• Sonuç bulunamadı

1.3. Ödeme Sistemi Çe ş itleri

1.3.2. RTGS – Netle ş tirme Usulüne Göre Çalı ş an Ödeme Sistemleri

1.3.2.2 RTGS – Netle ş tirme Usulü; Güvenlik Tedbirleri

Söz konusu sistemin çok taraflı netleştirme usulüne göre çalışması durumunda ise A ve C katılımcıları sırasıyla 25 TL ve 15 TL net alacaklı, B katılımcısı ise 40 TL net borçlu olmakta ve gün boyunca sistemde gerçekleşen işlemler için B katılımcısı 40 TL’lik likiditeye ihtiyaç duyarken, A ve C katılımcıları herhangi bir likiditeye ihtiyaç duymamaktadır.

Hem netleştirme hem de RTGS sistemlerin kendilerine has avantajları ve dezavantajları olması nedeniyle her iki yöntemin avantajlarından yararlanmak amacıyla iki metodu birleştiren hibrid sistemler kurulmaya başlamıştır. Hibrid ödeme sistemlerinde çok sık aralıklarla netleştirme yapılmakta ve mutabakat netleştirme sonuçlarına göre gerçek zamanlı olarak gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, sık aralıklarla yapılıyor olsa da, uygulanan netleştirme yöntemi ile saf RTGS sisteme göre likidite ihtiyacı azalmakta, netleştirmenin gün içerisinde kısa aralıklarla yapılması ve daha az işlemi kapsayacak şekilde gerçekleşmesi nedeniyle de saf netleştirme sistemlerine kıyasla mutabakat riski azalmaktadır. Bu tür sistemlerde netleştirmenin yapılma sıklığına göre RTGS ve netleştirme sistemlerinin avantajları ve dezavantajları arasında bir denge kurulmaktadır.

1.3.2.2 RTGS – Netleştirme Usulü; Güvenlik Tedbirleri

RTGS sistemlerin doğasında var olan katılımcıların yüksek likidite ihtiyaçlarını karşılamak üzere genel olarak bu tür sistemler içerisine monte edilmiş gün içi likidite imkanları bulunmaktadır. Özellikle merkez bankaları tarafından işletilen ülkenin en önemli büyük tutarlı ödeme sistemlerinde gerçekleştirilen işlemler için merkez bankaları katılımcılara gün içi likidite imkanı sağlamaktadır. Söz konusu imkan genel olarak teminat karşılığı kullandırılmaktadır.

RTGS sistemlerde işlemin gerçekleşmesi için hesapta yeterli fonun bulunması gerektiği daha önce belirtilmişti. Hesapta yeterli fonun bulunmaması durumunda söz konusu uygulama nedeniyle sisteme gelen mesajların geri dönmemesi ve daha sonra hesapta yeterli fon olduğunda gerçekleştirilmesi için RTGS sistemlerde genel olarak “kuyruklama” özelliği bulunmaktadır. Bu özellik sayesinde sisteme gelen ve hesapta yeterli fonun

17

olmaması nedeniyle gerçekleşmeyen ödeme emirleri sıraya girmekte ve hesapta işlemin gerçekleşmesini sağlayacak yeterli fonun oluşması sonrasında işlem gerçekleştirilmektedir.

RTGS sistemlerde yer alan kuyruklama özelliği kendi içerisinde değişik güvenlik önlemleri de içerebilmektedir. Mesela bu tür sistemler katılımcılara kuyruğa girmiş ödeme emirlerinin yerinin sistemde meydana gelebilecek kilitlenmeleri çözmek amacıyla değiştirilmesi, ödeme emirlerinin önemine göre katılımcılar tarafından sınıflandırılması ve daha önemli emirlerin kuyrukta öne alınması gibi ilave özellikler sunabilmektedir.

Netleştirme usulüne göre çalışan ödeme ve mutabakat sistemlerinde karşılaşılan en önemli problem, seans sonunda yapılan netleştirme işlemi sonucunda sisteme net borçlu olan katılımcılardan bir veya daha fazlasının yükümlülüğünü yerine getirememesi durumudur. Bu tür durumlarda netleştirme sistemlerinde uygulanmakta olan üç ana yöntem bulunmaktadır:

- Netleştirme sistemlerinde katılımcıların sorun yaşaması durumunda uygulanabilecek ilk yöntem, sorun yaşayan katılımcının sistemden çıkarılması ve netleştirme işleminin sorun yaşayan katılımcıya ilişkin işlemler kapsanmadan tekrar yapılması metodudur. Bu yöntemin uygulanması durumunda, sorunlu katılımcının ödeme sisteminde gerçekleştirdiği işlemler iptal edilmektedir

Takasın bozulması olarak da adlandırılan söz konusu yöntemin en büyük dezavantajı, netleştirme işlemi iptal edilmeden önce net alacaklı olan bir katılımcının, sorunlu üyenin sistemin dışına çıkartılması nedeniyle net borçlu pozisyonuna düşmesinin ve likidite sorunları yaşamaya başlamasının mümkün bulunması hususudur. Bu kapsamda, anılan yöntemde, sistem katılımcılarından birinin yaşadığı likidite sorununun diğer katılımcılara yayılmasının muhtemel olması nedeniyle sistemik riskin bertaraf edilemediğini belirtmek gerekmektedir. Bu kapsamda, uluslararası standartlarda takasın bozulması yöntemi risklerin önlenmesi açısından etkin bir metod

18

olarak kabul edilmemekte ve bu yöntemin geçerli olduğu sistemler çeşitli eleştirilere maruz kalmaktadır.

Takasın bozulması yöntemi Türkiye’de, sonraki bölümlerde detaylı bir şekilde inceleyeceğimiz Bankalararası Takas Odaları Merkezi’nde uygulanmaktadır.

- İkinci yönteme göre, netleştirme sistemlerinde mutabakatın gerçekleşmesi konusunda yaşanacak problemler, katılımcılar tarafından sistemde gerçekleştirilen işlemlerin teminatlandırılması yolu ile garanti altına alınmaktadır. Diğer bir ifade ile, sistem içerisinde katılımcıların sorun yaşamaları durumunda kullanılmak üzere teminat havuzu oluşturulmaktadır ve tüm katılımcılar havuza belirli kurallar çerçevesinde teminat sağlamaktadır. Söz konusu yöntemde, katılımcıların net yükümlülüklerinin teminatlandırılmış olması nedeniyle, sistemde yer alan kredi riski önemli ölçüde minimize edilmiş olmaktadır. Bu noktada, sistemde oluşabilecek katılımcı yükümlülüklerinin ne oranda teminat altına alındığı hususu risklerin ne oranda azaltıldığını belirlemektedir.

Netleştirme sistemlerinde mutabakatı garanti edebilmek amacıyla katılımcılar tarafından teminat olarak verilen menkul kıymetler ne kadar likit olursa, sistemden kaynaklanan riskler de o oranda azalmaktadır. Ancak, menkul kıymetlerin teminat olarak kullanılmasının fırsat maliyeti bulunmaktadır. Bu sebeple, sistemin etkinliğini sağlamak için anılan yöntem tasarlanırken fırsat maliyeti ile risklerin azaltılması arasında denge kurulması gerekmektedir.

Sistem içerisinde katılımcılardan kaynaklanacak likidite sorunlarının çözülmesi amacıyla teminat havuzu bulunduran sistemlere örnek olarak İngiltere’de faaliyet gösteren en büyük perakende ödeme sistemi olan BACS sistemi, Lüksemburg’da yurt içi çek ve kredi transfer işlemlerinin gerçekleştirildiği LIPS-NET sistemi ve Türkiye’de menkul kıymetlerin takas ve mutabakatının yapıldığı Takasbank’ı göstermek mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de

19

küçük tutarlı doğrudan fon transfer işlemlerinin yapılması için kurulması planlanan PÖS’nin de sistem içerisinde garanti mekanizması olarak teminat havuzu içermesi planlanmaktadır.

- Üçüncü yönteme göre, katılımcıların ödeme sistemlerinde yükümlülüklerini yerine getirirken yaşayacakları problemler, sorun yaşamayan diğer katılımcıların sorun yaşayan katılımcının yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle oluşacak zararı paylaşmaları esasına dayanmaktadır.

Zarar paylaşım anlaşması olarak da adlandırılan bu yöntemde, zarar tüm katılımcılar tarafından eşit miktarda paylaşılabileceği gibi, sadece sistemden net alacaklı olan bankalar arasında da pay edilebilmektedir. Zararın net alacaklı katılımcılar arasında paylaştırılması durumunda, katılımcıların karşılayacakları zarar miktarı eşit olarak veya sistemden alacaklı oldukları miktarlara oranlanarak belirlenebilmektedir.

Türkiye’de zarar paylaşım anlaşması yöntemi, banka ve kredi kartlarının bankalar arasındaki takasının yapıldığı BKM Yurt içi Takas ve Hesaplaşma Sistemi’nde kullanılmaktadır. Bununla birlikte, İngiltere’de faaliyet gösteren BACS sisteminde zarar paylaşım anlaşmasına benzer bir yapı kullanılmaktadır. Buna göre, sistem içerisinde borçlu bir katılımcı yükümlülüğünü zamanında yerine getiremediğinde, herhangi bir sorun yaşamayan diğer sistem katılımcıları sorunlu sistem katılımcısına yükümlülüğünü yerine getirmesi için likidite sağlamakla yükümlü tutulmaktadır.

Hem netleştirme usulüne göre hem de RTGS prensibine göre çalışan sistemlerde risklerin azaltılması amacıyla uygulanan ortak tedbirler de bulunmaktadır. Mesela, sistemlerde katılımcıların tek tek birbirlerine veya genel olarak sisteme olan yükümlülüklerinin ve risklerinin kontrol altında tutulması amacıyla ikili ve çoklu limit uygulamaları kullanılması mümkün bulunmaktadır. Buna göre, katılımcıların sisteme gönderdikleri ödeme emirleri sonucunda; netleştirme sistemlerinde o an için oluşacak net borçlu

20

pozisyonları, RTGS sistemlerinde ise hesapta yeterli fon bulunmaması nedeniyle kuyruğa alınan ödeme emirlerinin toplam tutarı belirli bir limiti aştığında söz konusu katılımcı sisteme daha fazla ödeme emri gönderememektedir.

Hem netleştirme usulüne göre hem de RTGS prensibine göre çalışan sistemlerde kulanılan diğer bir güvenlik önlemi de sıkı katılım şartları belirlemektir. Bu kapsamda, sistem katılımcılarının sisteme kabul edilen seviyenin üzerinde riskler yüklemesinin önlenmesi için sermaye yapıları, kredi değerlendirme notu, likit varlık durumları, yasal statüleri ve teknik kapasiteleri gibi hususlarda standartlar getirilmekte ve bu hususlar sıkı ve düzenli bir şekilde kontrol edilmektedir.

Ancak, ödeme sistemleri parçaları birbirine bağlayan networkler gibi çalışmaktadır. Networklerde yeni bir katılımcının sisteme eklenmesi networkün kapsama alanını genişleteceği için diğer katılımcılara da fayda sağlamaktadır. Ödeme sistemleri de networkler gibi çalıştığından sisteme girecek yeni bir katılımcı diğer katılımcılara da fayda sağlayacaktır. Bu nedenle, sisteme giriş kuralları belirlenirken gereğinden fazla standartlar koymak sisteme ve sistem katılımcılarına zarar verecektir.

Ödeme sistemlerinin etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek ve katılımcıların sistemler nedeniyle maruz kaldıkları riskleri kontrol altında tutmak için uygulanan güvenlik önlemleri ülkemizdeki ve yabancı ülkelerdeki ödeme sistemleri incelenirken daha detaylı olarak anlatılacaktır.