• Sonuç bulunamadı

1.9. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Ortadan Kalkışı

2.1.1. Rum Türkolog ve Tarihçilerinin Gözüyle

Rum Hükümeti sözcüsü Türkolog “Sipiros Athanasiadis” tarafından yazılarak 1998 yılı Şubat ayında yayımlanan “TMT Dosyası” adılı kitaptan bazı bölümleri aktarmanın uygun olacağını değerlendiriyorum.

TMT’nin kurucularından İsmail Tansu’nun kitapla ilgili değerlendirmeleri şöyledir: “Kitapta özellikle, TMT’nin kuruluşu için hazırladığımız (KİP) Kıbrıs’ı İstirdat (geri alma) Projesine tekrar tekrar değinilmekte ve Türkiye’nin TMT’yi; Ada’da ortak bir devlet kurulmasına yardımcı olması veya Ada’nın yarısını sahiplenmesi için değil

Ada’nın tamamını ele geçirmek için kullandığı ileri sürülmektedir. Anlaşılıyor ki Rumlar hala bu korkunun etkisi altında bulunuyorlar. Kitabın yazarı; Rumların Türklere karşı yaptıkları zalim ve vahşiyane katliamlardan hiç söz etmiyor. Türk köylerini basarak göçe zorlamalar, öldürmeler, 21 Aralık 1963 Noel Katliamı, Erenköy saldırılar, 15 Temmuz 1974’te EOKA Lideri Sampson’un ENOSİS için yaptığı darbe girişimi hiç olmamış gibi, bunlara uzaktan yakından tek kelime ile değinmiyor,

kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi ak ve pak gösteriyor.” 12

Resim 1: TMT Dosyası Adlı Kitabın Kapağı Kaynak: Tansu İsmail.

Sipiros Athanasiadis kitabının başında “Bu eser TMT’nin faaliyetlerinden dolayı hayatını kaybedenlere adanmıştır.” ibaresine yer vermiştir. Kitabın yazılma amacını ise şu sözlerle ifade etmektedir: “TMT Dosyası adlı kitabın yayımının amacı, bugünkü

kuşağı olduğu kadar, gelecek kuşağı da TMT terör örgütünün Çağdaş Kıbrıs

Tarihindeki rolü konusunda aydınlatmaktır. TMT kurucularının anlatımlarına dayatılarak hazırlanmış olan bu kitaptaki öyküler, ilk defa kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. İlerleyen sayfalarda, Türk ve Kıbrıslı Türk lider kadrosunun

12 İ. Tansu, a.g.e., s.21.

anlatımlarına değineceğiz ve bu anlatımlar o zamanın olaylarını sistematik olarak kendi çıkarlarına göre değiştirip istismar edenlere bir cevap oluşturacaktır.”

Kitaba önsöz yazan Tarihçi-Doğa Bilimci Kostas Kimis düşüncelerini şöyle ifade etmektedir: “Defalarca vurgulanmalıdır ki, Spiros Athanasiadis gibi uzman Türkologlar ve genel anlamda derin bir eğitime ve bibliyografya bilgisine sahip olan doğu bilimcileri, aldığımız nefes gibi, milletimiz için çok gerekli bir bilim dalıdır. Felaketlerle dolu olan Türk tehlikesi karşısında, kritik merkezlerdeki karar mekanizmaları ve uzmanların yanında Türkolog ve doğu bilimci uzmanlar olmadan sürekli olarak bizleri tehdit altında bulunduran Türk tezini ve niyetlerini kestirip bilmemiz mümkün değildir. Halen daha anlayamadığımız bir başka husus ise Türk sorununu diğer doğal benzer sorunlardan soyutlamak mümkün değildir. Tehlike sadece Türk tehlikesi değildir. Bu diğer tehlikelerle, Orta Doğu ve Balkanlardaki diğer karmaşık sorunlarla da ilişkilidir. Dolayısı ile meselelere küresel bir mesele olarak bakmak gerekir ve bilim adamlarınca sürekli olarak izlenmesi gerekir. TMT’nin de yapmış olduğu faaliyet, hedef ve amaçlarıyla, incelenip herkesin elinde bulundurması gereken bir el kitapçığı gibi elden ele dolaştırılması gerekir. TMT’nin nihai amacı Kıbrıs’ın tamamını ele geçirmektir. Kıbrıs’ın bölünmesi ise bir ara amaçtır.

1957’den günümüze kadar olan gelişmeler Kıbrıs’ı geri alma planını aşamalı, metotlu ve etkili bir şekilde işlendiğine tanıklık etmiştir. Bu, geçmişten almamız gereken en büyük derslerden biridir. Kıbrıs’ın olduğu kadar, Yunanistan’ın da bundan gerekli siyasi hisseyi çıkarması gerekir. Eğer bunun uzantılarını ve sonuçlarını anlayamaz ve bu konuda gerektiği biçimde bilinçlenmezsek sadece Kıbrıs Helenizm’inin değil, ayrıca tüm ulusumuzun geleceği çok karanlık olacak demektir. Yazarın bizlere ders verecek benzeri eserlerinin devam etmesini bekliyoruz. Ulusumuza yararı için böylesi bilimsel

eserlerin ortaya çıkarılması hedefimiz olmaktadır.”13

Kitabın önsöz yazarının yapmış olduğu tüm değerlendirmeler aslında tamamıyla bir yansıtmanın ürünüdür. Rum ve Yunan ikilisinin çirkin ENOSİS emellerini ve EOKA terör örgütü vasıtasıyla yapılan katliamları yok sayarak, kendilerini haklı ve mazlum

13 Sipiros Athanasiadis, TMT Dosyası, Lefkoşa, Şubat 1998, s.1-2, Rumca yayımlanan kitabın Türkçe

çevirisi Kıbrıs TMT Derneği Başkanı ve Eski Lefkoşa 5 nci Bl. K. Yılmaz Bora’nın özel arşivinden alınmıştır.

göstererek adadaki tüm yaşanan trajedinin mesulü olarak Kıbrıs Türklerini ve T.C.’ni sorumlu tutmaktadır. Hâlbuki tüm belge ve bilgiler göstermektedir ki Kıbrıs’ta katliamlar yapan ve yeşil adayı kana bulayan Rum ve Yunan ikilisinin ta kendisidir. ENOSİS hayallerini gerçekleştirmek için her türlü çirkinliğe, insanlık dışı davranışa başvurmaktan çekinmemişlerdir.

Diğer bir yüzsüzlük de, Ortadoğu ve Balkanlar’daki olayların sorumlusu olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin gösterilmesi ve bundan ders çıkarılmasının gerektiğinin ifade edilmesidir. Sanki Batı Trakya Türklerini yok sayan, haklarını gasp eden, PKK terör örgütüne her türlü desteği vererek, eli kanlı teröristleri ülkesinde barındıran Yunanistan değil! Yüzsüzlüğün bukadarı da pes dedirtmektedir.

Yazarın kitabın içeriğinde TMT ile ilgili yaptığı değerlendirmeleri şu şekildedir. “TMT teşkilatı tüm yerleşik Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler için kötü bir şeytandır. Türkiye'nin siyasileri tarafından planlanıp askeri tarafından esrarengiz bir şekilde örgütlenen ve silahlanan bir teşkilattır. Bu teşkilat için Türkiye, Özel Harp Dairesi, aracılığı ile milyonlarca lira harcamış ve Ankara 1950’li yılların sonunda, tek hedefi 1878’de İngilizlere sattığı Kıbrıs’ı geri alma amacı ile Kıbrıs’taki on binlerce Kıbrıslı Türk’ü eğitmiş ve silahlandırmıştır. TMT’nin esas hedefini, zamanın Türkiye Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu belirledi. Kurulmasını öneren ve silahlanması için herkes kadar çalışan bir kişidir. Bu plan ve düşünceye göre, Türkiye Kıbrıs’ta bir gerilla savaşı yaratacak ve buna her türlü silahlı destek verilecek ve eğer gerekirse, Kıbrıs’ın Türkiye’nin kontrolü altına alınması için genel ayaklanma bile çıkaracak.

İsmini, Türk Mukavemet Teşkilatı anlamına gelen Türkçe Türk Mukavemet Teşkilatı kelimelerinin baş harflerinden alan bu teşkilat hakkında pek çok şey yazıldı. 1955’li yıllarda Kıbrıs’ın İngiliz’lerden kurtulmasını ve herkes için ortak bir vatanda barış içerisinde bir yaşam sürdürmeyi arzulayan binlerce Kıbrıslıya eziyet çektiren bu örgütün gerçek tarihini yazmak için ilk kez böylesi bir çaba harcandı. Kitapta kullanılan kaynaklar bu örgütün bizzat kendisi ve kurucuları, Kıbrıs ve Türkiye’de faaliyet gösteren diğer ileri gelenlere aittir. TMT 1957-1974 yılları arasında faaliyet gösterdi ve böylece Kıbrıs’ı geri almak amacı ile Türkiye’nin planları doğrultusunda hareket edilerek 1974’e yol açmakta etkili bir rol oynadı. TMT’nin önde gelen kişileri, Türk Genel Kurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi tarafından hazırlanan plan

çerçevesinde, Kıbrıs’ın Türkiye tarafından geri alınması planları hakkında çok önemli şeyler açıklamışlardır. Ankara bu planları yaparken diğer taraftan Cumhuriyetin savunucuları, olarak, Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş ikilisi bu cumhuriyetin müdafileri olarak gözüküyordu. TMT’ye her karşı gelen yok ediliyordu. Tasvip etmeyen her Rum’u veya Türk’ü soykırım misali yok ediyorlardı.

EOKA’yı fevkalade kızdıran şey, açık bir şekilde İngiliz sömürgecilerle işbirliği yapan bu örgütün Kıbrıs Türklerin korunması amacı ile kurulan bir örgüt olduğu yolundaki iddialardır. Nitekim EOKA’nın buna reaksiyon göstermesi TMT’nin etkin bir şekilde eyleme geçmesine neden olmuştu ve TMT Kıbrıs Rumlarının malına mülküne zarar vermeye, işyerlerini kundaklamaya başladı ve bu arada buna paralel olarak kendi

tarafında bulunmak istemeyen Kıbrıslı Türkleri de öldürüyordu.14

Kitabın yazarı da önsöz yazarı gibi kendi çirkinliklerini bizlere yakıştırmaktadır. Yazar tarafından ifade edilenler, TMT yerine EOKA ve Türkiye yerine Yunanistan konarak okunmalıdır. Yani ENOSİS maksadıyla EOKA tarafından Rumların ve Türklerin katledildiği ve 1960’da kurulan bağımsız Kıbrıs devletinin aslında Makarios’un ifadesiyle, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için sıçrama tahtası olduğu gerçeği. Haklı olduğumuz davada haksız durumuna düşmemek ve haklılığımızı savuna bilmemiz için TMT’nin haklı mücadelesi ve Kıbrıs meselesinin gerçek nedenleri Türk ve dünya kamuoyuna bıkmadan ve usanmadan anlatılmalıdır. Özellikle de Kıbrıs Rum kesiminin olumsuz propagandalarından Kıbrıs Türk gençliğini koruyabilmek için elimizden geldiğince gerçekleri her vesileyle dile getirmeliyiz. Bu milli bir görevdir!