• Sonuç bulunamadı

1.2. BĐLGĐ EKONOMĐSĐNĐN ORTAYA ÇIKMASINDA ETKĐLĐ OLAN

1.2.2. Küreselleşme

Teknoloji ve iletişimde meydana gelen büyük ilerlemelerin etkileyip yönlendirdiği süreçler küreselleşme kavramı ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Bilginin, hammaddenin, mal ve hizmetlerin artan bir şekilde uluslararası dolaşım ve paylaşımına girmesi 20. yüzyılın şahit olduğu bir gelişmedir. Özellikle 1980’ li yıllardan sonra ekonomik ilişkiler yaygınlaştığı, ideolojik farklılıkları temel alan kutuplaşmalar çözüldüğü, dünya çapında bir liberalleşme sürecine girilmiş olduğu, kültürler, inanç ve idealler sınırları aşarak daha benzer bir hale dönüşmeye başladığı görülmektedir (Tağraf, 2002: 35).

Küreselleşme aslında çok boyutlu bir gelişme olarak, toplumları derinden ve çok yönlü etkileyen bir süreçler topluluğudur. Ekonomik, siyasal, kültürel, toplumsal, teknolojik vb. alanlarda yaşanan değişim ve dönüşümler, küreselleşme süreçleri olarak tanımlanmaktadır (DPT, 2000).

Küreselleşme ayrıca, “sosyal ve kültürel düzenlemeler üzerinde coğrafi sınırların ortadan kalktığı bir sosyal bir süreç” olarak da tanımlanmaktadır (Okur ve Çakıcı, 2009: 2). Kısacası küreselleşmenin etkisi ekonomik sektörlerin tümünde ve sosyal bileşenlerin hepsinde görülmektedir. Böylece, küresel dünyada çok büyük bir hızda değişen değerler, kurallar ve şartların daha dinamik ve belirsiz bir dünyaya neden olduğu söylenebilmektedir (Elgin ve Nuhoğlu, 2009: 39).

Küreselleşme beraberinde sektörler arası rekabet güçlerini tamamen değiştirebilmekte, firmalar ve ülkeler arasında “rekabet savaşı”nı körüklemektedir.

Sonuçta küreselleşme ile kastedilen, uzağın yakın olması ve ülkeler arasında hiçbir engel ve formalitenin bulunmamasıdır (Emekli, vd., 2006: 2).

Ekonomik alanda hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde benimsenen ekonomik sistem ve buna bağlı olarak uygulanan ekonomi politikaları giderek birbirine yakınlaşmaktadır. Sovyetler Birliğinin dağılması ile birlikte, dünyada liberal ekonomik düzen olarak ifade edilen, serbest piyasa ekonomisi uygulamalarının yaygınlaştığı gözlenmektedir (Bayraç, 2009).

Đktisadi faaliyetlerin küreselleşmesi ile beraber; mal ve hizmetlerin ticaretinde korumacılığın gerilemesi yani uygulanan tarife ve tarife dışı ticaret engellerinin azalması söz konusudur. Uluslararası sermaye akımları ile teknoloji transferleri önündeki engellerin azaltılması sonucunda finans ve sermaye piyasaları serbestleştirilmiştir. Telekomünikasyon, hava taşımacılığı, finans ve sigorta sektörleri başta olmak üzere mal hizmet ve finansal faaliyetlerin deregülasyonu, tekellerin ortadan kaldırılması ile yurtiçi piyasalar yeniden düzenlenmiştir (Aktan ve Vural, 2003).

Küreselleşme, insanlığın geçirdiği üçüncü büyük devrim olan Đletişim-Bilişim Devrimi’nin yansımalarından biridir. Küreselleşmenin iki kaynağı vardır. Birincisi teknolojik, diğeri siyasal kaynaktır. Teknoloji kaynağını da iki farklı devrim oluşturmaktadır. Đlki iletişim teknolojisi devrimi (telefon), ikincisi ise bilişim teknolojisi devrimidir (bilgisayar). Bu ikisi yani telefon ve bilgisayar bir arada geliştiği için yeni bir teknoloji “iletişim ve bilişim devrimi” doğmuştur (Kocacık, 2003: 2).

Küreselleşmenin bilgi ekonomisine hız kazandırmasındaki unsurlar ise şu şekildedir (Rupp, 2001, s. 83) :

• Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra iki kutuplu (Sosyalizm ve Liberalizm) Dünyanın çözünmesi,

• Đktisadi duvarların önemli ölçüde ortadan kalkması, • Küresel değişim,

• Kaynakların üretiminin, tüketiminin ve kullanımının ülke ölçeğinden uluslararası ölçeğe dönüşmesi,

• Esnek, dinamik, değişken ve tempolu çevrelerin ve piyasaların ortaya çıkması, • Hızlı gelişen teknoloji, • Dijital devrim, • Artan rekabet, • Yenilik,

• Artan bilgiye paralel olarak bilinmeyinin de artması, • Araştırma geliştirme faaliyetlerinin artması,

• Đnsan kaynakları alanında yaşanan köklü değişimler, • Ekonomik dinamizm ve teknolojik yeniliklerdir.

Küreselleşmeyle birlikte, sermayenin akışkan hale gelmesi, teknolojinin hızla yaygınlaşması, metalaşan, özelliği olmayan ürünlerin gün geçtikçe daha düşük maliyetli ülkelerde üretilerek dünyanın diğer bölgelerine sevk edilmesi, hemen her sanayi alanında rekabetin çığ gibi büyümesi gibi nedenlerle bu ülkelerde yer alan firmaların rakiplerine üstünlük sağlamaları oldukça güç hale gelmiştir.

Bu gelişmeler sonucu firmalar varlıklarını sürdürebilmek ve bu güç koşullarda rekabet edebilmek amacıyla faaliyetlerini farklılaştırmaya ve bundan önce girilmemiş alanlara kaydırmaya yönelmişlerdir (Đşevi vd., 2004: 9).

Çizelge 1.5: Bilgi Ekonomisine ve Şebeke Dünyaya Katılmanın Temel Yararları

Bilgi Ekonomisine ve Şebeke Dünyaya Katılmanın Temel Yararları Yeni Fırsatlar Oluşturma Engelleri Ortadan Kaldırma Verimliliği Artırma

- Tüketiciler için seçenekleri ve çıkarı artırma

- Đşletmelerin ulaşabileceği pazarı genişletme

- Yeni modelleri geliştirmeye olanak tanıma

- Ağda yer alan enformasyonun tamamına ulaşabilme

- Fiziksel ve sanal izolasyonlardan etkilenmeme

- Bireylerin hükümet politikaları ve uygulamalarında daha etkin olması - Mal ve hizmet dağıtımında verimliliğini artırma - Đşletmelerin saydamlığını artırma - Đşletme maliyetlerini azaltma Kaynak: Kurt, 2009

Teknolojik gelişmeler ülke ekonomilerinde büyük değişikliklere neden olmuştur. Ekonomilerdeki bu değişiklikler ise şirketlere yansımıştır. Bu gelişmeler şirketlerin

rekabet üstünlüğü sağlayabilmeleri için gereken şartların yeniden tanımlanması gereğini zorunlu hale getirmiştir (Đşevi vd., 2004: 7). Şekil 1.2’ de teknolojik gelişmelerin şirketlere olan etkileri gösterilmektedir.

Kaynak: Đşevi vd, 2004: 7

Şekil 1.2: Teknolojik Gelişmelerin Şirketlere olan Etkileri

Küreselleşmenin zamanla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkları azaltabileceği ileri sürülmektedir. Oysa teknolojik gelişme ve artan rekabet gelişmiş ülkeler lehine işlemekte ve onları yeterli gelişmişlik düzeyine sahip olmayan ülkeler üzerinde güçlü konuma getirmektedir. Bu ise gelişmekte olan ülkeler için güç kaybı anlamına gelmektedir (Mutioğlu, 2002, 959). Çünkü hayatta kalabilmek ancak artan rekabet sonucundaki sıkı koşullarla başa çıkma gücüne sahip gelişmiş ülkeler için söz konusu olabilmektedir.

Teknolojik gücü elinde bulunduran ülkeler ile buna sahip olmayan ülkeler arasındaki eşitsizliği anlatmak amacıyla dijital bölünme kavramı ortaya atılmıştır. Gelişmiş ülkelerin, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere sağlayacağı teknoloji

Teknolojik Gelişmeler Ekonomik Gelişmeler Şirketlerdeki Gelişmeler Rekabet Şartlarının Yeniden Tanımlanması Gereği

transferleri ile bu uçurumun daha da açılması önlenmelidir. Aksi taktirde ilk anda gelişmiş ülkeler yararına gibi gözüken bu durum, sonradan tersine dönerek, gelişmiş ülkelerin kendi ürettiklerini kendilerinin tüketmek zorunda kalmalarına ve dolayısıyla global krizlere yol açabilmektedir (Keser, 2001).

Sonuç olarak küreselleşme, toplumsal ilişkilerin zamansal ve mekansal oluşumunda genişleme, derinleşme, küçülme ve hızlanma yaratmaktadır. Bu açıdan küreselleşme; değişimi, bu değişime karşı olumlu yada olumsuz tepkileri, dolayısıyla hem aktörler, hem kurumlar hem de zihniyet düzeylerinde yenilikleri gerekli kılmaktadır (Bayraç, 2009).