• Sonuç bulunamadı

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.2. Psikolojik İyi Oluş ile İlgili Yaklaşımlar

2.1.2.3. Ryff’ın psikolojik iyi oluş formülasyonu

sonucunda iyi oluşla ilgili yapılan çalışmalarda mutluluğun tek başına bir gösterge olarak kullanılmadığını, yaşam doyumunun da iyi oluşun bir unsuru olarak çalışılıp ölçekler (Life Satisfaction Index-LSI) geliştirildiğini belirtmektedir (Neugarten, Havighurst ve Tobin, 1961, akt. Ryff, 1989). Ryff (1989), alanyazında Bradburn’un (1969) etkisiyle psikolojik iyi oluşu anlama ve açıklamada temel değişkenlerin çoğunlukla olumlu-olumsuz duygulanım ve yaşam doyumu olduğunu belirtmektedir. Ancak, bu modellerde yaşam doyumunun sağlıklı yaşlananlar ile yaşlanmayanlar arasındaki farkı ölçtüğünü dolayısıyla bu yaklaşımın da yaşam doyumunun değerlendirilmesinde yetersiz kaldığını düşünmektedir. Ryff (1989) bu durumu söz konusu modellerin en büyük eksikliği olarak nitelendirmektedir.

Bu değerlendirmelerin sonucunda Ryff (1989) alanda olumlu psikolojik işlevler ile ilgili birçok kavramsallaştırma olmasına rağmen [ör.; Maslow’un (1968) kendini gerçekleştirme

kavramı, Roger’ın (1961) tam işlevsel birey bakış açısı, Jung’ın (1933) bireyselleşme formülasyonu ve Allport’un (1961) olgunlaşma kavramı, Erikson'un (1959) psikososyal aşama modeli, Buhler'in temel yaşam eğilimleri (Buhler, 1935), Neugarten'in (1968,1973) yaşlılık ve yetişkinlik döneminde kişilik değişiminin tanımları ve Jahoda'nın (1958) pozitif ruh sağlığı kriterleri (akt. Ryff, 1989)], geçerli ve güvenilir ölçme araçlarının yetersizliğinin bu alanda yapılan çalışmaları kısıtladığını belirtmiştir. Mutluluk ve yaşam doyumu ile ilgili mevcut ölçeklerin ise teorik temellerinin zayıf olduğunu, dolayısıyla da psikolojik iyi oluşun ölçülmesinde kapsayıcı olmadıklarını düşünmektedir. Ancak Bradburn’un (1969) karşılaştığı sorun ile kendisi de karşılaşmış ve hangi bileşenlerin psikolojik iyi oluş modelinin içinde olması gerektiğine karar verilmesi gerekmiştir. Bu noktada olumlu psikolojik işlevlerle ilgili kavramların bazı teorilerde bir birine yakın kavramsallaştırmaları olduğunu ve mevcut anlamlarını değiştirmeden bir araya getirilerek yeni bir bakış açısı elde edilebileceğini savunmuştur (Ryff, 1989; Ryff ve Keyes, 1995). Sonuç olarak 6 boyuttan oluşan yetişkin bireyler için bir model önermektedir. Söz konusu modelin boyutları ve ilgili ölçüm indeksleri aşağıdaki gibidir:

Öz kabul; Önceki perspektiflerde açıkça görülen en tekrarlayıcı kriter kişinin öz kabul duygusudur.

Öz kabul duygusu, ruh sağlığının temel bir özelliği olmakla birlikte optimal işleyiş, kendini gerçekleştirme ve olgunluğun da bir özelliğidir. Hayat boyu gelişim kuramları benliğin ve geçmiş yaşamın kabulünü de vurgular. Böylece, kendine karşı olumlu tutumlar pozitif psikolojik işlevin merkezi bir özelliği olarak ortaya çıkar.

Yüksek puan: Kendini olumlu algılar; iyi ya da kötü fark etmeksizin benliğinın yapısını bilir ve kabul eder; geçmiş yaşantıları ile ilgili olumlu duyguları vardır.

Düşük puan: Kendinden memnun hissetmez; geçmiş yaşamda gerçekleşen şeylerden hayal kırıklığına uğramış hisseder; belirli kişisel nitelikler hakkında sorunludur; şu an olduğu kişiden daha farklı olmayı ister.

Başkalarıyla olumlu ilişkiler; Önceki kuramların çoğu, sıcak ve güvene dayalı kişiler arası ilişkilerin

önemli olduğunu belirtmektedir. Sevmek, ruh sağlığının temel bir bileşenidir. Kendini gerçekleştiren kişiler, herkes için güçlü bir şefkat ve empati duyar. Ayrıca bu kişiler derin bir sevgi, arkadaşlık ve başkalarıyla daha eksiksiz bir özdeşleşme yeteneğine sahiptiler. Diğerlerine karşı sıcaklık bir olgunluk kriteri olarak ortaya çıkmaktadır. Yetişkin dönemi gelişim kuramları, başkalarıyla yakın birlikteliklerin ve diğerlerine rehberlik edebilmenin başarılmasını da vurgular.

Yüksek puan: Başkalarıyla tatmin edici, güvene dayalı ve sıcak ilişkilere sahiptir; diğerlerinin iyiliği için çalışır; güçlü şefkat, empati ve samimiyete sahiptir; kişiler arası ilişkilerinde alma ve vermeyi anlar.

Düşük puan: Başkalarıyla çok az güvenilir ve yakın bir ilişkisi vardır; açık, sıcak ve başkaları hakkında ilgili olmanın uğraştırıcı olduğunu düşünür; diğerleri ile ilişkilerinde hayal kırıklığı ve yalnızlık duygusu vardır; insanlarla önemli ilişkileri sürdürmek için taviz vermeye istekli değildir.

Özerklik; Literatürde öz-belirleme, bağımsızlık ve içsel davranışların düzenlenmesi gibi nitelikler

üzerinde kayda değer bir vurgu vardır. Örneğin, kendini-gerçekleştirmeciler, özerklik gösterme ve gelenekselciliğe direnme olarak tanımlanır. Tam işlevsel kişinin, değerlendirme için başkalarına bakmadığı, ancak kişisel standartlara göre kendini değerlendirdiği içsel bir değerlendirme odağı olduğu şeklinde açıklanır. Bireyin, artık kitlelerin toplu korkularına, inançlarına ve yasalarına bağlı kalmayacağı bir sözleşmeden kurtuluşu içerdiği görülür. Daha sonraki yıllarda içe doğru dönme, yaşam boyu gelişimciler tarafından insanın günlük yaşamı düzenleyen normlardan kurtularak özgürlük duygusu kazanması olarak görülmektedir.

Yüksek puan: Kararlı ve bağımsızdır; belirli şekillerde hareket etmek için sosyal baskılara karşı direnebilir; davranışı içsel olarak düzenler; kendini kişisel standartlarla değerlendirir.

Düşük puan: Diğer insanların değerlendirmeleri ve beklentileri ile ilgilenir; önemli kararlar vermek için diğerlerinin kararlarına dayanır; belirli şekillerde hareket etmek ve düşünmek için sosyal baskılara uygundur.

Çevresel hâkimiyet; Kişinin kendine uygun ortamları tercih etme ya da oluşturma yetkinliği, ruh

sağlığının temel bir özelliğidir. Olgunluğun, kendi dışında önemli bir faaliyet alanına katılımı gerektirdiği görülmektedir. Hayat boyu gelişim karmaşık yapıdaki ortamları yapılandırabilme ve düzenleme yetkinliğini gerektirmektedir. Hayat boyu gelişim kuramları ise kişinin yaşamda ilerlemesini ve zihinsel veya fiziksel aktivitelerle yaratıcı bir şekilde değişebileceğini vurgular. Başarılı yaşlanma, bireyin çevresel fırsatlardan yararlanma derecesini de vurgular. Bu birleşik perspektifler, çevreye aktif katılımın ve ustalığın, pozitif psikolojik işleyişin entegre bir çerçevesinin önemli bileşenleri olduğunu göstermektedir.

Yüksek puan: Çevresel özelliklerin yönetimi konusunda yeterlilik ve ustalık duygusu vardır; dışarıdaki aktivitelerin karmaşık yapısını kontrol eder; kendini çevreleyen imkân ve fırsatları etkili kullanır; kişisel değer ve ihtiyaçlara uygun bağlamları oluşturabilir veya var olanlardan seçebilir.

Düşük puan: Gündelik işlerini yönetmede zorluklar yaşar; çevrenin özelliklerini geliştiremez veya değiştiremez; çevresindeki imkân ve fırsatlar hakkında bilgisi düşüktür; dış dünya değişkenlerini kontrol etmekte zorlanır.

Yaşam amacı; Ruh sağlığı, yaşamın anlamını hissettiren inançları içermek olarak kabul edilir.

Olgunluğun tanımı, aynı zamanda yaşam amacının, bir yönlülük duygusunun ve maksatlılığın açık bir kavrayışını vurgular. Hayat boyu gelişim kuramları, yaratıcı ve üretken olmak ya da yaşamın sonraki aşamalarında duygusal bütünleşmeyi sağlamak gibi yaşamda değişen çeşitli amaçlara veya hedeflere atıfta bulunur. Dolayısıyla, olumlu işlevlere sahip bir kişi, amaçlara, niyetlere ve bir yön duygusuna sahiptir; bunların hepsi, yaşamın anlamlı olduğu hissine katkıda bulunur.

Yüksek puan: Yaşamda bir yönlülük duygusu ve belirli hedefleri vardır; geçmiş yaşamını ve mevcut var oluşunu anlamlı hisseder; ona yaşam amacı veren inançları tutar; yaşam için amaç ve hedefleri vardır.

Düşük puan: Yaşamda anlam duygusu yoktur; çok az hedefi ya da amacı vardır, belirli hedeflere yönlenme duygusu eksiktir; geçmiş yaşamın amacını görmez; hayata anlam katan bakış açıları ya da inançları yoktur.

Kişisel Gelişim; En uygun psikolojik işlevsellik, yalnızca bir kişinin yukardaki özellikleri elde

etmesini değil, aynı zamanda kişinin potansiyelini geliştirmeye, bir insan olarak gelişmeye ve büyümeye devam etmesini de gerektirmektedir. Kişinin potansiyellerini gerçekleştirme ihtiyacı kişisel gelişim üzerindeki klinik perspektiflerin merkezinde yer alır. Örneğin deneyime açıklık, tam olarak işleyen kişinin önemli bir özelliğidir. Böyle bir birey, tüm sorunların çözüldüğü sabit bir duruma ulaşmaktan ziyade sürekli olarak gelişmektedir. Yaşam boy gelişim kuramları aynı zamanda sürekli büyümeye ve hayatın farklı dönemlerinde yeni zorluklar veya görevlerle karşı karşıya kalınmasına açık bir vurgu yapmaktadır. Böylece, devam eden kendini gerçekleştirme ve kişisel gelişim, yukarıda bahsedilen kuramlarda önemli bir temadır. Ayrıca, bu boyut Aristoteles'in eudaimonia anlayışına en yakın olanı olarak değerlendirilebilir.

Yüksek puan: Sürekli gelişim duygusu vardır; kendini gelişen ve büyüyen bir yapı olarak görür; kendi potansiyelini fark edebilir; yeni yaşantılara açıktır; zaman içinde davranışlarını ve kendini iyileştirir; kendini tanıma becerisi gelişir ve etkililiğini yansıtabilir.

Düşük puan: Kişisel bir durgunluk hissi vardır; zamanla iyileşme veya genişleme duygusu eksiktir; hayata karşı ilgisiz olduğunu ve hayattan sıkıldığını hisseder; yeni davranış ve eğilimler geliştirememektedir (akt. Ryff, 1989, s. 1070-1071).

Ryff (1989, s. 1071) zihin/ruh sağlığı, klinik ve yaşam boyu gelişim teorilerini birlikte ele alarak olumlu psikolojik işlevselliği birçok boyuttan oluşan bir yapısal özellik olarak değerlendirmiştir. Bu değerlendirmesi sonucunda alanyazına teori temelli kavramlardan oluşan altı boyutlu bir model kazandırmıştır. Bu modeldeki kavramların daha önce psikolojik iyi oluşu tanımlamada kullanılan değişkenlerden anlam ve içerik olarak farklı olduğunu ve özgün bir niteliğe sahip olduğunu savunmaktadır.