C. ESERLERİ VE ÖDÜLLERİ
1.2. KELİME SIKLIKLARI
Şiirin bütünü içinde parçaları meydana getiren kelimeler bu bütünlük içinde bazı özel şifreler saklarlar. Şairler farkında olarak veya olmayarak kimi kelimeleri daha sık ya da daha az kullanır. Bu da şairin sanat anlayışı ve üslubuyla ilgili olarak ipuçları verir. İmge (imaj) dünyası oldukça geniş olan şairin aşağıdaki tabloda en sık kullandığı kelimeler belirlenmiş ve frekansları çoktan aza doğru sıralanarak bazıları örneklendirilmiştir.
Türkçe 68%
Arapça 18%
Farsça 5%
İtalyanca 2%
Fransızca
4% Yunanca
1%
İngilizce
0% Arapça+Türkçe
1%
Diğer Diller 1%
Tablo: 1
Nu kelime Frekans
1 bir 966
2 de, da 315
3 ol- 273
4 sen 265
5 ve 248
6 o 241
7 bu 222
8 gibi 170
9 ben 166
10 var 159
11 mı4 153
12 ne 130
13 daha, de- 110
14 şey 106
15 ama 104
16 gün 97
17 ses 96
18 ki 90
19 her, el 88
20 değil 83
21 için, kadın 82
22 sev- 79
23 iki, bil- 77
24 bütün 72
25 çiçek 68
26 sonra 67
27 çocuk, ara 65
28 aşk 61
29 en, kadar, bak- 59
30 güzel 57
31 çık- 56
32 nasıl 54
33 ad 53
34 işte 49
35 adam 48
36 kuş 46
37 biz 45
38 saat, eski 42
39 büyük, ölüm 39
40 kan 38
41 nere 37
42 mavi, öp-, küçük 36
43 kişi 34
44 insan, bugün, iyi 33
45 ilk 32
46 acı, beyaz 30
47 gökyüzü, hiç, ipek 28
48 belki, artık 27
49 hep 26
50 aslan, kilit 25
51 bırak- 24
52 başka, biraz, hiçbir, böyle 23
53 neden 22
54 birdenbire, kes 21
55 burda, hemen, keşke 20
56 birlikte 16
Cemal Süreya’nın en sık kullandığı kelime sayı sıfatı ve belgisiz sıfat olan “bir”
dir. Etrafındaki her türlü nesneyi, görüntüyü, manzarayı ve kişileri belirsizleştirmek için bu sözcüğü kullanır. Bu da onun şiirlerinde anlam kapalılığına yol açar. İşaret edilen şeyi sadece kendisi bilir. Kelimenin sağladığı belirsizlik, okuyucu için bir sır gibi
görünse de şiirlerin estetik güzelliği yadsınamaz. Bu da şairin şahsiyetiyle alakalıdır ve şöyle der:
“…
Lekeli bir gezinti Altın diş bir miğfer Bozuk bir kilidin Hakiki bir kilidin Kupon kesen bir kilidin Seçilen bir kilidin Bulanık bir kilidin Cevapsız bir kilidin Bilirkişi bir kilidin
Bekâret kemeri bir kilidin
Morarmış bir kilidin” (Yeraltı, s.126)
“Bacaklarının dar açısında Bir yumak
Bir kırlangıç yuvası
Bir söğüt yaprağı susuz ve erkenci Bir mermi yatağı derin ve pusuda Bir saat kapağı tık diye açılır
Bir tünek dalgın güvercinler için” (Sımsıcak, Çok Yakın, Kirli, s.86)
“Bir”, şiirlerde büyük bir belirsizlik ifade ederken kullanıldığı kelimelerle birlikte büyük bir anlamsal genişlik de sağlar. Hemen yukarıdaki şiirde açıkça cinsellik ifade eden kelime kullanılmamasına rağmen anlamsal boyutu tamamen cinsel içeriklidir.
Şair sözcük aralarında anlamı kuvvetlendirmek için “ve, de, da” bağlaçlarını da sıkça kullanır:
“Nedir sandığa basılı bez Aşevine giden işçiler
Neden ekmeklerini de yanlarında götürürler” (Ortadoğu I, s.105)
“Daha da acısı vardır ama O da sevdiğin kadının
Karşı tarafı ziyaret etmesidir.
Bu bir nezaket ziyareti de olsa Düello gerçekleşmemiş de olsa Acıdır bu
Ondan da ondan da” (Düello, s.138)
“Günlük gibi havayı doldururdu
Sevginin ve kimyanın öğretisi” (Yunus ki Sütdişleriyle Türkçenin, s.95)
Zamirler, her türlü ismin yerine kullanılabildiğinden, Süreya da şiirlerinde bu imkândan fazlasıyla yararlanır. “Ben, sen, o, bu, bunlar” her türlü nesneyi temsilen kullanılır. Zamirlerin sık kullanılmış olması, şairin soyuta doğru kaçışının göstergelerinden biridir diyebiliriz:
“Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin” (Gül, s.12)
“Ben de çıplağım ama elma yemiyorum Benim öyle elmalara karnım tok
Ben öyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum Bir kilisenin üstünde” (Elma, s. 25)
“Bir kan salkımıdır şarkısı Dağılır incelir belledikçe Evlerle bacalarla karışık Karaağaçların üstüne yükseklik
Oradan yönetir korkuyu O beyaz o erken o ilk O yapışkan uğultu
Acının tekniğini öğretir” (Arka Güneş, s. 67)
Şair “mı, mi” soru ekini de fazlasıyla kullanır. Asıl amacı soru sormak ve karşılığında cevap beklemek değildir. Cevaplar zaten şairin kendisindedir. Fakat o şiirdeki estetik uyumu bu eklerle de sağlayarak sürekli bir sorgulama ve arayış içindedir. Özel hayatındaki düzensizlik, birtakım toplumsal olaylar bu arayışa sebep olarak gösterilebilir:
“….
nasıl oldu bilmiyorum bir anda
çarpıtıverdi yeryüzünü, bir kelime mi söylemişti?
Sivas’ta mı, Malatya’da mı baktım
her yaprak sarartıyordu şehri” (İki Şey, s.24)
“Bir eli alnında benim gibi.
Ama
biraz daha mı hüzünlü?
Otururken de
Biraz daha mı çıkarıyor kamburunu?
Biraz daha mı benziyor babama? (Camdan, s. 188)
Cinsellik ve erotizm dolu şiirlerinde “kadın, aşk, sevmek ve öpmek” kelimeleri de sıkça kullanılan sözcükler olarak karşımızdadır:
“Ayakta duran kadınlar olur ya Meryem bunlardan
Üç türlü ayakta duruşu var Birini yalnız bana kullanıyor
-Güzel mi bari
-Hem de nasıl” (İngiliz, s.20)
“İki gemiciynen Van Gogh’dan aşırılmış Bir kadının yüzü kaçıyordu yetişemedim Ben ömrümde aşk nedir bilmedim
Süheyla’yı saymazsak ha ha ha” (Dalga, s. 18)
“Ama kadınlar, Tanrım, Öyle sevdim ki onları Gelecek sefer
Dünyaya
Kadın olarak gelirsem
Eşcinsel olurum” (1994 Eliyle Samanyolu’na, s. 208)
“Ayışığında oturuyorduk Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm Dudağından öptüm seni
Kapı aralığından öptüm
Soluğundan öptüm seni” (Sayım, s.119)
Süreya’nın küçük yaşta annesini kaybetmesi, sıkıntılı bir hayat geçirmiş olması ve zor şartlarda büyümesi yüreğindeki acının ve yalnızlığın giderek büyümesine sebep olmuştur. Bunlara yaşadığı dönemin olayları, toplumsal problemleri ve sürgünlerle dolu bir hayatı de eklersek “ölüm, acı, kan” gibi kelimelerin sıklıkla kullanılma sebebi açıkça bellidir.
“Büyük ihtimalle ölmüştük
Şehir kan kıyametti ayaklarımızda
Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk
Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün” (Hamza, s.27)
“Bir kez olsun tatsaydınız kara mermeri Dinle kan söylüyor sevda söylüyor
-Bir kez olsun tatsaydınız kara mermeri” (Çeşme, Küçük Kız, Ozan ve Öbürleri, s.129)
“Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip acılarımın üstüne Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi.
Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa” (Ülke, s. 48)
1.3. CEMAL SÜREYA’NIN ŞİİRLERİNDEKİ KAVRAMLARLA İLGİLİ