• Sonuç bulunamadı

2.1. Kuramsal Çerçeve

2.1.2. Psikolojik İyi Oluş ile İlgili Yaklaşımlar

2.1.2.1. Aristo’nun Eudaimonia kavramı

yaygın kullanımının İngilizce’ye “mutluluk” olarak çevrildiği görülmektedir. Ancak “gelişme-büyüme (flourishing)”, “iyi olmak (doing well)” ve “içsel doygunluğun verdiği mutluluk (fulfillment)” şeklinde çevirilerine de rastlanmıştır. “Mutluluk” olarak çevirisi, Aristo’nun eudaimonia kavramını nasıl ele aldığı ve mevcut dilde mutluluk kelimesinin nasıl

algılandığı dikkate alındığı sürece kabul edilebilir olarak görülmektedir. Aristo’ya göre eudaimonia istikrarlı bir şeydir. Bu nedenle dalgalanan bir his değildir. Bir çeşit kalıcı durumdur. Ayrıca eudaimonia nesneldir. Eğer birisi eudaimonia’ya sahip olduğunu düşünüyorsa yanılma ihtimali yüksektir. Bunların yanında eudaimonia evrenseldir. Bütün insanlar için aynıdır ve kişiye göre farklılık göstermez. Son olarak ise eudaimonia, Aristo’ya göre, tanrısal bir şeydir (Pakaluk, 2005, s. 48).

Eudaimonia, pozitif psikoloji ve felsefe alanları içinde bir kavram olarak ele alınmakta ve ilk olarak kişilik ile ilgili teorilerde bu kavram görülmektedir (Huta ve Waterman, 2014). Tutarlı ve herkes tarafından kabul edilen bir tanımının olmaması ise dikkat çekmektedir. Birçok teorisyen tarafından (Maslow, 1999; Rogers, 1961) eudaimonia, iyi yaşama yönelik bireysel gelişim ve ilerleme olarak değerlendirilmektedir. İyi bir yaşam yolunda bu ilerleme düşüncesi, insan gelişimi teorilerine dayanan sezgisel bir anlam ifade etmekte ve bireylerin kendini bir sonraki amaca doğru ilerleyen teleolojik (ereksel/amaçsal) varlıklar olarak algılamasını etkilemektedir (Proctor ve Tweed, 2016, s. 277). Eudaimonia ile ilgili felsefi görüşlerde ise odak nokta erdemli davranışlar, bireyin içindeki en iyi ve tam gelişmiş insan potansiyeli üzerine yoğunlaşmaktadır (Annas, 1993; Norton, 1976; akt. Huta ve Waterman, 2014, s. 1427).

Eudaimonia ile ilgilenen en eski felsefi düşünürlerden biri olarak bilinen Aristo, yaşamak için sadece var olmanın yeterli olmadığını idda etmektedir. Aristo, insanların bazı yüksek amaçları olması gerektiğine inanmıştır. Bu amaçları gerçekleştirmek için yaşamanın ise hayata anlam katacağını belirtmektedir. Ancak Aristo’nun bu yüksek amaç ile (ultimate function) tam olarak neyi kastettiğinin ise belirsiz olduğu düşünülmektedir. Diğer taraftan Aristo eudaimonia’nın, erdem ve fazilet peşinde olarak ve bu erdem ve fazileti davranışlara yansıtarak kazanılacağını ileri sürmektedir. Ayrıca eudaimonia’yı iyi ahlaki ve düşünsel eylemler olarak değerlendirmiştir. Aristo’ya göre aşırılıktan ve eksiklikten uzak durarak erdem üreten/sağlayan eylemler erdemli davranışlardır. Davranışlar doğru zamanda, doğru nesneyle, doğru kişilere yönelik, doğru motivasyonla ve doğru bir yöntemle gerçekleştirilmelidir. Aristo, erdemli davranışlar sergilemenin bireyi erdemli kılacağını düşünmektedir. Tam olarak erdemli olmanın ise asla başarılamayacak bir hedef olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla, birey ancak erdemli olma arayışı içinde eudomonik bir yaşam sürerek mutlu olabilir (Huta ve Waterman, 2014; akt. Proctor ve Tweed, 2016).

Eudaimonia ile ilgili mevcut tartışmalardan bir diğeri ise nasıl ölçümünün yapılacağıdır. Eudaimonia’nın doğası itibari ile ölçümünün zorlayıcı olduğu düşünülmektedir. Araştırmacıların Aristo’nun eudaimonia kavramını olması gerektiği gibi

ele almadıkları da tartışılan bir diğer konudur. Örneğin, eudaimonia özünde erdem ve fazileti barındırırken, alanyazında önerilen tanımlarda ve eudaimonia’nın ölçümü için geliştirilen ölçeklerde erdemli olmanın ya kısmen ele alındığı ya da tamamen göz ardı edildiği düşünülmektedir. Buna neden olarak ise erdemin ve erdemli davranışın nasıl ayırt edileceği, kişisel ve kültürel farklılıklar gibi birçok sebep gösterilmektedir. Sonuç olarak ise, Aristo’nun tanımlamasından uzaklaşmanın ve alanda birbirinden faklı kavramsallaştırmaların bulunmasının, akademik anlamda iletişimde ve araştırma gerçekleştirmede birer engel teşkil ettiği düşünülmektedir. Bu gözle mevcut çalışmaların revise edilerek Aristo’nun eudaimonia tanımının ilgili araştırmalarda daha fazla ön plana çıkartılması önerilmektedir (Proctor ve Tweed, 2016, s. 279).

Eudaimonia ile ilgili mevcut araştırmalar incelendiğinde ise özellikle son yıllarda eudaimonia’nın daha çok iyi oluş ile ilgili bir kavram ele alındığı görülmektedir. Waterman (1993)’ in eudaimonia ile hedonia’yı iyi oluşla ilgili iki ayrı kavram olarak ele almasıyla başlayan bu çalışmaların, Ryan ve Deci’nin (2001) iyi oluş literatürünü eudaimonik ve hedonik perspektifler olarak ikiye ayırması ile daha çok arttığı düşünülmektedir. Örneğin bir PsycINFO araştırmasında, 2008’den sonra eudaimonic terim ile ilgili yapılan yayınların 2008’den önce yapılan yayınlardan iki kat daha fazla olduğu hesaplanmıştır. Yayın sayısındaki bu artışın, yaşam kalitesi ile ilgilenen araştırmacıların eudamonia ve hedonia’nın yaşamdaki arzuları ve bu arzulara nasıl ulaşılacağını gösterdiğini düşünmesi ile ilgili olduğu belirtilmektedir (Huta ve Waterman, 2014). Bunlara ek olarak, Huta ve Waterman (2014, s. 1435) alanyazındaki eudaimonia ile ilgili kavramsallaştırmaları bir araya getirerek bu kavramın anlaşılmasında bütünleyici bir çerçeve sunmaya çalışmıştır (Bkz. Tablo 2.1). Bu çalışma incelendiğinde eudaimonianın en geniş çaplı kavramsallaştırmasının Bauer tarafından yapıldığı görülmektedir. Dikkat çeken bir diğer nokta ise fiziksel sağlık (Ryan ve Deci) ve öznel iyi oluş (Bauer) da eudaimonia tanımlarında yer almaktadır.

Tablo 2. 1. Alan yazında Eudaimonia Tanımlarında Yer Alan Unsurlar

Eudaimonia Tanımları Waterman Ryff Keyes Fowers

Ryan & Deci

Seligman Vittersø Bauer Steger Huta Delle Fave Büyüme / kendini gerçekleştirme / kişisel farkındalik / tam

işleyiş / potansiyellerin gelişimi / olgunluk (Growth/ self- actualization/ self-realization/ full functioning/ development of potentials/ maturity)

** ** ** ** ** ** ** ** ** ** **

Amaç / anlam / değer verme ve

daha geniş bir içeriğe katkıda bulunmak/ uzun vadeli bakış açısı (Purpose/ meaning/ caring about and contributing to the broader context/ long-term perspective)

* ** ** ** ** ** * ** ** * **

Özerklik / özgünlük / kişisel ifade / kimlik / bütünlük / kurucu-yapıcı hedefler (Autonomy/authenticity/ personal expressiveness/ identity/ integrity/ constitutive goals)

** ** ** ** ** ** ** ** **

Erdem / fazilet/ yüksek bir standarda ulaşma / kendi içindeki en iyiyi kullanma / kişiye özgü güçlü yanlar (Virtue/

excellence/ reaching a high standard/using the best in oneself/ signature strengths)

** * * ** ** * ** * **

Sosyal iyi oluş/ ilişki/olumlu ilişkiler (Social well-being/ Relatedness/positive relationships)

** ** ** ** ** **

Çevresel hakimiyet/yetkinlik (Environmental mastery/Competence/) ** ** ** * **

Katılım / akış / İlgi (Engagement/ flow/ interest) * ** * **

Farkındalık/ düşünceli olma/ tefekkür (Awareness/ mindfulness/ contemplation)

** ** **

Kabul / kendini kabul (Acceptance/self-acceptance) ** ** **

Zorluklar ile uğraşmak/ çabalamak / (engaging with challenge/ effort)

* ** **

Fiziksel sağlık (Physical health) **

Öznel iyi oluş (Subjective well-being) **

** Çekirdek unsurlar (Core elements): Araştırmacının eudaimonya tanımı için esastır. Bilginin hem kavramsal hem de operasyonel tanımlarında kendisine verilen dikkati göstermektedir.

* Çekirdeğe yakın unsurlar (Close-to-core elements): Araştırmacının eudaimonya tanımı için esas değildir. Fakat kavramsal ve operasyonel tanımlarda kendisine kısmen de olsa önem verildiğini gösterir.