• Sonuç bulunamadı

1.2. İlgili Araştırmalar

2.2.2. Ego Durumları İle İlgili Araştırmalar

Alanyazında ego durumları ile ilgili son yıllarda yurt içinde yapılan çalışmalar şu şekildedir:

Erim, Atasoy ve Çankaya (2020) yapılan bir araştırmada masa tenisi sporcularında ego durumları ile problem çözme becerileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma Türkiye Masa Tenisi Federasyonu Süper Ligi 2018-2019 sezonunda mücadele eden 70 sporcu ile yürütülmüştür. Evreni oluşturan sporcu sayısının sınırlı olması göz önüne alınarak örneklem belirlenirken tam sayım tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama araçları olarak, koruyucu ebevey, eleştirel ebeveyn, yetişkin, uygulu çocuk ve doğal çocuk ego durumu alt boyutlarından oluşan Arı (1989) güvenirlilik çalışması yapılan Ego Durumları Ölçeği (EDÖ) ve Heppner ve Petersen (1982) tarafından geliştirilen, Türkçe uyarlama çalışamları Çam (1995) tarafından yapılan düşünen, aceleci, değerlendirici, kendine güvenli, kaçıngan ve planlı yaklaşım alt boyutlarından oluşan Problem Çözme Envanteri kullanılmıştır. Sporcuların problem çözme becerileri ile ego durumları arasında yapılan korelasyon analizi sonucunda, yetişkin ego durumu ile aceleci yaklaşım arasında pozitif yönde, doğal çocuk ego durumu ile aceleci ve kaçıngan yaklaşım alt boyutları ve toplam puan arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur.

Başka bir çalışmada Durmuş Çalışkan ve Özerk (2019), 13-18 yaş grubu ergenlerin anne babalarının anne babalık bilgi düzeyleri, ego durumları ve çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma, kümeleme oransız rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenen, Düzce ili ile Cumayeri, Çilimli ve Akçakoca ilçelerinde 130 lise öğrencisi ve bunların anne ve babaları ile yürütülmüştür. Veri toplama araçları olarak, Ego Durumları Ölçeği (Williams, 1978; Arı, 1989), alt boyutları demokratik tutum ve eşitlik tanıma, evlilik çatışması ve baskıcı-disiplinli, ev kadınlığı rolünü red ve aşırı koruyucu annelik olan Aile Hayatı Çocuk Yetiştirme Tutum Ölçeği-PARI (Le Compte, Le Compte ve Özer, 1978) ve Özerk (2006) tarafından geliştirilen geleneksel, magazinsel ve bilimsel bilgi alt boyutlarından oluşan Anne Babalık Bilgi Testi (ABBT) kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, anne-babaların anne babalık bigi düzeylerinin ve çocuk yetiştirmeye ilişkin tutumlarının 13-18 yaş arası ergenlerin kendilerinde algıladıkları ego durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermemiştir.

Meşe ve Özerk (2019) ise üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanan lise öğrencilerinin sınav kaygısı düzeyleri ile kendilerinde algıladıkları ego durumları arasındaki ilişkiyi

incelemişlerdir. Araştırma, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Ankara/Çankaya ilçesinde küme örnekleme yoluyla seçilen 535 lise son sınıf öğrencileri ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, kuruntu ve duyuşsal alt boyutlarından oluşan Sınav Kaygısı Ölçeği (Öner, 1990) ile Ego Durumları Ölçeği (Williams, 1978; Arı, 1989) kullanılmıştır. Yapılan korelasyon analizleri sonucunda, sınav kaygısı ölçeğinin kuruntu alt boyutu ile öğrencilerin kendilerinde algıladıkları yetişkin ego durumu arasında düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu, koruyucu ebeveyn, uygulu çocuk ve doğal çocuk ile sınav kaygısı düzeyleri ve alt boyutları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı bulunmuştur.

Çetin (2019) ise beş-altı yaş okul öncesi eğitimi alan çocukların sosyal duygusal uyumu, anne babalarının ego durumları ve evlilik doyumu arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışma, 2015-2016 eğitim döneminde Denizli ilinde okul öncesi eğitim kurumlarına giden 208 beş-altı yaş çocuğu ve onların ebeveynleri ile yürütülmüştür. Örneklem ise çocuk ve ebeveynlerinden oluşmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Varan (2007) tarafından ve Şengül (2008) tarafından kısa formu oluşturulan, Buluş (2016) tarafından yeniden güvenirlik-geçerlilik çalışması yapılan Ego Durumları Ölçeği, Evlilik Yaşam Ölçeği (Tezer, 1996) ile Sosyal Yetkinlik ve Davranış Değerlendirme Ölçeği-30 (LaFreniere ve Dumas, 1996; Çorapçı, Aksan, Yalçın ve Yağmurlu, 2010) kullanılmıştır. Yapılan analizlere göre, anne ego durumlarının ve evlilik doyumunun, çocuklada sosyal yetkinlik, kızgınlık- saldırganlık ve anksiyete-içe dönüklük düzeyini; baba ego durumlarının ve evlilik doyumunun, çocukların sosyal yetkinlik, kızgınlık-saldırganlık ve anksiyete-içe dönüklük düzeyini yordamıştır. Araştırmanın bir diğer sonucuna göre ise, ebeveynler en yüksek düzeyde yetişkin ego durumunu kullanırlarken, en düşük düzeyde ise asi çocuk ego durumunu kullanmışlardır.

Akbağ ve Kulaksızoğlu (2018) tarafından yapılan bir araştırmada üniversite öğrencilerinin ego durumları ve stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, Marmara Üniversitesi’nin farklı fakültelerinde öğrenim gören ve orantılı küme örnekleme yöntemi ile belirlenen 1382 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada verileri toplama araçları olarak, Ego Durumları Ölçeği (Arı, 1989) ile kendine güvenli, iyimser, çaresiz, itaatkâr ve sosyal destek arayışı yaklaşımları alt boyutlarından oluşan Stresle Başaçıkma Tarzları Ölçeği (Şahin ve Durak, 1995) kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yetişkin ego durumundaki öğrenciler en fazla kendine güvenli yaklaşımı benimserken, uygulu çocuk ego durumundaki öğrenciler en az düzeyde kendine güvenli yaklaşımı benimsemiştir. İyimser yaklaşımı en çok koruyucu ebeveyn ve yetişkin ego durumu, en az uygulu çocuk ve eleştirel ebeveyn ego durumundaki öğrenciler benimsemiştir. İtaatkâr ve

çaresiz yaklaşım en az yetişkin, en çok uygulu çocuk ego durumundaki öğrenciler tarafından benimsenmiştir. Ayrıca sosyal desteğe başvurmaya en fazla yönelen grubun koruyucu ebeveyn ve doğal çocuk ego durumundaki öğrenciler, en az ise uygulu çocuk ve eleştirel ebeveyn ego durumundakiler olduğu görülmüştür.

Ekşi, Ümmet ve Özoğlu (2017) ise üniversite öğrencilerinin ailelerindeki koruyucu etkenlerin ve stresli yaşantılarına yönelik ebeveyn tepkilerinin ego durumları ile ilişkisini incelemişlerdir. Araştırma, Marmara Üniversitesi ve Balıkesir Üniversitesi Eğitim Fakülte’lerinin farklı bölümlerinde ve sınıflarında öğrenim gören 295 öğrenci ile yapılmıştır. Araştırmada,) kendine odaklanma, rahatlama, kaba davranma ve kaçınma alt boyutlarından oluşan Ergenlerin Stresli Yaşantılarına Yönelik Ebeveyn Tepkileri Ölçeği (Barbot ve diğ., 2014; Akın ve diğ., 2014),) telafi edici yaşantılar ve uyuma yönelik değerlendirme, stres kaynaklarının azlığı ve sosyal destek alt boyutlarından oluşan Ailedeki Koruyucu Etkenler Ölçeği (Gardner, Huber, Steiner, Vazguez ve Savage, 2008; Gökler-Danışman ve Köksal, 2011) ile Ego Durumları Ölçeği (Williams, 1978; Arı, 1989) kullanılmıştır. Yapılan korelasyon analizi sonuçlarına göre, yetişkin ve koruyucu ebeveyn ego durumları ile ailedeki koruyucu etkenler ve stresli yaşantılarına yönelik ebeveyn tepkileri genel olarak pozitif yönde anlamlı bir ilişkiye sahiptir.

Buluş ve Atan (2016a) tarafından yapılan bir araştırmada öğretmen adaylarında bağlanma stilleri ile ego durumları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesinde eğitim gören 340 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada, Ego Durumları Ölçeği (Varan, 2007; Şengül, 2008) ve Bağlanma Tarzları Ölçeği (Griffin ve Bartholomew, 1994; Sümer ve Güngör, 1999) kullanılmıştır. Yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre, güvenli bağlanmanın en anlamlı yordayıcıları asi çocuk, doğal çocuk ve yetişkin; korkulu bağlanmanın en anlamlı yordayıcıları asi ve altın çocuk; saplantılı bağlanmanın yordayıcıları ise altın çocuk, doğal çocuk ve yetişkin; kayıtsız bağlanmanın yordayıcıları ise asi çocuk ve koruyucu ebeveyn ego durumları olarak saptanmıştır.

Buluş ve Atan (2016b) tarafından yapılan bir araştırmada ise öğretmen adaylarında ego durumları ile tükenmişlik düzeyi arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 332 öğrenci ile yürütülmüştür. Veriler, duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma ve düşük akademik yeterlik alt boyutlarından oluşan Maslach Tükenmişlik Ölçeği (Schaufeli ve akkadaşları, 2002) ve Ego Durumları Ölçeği (Varan, 2007; Şengül, 2008) ile toplanmıştır. Yapılan regresyon analizleri sonucunda, yetişkin, eleştirel ebeveyn ve asi çocuk ego durumlarının duyarsızlaşmayı; yetişkin, eleştirel ebeveyn,

asi ve altın çocuk ego durumlarının duygusal tükenmişliği; yetişkin ego durumunun ise düşük akademik başarıyı anlamlı düzeyde yordadığı bulunmuştur.

Başka bir araştırmada Yılmaz (2014) ise evli bireylerin evlilik uyumları ve algıladıkları ego durumları ile çocuklarının okul başarısı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma, İstanbul ilinde seçkisiz örnekleme yöntemi ile belirlenen 295 evli birey ile yürütülmüştür. Araştırmada Ego Durumları Ölçeği (Williams, 1978; Arı, 1989) ve Evlilikte Uyum Ölçeği (Locke ve Wallace, 1959; Kışlak, 1995) veri toplamak amacıyla kullanılmıştır. Araştırmada, bireylerin kendilerini yetişkin ego durumunda algılama eğilimleri arttıkça evlilik uyum düzeylerinin yükseldiği, buna karşın kendilerini doğal çocuk ego durumunda algılama eğilimleri artıkça evlilik uyumu düzeylerinin azaldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Şamatacı (2013) ise yaptığı araştırmada, genç yetişkinlerin ego durumları ile romantik ilişkilerinde karşılaştıkları incinme durumuna karşı tepkileri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma İstanbul ilinde çeşitli vakıf ve devlet üniversitelerinin farklı bölümlerinde, 3., 4. sınıf, yüksek lisans ve doktora düzeyinde öğrenim gören toplam 305 öğrenci ile yürütümüştür. Araştırmada McCullough ve diğerleri (1998) tarafından geliştirilen, Taysi (2007) tarafından Türçe uyarlama çalışmaları yapılmış, kaçınma ve intikam alt boyutlarından oluşan Suça İlişkin Kişilerarası Motivasyonlar Ölçeği ve Ego Durumları Ölçeği (Williams, 1978; Arı, 1989) veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; genç yetişkinlerinkendilerini Koruyucu Ebeveyn ve Yetişkin ego durumları arttıkça incinme düzeylerinin azaldığı ve affetme düzeylerinin arttığı, intikam, kaçınma ve ilişkiyi sonlandırma tepkileri verme eğilimlerinin ise azaldığı bulunmuştur.

Alanyazında ego durumları ile ilgili son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalar ise şu şekildedir:

Sreenivasan ve Suriyaprakash (2019) tarafından yapılan bir araştırmada Hintli erkek ve kadınlarda ego durumları ile nevrotiklik arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, uygun örnekleme ve kartopu örnekleme yöntemiyle seçilen 25 ile 58 yaş aralığında İngilizce bilen 192 kişi ile Google Formlar üzerinden yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak the Ego State Questionnaire (Loffredo and Harrington, 2012) ve Big Five Inventory- The BFI (John, 1991) kullanılmıştır. Yapılan korelasyon analizleri sonucunda Nörotisizm ile uygulu çocuk ve eleştirel ebeveyn ego durumları arasında pozitif yönde, doğal çocuk, koruyucu ebeveyn ve yetişkin ego durumları arasında negatif bir korelasyon bulunmuştur.

Hadži-Pešić ve diğerleri (2014) tarafından yapılan bir araştırmada ise hastanede tedavi gören alkol bağımlıları ile herhangi bir psikiyatrik sorun yaşamayan bireyler arasında ego durumlarının, yaşam pozisyonlarının ve güdülerinin istatistiksel olarak anlamlı bir fark olup olmadığını incelemişlerdir. Araştırma Gornja Toponica’daki Alcoholism Ward of Special Psychiatric Hastanesinde tedavi gören 36 ve normal/sağlıklı 36 olmak üzere toplam 72 kişi ile yürütülmüştür. Araştırmada A Life Position Scale – LPS (Boholst, 2002), Ego State Questionnaire – ESQ (Loffredo, Harrington ve Okech, 2002) ve Drivers Checklist – DCL (Hazell, 1986) veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Yapılan t-testi sonucunda bağımlı ve bağımlı olmayan gruplar arasında eleştirel ebeveyn, koruyucu ebeveyn, yetişkin, uygulu çocuk ve doğal çocuk ego durumları ve yaşam pozisyonları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Diğer taraftan, diğerlerini memnun etme, mükemmel olma ve sıkı çalışma güdülerinde bağımlı grup lehine anlamlı bir fark bulunmuştur.

Başka bir çalışmada ise Ciucur (2013), ego durumları ile beş faktörlü kişilik tipleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Açımlayıcı kesitsel deneysel olmayan yöntem (exploratory cross-sectional non-experimental study) kullanılan araştırma, Timişoara ortaokullarından rastgele seçilen 24 ile 54 yaşları arasında hepsi kadın olmak üzere toplam 42 okul psikoloğu ve danışmanı ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, DECAS Big Five Inventory (Sava, 2008) ve Ego States Questionnaire (AD International, owned and managed by Julie Hay). Yapılan korelasyon analizleri sonucunda, dışadönüklük ile doğal çocuk arasında pozitif yönde, bilinçlilik uygulu çocuk arasında pozitif yönde, uyumluluk ile doğal çocuk ve eleştirel ebeveyn arasında negatif yönde ve duygusal denge ile uygulu çocuk arasında negatif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Deneyime açıklık ile ego durumları arasında anlamlı bir ilişki bulunumamıştır.

Jaiswal ve Srivastava (2013) ise ego durumları ile çatışma çözme stilleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma, 23 ile 60 yaş aralığında farklı özel ve kamu bankalarında çalışan asgari eğitim düzeyi lisans olan 300 erkek çalışan ile yürütülmüştür. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, bankacılık çalışanlarının ego durumları ile çatışma çözme stillerileri arasında bir ilişki olduğunu ortaya çıkmıştır. Bu ilişkiye göre, çocuk ve ebeveyn ego durumunu sıklıkla kullanan çalışanların rekabet tarzını (Win-Lose) kullandığı, yetişkin ego durumunu sıklıkla kullanan çalışanların ise uzlaşmacı tarzı (Lose-Win) kullandığı bulunmuştur.

Alan yazında yurt dışında ego durumları ile ilgili yapılan başkaca diğer araştırmalar incelendiğinde ise; Zernov ve diğerleri (2019) bireyin ego durumları arasındaki geçişlerde psiko-fizyolojik durumlarının da değiştiğini ve bu değişimin somut olarak kalp atış hızında

görüldüğünü belirtmişlerdir. Bu sonuç, teorik bir çerçeve olan ego durumlarının birey üzerinde somut etkilerinin de olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir. Ayrıca ego durumlarının genç yetişkinlerin uzmanlık seçimi ve gelecekteki çalışma planları ile ilişkisinin çalışıldığı (Alipieva, 2017) ve bunların yanında çocukluk travmalarını belirlemede ve terapilerde (Morena, 2014; Pierini, 2014) kullanıldığı da görülmektedir.