• Sonuç bulunamadı

1.7. BĐLGĐ EKONOMĐSĐNĐN EKONOMĐK ETKĐLERĐ

1.7.1. Bilgi Ekonomisinin Mikro Ekonomik Etkileri

1.7.1.3. Rekabet Üzerine Etkileri

Yeni ekonomide uygun rekabet politikaları konusunda yapılan tartışmalar oldukça geniş yer tutmaktadır. Tekelleşmenin yeni ekonomide kaçınılmaz bir süreç olduğu ve yeni ekonominin kendine özgü üretim koşullarının var olması tekelleşmeyi kaçınılmaz hale getirmektedir. Bilgi yoğun ürünlerin özellikleri açıkça tekelci piyasaları gerektirmekte ve piyasalar üretim ve dağıtımda geleneksel anlamda optimizasyonu sağlayamamaktadır (Söylemez, 2006: 5).

Ağ, çok yaygın kullanılmasına rağmen tanımı üzerinde fikir birliğine varılmamış bir kavramdır. En genel tanımla ağ; karşılıklı bağımlılık sistemine katılan kaynaklar arası ilişkilerdir. Ağ kaynakları çeşitlidir, düzenlenmiş somut biçimi olan telefon vb. ağlar yanında; beceriler, deneyim vb. soyut kaynaklara dayalı ağlar da bulunmaktadır (Özgüler, 2003).

Aynı malı üretmek için bir araya gelmiş birimlere ağ olarak adlandırıldığı gibi belli bir malı tüketen insanların oluşturduğu topluluk da ağ kavramı ile tanımlanmaktadır. Ayrıca verilen hizmetin gereği olarak karşılıklı iletişimi ve bir arada bulunmayı gerektiren yapılar da ağ olarak tanımlanmaktadır. (Fisher, 2006:105).

Karşılıklı yoğun iletişim, ağ kavramının tanımlanmasında en önemli bileşenlerden biridir. Bağımsız faktörler arası ilişkiler sonucu ortaya çıkan ağ tepkileri sadece piyasa ilişkilerine bağlı değildir, geniş sosyal-kültürel ilişkiler, sosyal kurallar, kültürel normlar, alışkanlıklar, gelenekler ile örgütler ve örgütler arası ilişkileri düzenlemektedir. Ağ kavramı iyi anlaşıldığı takdirde yeni ekonominin anlaşılması daha kolay olacaktır. Son yıllarda özellikle ABD'de ve pek çok gelişmiş ülkede merkezi rol oynayan yüksek teknoloji ürünleri, yüksek büyüme hızı ve yüksek değer yaratmaktadırlar. Telekomünikasyon ağı, internet gibi pek çok yüksek teknoloji endüstrisi ağa dayalıdır. Bilgisayar yazılımları ve donanımları ile ilgili endüstriler de ağ özelliği göstermektedir (Özgüler, 2003).

Geleneksel ekonomik teoriye göre bir mal ne kadar az bulunuyorsa o kadar değerlidir. Aynı zamanda bu teoriye göre malın değeri birim maliyetine de dayanmaktadır. Firmaların kar/zarar tablosu ve ellerindeki nakit ile stok durumu da malların değeri üzerinde etkili olmaktadır (Klotz, 1999: 7). Yeni ekonomik yapıda ise fiziki mallarla birlikte bilgi tabanlı, enformasyon malları adı verilen yeni mal grubu geçerli olmakta ve enformasyon malının değeri kullanıcı sayısı ve tamamlayıcı malların sayısıyla ilişkilendirilmektedir. Böylece yeni ekonomide teknolojik gelişmeler sonucu ağ sistemleri oluşmakta ve enformasyon mallarının değeri bu ağ sistemindeki kullanıcı sayısına bağlı olarak artmaktadır (Ülgen, 2009, 4). Kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte ağ yapısının da değeri artmaktadır. Bu durum Metcalfe yasası ile açıklanmaktadır. Bu yasaya göre ayrıca bir ağdaki bağlantı sayısı ağa bağlı olan bilgisayar sayısının karesiyle ifade edilmektedir (DeLong ve Summers, 2001: 30–31).

Ekonomik açıdan genel olarak, aracı ağları, tüketici ağları, teknoloji işbirliği ağları, Ar-Ge işbirliği ağları ve üretici ağları olmak üzere 5 tip ağdan söz etmek mümkündür (Fischer, 2006: 105-107).

Ağ sistemleri içerisinde bulunan veya yeni giren kullanıcılar sisteme bağlı diğer kullanıcılar üzerinde de etki yaratmakta ve böylece ağ dışsallıkları kavramı ortaya çıkmaktadır (Cuellar, 2002: 3).

Ağ Dışsallıkları

Ekonomik bir faaliyet sonucu ortaya çıkan fayda veya zararların üçüncü tarafları olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileyebilmesi dışsallık olarak tanımlanmaktadır (Güneş, 2004). Ağ dışsallıkları aynı ürünün kullanım miktarı arttıkça ürünün toplam değerinin arttığı varsayımına dayanmaktadır. Ağ dışsallıkları, teknoloji ile bilginin ortaya çıkardığı bilgi devrimi ve küreselleşme kavramının birlikte ele alınmasıyla tanımlanan yeni ekonomik alanda ortaya çıkan gelişmeleri uzun dönemli değişimleri içermektedir (Eren ve Donduran, 2001: 1). Yeni ekonomi için önemli olan husus, yeni ekonominin ağ dışsallıkları gösteren ürün ve hizmetleri daha büyük miktarda üretiyor olmasıdır. Ayrıca bu dışsallıkların rolü yeni ekonomi ürünleri açısından daha da belirgin hale gelmiştir (Liebowitz ve Margolis, 1998; Shapiro: 1999:1; Iron, 1998; Fischer: 2006: 104).

Ağ dışsallıkları, yeni ekonomide çok sık ele alınan konulardan birisidir. Aslında ağ dışsallıkları yeni bir konu olmayıp, iktisadi hayatın her zaman bir parçası olmuştur. Ağ dışsallıkları literatürde ağ etkisi, tüketim dışsallıkları olarak da isimlendirilmektedir (Cuellar, 2002: 2).

Geleneksel dışsallıklar teorisinin ağlara uyarlanmasıyla ağ dışsallıkları analiz edilmektedir. Ağ dışsallıkları, tüketim yoluyla ortaya çıkan, malı tüketenlerin sayısı arttıkça söz konusu malın değerinin artığı durumu ifade etmek için kullanılmaktadır (Liebowitz-Margolis, 1998; Economides, 2000: 7; Economides, 2001:7; Katz ve Shapiro, 1985: 424). Demiryolları, uluslar arası anayollar, telefon, son dönemlerde yoğun olarak kullanılan kredi kartı ağları, ATM ağları, faks makineleri, klavyeler, modemler, internet ve bilgisayar yazılım sistemleri en iyi bilinen örneklerdir (Cuellar, 2002: 2; Liebowitz ve Margolis, 1994).

Bilgisayarının başında oturup internete bağlanan bir birey belli bir ağa dahil olmaktadır. Hatta seçtiği bilgisayar ile bir ağa bağlıdır. Kullandığı klavye ve tercih ettiği video ile de bir ağ sistemine dahil olmaktadır. Tüketici tercihleri; seçilen ağların yapısını, ömrünü, işleyişini etkileyen en önemli faktör olmaktadır. Ortaya çıkan bu yapı içinde dışsallıklar, piyasa başarısızlıkları, kilitlenme önemli kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretilen bir mal kendi tüketici ağını da oluşturmaktadır (Özgüler, 2003).

Yaşamımın her alanında içinde bulunulan ağlar daha büyük ağların, tüm piyasalar büyük bir sistemin parçalarıdır. Bağlantılar sadece web yoluyla olmamaktadır. Piyasalarda fiyat ve paraya dayanan yoğun ve güçlü bir sistem olan ağ, formal veya informal sosyal sınırlarla da oluşmaktadır (Henwood 1997; Jentzsch, 2001, s. 19). Tüketici tercihlerinin bu yapı içinde önemli bir role sahip olduğunu söylenebilmektedir.. II. Dünya Savaşı sonrasında hızlanan kentleşme sonucu ortaya çıkan gaz, elektrik, su, iletişim gibi ağların modern ekonomik ve sosyal sistemlerinin altyapısını sunduğu 21. yy.da ağlar hem ekonomik gelişme hem de kapitalist üretim için gerekli büyük bir teknik sistem olarak kabul edilmiştir (Graham ve Marwen, 1994: 2-4).

Nitekim malın değeri de ağ dışsallıkları kavramıyla iki kısma ayrılmaktadır. Birinci olarak bir başka kullanıcının olmadığı durumda elde edilen otarşi (autarky) değeri, ikincisi ise ağ dışsallığının var olmadığı durumda malı kullanan diğer kullanıcılar ile girilen etkileşim sonunda elde edilen eş zamanlama (Synchronization) değeridir (Yumuşak ve Özgür, 2007: 26). Bu iki değeri açıklamak için eskiden oldukça yaygın bir şekilde kullanılan VHS ve Betamax video cihazları örnek olarak verilebilir. Bir VHS cihazın değeri düşüktür. Fakat kaydetme ve geri sarma kapasitesi bulunmaktadır. Bir Betamax ise daha yüksek resim kalitesine sahip ve VHS sistemine göre daha küçük bir makinedir. Bu nedenle bir VHS’den daha yüksek bir autarky değerine sahiptir. Böylece Betamax’in tersine VHS kullanıcıları aralarında VHS videobantlarını takas edebilmektedir. Ve bu videobantların kiralanması da kolay olmaktadır. Bu bakımdan bir VHS video’nun eş zamanlama değeri yüksek iken bir Betamax videonunki neredeyse sıfıra yakın olmaktadır (Harrelson, 2000: 45–46; Cuellar, 2002: 21-23 ).

Ağa dahil olan ürüne yönelik talebin artması malın değerini arttıracaktır. Ürün talebinin artmasını sağlayacak diğer unsurlar ise ürüne yönelik sunulan hizmet ve tamamlayıcı mallardır. Bu iki unsurun kalitesinin arttırılması sonucunda ağ yapısına yeni kullanıcıların girecek ve sistem genişleyecektir. Kritik yoğunluk noktasında herhangi olumsuz bir durum ortaya çıksa bile ağ yapısından ayrılma söz konusu olmayacaktır. Ağ yapısında kalıcılığı sağlayacak kullanıcı kitlesine “Kritik Yoğunluk” adı verilmektedir. Kritik yoğunluk, dengede kalıcılığı sağlayan en küçük ağ boyutudur (Economides ve Himmelberg, 1995: 4).

Kullanıcıların bir ürüne olan taleplerinde geçmiş deneyimleri etkili olmaktadır. Geçmişte sorun yaşanan bir ürünün tekrar tercih edilmesi zor olacaktır. Kullanıcılar geçmişte yaşadıkları sorundan dolayı aynı ürünün bir gelişmiş modellerine de önyargı ile yaklaşacaklardır. Bu durum ağ dışsallıkları literatüründe “bağımlılık paftası” adını almaktadır. Bağımlılık paftasına göre, tesadüfen piyasaya yeni giren bir ürün yeterli bir kullanıcı sayısına ulaştığında, oluşturduğu standartlar piyasada benimsenecek ve yaygınlaşacaktır. Aynı alanda sonradan piyasaya giren firmanın ürünü daha az maliyetli ve daha kaliteli de olsa, burada piyasaya ilk giren firma avantajı nedeniyle ürününde bir “kilitlenme etkisi” yaratacaktır. Kilitleme bir piyasada güçlü ağ dışsallıklarının etkisiyle bir ürünün standart ürün haline gelmesidir. Böylece de tüketicilerin alternatif ürünlere yönelmeleri söz konusu olmamaktadır (Söylemez, 2006: 8).

Tüketiciler alternatif mala dönmeye direnç göstermektedirler. Bu direncin nedenleri ise dönüşümün maliyetli olması ve yeterli alternatif malların olmamasıdır. Ağ dışsallıkları konusunda bazen düşük nitelik/standart içeren malların da piyasayı kilitlemesi mümkün olabilmektedir. Güçlü ağ etkisi eğilimi standartların bu ürün ile ilgili olarak oluşmasına neden olmaktadır, bunun sonucunda üreticilerin arzı piyasaya girişler için doğal monopol etkisi yaratır. Schumpeterci "yaratıcı yıkım" dinamik sürecinin olduğu durumda monopollerin birinin yerini diğerinin alacağını ve bu durum da ekonomik büyüme ve teknolojik gelişmenin yaşamsal kaynağı olduğu belirtilmektedir (Özgüler, 2003).

Ağa bağlı olarak dışsallıklar doğrudan ve dolaylı olarak iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Diğer bir ayrımla; pozitif veya negatif dışsallıklar sınıflandırması da yapılmaktadır.

Doğrudan ve Dolaylı Ağ Dışsallıkları

Doğrudan dışsallıklar; bir ürünü kullananların toplam sayısına paralel olarak ürünün değerinin artmasını sağlayan etkiler olarak kabul edilmektedir. Telefon, internet, faks, bilgisayar işletim sistemi, ATM ve kredi kartı ağları doğrudan ağ dışsallığı yaratmaktadır (Taşçı, 2007: 324).

Dolaylı ağ dışsallığı ise satın alma sonrasındaki hizmetleri içermektedir. Dolaylı ağ etkisinde malın değeri artığında tamamlayıcı malların sayısı artmaktadır. Bilgisayar işletim sistemleri ile yazılım programları arasındaki ilişki dolaylı ağ etkisine verilebilecek bir örnektir (Economides, 2000: 4; Katz ve Shapiro, 1985: 424; Cuellar, 2002: 3).

Doğrudan ve dolaylı ağ dışsallıkların ortaya çıkışı ile bilgisayar kullanımındaki artış arasında pozitif yönlü bir ilişki mevcuttur. Đlgili teknolojilerin kullanımının öğrenilmesi ve bu öğrenilen bilgilerin paylaşılması, bu tür bilgilerin yararlı bilgilere dönüştürülmesinin bireyler üzerindeki etkisi önemlidir (Goolsbee ve Klenow, 2002: 331-332).

Pozitif ve Negatif Ağ Dışsallıkları

Dışsallıklar, etkileri itibarıyla negatif ve pozitif olarak ikiye ayrılmaktadır. Ağ dışsallıkları olumlu yönde olabileceği gibi olumsuz yönde de gerçekleşebilmektedir. Ağ dışsallıkları, olumlu yani pozitif dışsallıkları ifade etmektedir (Taşçı, 2007: 324).

Olumlu yani pozitif ağ dışsallıklarında bir kullanıcının faydası, ağa bağlanan kullanıcı sayısı arttıkça artmaktadır. Negatif ağ dışsallığında ise sistemde meydana gelen herhangi bir olumsuzluk bağlı olan tüm kullanıcıları etkilemektedir. Pozitif ağ dışsallıkları söz konusu olduğunda fiyat rekabeti şiddetlidir ve piyasa düşük bir fiyattan dengeye gelmektedir. Negatif ağ dışsallıkları söz konusu olduğunda ise fiyat rekabeti durgundur ve piyasada firmaların güçleri daha fazladır. Bu nedenle piyasada yüksek denge fiyatları geçerli olmaktadır (Navon v.d.,1995:3).

Pozitif ağ dışsallıklarının BĐT sektörlerinde yoğun olarak görüldüğünü söylemek mümkündür. Bu endüstrilerde güçlü ağ etkisine sahip ürünlerin bir arada bulunması, kullanıcı kümelerinin ve güçlü oyuncuların iletişim ağlarına katılımı dolayısıyla bu sektörler rekabetin ve dinamizmin yoğun olarak yaşandığı sektörler olarak karşımıza çıkmaktadır (Özgüler, 2003).