• Sonuç bulunamadı

1.4. BĐLGĐ EKONOMĐSĐNĐN UNSURLARI

1.4.1. Bilgi

Tarım ekonomisinde stratejik kaynak toprak ve işgücü iken, sanayi ekonomisinde sermaye merkezi bir önem kazanmıştır. Bilgi ekonomisinde ise “bilgi” stratejik kaynak konumundadır (Bozkurt, 2006: 27). Bilgi, teknoloji ile birlikte sanayi sonrası toplumun özünü ve dinamiğini oluşturmaktadır (Şahin, 2007: 43).

Bilgi, günümüzün iş koşullarında, şirketlerin pazar değerini belirleyen temel unsur haline gelmiştir. Günümüzde rekabet gücü yaratmanın temel koşulu, bilgiyi üretmek, üretilen bilgiye erişmek, erişilen bilgiyi tasnif ederek saklamak, gerekli bilgiyi analiz ederek rakibin önüne geçmek ile kazanılmaktadır (Bayraktar, 2007: 10). Gelişmiş ülkelerin son yıllardaki ekonomik ve sosyal göstergeleri, bilginin ve bilgi

teknolojilerinin ekonomik ve sosyal yaşamı derinden etkilediğini ve stratejik bir üretim faktörü haline geldiğini göstermektedir (Yumuşak, 2009: 2).

Bilgi çağını yaşayan bugünkü toplumlar ve toplumda yaşayan bireyler için bilgi anahtar işlevini görmektedir. Yaşanılan her çağa damgasını vuran bilgi kalkınmışlık ölçütü olarak kabul edilmektedir. Bilgi, çok farklı şekillerde tanımlanabilmektedir. Yumuşak (2008: 1)’a göre bilgi kavramı insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad; insan zekasının çalışması sonucu, öğrenme, araştırma veya gözlem yoluyla elde edilen gerçek, düşünce ürünü; ya da felsefi anlamda, genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler olarak tanımlanmaktadır. Buna göre bilgi, “kağıt veya başka ortamlar üzerine kaydedilmiş, anlaşılabilen ve iletilebilen veriler topluluğudur” veya “zihinde herhangi bir biçimde resmi veya gayri resmi olarak iletilen, kaydedilen, yayınlanan fikirlerin gerçek ve hayali ürünlerdir” (Sağsan, 2009: 1).

D. Bell’e göre bilgi, “sistemli bir şekilde herhangi bir iletişim aracıyla başkalarına aktarılan, makul bir hükme veya tecrübeye dayanan sonucu gösteren, olgu veya fikirlerle ilgili düzenli ve sistemli ifadeler bütünüdür” (Dura ve Atik 2002: 134). D. Bell’in bilgi için yaptığı ikinci bir tanım ise bilgi toplumunun analizine daha yakındır. Bu tanıma göre bilgi, “telif hakkı veya başka bir sosyal tanıma yoluyla onaylanmış, bir isme veya isim grubuna bağlı, nesnel olarak bilinen entelektüel bir mülkiyettir” (Dura ve Atik 2002: 137). Özetleyecek olursak, bilgi, olguları ve olayları tanıma, anlama ve özellikle açıklamaya yönelik, eğitim, gözlem, araştırma veya deneyim yoluyla elde edilen ve bütün bunların insanın zihinsel değerlendirmesi neticesinde ortaya çıkan bulgulardır (Gürak, 2006a: 4).

Doğruluk, ispatlanabilir/denenebilir olma ve özümsenmesi bilgide bulunması gereken temel özelliklerdir (Doğan, 2006: 16). Bilgi bilim veya bilimsel bilgi ve teknoloji (üretim bilgisi) olarak iki kategoriye ayırarak incelenebilmektedir (Gürak, 2009: 23-24):

Bilimsel bilgi arayışının nedeni genel olarak insanın öğrenme duygusunu tatmin etmek, merak ettiği şeyleri açıklığa kavuşturmaktır. Bilimsel bilgi üretmek için çabalayan insanlar daha çok var olanı keşfetmekle uğraşan, maddi çıkar gözetmeyen kişilerdir.

• Teknoloji (Üretim Bilgisi)

Teknoloji, çevremizi değiştirmeye ve denetlemeye yarayan bilgidir. Daha somut bir ifadeyle, insan tarafından üretilen ve üretim aşamasında kaynakları dönüşüme uğratmaya yarayan bilgidir

Bilimsel bilgi ile üretim bilgisi arasına bir çizgi çekmek istersek, teknolojiyi kâr amacı güden bilgi, bilimsel bilgiyi de merak ve öğrenme arzusundan kaynaklanan bilgi olarak da tanımlayabilir.

Enformasyon toplumuna ilişkin çözümlemelerde bir noktada yanılgıya düşmemek gerekir: Sanılmamalıdır ki, enformasyon teknolojisindeki (ve buna paralel olarak telekomünikasyon, bilgisayar ve ağ teknolojilerindeki) muazzam gelişmenin enformasyona erişimi kolaylaştırdığı gibi, her tür “bilgi” ye erişimi de kolaylaştırdığı söylenemez. En fazla kolaylaşan “codified knowledge” yani “kodlanmış / açık bilgi” ye erişimdir. Ancak, “tacit knowledge” yani “zımni/örtülü bilgi” ye erişim, eskisinden çok daha zor hâle gelmiştir (Göker, 2009: 45).

“Açık bilgi”, bazı kodlar (örneğin bir dil) kullanılarak, iletilebileceği, saklanabileceği ve taşınabileceği bir ortama aktarılmış bilgidir. Diğer bir deyişle, açık bilgi, belli bir sisteme göre düzenlenerek, bir bildiriye/iletiye (mesaja) dönüştürülmüş ve böylece herkese açık hâle getirilmiş bilgidir. Yani açık bilgi işletmeler açısından kolaylıkla elde edilebilir niteliktedir. Bunlar her firmanın ulaşabileceği enformasyonlardır (Göker, 2009: 45; Kurt ve Ağca, 2002: 320).

“Örtülü bilgi” ise, bir sisteme göre düzenlenmiş olarak hazır bulunmayan, açıkça ortaya konmamış olan bilgidir. Bilgiye erişilmesi mümkün olmayan ve daha özel bir bilgidir. Paylaşılması kodlanmış bilgiye oranla zordur. ‘Know-how’ olarak adlandırılan türden bilgi örtük bilgidir. Örtülü bilgi ancak, onu kazanmış olan beyinlerde bulunabilir;

uzmanların dolaşımıyla, etkileşimle yaygınlaşır. Ama zamanla, öğrenen kurumlar ve know-how sahibi şirketlerle kurumsal bir hüviyet de kazanır (Göker, 2009:45; Kurt ve Ağca, 2002: 320).

Örtülü ve açık bilgi arasında yapılan bu ayrım sonucunda, bilginin yaratılması sürecinde dört temel model ortaya çıkmaktadır (Yayla, 2007: 19–20).

• Örtülü Bilgiden Örtülü Bilgiye:

Bazen bir kimse örtülü bilgiyi doğrudan bir başkası ile paylaşır. Örtülü bilgi sahibi bir zanaatkârın yanına çırak olarak giren biri, ustanın becerilerini gözlem, taklit ve uygulama ile öğrenir. Deneyimlerin paylaşılması ile ustanın örtülü bilgileri elde edilir, fakat edinilen bu örtülü bilgilerin biçimselleştirilmesi, açık bilgiye dönüştürülmesi çok kolay olmamaktadır.

• Açık Bilgiden Açık Bilgiye:

Bir kimse, açık bilginin ayrı parçalarını yeni bir bütün halinde birleştirebilir. Örneğin firmanın mali bilgisinin enformasyonunun derlenip mali rapor hazırlanması buna örnek olarak gösterilebilir. Birleştirme işlemi, şirketin mevcut bilgi tabanını genişletmeyip sadece açık bilgiyi sistematik kodlanmış bilgi takımlarına dönüştürmektedir.

• Örtülü Bilgiden Açık Bilgiye:

Sahip olunan örtülü bilginin temeli, bu bilgiye sahip olan kimse tarafından açıklanabilir hale getirildiğinde, örtülü bilgi açık bilgiye dönüşür ve artık iletişime girilen diğer kişilere aktarılması mümkün olmaktadır. Örtülü bilgi böylece somut kavramlara dönüşerek, açık bilgi haline gelmektedir.

• Açık Bilgiden Örtülü Bilgiye:

Yeni açık bilginin paylaşılması ile, diğer iş görenler o bilgiyi içselleştirilmeye çalışırlar. Başka bir ifade ile açık bilgiyi alan kimseler, bu bilgiyi, kendi örtülü bilgilerini genişletmek, yaymak ve yeniden biçimlendirmek için kullanmaya başlarlar.

Knowhow’u, zihinsel modelleri ve inançları içeren örtülü bilginin, açık bilgiye dönüştürülmesi, bir anlamda kişinin dünya vizyonunu açıklama sürecidir. Yeni bir bilginin yaratılması ile insan kendisini, içinde bulunduğu kurumu ve hatta dünyayı yeniden yaratır. Örtülü bilgiden açık bilgiye geçmek ile dile dökülemeyenin ifade edilmesi de sağlanmış olur.