• Sonuç bulunamadı

Renklerle İlgili Kelimeler

C. ESERLERİ VE ÖDÜLLERİ

1.3. CEMAL SÜREYA’NIN ŞİİRLERİNDEKİ KAVRAMLARLA İLGİLİ

1.3.10. Renklerle İlgili Kelimeler

Cemal Süreya imaj dünyası geniş bir şairdir. Bu yönüyle şair, çağdaşlarından ayrılır. Çünkü halk diliyle yazan şairin basit kelimelere bile yüklediği derin, anlamsal boyut olabildiğince geniştir. Bu da şaire özgü bir söyleyiş ve tutumdan kaynaklanır.

“Bir şairin asıl yaratıcı kudreti, onun şiirlerindeki benzeyen ve benzetilen unsurların birbirlerini yaratıcı anlamda determine ederek kökten değiştirdiği yayılgan imgelerde ortaya çıkar. Yayılgan imgede anlamdan çok sözcüklerin metnin bütünselliği içinde kazandıkları / oluşturdukları değer unsuru ön plana çıkar.” (Korkmaz 2002: 277)

Yukarıdaki açıklamadan, Cemal Süreya’nın şiirleri göz önüne alındığında her bir

“renk” ismi metnin bütünü içinde farklı anlamlar ifade etmeleriyle karşımıza çıkar.

“Renkler” şairin şiirlerinde cinsellik, saflık, temizlik, ölüm, beklenti, acı, ıstırap

… vs duygularını ifade için kullanılır. Her bir rengin anlamı ve karşıladığı kavram farklıdır:

Tablo: 11

Nu Kelime Frekans

1 kan 38

2 mavi 36

3 beyaz 30

4 kırmızı 19

5 karanlık 18

6 siyah, ak 8

7 yeşil 6

8 sarışın, bembeyaz, morarmak, lacivert 4

9 gümüş, gri, sarı, karartmak 3

10 lale, masmavi, alaca, pembe, zenci, kumral, arap,

sarartmak 2

11 esmer, koyulaşmak, kankırmızı, parlak, paslanmak, boz,

sararmak 1

“Renkler”le ilgili kelimelerin toplam frekansı 214’tür. Toplam kelime sayısı içinden de %1,03’tür. Farklı kelime sayısı ise 31’dir.

“Renkler” Cemal Süreya’da farklı anlamlar ifade ederler. Cinsel ve erotik şiirleriyle bilinen şair bu sözcükleri alışılmadık bir şekilde kullanır ve farklı anlamlar yükler. İmajist bir şair için bu sözcüklerin çağrışım gücü oldukça kuvvetlidir.

“San” adlı şiirde şair sevişmenin rengini, “kırmızı”yla alışılmadık bir şekilde bütünleştirir.

“Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Sanki kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların

Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum”

“Kan Var Bütün Kelimelerin Altında” adlı şiirde “kan”, acı ve ıstırabın rengi olmuştur:

“Kan var bütün kelimelerin altında İşte o kandır seni gülüşün

Sızmıştır hayatın derinlerine Siyahtır orda kırmızıdır”

“Elma” adlı şiirde bu “kırmızı” yine cinselliği çağrıştıran yönüyle belirir:

“Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun Elma da elma ha allahlık

Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı Kuşlar uçuyor üstünde”

“Üvercinka” adlı şiirde ise bu renk şöyledir:

“Senin bir havan beni asıl saran o

Onunla daha bir değere biniyor soluk almak Sabahları acıktığı için haklı

Gününü kazanıp kurtardı diye güzel Birçok çiçek adları gibi güzel En tanınmış kırmızılarla açan Bütün kara parçalarında

Afrika dahil”

“Bir Kentin Dışardan Görünüşü” adlı şiirde;

“…

Sokaklardan kadınsı bir seccade gibi akıyor iklim Gözlerimiz bozuluyor kanımızın gürültüsünden Kırmızılar bitişiyor hiçbir şey kesin değil Tenteler gökyüzüne bir folklor kazandırıyor”

Şair “beyaz”ı saflığın ve temizliğin, bazen de ölümün rengi olarak kullanır. “Şiir”

adlı şiirde bu renk saflığın ve çekingenliğin simgesidir:

“Kadın kendini gösterdi usulcana Çekingenlikle koşulu beyaz usulcana Gittiler gözleri aşka yaşamaya yangın

Gidip gelenler oldu gitti geldiler”

“Balzamin” adlı şiirde “beyaz” farklı bir anlam boyutuyla karşımızdadır:

“Sen el kadar bir kadınsındır Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli Bazı ağaçlara kapı komşu

Bazı çiçeklerin andırdığı”

“Saflık ve temizlik”, “Gül” adlı şiirde şöyle geçer:

“Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz”

“Eski Kadınlar” adlı şiirde “beyaz” temel anlamıyla kullanılır:

“Bir adam düşündük camların arkasında Baktık beyaz pardesülü burunlu

Bir adam birden bire peydahlandı”

Süreya “bembeyaz” renk ismini bazen ölümü anlatmak için de kullanır. “Ülke”

adlı şiirde şöyle geçer:

“Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip acılarımın üstüne”

“Siyah”, şiirlerde acı ve ıstırabın rengidir. Şairin hayatındaki sıkıntılar, ölüm, yalnızlık korkusu, üzüntü bu renkle ifade edilir.

“Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm” adlı şiirde, sıkıntı ve zorluğun rengidir

“siyah”;

“Kızılırmak parça parça olasın

Bir parça ekmek siyah, on kuruşluk kına kırmızı”

“Siz, Saatleri” adlı şiirde;

“İki din var: siyah ve beyaz. Gerisi?...”

“Göçebe” adlı şiirde;

“Marilyn Monroe öldü diyorum ona

Ölümü siyah bir kâkül gibi alnına düşürmesini bildi”

“Karacaoğlan” adlı şiirde;

“Kilimim siyahtır bütün renklerden İçinde kil var milim var”

“Ölüm” duygusu şairin ilk şiirlerinde “siyah” ve az da olsa “beyaz” renkle ifade edilirken, son dönem şiirlerinde “ölüm”ü kabul edişinin etkisiyle “siyah” renk yerini

“lacivert”e bırakır. Ölümün; siyah, korkunç rengi yumuşar ve lacivert bir renge dönüşür.

“Ortadoğu II” adlı şiirde;

“Savaştan da kırandan da olsa Veremle de sıtmayla da gelse Lacivert bir çıngıraktır ölüm”

“Mardin” adlı şiirde;

“Yazmak dostlara neye yarar Elinde hançerden bir yelpaze Uzakta genç ve lacivert dağlar Gözlerinin siyahı gitmiştir”

“Kurt” adlı şiirde “lacivert” kişileştirilir:

“Yüreğinin kokusunu taşır Boynundaki kutup çiçeği Öfkeli değil lacivert Yırtıcı değil sıcak.”

Şiirlerde “mavi” ve “masmavi” renkleri, hem temel anlamlarıyla hem de şairin imaj dünyasında zenginleşen anlamlarıyla kullanılır. Bu renkler, bazen alışılmadık kullanımlarla somutlaştırılır:

“Vakit Var Daha” adlı şiirde;

“Mermerin memelerinden hafifçe hafifçe damlıyor mavi İlk mavi, doğru mavi, çayır çimen bilgisi”

“Saat Beş” adlı şiirde bu renk mübalağalı bir anlamla verilir:

“İstanbul’da en ince minarede Beş tane gözüm vardı mavi”

“Yazmam Daha Aşk Şiiri” adlı şiirde;

“Ah şimdi benim gözlerim Bir ağlamaktır tutturmuş gidiyor Bir kadın gömleği üstümde Günün maviliği ondan Gecenin horozu ondan”

“Yüreğin Yaban Argosu” adlı şiirde;

“Bir çocuktan sen parıltılar yaratacaktın düzensizliğinden Bunun için belki de

Masmavi bir örtü gibi bırakarak gölgen:

Geçtin resim çeken söğütlerin içinden”