• Sonuç bulunamadı

Sözcük Biçimbilgisi ve Dilbilgisel Cinsiyet

76

ve gövdesine yapım ekleri eklemek suretiyle türetilir. Kök, sözcüklerden bütün yapım ve çekim eklerini çıkarıldıktan sonra daha küçük parçalara ayrılamayan ve esas (temel) anlamı taşıyan bölümüdür (Korkmaz, 1992: 104) Sözcüklerin türemiş biçimleri olan gövdeler de tekrar yapım eki alarak yeni bir türemiş sözcük oluşturabilir. Sözcük kök ve gövdelerine getirilerek yeni kavramların yansıtılmasını, kavramlara karşılık yeni sözcükler yapılmasını sağlayan eklere de yapım eki adı verilir (Korkmaz, 1992: 171). Almancada adlar:

1- Birleştirme (Alm. Komposition); 2- Türetme (Alm. Derivation);

3- Tür Değiştirme (Alm. Konversion) ve

4- Kısaltma35 (Alm. Wortkürzungen) olmak üzere dört farklı yolla yapılır.

Şimdi yukarıda değinilen sözcük türetme yollarını kısaca açıklayalım. Birleştirme (Alm. Komposition)

Türk Dil Kurumu (2005)’nun yaptığı tanıma göre, belirtisiz ad ve önad tamlamaları, isnat grupları, birleşik eylemler, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli eylemlerden oluşan ifadeler yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik sözcük olurlar. Bir başka deyişle dilde yeni bir kavramı karşılamak amacıyla iki veya daha çok

sözcüğün kaynaşarak oluşturduğu yeni sözcüğe birleştirme denir

(http://www.tdk.gov.tr/). Söz öbeklerini oluşturan birleşik sözcükler ses düşmesi, ses türemesi, sözcük türü kayması veya anlam kayması açısından aralarına ek giremeyecek kadar kalıplaşırlar. Almancada birleşik sözcük oluşturmanın dört faklı yolu vardır:

Tamlayan birleşik sözcük (Alm. Determinativkomposita), Bağlayan birleşik sözcük (Alm. Kopulativkomposita), İyelik belirten birleşik sözcük (Alm. Possesivkomposita) ve Durum birleşik sözcük (Alm. Rektionkomposita).

35

Almancayı L2 olarak edinmeye çalışan Türkofon öğrenciler tarafından BAföG benzeri kısaltmaların hiç kullanılmadığı ve bu tür sözcüklerin sayısının da sınırlı olmasından dolayı mevcut çalışmada bu sözcüklere yer verilmemiştir.

77

Birleşik sözcüklerin artikeli son sözcüğe göre belirlenir. Alanyazında bu yöntem ile artikel belirleme yöntemine son−sözcük−ilkesi denir. Örn.:

das Kind – der Kindergarten – die Kindergartenleitung.

Yetişkin öğrenicilerin L2 ediniminde oldukça önemli yer tutması beklenen bu yöntemin işlevsel olması için temel sözcüğün artikeli ve sözcüğün içyapısının şeffaflığı öğrenci tarafından önceden bilinmesi koşulu gerekir (Chan, 2004: 41). Öyle ki, öğrenici bir birleşik sözcük duyduğunda/okuduğunda aşağıdaki iki olguyu zihninde aynı anda canlandırması gerekir:

1- Tamlamanın iki sözcükten meydana geldiğini;

2- Birleşik sözcüklerde dilbilgisel cinsiyetinin son sözcüğe göre belirlendiğini bilmesi gerekir.

Türetme (Alm. Derivation)

Sözcük türetme öğretisine göre türetme yöntemiyle yeni sözcük oluşturmada açık ve örtük türetme arasında ayrım yapılır. Birincisine göre sözlükbirim kendi içerisinde bağımlı biçimbirim ögelerine bağlanır. […] Biçimbirimler, sözcük köküne olan konumlarına göre farklı adlandırılır. Bir biçimbirim, sözcük kökünün sağındaysa önek ortasındaysa içek solundaysa sonek olarak adlandırılır (Eichinger 2000:16). Türetme yoluyla yapılan adlarda türetme ekleriyle birlikte dilbilgisel cinsiyeti tamlayan bir sınıflandırma daha vardır. Bu sınıflandırmada 1:1 bir ilişki söz konusudur. Şöyle ki soneki ‘−ung, −keit, ve –heit’ biçimbirimli olan sözcüklerin artikeli die, soneki ‘−ling’

der ve –chen’ biçimbirimli olan sözcüklerin artikeli das olduğunu gösterir. Bu ilkeye Sonek Kuralı veya Türetme Kuralı da denir.36

Ön ve içekler, dilbilgisel cinsiyetin belirlenmesinde hiçbir etkiye sahip olmadıklarından bu çalışmada bunlara değinilmeyecektir.

Örtük türetmenin temel ilkesi ise sözcük köküne hiçbir ek getirilmeden kökteki

36

Sonek Kuralı veya Türetme Kuralı için detaylı bilgi edinmek isteyenler Fleischer/Barz (1992: 146−185) ve/veya DUDEN ‘ a (1985: 205) bakabilirler.

78

sesletimin değişmesidir. Örn.: fliegen – Flug. Bu şekilde türetilen sözlükbirimlerin artikeli ayrıksız erildir.

Tür Değiştirme (Alm. Konversion)

Tür değiştirme, bir sözcük türünün bir başka sözcük türüne biçimbirimsel değişiklik yapılmadan dönüştürülmesi olayıdır. Dönüştürmede, birkaç ayrıksı durum dışında çoğunlukla ad elde edildiğinden bu yönteme adlaştırma (Alm. Nominaliserung) adı da verilir. Adlaştırma denen olgu bir ögenin başına artikel getirilmek koşuluyla bir sözcük öbeğinin oluşturulmasıdır (Eichinger, 2000:24).

Bazı dilbilimciler Almancada altı faklı yolla tür değiştirmenin olası olduğunu ve her türün kendine özgü dilbilgisel cinsiyeti tanımlayan belirtkelerin var olduğunu söylerler (Fleischer & Barz (1992: 217). Ancak bu çalışmada, yukarıda belirtilen altı belirtkeden yalnızca iki tanesi incelenecektir, çünkü dil ediniminde yalnızca bu ikisinin önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan birincisi mastardan, ikincisi ise eylem kökünden ad yapmaktır.

Eylem kökünden ve mastardan ad yapmanın kuralı: Eylem kökünden yapılan adlar ayrıksız der artikelini alır. Örn.: halten − der Halt; fallen – der Fall. Buna karşılık olarak mastardan türetilen bütün adlar ayrıksız das artikelini alır. Örn.: laufen – das

Laufen; lesen − das Lesen. Alanyazında bu ilkeye Sıfır Tür Değiştirme İlkesi denir. II. Sesbilimsel İlkeler

Dilbilgisel cinsiyeti belirleme ilkeleri ve sesbilimsel güdümlü sesletim yapısı temeli bağlamında bir inceleme yapıldığında Almancada adlar:

a) Tek heceliler ve

b) Çok heceliler olmak üzere iki ana gruba ayrılarak incelenir. II. I. Çok Heceliler

Sözde sonekler (Alm. Pseudosuffix) olarak adlandırılan –e, −el, −en37

ve –er sonekleri,

37

−en eki −e, −er ve −el eklerinin tersine gerçek bir sözcük türetme soneki değildir. Bu nedenle bu ekin yalnızca bir sözde sonek olduğunu savlamak doğru bir sav olmasa gerek. Ayrıca Almancada –en türetme ekiyle yapılmış sözcük yoktur.

79

çok heceli sözcüklerde artikeli belirlemek için önemli bir işlevi yerine getirirler. Yukarıdaki sözde sonekler, türetme yoluyla yeni sözcük oluşturan gerçek soneklerden şu özelliklerinden dolayı ayrılırlar. Türetme yoluyla sözcük yapan sonekler yeni ve anlamlı sözcük oluşturma işlevine sahipken, sözde sonekler yeni sözcük oluşturamazlar. Türetme yoluyla yeni sözcük üreten soneklerde dilbilgisel cinsiyet belirtkesi var iken, sözde soneklerde dilbilgisel cinsiyet belirtkesi yoktur. Almancada sonu sözde sonekle biten sözcüklerde her üç artikel görülebilir (Wegener, 1995d: 75).

Türetme soneki Sözde sonek

−el der Ärmel, der Deckel, der Himmel, die Hummel

−er der Lehrer, der Schüler die Mutter, die Butter

−e die Höhe, die Länge der Hase, der Käse

Wegener (1995d) yaptığı bir araştırmada yukarıdaki dört sözde sonek ile Almancadaki dilbilgisel cinsiyet arasındaki olası ilgileşimde şunları tespit eder:

Tablo 9: Almancada Sözde Sonekli Adların Artikele Göre % Dağılımı

Sözde sonek Eril Yansız Dişil

−e 9,4 0,06 90,4

−el 59 16 25

−en 83− 17+ 00

−er 74+ 15 14

Kaynak: Das Genus im DaZ-Erwerb (Wegener, 1995a).

Dil ediniminde şva−kuralı38

(Alm. Schwa−Regel) olarak bilinen ve dilbilgisel cinsiyeti belirlemede önemli rol oynayan –e soneki die artikeli için bir belirtkedir. Bu sonekin işlevinin sınırlarını belirlemek için günümüzde farklı bilim insanları tarafından geniş araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaları yapanlardan biri de Heringer’dir. Heringer (1995)’in yapmış olduğu bir araştırmaya göre sonu –e soneki ile biten Almanca adların artikelinin %90’nı dişildir. Aynı araştırmacı, şva−kuralına uyan sözcüklerin Almanca sözcük dağarcığının %10’nu oluşturduğu, der artikelini belirlemede bir belirtke olarak

38

Ters çevrilmiş e = ə fonetik işareti ile gösterilen ve bilim dilinde şva adını alan bu ünlü, dil sırtının sert ve yumuşak damak hizasında kabarması, ortada azıcık çukurlaşması ile telaffuz edilir; boğumlanma bakımından karışık bir ünlüdür.

80

kabul edilen –er sonekinin de −e ekine yakın bir oranda kullanıldığını söyler (Heringer, 1995: 211). –el ve –en sonekleri artikeli der olan adlarda ilgileşim içerisindeler, fakat –

en sonekinin der artikelli adlarla kullanma geçerliliği diğerleriyle karşılaştırıldığında

biraz düşüktür. Bunun nedeni de aslı mastar olup adlaşan sözcüklerin artikelinin her zaman das olmasıdır (Wegener, 1995d: 77).