanunlarda düzenlenmiştir.

Yönetim kuruluna üye olarak seçilebilmek için gereken şartlara daha önce ayrıntılı olarak değindiğimiz için, bu kısımda sadece göreve başladıktan sonra üyeliği sona erdiren şartlara ilişkin özel düzenlemeler inceleme konusu yapılacaktır.