• Sonuç bulunamadı

1.2. İlgili Araştırmalar

2.2.3. Psikolojik İyi Oluş İle İlgili Araştırmalar

Alanyazında psikolojik iyi oluş ile ilgili son yıllarda yurt içinde yapılan çalışmalar şu şekildedir:

Demirci ve Şar (2017) yapmış oldukları araştırmada, psikolojik iyi oluş, kendini bilme ve algılanan ebeveyn tutumları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma, Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde farklı bölümlerde eğitim alan uygun örnekleme yöntemi ile seçilmiş 416 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak Ghorbani, Watson ve Hargis’in (2008) geliştirdiği Akın, Demirci, Yıldız, Özcan ve Turan’ın (2012) Türkçe’ye uyarladığı Bütünleşik Öz bilgi Ölçeği ve Ryff (1989) tarafından geliştirilen ve Türkçe uyarlaması Akın, Demirci, Yıldız, Gediksiz ve Eroğlu (2012) tarafından yapılan Psikolojik İyi Olma Ölçekleri kullanılmıştır. Yapılan regresyon analizleri sonucunda, çevresel hâkimiyet, özerklik, yaşam amaçları ve öz-kabul alt boyutlarının öz bilginin anlamlı yordayıcıları olduğu bulunmuştur. Algılanan ebeveyn tutumlarına göre katılımcıların psikolojik iyi oluş düzeyleri arasındaki fark ise varyans analizi ile incelenmiş ve en yüksek psikolojik iyi oluş düzeyine sahip öğrenciler demokratik ebeveyn tutumunu algılamışlarken daha sonra sırasıyla koruyucu ve otoriter ebeveyn tutumlarının algılandığı görülmektedir.

Başka bir çalışmada ise Doğan (2016), lise öğrencilerinin sosyal ağ sitelerini (SAS) kullanıma sıklıkları ile mutluluk, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma, Bolu ili merkez ilçesinde bulunan 15 devlet lisesinde öğrenim gören 9. 10. ve 11. Sınıf düzeyinde toplam 459 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araları olarak, Sosyal Ağ Bilgi Formu (Twitter ve Facebook hakkında), Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu (Doğan ve Cötok, 2011; Hills ve Argyle, 2002), Psikolojik İyi-oluş Ölçeği (Diener ve diğ., 2010; Telef, 2013) ve Yaşam Doyum Ölçeği (Diener ve diğ., 1985; Köker, 1991) kullanılmıştır. Yapılan Yapısal Eşitlik Modellemesine göre sosyal ağ sitelerini kullanmanın yaşam doyumu, mutluluk ve psikolojik iyi oluşu anlamlı düzeyde yordadığı görülmüştür.

Sezer (2013) tarafından yapılan bir araştırmada ise, bireylerin dinlenilen müzik türü psikolojik iyi oluş düzeyleri ve internet kullanma alışkanlıkları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle belirlenen 303 kişi ile mail ortamında yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Ryff (1989) tarafından geliştirilen ve Cenkseven (2004) tarafından Türkçe uyarlama çalışması yapılan Psikolojik İyi Olma Ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Yapılan tek yönlü varyans analizi (Anova) sonucuna göre, psikolojik iyi olma halinin internet kullanım süresi arttıkça olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca saldırgan sözler içeren müzik türlerini dinleyen bireylerin kendine zarar verme ve madde kullanıma riskinin artığı saptanmıştır. Diğer taraftan makul sürede internet kullanımı kişinin çevresiyle olumlu ilişkiler geliştirmesi vekendini olumlu algılaması ile ilişkili bulunmuştur.

Telef, Uzman ve Ergün’ün (2013) yaptığı araştırmada ise öğretmen adaylarında değerler ile psikolojik iyi oluş arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi’nde farklı bölümlerde öğrenim gören 260 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Diener ve arkadaşları (2009-2010) tarafından geliştirilen ve Telef (2011) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan Psikolojik İyi Oluş Ölçeği ve Schwartz ve arkadaşları (2001) tarafından geliştirilen ve Demirutku (2007) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan Portre Değerler Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan korelasyon ve regresyon analizleri sonucunda, psikolojik iyi oluş ile hazcılık, başarı, özyönelim, iyilikseverlik, evrenselcilik, güvenlik ve uyum arasında anlamlı pozitif ilişkiler olduğu ancak uyarılım, geleneksellik ve güç arasında anlamlı bir ilişki olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte evrenselcilik ve hazcılık değerlerinin psikolojik iyi oluşu pozitif yönde yordadığı görülmüştür.

Kuyumcu (2012) tarafından yapılan bir başka araştırmada ise üniversite öğrencilerinin duyguları ifade etme, duygusal farkındalık ve psikolojik iyi oluş düzeylerinin cinsiyet ve yaşanılan ülkeye göre farklılık gösterme durumları incelenmiştir. Araştırma, kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle belirlenen Gazi Üniversitesi’nde öğrenim gören 349, Middelesex Üniversitesi, Londra Üniversitesi ve Londra Kolej Üniversitesi’nde öğrenim gören 251 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Bagby, Parker ve Taylor tarafından (1994) revize edilen ve Beştepe (1997) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan Toronto Aleksitimi-20 Ölçeği ve Ryff (1989) tarafından geliştirilen ve Cenkseven (2004) tarafından Türkçe uyarlaması yapılan Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PİO) kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, İngiliz üniversite öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeylerinin Türk öğrencilere göre daha yüksek düzeyde olduğu görülmüştür. Ayrıca

Kızların psikolojik iyi oluş düzeylerinin erkeklere göre daha yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur.

Alanyazında psikolojik iyi oluş ile ilgili son yıllarda yurt dışında yapılan çalışmalar şu şekildedir:

Zarbova ve Karabeliova (2018) tarafından yapılan bir araştırmada, algılanan stres düzeyi ile iyi oluş arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, meslekleri pilot, hava trafik kontrolörü, yönetici, idareci, doktor ve bilim çalışanı olan 90 kişi ile yüz yüze görüşülerek yürütülmüştür. Araştırmada veri tolama araçları olarak, The Satisfaction with Life Scale (Ivanova, 2011), The Subjective Happiness Scale (Ivanova ve diğ., 2015) ve birer soruluk stres ve iyi oluş düzeylerini tanımlamayı isteyen ölçekler kullanılmıştır. Yapılan korelasyon analizleri sonucunda bireydeki stres düzeyinin bireyin iyi oluşu, mutluluk ve yaşam doyumu düzeyi ile negatif yönde anlamlı bir ilişki içinde olduğu bulunmuştur.

Jeon, Buettner ve Grant (2018) tarafından yapılan başka bir araştırmada ise, erken çocukluk dönemi öğretmenlerinin psikolojik iyi oluş düzeyi ile özyeterlik, iş ortamı ve özgeçmişleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, orantılı-tabakalı örnekleme yöntemiyle belirlenen, Amerika Birleşik Devletleri Middle Atlantic, New England, East North Central, South Atlantic, West North Central, West South Central, East South Central, Pacific ve Mountain bölgelerinde çocuk bakım kurumları veya devlete ait erken çocukluk eğitimi kurumlarında çalışan 1129 öğretmen ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Center for Epidemiologic Studies–Depression scale (Radloff, 1977), Perceived Stress Scale (Cohen, Kamarck ve Mermelstein, 1983), Teacher Efficacy Scale (Gibson ve Dembo, 1984) ve Work Attitudes Questionnaire (Bloom, 1988; Baker, Kupersmidt, Voegler-Lee, Arnold, and Willoughby, 2010). Çoklu doğrusal regresyon analizi sonuçlarına göre, öğretmenlerin psikolojik iyi olma halleri öz-yeterlik ve çalışma ortamları ile öz geçmişlerine göre daha fazla ilişkili olduğu bulunmuştur.

Nell ve Rothmann (2018) tarafından yapılan başka bir araştırmada, dindarlık, umut ve öznel iyi oluş arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma, Güney Afrika’nın Gauteng eyaletinde bir üniversitede öğrenim gören 17 ile 53 yaş aralığındaki 430 öğrenci ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak, Adult Trait-hope Scale (ATS; Snyder ve diğ., 1991), Religiosity survey (RS; Dollinger ve Malmquist, 2009), Satisfaction with Life Scale (SWLS; Diener, Emmons, Larsen ve Griffin, 1985) ve Positive and Negative Affect Schedule (PANAS; Watson, Clark ve Tellegen, 1988) kullanılmıştır. Yapılan yapısal eşitlik modellemesine göre, dindarlık düzeyi yükseldikçe yaşam doyumunun ve olumlu duygulanımın arttığı, olumsuz duygulanımın ise azaldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Psikolojik iyi oluş ile ilgili olarak bu araştırmanın bir boyutu olan 5/6 yaş çocukları için psikolojik iyi oluş modeli önerme ve ölçek geliştirme amacı göz önüne alındığında, alan yazında psikolojik iyi oluş ile ilgili yapılan model önerileri ve ölçek geliştirme çalışmalarının incelenmesinin de bu çalışmanın amacını destekleyeceği söylenebilir. Alanyazında yapılan çalışmalar bu çerçevede genel hatları ile incelenmiştir;

Psikolojik iyi oluş ile ilgili Ryff (1989) tarafından bir model çerçevesinde geliştirilen Psikolojik İyi Oluş Ölçeği’nin daha sonra Rumence (Costea-Bărluţiu, Balas-Baconschi ve Hathazi, 2018) ve Çince (Li, 2017) gibi birçok dile uyarlamaları da yapılmıştır. Daha sonra Diener ve arkadaşları (2009) tarafından, Ryff’ın (1989) bu ölçeğinin uzun ve kullanışlılığının sınırlı olması düşüncesinden hareketle yetişkinler için sekiz maddeden oluşan tek boyutlu psikolojik iyi oluş ölçeği geliştirilmiştir. Bu ölçeğin güvenirlik ve geçerlik çalışması ile Çince’ye uyarlaması da yapılmıştır (Lin, 2015).

Van Bergen ve diğerleri (2008) ise Hollanda’da etnik azınlıklar olarak yaşayan göçmenlerin intihar eğimlilerini incelemek amacıyla yaptıkları araştırma kapsamında psikolojik iyi oluş ölçeği geliştirmişlerdir. Söz konusu ölçek yalnızlık (loneliness), kendilik algısı (self image), güvensizlik/kaygı (insecurity/anxiety), depresif ruh hali (depressed mood) ve denetim odağı (locus of control) alt boyutlarından oluşan her birinde birer madde bulunan ve evet/hayır şeklinde cevaplanan bir ölçektir.

Psikolojik iyi oluş-Travma Sonrası Değişimler Ölçeği (The Psychological Well- Being–Post-Traumatic Changes Questionnaire) ise travmatik olaylardan sonra psikolojik iyi oluşta algılanan değişimlerin değerlendirilmesi amacıyla öz bildirim yöntemine dayalı geliştirlen 18 maddelik, öz kabul (self-acceptance), yaşam amacı (purpose in life), özerklik (autonomy), uzmanlık algısı (sense of mastery), ilişkiler (relationships) ve kişisel gelişim (personal growth) alt boyutlarından oluşan bir ölçektir (Joseph ve diğ., 2012).

Başka bir çalışmada Jose, Ryan ve Pryor (2012), 10 ile 15 yaş arası bireylerde psikolojik iyi oluşu dört faktörlü bir yapı olarak tanımlayarak İyi Oluş Ölçeği geliştirmişlerdir. 16 maddelik ölçek gelecek yönelimi, güven, yaşam memnuniyeti ve olumlu duygulanım alt boyutlarından oluşmaktadır. Ergenler için Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PWBSA) ise ergen kız çocuklarında psikolojik, iyi oluşun pozitif ve negatif göstergelerini incelemek amacıyla geliştirilen bireysel gelişim, çevresel hâkimiyet, özerklik, yaşam amaçları, öz-kabul ve diğerleriyle olumlu ilişkiler alt boyutlarından ve 61 maddeden oluşan bir ölçektir (Kulkami ve Patwardhan, 2015).

Alan yazında geliştirilen bu ölçeklerin genel olarak Ryff’ın (1989) önerdiği model üzerine temellendirildikleri görülmektedir. Bunların yanında bireylerde iyi oluş düzeylerini

incelemek için genellikle mutluluk ve yaşam doyumu boyutlarından oluşan öznel iyi oluş ölçeklerinin de kullanıldığı görülmektedir. Bu çalışmalarda öznel iyi oluş (Subjevtive Well- Being) hedonik perspektif üzerinden olumlu-olumsuz duygulanım, mutluluk ve yaşam doyumu düzeyleri dikkate alınarak ölçülürken, psikolojik iyi oluş (Psychological Well- Being) ise edonmonik perspektif üzerinden hayatın varoluşsal zorlukları ile ilişki kurma, optimal insan işleyişi ve sürekli bir gelişim içinde olma düzeyleri dikkate alınarak incelenmiş ve bu iki kavramın birbirinden farklı olduğu belirtilmiştir. Örneğin Cheng (2004) iyi oluş ile ilgili Bradburn’un (1969) önermiş olduğu modeli genişleterek yeni bir model tasarlamış (The Affective Endowment-Contrast Theory) ve yaptığı çalışmada yaşamdaki doyuma ve mutluluk düzeyine yönelik genel bir değerlendirme yapmak amacıyla İyi Oluş Değerlendirme İndeksi geliştirmiştir. Ayrıca ailenin sosyoekonomik statüsü, okul yaşamına uyum ve sapkın davranışların ortaokul öğrencilerinin iyi oluşu üzerindeki etkisini araştıran bir çalışma kapsamında genel fiziksel ve duygusal sağlık ile kişisel memnuniyet düzeyini ölçen bir İyi Oluş Ölçeği (Lin, 2013) de geliştirilmiştir. Sears ve arkadaşları (2014) ise yaklaşık 13.000 kişi üzerinden yaptıkları çalışmada İyi Oluş-5 ölçeğini geliştirmişlerdir. Ölçek amaç, sosyal, finansal, fiziksel ve toplum şeklinde yapılandırılan beş alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçek ile geniş ölçekte genel nüfusun iyi oluş eksiklikleri gözlenebilmekte, özelde ise bireylerin sağlık ve performans çıktıları hakkında değerlendirme sunmakta ve paydaşlara alınacak önlemler için maliyet tasarrufu sağlayabilmektedir.

Greenaway ve arkadaşlarının (2015) yaptıkları araştırmada ise yetişkinlerde iyi oluşu ölçmek amacıyla üç maddelik yaşam doyumu, mutluluk ve öznel sağlık alt boyutlarından oluşan bir İyi Oluş Bileşim Ölçeği geliştirilmiştir. Bunun yanında, Adams-Price, Turner ve Warren (2015), Mississippi-2011 Daha Yaşlı Yetişkin İhtiyaçları Değerlendirme Envanteri kapsamında Öznel İyi Oluş Ölçeği geliştirmişlerdir. 55-75 yaş aralığındaki bireylerin sorulan sorular çerçevesinde depresyon, yalnızlık ve sıkılma düzeylerini yansıtmaları ve genel yaşam doyumlarını bildirmeleri beklenmektedir.

Gönüllülük Ölçümünde İyi Olma Ölçeği (The Well-Being in Volunteering Measure) (Kulik, Bar ve Dolev, 2016) ise İsrail askerlerinin operasyonlarda acil gönüllük deneyimlerindeki cinsiyet farklılıklarını inceleyen araştırmalar kapsamında geliştirilmiştir. Ölçekte gönüllülük bağlamında iyi oluşu değerlendirmek amacıyla, gönüllülük deneyimi sırasında ankette tanımlanan 14 duygudan her birinin beşli likert derecede puanlanması istenmektedir. Ölçekte Olumlu ve Olumsuz Duygulanım olmak üzere iki faktör bulunmaktadır.

Demo ve Paschoal (2016) ise iş yerinde iyi oluşun duygusal ve bilişsel unsurlarını belirlemek amacıyla İş Yaşamında İyi Oluş Ölçeği’ni geliştirmişlerdir. Ölçek olumsuz duygulanım, olumlu duygulanım ve doyum alt boyutlarından oluşmaktadır. Başka bir çalışmada, Carochinho (2018) iyi oluşla ilgili Sanchez-Canovas (1988) tarafından geliştirilen İyi Oluş Ölçeği’nin Portekizce uyarlamasını yapmıştır. Uyarlanan iyi oluş ölçeği öznel iyi oluş, maddi iyi oluş, iş yaşamında iyi oluş ve birlikte olunan kişiyle iyi oluş olmak üzere dört alt boyuttan oluşmaktadır. Lui ve Fernando (2018) ise yaptıkları çalışmada, genel olarak iyi oluşu ve fiziksel, finansal, sosyal, hedonik ve eudaimonik alanlarını eş zamanlı olarak değerlendiren bir öz-bildirim ölçeği geliştirip öznel iyi oluşun altında yatan faktör yapılarını değerlendirmek istemişlerdir. Ölçeğin birçok etnik grupta kültürel farklılıkları dikkate alarak iyi oluş düzeyi hakkında genel bir fikir verebileceği düşünülmektedir.

Alan yazındaki bu ölçeklerin farklı gruplarda benzer özelliklerin (olumlu-olumsuz duygulanım ve yaşam doyumu) ölçümünde kullanıldığı görülmektedir. Bu durum öznel iyi oluşun araştırmacılar tarafından bu üç temel boyutta incelendiğini göstermektedir.

Şimdiye kadar alanyazında yetişkin bireyler örnekleminde yapılan çalışmalar incelenmiştir. Ancak psikolojik iyi oluşun erken çocukluk döneminde araştılıp araştırılmadığı ve bu doğrultuda nasıl ölçme yöntemlerinin kullanıldığı da araştırmanın amacına yönelik olarak incelenmiştir;

Çocuklarda psikolojik iyi oluş ile ilgili çalışmalar tarihsel olarak incelendiğinde, iyi oluşun yetişkinlerin ve daha yaşlı gençlerin perspektifinden sıklıkla araştırıldığı halde, çocukların perspektifleri üzerine sınırlı bir bilgi birikimi bulunmaktadır (Hicks ve diğ., 2011; Pollard ve Lee, 2003; Statham ve Chase, 2010). Bazı araştırmalarda, özellikle 8 yaş ve üzeri çocuklarda, psikolojik iyi oluş ölçümlerinin yetişkin modelinin bir yansıması şeklinde hazırlanan ölçeklerle yapıldığı görülmektedir. Örneğin Opree, Buijzen ve Reijmersdal (2018) Ryff’in psikolojik iyi oluş modelini temel alarak 8-12 yaş arası çocuklar için Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PWB-c) geliştirmişlerdir. Ölçek alt boyutları ise çevresel hâkimiyet, kişisel gelişim, yaşamda amaç, kendini kabul, özerklik ve diğerleriyle pozitif ilişkiler olarak belirlenmiştir. Bu alt boyutlar Ryff’ın (1989) yetişkin modelinin bileşenleridir. Aynı şekilde, Liddle ve Carter (2015) tarafından geliştirilen ve Akın ve arkadaşları (2016) tarafından da Türkçe’ye uyarlanan 8-15 yaş arası çocuklar için Stirling Duygusal ve Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PWB-c) de aynı şekilde yetişkin modellerinin çocuklar için uyarlanması ile oluşturulmuştur.

Diğer taraftan TAPQOL (TNO-AZL Preschool children Quality of Life) ise 1-5 yaş arası çocuklarda sağlıkla ilgili yaşam kalitesini (HRQoL) diğer bir ifadeyle iyi oluşu ölçen

alan yazında ilk çok boyutlu ölçme aracı olarak belirtilmektedir (Fekkes, 2000; Bunge ve diğ., 2004). Ölçek fiziksel işlevsellik (uyuma, yeme, ciğer, mide, deri problermleri ve temel motor beceriler-yürüme, koşma, tırmanma, denge), bilişsel işlevsellik (iletişim, dil becerileri) ve duygusal işlevsellik (kaygı, olumlu ruh hali ve canlılık/hayat doluluk) boyutlarından oluşmaktadır.

Ayrıca Devereux Vakfı (ABD) tarafından 1999 yılında The Devereux Early Childhood Assessment for Infants (DECA-I), Toddlers (DECA-T) ve Preschoolers (DECA- P2) geliştirilmiştir. Dirençlilik (Resilience) ve bağlanma (attachment) sosyal-duygusal iyi oluşu destekleyen merkezi yapılar olarak değerlendirilmektedir. Orijinal araç okul öncesi yaş aralığına odaklanmış, bebekler ve yeni yürüyenler (toddlers) için araçlar daha sonra uyarlanmıştır. Ölçme aracı, olumlu iyi oluşla ilişkili gizli gözlemlenebilir davranışlara odaklanmaktadır (Örneğin: bebeğin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için bağımsız düşünce ve eylemi kullanma yeteneği). Bebekler için olan versiyonda dört puanlama profili vardır (bir ile üç; üç ile altı; altı ile dokuz; dokuz ile 18 ay). Yeni yürüyenler için olanda bir puanlama profili bulunmaktadır (18 ile 36 ay). Bebek kontrol listesinde “girişkenlik” ve “bağlanma/ilişki düzeyi” ifadeleri temelinde 33 madde bulunmaktadır. Yeni yürüyenler kontrol listesinde ise öz-düzenleme ifadelerini de içeren 36 madde bulunmaktadır. Okul öncesi dönem için olan araç biraz farklıdır ve 27 olumlu davranışı değerlendirmek için tasarlanan 37 maddeden oluşmaktadır ('kendisi için şeyler yapar', 'yetişkinlere ilgi gösterir' gibi tanımlayıcılar ve problemli davranışları gösteren ifadeler 'kolayca üzülme', konsantre olmakta zorlanma' gibi). Anket genellikle çocuğu en iyi bilen bir yetişkin (örneğin ebeveyn, bakıcı veya öğretmen) tarafından tamamlanmakta ve 10-15 dakika sürmektedir.

Bunların yanında GL Assessment şirketi tarafında 2-20 yaş arası bireylerde Psikolojik İyi Oluş Envanteri de geliştirilmiştir. Zihinsel sağlık ve Psikolojik İyi Oluş (Mental Health ve Psychological Wellbeing) 2-20 yaş arası bireylerde aidiyet (Belonging), eğlence (Enjoyment), stres/sıkıntı (Distress), sağlıklı yaşam (Healthy Living), dayanıklılık (Resilience), duyarlılık (Responsiveness) ve sosyal davranış (Social Behaviour) olmak üzere 7 farklı boyutta ele alınmaktadır. Merkezi İngiltere-Londra olan şirket, 100'den fazla ülkede uluslararası okullar için çocukların gelişim ve öğrenmelerini değerlendirme materyalleri sağlamaktadır. Bu materyallerle yaklaşık 30 yıldır çocukların eğitimi, ruh sağlığı ve iyi oluş düzeyleri için değerlendirmeler sunulmaktadır. Dünya genelinde 7 milyondan fazla çevrimiçi test gerçekleştiren güçlü bir dijital değerlendirme sistemi de kurulmuştur. 2-20 yaş arası bireylerde Zihinsel sağlık ve Psikolojik İyi Oluş (Mental Health & Psychological Wellbeing) için 50 ölçme aracı aidiyet (Belonging), eğlence (Enjoyment), stres/sıkıntı

(Distress), sağlıklı yaşam (Healthy Living), dayanıklılık (Resilience), duyarlılık (Responsiveness) ve sosyal davranış (Social Behaviour) olmak üzere 7 farklı kitapçıkta sunulmaktadır. İlgili ölçekler 0-6 yaş arası çocuklar için ise stres, sağlıklı yaşam ve sosyal davranış kitapçıklarında yer almaktadır.

Başka bir çalışmada Fava, Li, Burke ve Wagner (2017), çok büyük bir örneklemde toplanan veriler ışığında 1, 3, 5 ve 9 yaşındaki çocuklarda iyi oluş için bir model geliştirmişlerdir. Bu modelin bileşenleri Maddi İyi oluş (Material wellbeing), İlişkisel İyi Oluş (Relational wellbeing), Sağlık ve Davranışsal İyi Oluş (Health and behavioral wellbeing) ve Zenginleştirilmiş Çevre (Environmental enrichment) şeklinde belirlenmiştir. Bu modelin zayıf noktalarının ilki çocukların iyi oluş düzeylerinin annelerin ihtiyaçlarının giderilip giderilmeme durumu başta olmak üzere birçok çevresel faktöre bağlı olması şeklinde yapılandırılmasıdır. Bu durum çocukların içsel psikolojik dinamiklerinin (öz düzenleme, öz disiplin, psikolojik sağlamlık, özerklik, girişkenlik gibi) dolaylı ölçülmesine neden olmaktadır. Oysaki temelde bu boyutları ölçmeyi hedef alan yöntemler geliştirilmesi daha güvenilir veriler sağlayabilir. Ayrıca araştırmacılar başka bir çalışma (Fragile Families and Child Wellbeing Study, 2016) kapsamında toplanan verileri kullanarak bu modellemeyi yapmışlardır. Bu durum iyi oluşun bileşenlerini belirleyebilmek için ihtiyaç duyulan veri kaynağını da etkilemiş ve araştırmacılar ellerindeki mevcut verinin onlara sunduğu çerçevede model boyutlarını oluşturabilmişlerdir. Ancak çocuklarda iyi oluşun boyutlarının önceki araştırmalar ve teoriler ışığında belirlenip bu amaca hizmet edebilecek veriler toplanarak böyle bir çalışmanın yapılmasının çocuklarda iyi oluş için daha geçerli ve güvenilir bir bakış açısı sunabileceği düşünülmektedir.

Schölmerich, Agache, Leyendecker, Ott ve Werding (2014) ise çocuklarda iyi oluşun gelişimsel olarak uygun ve ampirik olarak türetilmiş göstergelerini belirlemek ve çocuklarda iyi oluşu anlamada bir bakış açısı kazandırmak için 10 yaş ve altı 5000 çocuk (2-3, 5-6, 7-8 ve 9-10 yaş) üzerinde çalışma yapmışlardır. Çalışma German Socio-Economic Panel-study (GSOEP) kapsamında toplanan veriler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Önceden eğitim verilmiş görüşmeciler yaşa bağlı ölçme arçlarını anneler ile görüşerek doldurmuşlardır. Modelin teorik yapısında çocuklarda yetkinlik, güven, bakım ve bağlanma yer almaktadır. Sağlık ise biçimlendirici gizil değişken olarak belirlenmiştir (formative latent variable). Yeni doğanlara yönelik anket, mizaçsal yapılara, sağlık göstergelerine ve annenin somatik ve psikolojik iyi oluşuna odaklanmaktadır. 2–3 yaş grubu için bu değişkenler daha ayrıntılı olarak yer almaktadır ve ebeveyn-çocuk etkinlikleri, dil gelişimi, motor gelişimi ve sosyal yeterlikler Vineland Sosyal Olgunluk Ölçeğinin (Vineland Social Maturity Scale)

uyarlanmış bir versiyonu kullanılarak değerlendirilmektedir. 5-6 yaş grubu için günlük davranışlar ve medya kullanımı eklenmiş, Strength and Difficulties Questionnaire’den 17 madde ve çocuk bakımı düzenlemeleri kaydedilmiştir. 7-8 yaş grubu için, günlük davranışlar