• Sonuç bulunamadı

2.4. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Kuruluşuna Doğru

2.4.1. Kıbrıs Türkünün Varoluş Mücadelesinde Komandolarının

İngiliz sömürge yönetiminin gelişmeleri siyasal çıkarlarına uygun görmeyince dağıtma kararı aldığı Türk “Komandolar”ın Kıbrıs’ın o karışık günlerinde özgün bir konumu vardı. EOKA terör örgütü deneyimli gerillacı Yorgo Grivas komutasında ENOSİS amaçlı eylemlerini İngilizlere ve Türklere karşı başlattığında, o günlerin polis güçleri her açıdan yetersiz kalır. Üstelik polis örgütündeki Rum polislerin bilfiil EOKA’ya destek verdiği, EOKA’nın eylemlerine karşı da pasif davrandığı gözlenir.

EOKA’nın faaliyete geçtiği 1 Nisan 1955 tarihinden bir ay sonra, İngiliz Polis Başkomutanı Musevi kökenli Jack Haliburton Ashmore, emekliye ayrılır. Başkomutanlık mevkiine yardımcısı olan ve soylu bir İngiliz ailesinden gelen Eric Bertran Humphrey vekâlet ederken, EOKA’nın kanlı eylemleri iyice tırmanmaya başlar. İngilizler ve Türkler her gün vurulmakta, Devlete ait tesisler ve binalar kundaklanmaktadır... Kıbrıs baştanbaşa terörün ve korkunun kanatları altındadır. Bu olaylar sürerken Kıbrıs Polis Başkomutanı olarak atanan G.H. Robins M.B.E., İngiltere’den adaya gelir. Her gün bir polis karakolu baskına uğrar ve bu baskınların savuşturulmasında yetersiz kalınırken, Robins, dinamik bir polis örgütlenmesi gerektiğini düşünür. Bu bağlamda sunduğu raporları Hükümetince onay görür ve gereken önlemleri almakla yetkilendirilir.

Robins’in hedefi, Türk gençlerinden oluşacak çevik ve vurucu bir polis birliği oluşturmaktır. Hazırlanan yasada, bu birliğe Rum ve Türk ayırımı yapmadan, koşullara uygun her Kıbrıslı gencin alınabileceği belirtilmesine karşın, Rumların başvurularına itibar edilmez. Çeşitli gerekçelerle Rum gençlerin başvurusu geri çevrilir. Zaten başvuran Rum gençlerinin büyük çoğunluğunun EOKA militanı olduğu ve Teşkilata provokatif amaçlarla enjekte edilmek istendikleri güvenlik araştırmalarında saptanmıştır. Komando Birliğine, İngiliz yanlısı, bir tek “Maşrappa” adlı Rum polis çavuşunun alındığı kayıtlara geçmiştir.

Başkomutan Robins istediği yetkilerle donatıldıktan sonra, Ortadoğu ve Uzakdoğu’daki İngiliz sömürgelerinde terör ve kargaşalıkların bastırılmasında ünlenmiş olan Yarbay W.E. Fairbairn’in Kıbrıs’ta görevlendirilmesini sağlar. Yarbay Fairbairn, 2 Eylül 1955’te “Komandolar” adını alacak olan Mobile Reserve’i (Motorize Birlikler) kurar. Birliğin komuta mevkilerine, Polis örgütündeki Türklerden seçilen 5 subay, 1 Başçavuş, 2 çavuş ve 3 de onbaşı getirilir.

İlk aşamada Mobile Reserve’de çakı gibi 165 Türk genci görevlendirilir. Türk gençlerinin eğitimlerdeki ve görevlerdeki başarıları ve içtenliği görülünce, ilçelere dağıtılan birliğin sayısı 600’e çıkarılır. Mobile Reserve kanlı olayların bastırılmasında etkin olmaya başlayınca, kurucu ve uzman Yarbay Fairbairn, bu çevik güçlerin yönetimini Yarbay C. H. J. C. Scott’a devrederek adadan ayrılır. Tarih 20 Ağustos 1955. EOKA’nın eyleme geçişinin beşinci ayı! Ve EOKA’nın karşısında artık Türk

gençlerinden oluşan, başlatılan her terör olayına fırtına gibi anında yetişip teröristleri toz-duman eden çevik bir polis gücü vardır.

Yarbay Scott’la yardımcısı J. Chamberlain, 1959’a kadar Türk komandolarını yönetirler ve bu İngiliz sömürgesinin zor günlerinde mesleki kariyerlerini Türk komandolarının etkinliği ve başarısı sayesinde yükseltirler. Aslında o günlerde Türk komandolarını yöneten ve Türk halkının güvenliğinin sağlanması yönünde onlardan yararlanan gizli bir otorite daha vardır: TMT.

18-30 yaşları arasındaki Türk gençlerinden oluşan Mobile Reserve, İngiliz’in giydirdiği üniforma altında, Kıbrıs Türk Halkının var oluş mücadelesine TMT’nin yönlendirmesiyle büyük katkılarda bulunur. 1958 yazında TMT’nin etkinliği hissedilmeye başlanırken, İngiliz istihbaratı da Türk komandolarının TMT ile olan organik ilişkisini belirleyecek ve bu örgütün dağıtılması için harekete geçecektir. 4 yıl boyunca EOKA’cı Rum teröristlerin korkulu rüyası haline gelen Türk komandoları, 45’er kişilik 13 takımdan oluşuyordu. Takımlar 5 mangaya ayrılıyor ve her mangaya zırhlı bir Land Rover veriliyordu. İngiliz takım komutanlarının emrinde de birer Land Rover bulunuyordu. Takımların ayrı ayrı sembolleri ve bayrakları vardı. Polis komutanlıklarıyla eşgüdümlü çalışan komandoların merkez komutanlığı Lefkoşa varoşlarındaki Atalasa’da idi.

Rumların da etkin olduğu polis gücüyle komando birlikleri arasında sürtüşmeler eksik olmuyordu. Rumlar, Türklerden oluşan komando birliklerine başından itibaren karşı çıkmışlar ve bu muhalefetlerini tırmandırmışlardır. Çok sayıda Türk komandosu, pusudaki EOKA’nın kurşunlarına ve bombalarına hedef olarak şehit düşmüştür. Çok iyi bir eğitimle yetişen komandolar özel kamplarında sürekli alarmda tutulurdu.

1958 sonlarında Kıbrıs sorununu kalıcı bir çözüme ulaştırmak için görüşmeler başlatılırken, Rum ve Yunan tarafının ilk isteklerinden biri Türk komandoların dağıtılmasına ilişkindi. İngiliz Hükümeti bu isteğe kayıtsız kalmadı. 1959 başlarında Mobile Reserve dağıtıldı. Dağıtılan birliklerdeki Türk gençlerden Polis olanlar, tekrar eski görevlerine döndü. Çoğu, 400 sterlinlik mütevazı ikramiyesini alarak sivil yaşama geçti. Kimileri, İngiliz Hükümetinin sağladığı vatandaşlık olanaklarından yararlanarak İngiltere’ye yerleşti. Zaten o günlerde Kıbrıs’ta korkunç bir işsizlik kol geziyordu. Kimileri de, Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyeti Anayasasına göre oluşturulan Cumhuriyet

Ordusuna katıldı. Orduya katılan bu eğitilmiş gençler, EOKA’cıların Cumhuriyeti yıkmak ve ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla kanlı Noel (1963) olaylarını başlatmalarından sonra, Türk direniş saflarında olağanüstü başarılar göstereceklerdir.45

2.4.2. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Kuruluşunda Görev Alan Subaylar