• Sonuç bulunamadı

İnsanların bazıları fiil ve işlemleriyle kendi lehine haklar ve aleyhine borçlar yaratmak becerisine sahip değildir. Bireyin hak ve borç doğuran işlemleri yerine getirmek için sahip olması gereken şey fiil ehliyetidir. Gerçek kişiler açısından ehliyet konusunu inceleme konusu yapan eserlerde fiil ehliyeti; 1. Tam ehliyetliler,

2. Tam ehliyetsizler, 3. Sınırlı ehliyetliler, 4. Sınırlı ehliyetsizler şeklinde dört

kısma ayrılarak inceleme konusu yapılmaktadırlar8. Tam ehliyetliler ergin, ayırt

etme gücüne sahip, kısıtlı olmayan kimselerdir. Tam ehliyetsizler fiil ehliyetinden tamamen yoksun olan kişilerdir. Sınırlı ehliyetsizler ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar ve küçüklerden oluşmaktadır. Bunların ehliyetsizliği asıl ehliyeti ise istisnadır. Sınırlı ehliyetliler ; ehliyeti asıl ehliyetsizliği istisna olan ayırt etme gücüne sahip, ergin olan kısıtlanmamış kimselerdir.

Türk Ticaret Kanununda yönetim kurulu üyeliğini bitiren hallerin içine “hacir altına alınmamış olma” şartı eklenmiştir (TTK md.315/2). Bunun yanında

mahkum edilmemiş olmalıdırlar (1972 yıl 1618 Sayılı Kanun md.8) (ÇEVİK, AŞ-2, s.403).

6 ÇEVİK, AŞ-2, s. 414. 7 İZMİRLİ, s. 58.

Yönetmeliğe göre yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmek için “reşit ve mümeyyiz” olmak gerekmektedir (Yönetmelik md.15/b-1).

Medeni Kanun, TTK ve Yönetmelik birlikte değerlendirildiğinde; tam ehliyetlilerin yönetim kurulu üyesi olabileceği ortaya çıkar (MK md. 9,10, TTK md. 315/2, Yönetmelik md.15/b-1). Tam ehliyetsizler ise yönetim kurulu üyesi

olamazlar (TTK md 315/2, MK. md.14, 15, Yönetmelik md.15/b-1). Bu iki ehliyet

türü konusunda bir tartışma yaşanması olası değildir. Tartışma sınırlı ehliyetliler ile sınırlı ehliyetsizler yönündendir.

Sınırlı ehliyetliler, ergin, mümeyyiz olan aynı zamanda kısıtlı olmayan kişilerdir. Bunlar kanunun yasaklamadığı işlemleri tek başlarına yapabilirler. Bu durumda tam ehliyetli kişilerden farkları yoktur. Kendisine kanuni müşavir atananlar ve evli kişiler sınırlı ehliyetliler grubundadır. Evli olan sınırlı ehliyetliler hakkında Medeni Kanunumuzda getirilen sınırlandırmalar daha çok evlilik birliğinin korunmasına ve malların yönetilmesine yöneliktir. Bu sebeple yönetim kurulu üyeliği “sınırlı ehliyetli evli kişilerin” yapamayacağı işler grubunda değildir.

Kendilerine yasal danışman atanan sınırlı ehliyetliler, kısıtlı değildir fakat kendilerinin korunması için yasal danışman atanmasına ihtiyaç duyulan kişilerdir. Bunlar MK md. 429’da sınırlı şekilde sayılan işlemleri yapmak için yasal danışmandan izin almak zorundadır. Bu tahdidi işlemlerin dışındaki tüm işlemleri tek başlarına yapabilirler. Reşit ve mümeyyiz oldukları için Yönetmeliğe göre yasaklı kimselerden de sayılmazlar (Yönetmelik md. 15/1-b). Eğer yasal danışmandan izin almadan yönetim kurulu üyeliğine başlarlarsa, sadece bu hareketin sonucuna katlanmak zorunda kalırlar (TTK md 16/1). Bu nedenle kendilerine yasal danışman atanan sınırlı ehliyetlilerin yönetim kurulu üyesi olması

mümkün görünmektedir9. Fakat yasal danışmanın onayını almadan sulh olamayan,

gayrimenkul satamayan, kefil olamayan, kıymetli evrak alışverişi vb. hukuki işlemleri tek başına yapamayan birinin yönetim görevinde başarılı olması mümkün değildir. Ayrıca üye hakkındaki bu kısıtlamalar üyenin, yönetim ve temsil yetkisinin tabiatına uymaz (örneğin, yönetim kurulu toplantısında vekalet yasaklanmıştır, şirket adına gayrimenkul satımının görüşüldüğü toplantıda sınırlı ehliyetli üyenin olumlu oyuna yasal danışmanın da onay göstermesi gerekecektir. Ayrıca bu karardan dolayı şirket zarara uğramışsa sorumluyu belirlemek güç

9 AYHAN, s. 242. Aynı yönde ARSLANLI’ da sınırlı ehliyetlilerin yönetim kurulu üyesi

olacaktır. Kendilerine yasal danışman atanan sınırlı ehliyetli kişilerin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinin engellenmesi için kanunda veya yönetmelikte gerekli düzenlemelerin yapılması uygun olacaktır.

Henüz 18 yaşını doldurmamış yani ergin olmamış kişiler ayırt etme yeteneğine sahipse veya ergin olduktan sonra kısıtlanmasını gerektiren bir mahcuru nedeniyle mahkeme kararı ile kısıtlanmışsa bu kişiler sınırlı ehliyetsizler grubunda yer alırlar. Bunların ehliyetsizliği asıl ehliyeti ise istisnadır (MK md. 14,15). Bunların kanuni mümessillerinin izni ile yaptıkları işlemlerde tam ehliyetlilerden herhangi bir farkları yoktur. Küçük ve kısıtlılarının velileri veya vasileri aracılığı ile şirkete ortak olabilecekleri Kanunumuzun düzenlemesi paralelinde mümkün görünmektedir (TTK md. 15).

Reşit olmayan, sınırlı ehliyetsiz küçüğün Yönetmeliğe göre yönetim kurulu üyesi olması mümkün değildir (Yönetmelik md. 15/b-1). Bunun yanında TTK md. 330’ da yer alan, üyenin genel kurul toplantılarına bizzat katılma zorunluluğu, TTK md. 336 ve devamında yer alan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu ile MK md. 14 ve 15’de yer alan sınırlı ehliyetsizlerin yaptıkları hukuki işlemlerin kural olarak geçersiz sayılması karşısında TTK md. 15’de düzenlenen “küçük ve mahcurun tacir sayılması” hükmünün yorumuyla küçüklerin ve mahcurların

yönetim kurulu üyesi olmasının, muhalifler10 olmasına rağmen Yönetmeliğin

yürürlüğe girdiği 1996 yılından sonra mümkün olmadığını düşünüyoruz.

Sınırlı ehliyetsiz küçüğe bir meslek veya sanatla uğraşması için izin verilebilir (MK md. 359,453). Bu durumda mesleğin gerektirdiği tüm işlemleri küçük tek başına yapabilecektir. Fakat küçük Yönetmeliğe göre reşit olan kimselerden değildir. Bundan dolayı sınırlı ehliyetsiz küçük yönetim kurulu üyesi olamaz (Yönetmelik md. 15/1-b).

10 ARSLANLI, s.97, 100. AYHAN; menfaatler dengesi bakımından kanunda böyle bir

kısıtlama olmadığına göre, sınırlı ehliyetsiz birinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi ortakları ilgilendiren bir konudur. Diğer ticaret şirketlerinde aynı vaziyette o kimseyi müdür tayinine cevaz olduğuna ve mahdut ehliyetsizlerin tacir olabilmesi (TTK md.15) ile meslek ve sanatın gerekli kıldığı her türlü muameleyi yapabilmesi (MK 396,405/b-7) hükme bağlanmış olduğuna göre muvafakat da varsa sınırlı ehliyetin anonim ortaklıklarda yönetim kurulu üyeliğine mani olmaması gerektiğini söylemektedir (AYHAN, s. 243). Aynı yönde İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, s. 153.

Evlenmekle veya ergin kılınmakla11 (yargısal erginlik) bir küçüğün tam fiil

ehliyetini kazanması halinde sınırlı ehliyetsiz olan bu kişinin yönetim kurulu üyesi olmasında herhangi bir kanuni engel yoktur.

Medeni Kanunda belirtilen kısıtlama sebeplerinden birinden/birkaçından dolayı fiil ehliyeti mahkeme kararıyla kaldırılmış veya sınırlandırılmış kişiler ayırt etme gücüne sahip olmak kaydıyla sınırlı ehliyetsiz sayılırlar. Yönetmeliğe göre hacir altına alınmış olan kişilerin yönetim kurulu üyesi olması mümkün değildir (Yönetmelik md.15/b-1,5).

Hacir altına alınma, Medeni Kanunumuza göre; akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, bir seneden daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir cezaya çarptırılma veya üyenin kendi isteği doğrultusunda mümkün olmaktadır (MK md. 405,406,407, 408).

Kısıtlıların sınırlı ehliyetsizlik durumu kısıtlama kararının kesinleşmesiyle başlar, kısıtlama kararının üçüncü kişiler açısından sonuç doğurması isteniyorsa kararın ilan edilmiş olması gerekmektedir (MK. md. 410/II).

Doktrinde ve Yargıtay kararlarında; yönetim kurulu üyesinin tam ehliyet

sahibi olması gerektiği söylenir12. Doktrin ve Yargıtayımız mümeyyiz küçük ve

mahcurların yönetim kurulu üyesi seçilemeyeceğini, ancak tam ehliyetlilerin yönetim kurulu üyesi seçilebileceğini söyler. Gerekçe olarak da medeni hakları kullanmaktan tümüyle mahrum bulunanlar ile kısıtlıların yönetim kurulu üyesi

11 ÖZTAN, Medeni Hukuk, s. 249.

12 ÇEVİK, AŞ, s. 14; POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU; tam ehliyet dışında başka bir ehliyetin

aranması durumda, yönetim kurulu üyelerini ortaklık işlerinde objektif özen göstermekle yükümlü kılan TTK md. 320 ve sorumluluk nedenlerini ve şartlarını düzenleyen TK m. 336 ve devamındaki maddelere çelişik düşecektir POROY (TEKİNALP, ÇAMOĞLU), s. 319. İMREGÜN, önceleri yönetim kurulu üyeliği için mümeyyiz olma şartının yeterli olduğunu düşünürken vesayet altındaki birinin kendi başına halledemeyeceği ve kısıtlı işlemleri yapamayacağı düşüncesiyle bu fikrinden vazgeçerek, yönetim kurulu üyesinin tam ehliyetli olması gerektiği fikrine yönelmiştir (İMREGÜN, YK. Üyesi Sıfatının Kazanılması, s. 175). ACAR, TTK ve MK’un yorumundan ancak tam ehliyetli kimselerin ticari mümessil olabileceğini söylemektedir (ACAR, s. 5- 15 Y.11.HD.5.12.1986 gün ve 6762/6565 sayılı kararına göre ancak tam ehliyetliler yönetim kurulu üyesi olabilirler (YKD.CİLT; XIII, SAYI; 3, MART 1987, s. 429). Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 1999 yılında vermiş oldu bir kararında mümeyyiz olmayan küçükler ile akıl sağlığı, akıl zayıflığı ve benzeri nedenlerle mahcur olanların temyiz kudretinden ve medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun, tam ehliyetsiz olduklarını söylemiştir, Y.8.HD.15.1999 gün ve 14580/1827 (YKD. CİLT: 4 NİSAN 1999, s. 511). Yargıtayımız vermiş olduğu bir başka kararında anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi olabilmek için yasanın aradığı kriterler dışında, medeni hakları bizzat kullanabilme ehliyetinin aranması gerektiğine karar vermiştir, Y.11.HD.5.12.1986 gün ve 6726/6565 sayılı kararı (YKD. CİLT; XIII, SAYI; 3, MART 1987, s. 429).

olabilmesi ve bu mevkiin sağladığı haklar ile yüklediği görevleri birlikte

yürütmesinin mümkün olmadığını gösterirler13. Doktrinde bir kısım görüş

sahiplerine göre ise sınırlı ehliyetsiz kişilerin yönetim kurulu üyesi olması

mümkündür14.

Yönetim kuruluna üye seçilebilmek için gereken şartlardan bir tanesi de “reşit ve mümeyyiz olmaktır” (Yönetmelik md.15/b-1). Bu durumda yönetim

kurulu üyesinin fiil ehliyetine15 sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle sınırlı

ehliyetsiz birinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz

Yönetim kurulu ortaklık adına zaruri ve çok mühim görevler ifa etmektedir. Pay sahiplerinin, üçüncü kişilerin, alacaklıların, kamu yararının korunması açısından, hukuki ve cezai yönden sorumlu tutulacak yönetim kurulu üyelerinin

belli bilgi, tecrübe ve donanıma sahip olması işin mahiyetinden

kaynaklanmaktadır. Fakat Mevzuatımız yönetim kurulu üyeliği için özel şartlar veya mesleki ehliyet ve ihtisas sahibi olma kriterlerini aramamış, sadece yönetmelikle reşit ve mümeyyiz olmak yönetim kurulu üyesi seçilmek için yeterli görülmüş, bunun dışında yönetim kurulu üyesi seçim yetkisi genel kurulun takdir alanına terkedilmiştir.

Mevzuatımızın yönetim kurulu üyesinin sahip olması gereken özel şartlar konusunda susmuş olması, şirketin ana sözleşmesine ehliyet, özel yetenek vb. konularda fazladan nitelik koyulamaması anlamına gelmemektedir. Genel kurulun yönetim kurulunu atarken şirketin işlerini çekip çevirecek, konusuna hakim, dürüst, itibar sahibi, güvenilir, basiretli kişileri seçmesi arzulanır. Seçilecek kişilerin yetki ve sorumluluk taşıyacak, konularında iş görmeye yeterli kimseler olmasına

13 İZMİRLİ, s. 42.

14 ARSLANLI, s. 97,100. AYHAN; menfaatler dengesi bakımından kanunda böyle bir

kısıtlama olmadığına göre, sınırlı ehliyetsiz birinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi ortakları ilgilendiren bir konudur. Diğer ticaret şirketlerinde aynı vaziyette o kimseyi müdür tayinine cevaz olduğuna ve mahdut ehliyetsizlerin tacir olabilmesi (TTK md. 15) ile meslek ve sanatın gerekli kıldığı her türlü muameleyi yapabilmesi (MK 396,405/b-7) hükme bağlanmış olduğuna göre muvafakat da varsa sınırlı ehliyetin anonim ortaklıklarda yönetim kurulu üyeliğine mani olmaması gerektiğini söylemektedir (AYHAN, s. 243; İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, s. 153).

15 ARSLAN; reşit ve mümeyyiz olmanın, fiil ehliyeti ile aynı anlama geldiğini

dikkat edilmesi gerekir16. Zira idare meclisine seçilecek kişinin ehliyeti doğrudan

doğruya şirketin ve pay sahiplerinin menfaati ile yakından ilgilidir17.

Sonuç olarak söylemek gerekirse tam ehliyetliler Y.K. üyesi olabilir, reşit ve

mümeyyiz olmayan bir kimsenin yönetim kurulu üyesi seçilmesi ise mümkün

değildir. Yani tam ehliyetsizlerin, sınırlı ehliyetsiz küçüklerin ve kısıtlıların yönetim kurulu üyesi olması mümkün değildir. Bunun yanında reşit ve mümeyyiz olan sınırlı ehliyetlilerin yönetim kurulu üyesi seçilmesi konusunda mevzuatımıza göre herhangi bir yasaklama yoktur.

D. Gerçek Kişi Olmak