• Sonuç bulunamadı

TMT’nin EOKA’ya ve öteki ülkelerdeki benzerlerine göre önemli farklılıkları vardı. Eğer Kıbrıs’ın 1960 yılından önceki yöneticisi İngilizler, TMT’nin varlığını öğrenebilmiş olsalardı, onu yasa dışı bir örgüt sayarak devamlı izleyecek ve faaliyetlerini engelleyecekti. TMT’nin yeraltında kalması, eylemlerden kaçınması, bildiri dağıtmaması ve gereksiz çatışmalara girişmemesinin yanı sıra, gizlilik prensiplerine sıkı sıkıya bağlı olması; Rumları ve İngilizleri altı yıl boyunca uyutmuş, onların ilgi odağı olmaktan korumuştu.

Öte yandan TM.T., TC. Devleti’nin yasalarına dayanılmadan kurulmasına rağmen, aslında Kıbrıs davamızın savunulması için gerekliliği tartışılamayacak kadar açık, meşru ve ulusal silahlı bir güç idi. TMT’nin, İngiltere’nin egemenliği altındaki Kıbrıs adasında kurulmuş olması itibarı ile İngiliz Hükümeti tarafından yasadışı illegal bir

28 KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi belgeleri, Rf.No. 2304, Kutu No. 78. 29 A. Tolgay, a.g.e., s.28.

örgüt sayılması doğaldır. Fakat TMT’nin kurulması için herhangi yasal bir dayanak olmadığı halde, Türkiye’nin hayati çıkarları ve dış politikası gereği olarak, zamanın TC. Hükümetince kurulmasına izin verilmesi ve desteklenmesi; onun Türkiye açısından tamamen meşru bir savunma örgütü olduğunu gösterir.

Söz konusu gizlilik nedeni ile de TMT’nin her türlü faaliyetleri devlet kademelerinde resmi kayıtlara geçirilmemiş, sözlü olarak icra edilmiştir. Bu faaliyetlere ait yazılı belgeler yalnızca Genel Kurmay özel harp dairesinde son derece gizli olarak arşivlenmiştir.

Hükümetin ve Türk silahlı kuvvetlerinin adını kullanmadan kurulmasına izin verilen ve kendi özel kuralları çerçevesinde örgütlenmesine çalışılan TMT için Hükümet’ten ve Genel Kurmay Başkanlığından Özel Harp Dairesine hiçbir müdahale de bulunulmamıştır. İlgililer kendilerine muntazaman verilen bilgilerle yetinmişler, fakat başvurulduğunda TMT ihtiyaçları için yapılan istekler derhal karşılanmıştır. Nitekim TMT’nin meşruluğunun bilincinde olan TC. Hükümeti’nin Başbakanı, Bakanları, Genelkurmay birinci ve ikinci Başkanları; sorumluluk gözetmeden, inisiyatiflerini kullanarak, kendilerini ilgilendiren konularda, yasalarda yeri olmayan gerekli her türlü desteği yapmaktan geri kalmamışlardı.

TMT’nin bir başka özelliği de şudur: TMT mücahitlerinin tümünü Kıbrıs Türk Halkı arasından seçilen gençler oluşturduğu halde, örgütün başındaki lider, Albay rütbesinde Türk ordusuna mensup bir subaydı. Aynı şekilde Ada’nın altı bölgesinde Teşkil edilen T.M.T birliklerinin komutanları da Türk subayları idi. TMT’nin “Bayraktar” namındaki lideri; Kıbrıs Türk Toplumunun özgürlük mücadelesi veren siyasi liderine değil doğrudan TMT’nin Ankara’daki Genel Başkanlığını üstlenmiş bulunan, Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanı’na bağlı ve ona karşı sorumlu idi.30

TMT bir milli teşkilattır. EOKA gibi bir saldırı, tedhiş örgütü olmamıştır. EOKA’dan 2,5 yıl sonra Türk’lere yönelik saldırıların artması üzerine savunma amacıyla kurulmuştur. M i l l i l i k vasfını kaybetmeden bir mukavemet hareketi olarak kendini göstermiştir. TMT’de d isip lin esastır. Başıbozukluğa yer vermemiştir. Teşkilat bünyesinde görev yapanlar. Türk mi l le t in in asker yapısına

30 İ. Tansu, a.g.e., s 16.

uygun, aldığı eğitimin gereklerini yerine getiren bir tavrı sonuna kadar sergilemiştir.

İkinci Dünya Harbi sırasında işgal altındaki Fransa’da, Polonya’da, İtalya’da vb. yerlerde oluşturulan direniş örgütleri ile mukayese edildiğinde; TMT’nin m i l l i l i k vasfı, eğitim düzeyi, disiplini ve görev yapan kişilerin kaliteli vasıfları arasındaki farkı belirtir. Bugün hayatta bulunan değerli mensuplarının ketumiyeti, görev b ili nc in in beşikten mezara devamını ifade etmektedir.

NATO standartlarına uygun düzenlenmiş Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde “Seferlik Tetkik Kurulunca” (sonradan Özel Harp Dairesi adını almıştır) oluşturulan TMT’nin; çalışma prensipleri ve kuruluş şeması ile faaliyetleri (sonradan yapılan açıklamalar hariç) diğer birimler ve müttefiklerimiz tarafından b i l e izlenememiştir.

Bu da göstermektedir ki, 6000 yıllık devlet tecrübesine sahip, dünyada i l k düzenli orduyu kurmuş, “asker millet” olma vasfını hiçbir zaman kaybetmemiş Türk Milleti, tarihi gerçeklerin ışığı altında, oluşturulacak ittifakların; Türk Milletinin menfaatlerine ters düşebilecek gelişmelerini de göz önünde tutarak. Türk ordusunu daima m i ll i vasfı ile muhafaza etmiştir. Neticede, bu “milli” ordunun bünyesinde oluşturulan bir M i l l i Teşkilat, müttefiklerimizin ruhu duymadan başarılı icraata imzasını atmıştır. TMT gücünü Türk Milletinden, Türk tarihinin derinliklerinden gelen m i l l i şuurdan almış milli bir teşkilattır. Teşkilatın sembolü, Türk’ün efsanevi, ebedi sembolü Bozkurt’tur. Teşkilatın Bayraktarlık ve Sancaktarlıkları, değişik Bozkurt figürleri ile bu m i ll i li k vasfını dosta düşmana tescil ettirmiştir. İl k Bayraktarlar, Bozkurt kod ismi ile anılmıştır. Kısaca diyebiliriz ki, TMT bir efsane teşkilattır.31

Venhar Keskin TMT’nin özelliklerini ve Kıbrıs Türk halkı için ne mana teşkil ettiğini bir yazısında şöyle ifade ediyor: “TMT’nin işlevi sadece Kıbrıs Türkünün savunma ve direnişini örgütlemekle sınırlı kalmadı. Rumlardan ayrı bir varlık, ayrı bir halk olmanın bize verdiği demokratik ve insanlık haklarını yaşama geçirebilmek için de

31 Y. Cumalıoğlu, a.g.e., Ks.3, s. 17.

büyük bir mücadele vermiştir. TMT’nin bu doğrultudaki faaliyetleri önce federe devlet ve daha sonra KKTC’ne geçişi kolaylaştırmıştır.

TMT’nin özellikle 1963-74 yıllarında, içe yönelik, toplumun sosyal ihtiyaçlarını karşılayan çok önemli işlevleri olmuştur. 1963 yılında Rumlar bizi Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinden dışlamışlar, devlet mekanizmasını ellerine geçirip devleti bir Rum devleti haline dönüştürmüşlerdir. Hemen ayrı bir devlet kurmak mümkün değildi. Kıbrıs Türkü, bir anda devletsiz ve hükümetsiz kalmıştı. Ne devlet dairemiz, ne hükümetimiz, ne mahkememiz, ne hastanemiz vardı. Kıbrıs Türkü bir anda boşlukta kalmıştı. Bu çok önemli bir boşluktu. Böyle bir boşlukta, birlik ve beraberlik sağlanamaz ve hiçbir mücadele verilemezdi. Mücadele verilse bile başarıya ulaşılamazdı. İşte TMT, bu boşluğu doldurdu. Devlet çarkını çalıştırdı. 11 yıl süren çetin mücadele yıllarında TMT, Kıbrıs Türkü için her şey demekti. Kıbrıs Türkü de kendisinin bir parçası saydığı TMT’ye gönülden bağlı olarak yardımcı oldu. Çünkü Kıbrıs Türkü TMT ile bütünleşmişti.

Yıllarca yokluklar, baskılar ve imkânsızlıklarla boğuşan Kıbrıs Türkü, birlik ve beraberliğini, inancını yitirmeden TMT’nin verdiği moral ve TMT’ye olan inançla mücadeleye devam edebilmiştir. Halkımız her zorluk, her tehlike, her problem karşısında TMT’ye güvenmiş, ona sığınmıştır. TMT’nin en büyük hizmetlerinden biri de halka verdiği bu güven duygusudur. Bu özellik aynı zamanda TMT’yi diğer yeraltı teşkilatlarından ayıran ve müstesna kılan bir özeliktir. TMT Kıbrıs Türkünün tarihinin, benliğinin, kişiliğinin bir parçasıdır. Kıbrıs Türkünün tarihinden TMT’yi

çıkarırsanız Kıbrıs Türkünü tanıyamazsınız…” 32

TMT’nin halkla bütünleşmesi, toplumun tüm problemlerinin çözümüne ve toplum düzenini sağlamaya yönelik faaliyetlerine eski TMT mensuplarından, Akıncılar Bölge Sorumlusu ( Kovan Beyi) Bekir Veli Demirci’nin yeminli olarak yapılan söyleşide o günlere ilişkin anlattıkları iyi bir örnek teşkil etmektedir. O günlerde Rumlar büyük bir faaliyet içerisindedir. Durum oldukça kötüdür. Bu ortamda Akıncılar köyünde yoğun olan kumarı önlemeye karar veren Bekir Veli Demirci bunu nasıl gerçekleştirdiğini şöyle anlatmaktadır: “Teşkilat ismi herkesin

kafasında yer etmiştir. TMT’nin gerekliliğinin iyice anlaşılmış, bu nedenle TMT’nin emirleri de kanun gibi algılanmıştır. Bu sayede Akıncılar köyünde yaygın olan kumar bir gecede önlenmiştir (13 Aralık 1963). İsmail Kurt’a gel bu akşam köyde kumarı önleyeceğiz dedim. Akşam gittim bir kahveye, durdum bir masanın başucunda, aldım kâğıtları, vurdum paranın üstüne; ‘Bunda böyle kumar oynamak yasak, kumar oynayana da bu kâğıtları yedireceğim’ dedim. Diğer bir kahveye gittim. Kahveci ablamın kocası, eniştemdi. Aldım zarları pencereden dışarı attım. Teşebbüs edene en ağır cezayı vereceğimi söyledim. Benden değil teşkilattan korkardı köylü. Bu sayede dokuz sene 1974 yılına kadar köyde kumar

oynanmadı.”33

Resim 2: Bekir Veli Demirci Akıncılar Taburundaki Mücahitleri Denetlerken Kaynak: Bekir Veli Demirci

Bekir Veli Demirci o günlere ilişkin diğer bir anısını ise şöyle dile getirmektedir: “1963 yılında olaylar iyice kızışmıştı. Ne olacağı belli değildi. Akıncılar köyüne bir genelge yayınlanarak, köylünü belirlene sınırları ihlal etmemesi emri verildi. Rum’a yaklaşılmayacak, kasaplar salhanede et kesecek, herkes sokağını temiz tutacak, hastane personeli doktorun yanında yer alacak gibi. Köyde kırk kişilik bir liste hazırlanarak doktora bu kişilerin bakması söylendi. Sırası gelen doktorun öğle ve akşam yemeğini sağlayacaktı.

33 Bekir Veli Demirci, Veli oğlu, 1930 Akıncılar Köyü/Kıbrıs doğumlu, ilkokul mezunu, halen Akıncılar

O günlerde ilaç yoktu. Gelir elde etmek için köydeki sigaraları topladım, saydım ve hepsini mühürledim. Hepsine belli bir oranda zam yaparak, bu sayede gelir elde edildi ve ilaç alımı sağlandı.” 34

Resim 3: Akıncılar Köyünde Mücahitler Mevzi İnşa Ederken Kaynak: Mücahit Dergisi (1987)

TMT’nin gelişen koşullara uygun olarak sahip olduğu ve mücadele boyunca hiçbir zaman yitirmediği karakteristik özellikleri ise şunlardır:

• TMT, Türk halkı tarafından kurulmuş bir halk örgütüydü. • TMT, Türk halkının savunma örgütüydü.

• TMT, Kıbrıs Türk halkının ENOSİS’e karşı direniş örgütüydü.

• TMT, Türk halkı tarafından kurulmuş ve mücadelenin tüm aşamalarında Türk halkı ile bütünlüğünü korumuş bir örgüttü.

• TMT, tüm eylemlerini Anavatan Türkiye ve halkından aldığı destekle yürütmüştür.

• TMT, Kıbrıs’ı bir Yunan sömürgesine dönüştürmeye yönelik ENOSİS hareketine karşı direnen anti-emperyalist ve anti-sömürgeci bir örgüttü.

• TMT’nin faşist ve ırkçı EOKA’ya karşı örgütlemiş olduğu direniş antifaşist ve insancıl bir hareketti.

34Bekir Veli Demirci, Veli oğlu, 1930 Akıncılar Köyü/Kıbrıs doğumlu, ilkokul mezunu, halen Akıncılar

• TMT’nin anti-demokratik ENOSİS hareketine karşı örgütlemiş olduğu direniş hareketi demokratik bir hareketti.35

Kıbrıs TMT Derneği Başkanı Yılmaz Bora TMT ile ilgili şu hususları ifade etmiştir: “TMT ile ilgili önemli bir husus ise liderlerin cesur, menfaat duygusundan arınmış şahıslar olmalarıydı. Bu iki özellik alt kademelere de yansımıştı. Bu özelliklerin başarıda büyük payı vardır. Bütün görevlerde herkes harcamalarını kendi cebinden karşılardı. Mali bir kaynak yoktu. Zaten bu saflara katılanlar kendilerini Türk ulusuna adadıkları için, hiçbir şey beklemeden her şeyleriyle, malları ve canlarıyla davaya hizmet ettiler.

1963 öncesi son derece umutlarla dolu, geleceğe ümitle bakılan yıllardı. Rumlar karşısında başımız dikti ve hiçbir zaman boynumuz bükülmedi. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadık. İlginçtir, 1963’te olaylar patlak verdi ve 1974’e kadar çok kısıtlı bir bölgeye sıkıştırılmış ve çok zor şartlarda olmamıza rağmen halkımız birlik beraberlik içerisinde idi. Bu da TMT’nin eseriydi. İyi bir idare sergilendi. Asla terör estirilmedi ve herhangi bir baskı yapılmadı. Ancak gerektiğinde bazı şahıslar uyarılmıştır. TMT yönetimi halkın gözünde büyük bir saygınlık kazandı.

Türkiye’den gelen komutanlarla ortak bir noktamız daha vardı. Değişen koşullarda anavatanımıza bir zarar gelmemesi kaydıyla bu mücadelemizi sürdürme kararındaydık. Bu bizim için çok önemliydi. Kıbrıs Türkü için. TMT’ciler için. Çünkü anavatanımız

Türklüğün son kalesidir.”36 Türklüğün son kalesi Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez

bütünlüğünün ve demokratik yapısının korunması için bu günde aynı inanç ve kararlılıkla mücadele etmek ülkesine gönülden bağlı herkesin görevidir.