• Sonuç bulunamadı

Ruhsal Açıdan Sevgili

Belgede Klasik Türk şiirinde tipler (sayfa 106-110)

Klasik Türk edebiyatı bünyesindeki şiirlerde, sevgilinin ruhsal durumunun tasvir ve tahlil edildiği beyitlere bakıldığında sevgilinin fiziksel özelliklerinin ele alındığı beyitlerin sayıca daha fazla olduğu dikkatleri çeker. Bu durumun ortaya çıkmasında ruhsal özelliklerin fiziksel özelliklere nazaran daha sınırlı bir alanı kapsaması etken olabilir. Bunun yanı sıra fiziksel özelliklerin tespitinin ruhsal özelliklerin tespitine göre daha kolay olması ve karşılaşılan kişide dikkat edilen ilk şeyin görme duyusu kapsamındaki uzuvların olması, klasik Türk şiirindeki sevgilinin fiziksel özelliklerinin tasvir edildiği beyitlerin baskın hale gelmesini sağladığı söylenebilir.

Klasik Türk şiiri bünyesinde yer alan tipler içerisinde başrolde olan sevgili, davranışsal ve ruhsal açıdan da genel itibariyle belli başlı özelliklere sahiptir. “Sevgili hercâî-meşreptir, hem rakîbe hem âşığa yönelir. Cevr ve sitem onun sanatıdır. Vefasızdır, sevgisine güvenilmez. Rakîple buluşur, âşıktan sevgisini saklar. Sevgilinin

28

Öztürk, Nebiye (2006). Zenânnâme, Enderûnlu Fazıl, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul; Enderunlu Fazıl, Zenanname/Kadınlar Kitabı: The Book on

92

özellikleri arasında acı ve ıstırap verici olması önde gelir, câna kasteder. Âşığa yar olmaz, taş yüreklidir. Sözünde durmaz, âşığın ağlayıp inlemesi acıdan, üzüntüden ölecek duruma gelmesi onu etkilemez. Sevgili âşığa sebepsiz yere eziyet eder. Nazlıdır, aşüftedir, fettandır hatta hafif meşreptir. Bu özellikler divan şiir geleneğinde sevgiliyi sevgili yapan özellikler olduğu için ayıplanacak özellikler değildir.” (Batislam, 2003: 187, 188).

Klasik Türk şiiri geleneği içerisinde sevgili, aşığa kötü muamelede bulunur. Aynı zamanda sevgili, “güzel ama dönek, zarif ama zalim, tatlı dilli ama yalancıdır.” (Ambros, 2013: 71).

Kıskanma ve kıskançlık kimi zaman ruhsal bir hastalık olarak karşımıza çıkar. Klasik Türk şiiri geleneğinde genel olarak âşığı kıskandırma eğiliminde olan sevgili, aslında âşığın kendisinden başkasına bakmasını da hoş karşılamaz:

Meh ruhundan gayra tâ kim eylesem meyl-i nigâh Gözedür zer tîg ile mihr-i cihân-ârâ beni

Ahmet Paşa, Dîvân, g. 313/8

Âşığın kendisine isnat ettiği türlü nitelemelerle karşımıza çıkan sevgili ile ilgili bir başka husus ise onun kâfir olmasıyla ilgilidir. Özellikle âşığa cefası ve vefasızlığı, acımasızlığı ve merhametsizliği gibi yönlerinden dolayı kâfir olarak nitelenen sevgili, diğer taraftan da güzelliğiyle ön plana çıkmaktadır:

Cân virürüm saña behey kâfir Bir nazar kıl baña behey kâfir

Mihrî Hatun, Dîvân, g. 29/1

Sevgili tipini daha somut imajlarla şiirlerinde ele alan Necâti, sevgili için boş yere ağlanmaması gerektiğini, artık güzellerin parayla avlandığını söylemektedir:

Harc eyleme ki habbeye değmez gözyaşı Şimdi güzeller avlanur oldu nukûd ile

93

Necâti (Kazan 2008: 39)

Sîm ü zer destümde yok kim harc ide idüm sayd içün Şimdi hûblar sayd olurlar akçesi vâfirlere

Necâtî, Dîvân, g. 544/3

Ölüm noktasında sevgilinin ölümsüz29 olduğu ve sürekli olarak âşığa eziyet

etmeye ve onu öldürmeye niyetlendiği dikkat çekmektedir. Diğer taraftan da âşığı dirilten ve ona cân veren bir yapısı vardır. Sevgilinin bu ikircikli tavrı âşığı ölüm ve yaşam arasında gelgitlere sevk eder. Ancak sevgili bunları yaparken aslında âşığın dayanıklılığını ve samimiyetini ölçmektedir (Batislam, 2003: 190). Aşağıdaki beyitte sevgiliyi kâfir olarak niteleyen Bâkî, onun gamzesinin mazlum ve günahsızları öldürmede eşinin olmadığını ifade eder:

Bî-günâh öldürmede gamzeñ ne kâfir nesnedür Nice mazlum ugradı ol nâ-müselmân zahmına

Bâkî, Dîvân, g. 411/2

Bazen de sevgiliye ait bazı uzuvlar ya da unsurlar kâfir olarak nitelendirilmiştir. Ancak söz konusu uzuvlar/unsurlar, sevgilinin yüzünün nuru karşısında imâna gelmişlerdir:

Gelüp kâfir saçuñ ruhsâruñ üzre Yüzüñ nûrın görüp îmâne geldi

Bâkî, Dîvân, g. 498/3

Hayretî, dilber redifli gazelinde sevgilinin ruhsal ve karakteristik açıdan nasıl olması gerektiği ile ilgili bazı temennilerini dile getirir. Neşeli, kıvrak zekâlı ve algıları açık, güler yüzlü ve halden anlayan bir sevgili hayali kuran Hayretî, sevgilinin cefa çektirdiğini ve vefasız olduğunu belirtmekten de geri durmamaktadır:

29 “Divan şiiri geleneğinde, istinaîliği aşamayan birkaç örnek dışında sevgilinin ölümü diye de bir hadise

yoktur. Bir iki şairde ‘mahbûb’ hüviyetindeki güzelin ölümüne rastlanması, esası ve bütünü temsil eden kanlı canlı, ölüm görmeyen sevgili imajına tesir edecek çağta değildir.” (Akün, 2013: 134).

94 Öpülse yâr ile yâr olsa dilber

Kuçulsa râm-ı dildâr olsa dilber

Söz anlamakda fettân olsa mahbûb Biraz şûh olsa ayyâr olsa dilber

Ne deñlü aglasa zâr olsa ‘âşık Açılsa gülse gülzâr olsa dilber

Nedür âşıklaruñ hâlüñi bilse Güzel sevse dil-efgâr olsa dilber

Cefâyı az kılsa Hayretî’ye

Sözüm bu kim vefâdâr olsa dilber

Hayretî, Dîvân, g. 122

Sevgilinin acımasızlığı ve merhametsizliği gibi yönleriyle kâfir olarak nitelendirildiği bir başka beyit de Nedim’de karşımıza çıkmaktadır. Bir sevgilinin güzelliği karşısında esir düşen Nedim, onu iman ve din düşmanı olmakla itham eder:

Nedîm-i zârı bir kâfir esîr etmiş işitmişdim Sen ol cellâd-ı dîn düşmen-i îman mısın kâfir

Nedim, Dîvân, g. 41/8

Klasik Türk edebiyatında da idealize edilen sevgili tipinin yanında, şiirlerinde günlük hayatta karşılaşılabilecek ve divan şiiri geleneğine göre daha gerçekçi olan sevgili tiplerine de yer verilmiştir. Söz gelimi, Rumelili bazı şairlerin şiirlerinde yer alan sevgili tipinin, âşıklara merhamet gösterdiği, onlarla görüştüğü, âşığı için gözyaşı döküp hattâ hasta düşen âşığı ziyaret ettiği bazen de âşıkla birlikte meyhaneye gidip içki içtiği görülmektedir (Çeltik, 2009: 815, 819).

95

Gice mey sohbetinde Hayretî yâr ile yâr oldum Elinde bir dolu sâgar didi bî-çâre ‘aşk olsun

Hayretî, Dîvân, g. 385/5

Sevgili tipinin ruhsal açıdan öne çıkan bir diğer özelliği de onun son derece nazlı oluşuyla ile ilgilidir. Ancak böylesine yüceltilen bir sevgili tipinin nazlı oluşuna şaşılmamalıdır. Çünkü bu özellik, onda ezelden beri vardır:

Ezelden nâz u istignâ virilmiş nâzenînâne Niyâz-ı derdmendân ‘âşık-ı şeydâya düşmişdür

Şeyhülislam Yahyâ, Dîvân, g. 124/3

Naz yapma konusunda eşi benzeri bulunmayan sevgilinin aynı zamanda gözlerinin büyüleyiciliği ve gamzesinin fitneciliği âşıklar arasında meşhurdur:

Kaşları gurre ruhı tâze bahâr Gamzesi fitne dü çeşmi sehhâr

Nev’îzâde Atâyî, Sohbetü’l-Ebkâr, mes. 1025

Soyut ve somut düzlem arasında gidip gelen sevgili tipi, ruhsal anlamda da değişken bir konumda yer alır. Bir taraftan âşığa ettiği zulüm ve eziyet ile kâfir olarak nitelenirken diğer taraftan da âşığa gösterdiği lütuf ile merhamet timsali olabilmektedir. Sevgilinin yaşadığı değişik ruh hallerinde tipleşme sürecindeki beslenme kaynakları her ne kadar etkiliyse; şairin duygularını ifade ederken içerisinde bulunduğu ruh halinin de etkili olduğu söylenebilir.

Belgede Klasik Türk şiirinde tipler (sayfa 106-110)