• Sonuç bulunamadı

REFORM HAREKETİNİN PARTİLEŞMESİ

İran Anayasası’nın 26. Maddesi, partinin, derneklerin, İslâmî veya diğer dinî azınlıkların siyasî veya mesleki birliklerinin kurulmasına izin veriyor. Bu örgütlenmelerin nasıl olacağını belirleyen yasa 1981’de Meclis tarafından onaylanmasına rağ-men 1989’a kadar uygulamaya konulmadı. Yasaya göre her-hangi bir siyasî ya da mesleki örgütün faaliyete geçebilmesi için, İçişleri Bakanlığı’nda kurulan ve adını siyasî partiler yasa-sının 10. maddesinden alan “10. Madde Komisyonu”ndan1 izin alması gerekiyor. Muhammed Hatemi’nin Ağustos 1997’de işbaşına gelmesine kadarki dönemde bu komisyon toplam 39 parti veya siyasî dernek veya birliğe izin vermişken, bu tarihten Ocak 2000’de kadar Komisyon’dan izin alan örgüt sayısı 103’e çıktı, yani 28 ayda toplam 64 siyasî kuruluşa faali-yet izni verildi.2

1 Yasaya göre komisyon Genel Savcı, siyasî adli konsey, İçişleri Bakanlığı temsilci-leri ile Meclis’in komisyona gönderdiği iki milletvekilinden oluşuyor. Ama genel-likle ulema örgütleri bu komisyondan izin almadan faaliyetlerini yürütüyorlar.

2 Komisyona yapılan başvurularla ilgili en son açıklamalardan birini yapan İçiş-leri Bakanlığı siyasî İşler Genel Müdürü Muhammed Cevad Hakşinas, 1989-97 arasında komisyona 35 partinin kayıt izni için başvurduğunu, bu sayının açık-lama tarihinde 120’ye ulaştığını söyledi. 1981’den 1997’ye kadar İran’da ortala-ma her yıl iki parti kurulurken, 1998’de 41, 1999’da 30 parti kuruldu. Abrar, 14 Ağustos 2000.

Çünkü İran’daki reform hareketinin iki temel sloganından biri olan sivil toplumun güçlendirilmesi elbette sivil kurumla-rın yaratılmasıyla mümkündü ve bu kurumlakurumla-rın başındaysa basın ve siyasî partiler geliyordu.

Fakat İran’da hem Şahlık döneminde siyasî parti faaliyetleri yasaklanmış, hem de devrimin yaklaşık ilk 1-2 yılındaki çeşitlilik ve çokseslilik istisna tutulursa, siyasî parti lafı başlı başına kötü Batı emperyalizmini çağrıştıran bir terim olarak görülmüştü.

Muhafazakâr kanadın, son üç yılda uğradığı bütün yenilgilere ve elinin altındaki bütün imkânlara rağmen, hâlâ gerçek anlamda esaslı bir “parti” kurma girişiminde bulunmamasının temel ne-deni de büyük ölçüde bu anlayışın hakimiyetini sürdürmesidir.

Çünkü eninde sonunda “modern” birer kurum olan siyasî parti-lerin, İran siyasî hayatına hâlâ büyük ölçüde egemen olan ulema ve onun örgütlenmelerini aşındıracağı açıktır. Bu nedenle muha-fazakâr kesim parti fikrinden öcü gibi korkmaktadır. Buna karşı-lık reformcular, bu imkânın bilincinde olarak, bütün kanatlarıyla geniş ve farklı parti örgütlenmelerine giderken, özellikle muhafa-zakâr ulemanın, hattâ bir ölçüde kendilerine yakın olan ulema-nın (özellikle MRM’nin) siyaset üzerindeki vesayetini kırmayı hedeflemektedirler. Reformcular, Meclis seçimleri ve Meclis içi grupların oluşumu ve Başkanlık Divanı seçimlerinde sergiledik-leri tavırla da bu konudaki kararlıklarını gösterdiler.

Devrimden hemen sonra kurulan, ancak 1989’da Rafsancani ve Hamaney’in, Humeyni’den izin alarak faaliyetine son ver-dikleri Cumhuri İslâmî Partisi’nden sonra meydanda siyasî parti denilebilecek bir örgütlenme kalmamıştı - sağ ve sol ule-ma örgütleri, İÖH ve İran Devriminin Mücahitleri Örgütü ile İslâmî Dernekler Toplululuğu gibi dernek-parti arası eski olu-şumlar dışında.

Ancak, 1989’dan itibaren uygulamaya konulan siyasî parti-ler yasasına dayanarak siyasî örgütlenmeparti-lere gidildi. Bu olu-şumlar ’97 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce daha çok mesleki-siyasî temelde örgütlerken, bu tarihten sonra, Hatemi hükümetinin “siyasî gelişme” sloganı çerçevesinde siyasî parti niteliğini almaya başladılar.

23 May›s Cephesi

23 Mayıs Cephesi ya da Reform Cephesi denilen geniş siyasî ha-reket içindeki örgütler aslında Cumhurbaşkanlığı seçimlerin-de Hatemi’yi seçimlerin-destekleyen, ardından Belediye Meclisi ve son Meclis seçimlerinde, geniş bir koalisyon olarak birçok bölgede ortak adaylarla seçime giren 18 parti, grup ve dernekten olu-şuyor. Bu örgütler şunlar:

1) Militan Din adamları Birliği (Mecmeyi Ruhaniyunu Mübariz) 2) İslâmî İran Katılım Cephesi

(Cepheyi Müşareketi İranı İslâmî) 3) İran Yeniden Onarım Partisi

(Hizbi Kargozaranı Sazendegiyi İran) 4) İslâmî İş Partisi

(Hizbi İslâmîyi Kar)

5) İslâmî İran Dayanışma Partisi (Hizbi Hembestegiyi İranı İslâmî)

6) İran İslâm Devriminin Mücahitleri Örgütü (Sazıman-ı Mücahidin-i İngilab-ı İslâmî-yi İran) 7) Birliği Güçlendirme Bürosu

(Defteri Tahkimi Vahdet) 8) İşçi Evi

(Haneyi Karger)

9) İslâmî İran Öğretmenler Birliği (Encümeni İslâmîyi Muallimanı İran) 10) İslâmî Üniversite Öğretim Üyeleri Birliği

(Encümeni İslâmîyi Müderrisini Danişgahha) 11) İslâmî İran Mühendisler Birliği

(Encümeni İslâmîyi Mühendisanı İran) 12) İran Tıp Dernekleri Birliği

(Encümeni İslâmî Cameye Pezeşki İran) 13) Sanayi Yöneticileri Birliği

(Encümeni Müridanı Sanaye)

14) Meclis İmamın Çizgisindeki Milletvekilleri Birliği

(Mecmeyi Nemayendeganı Hattı İmamı Meclisi Şurayı İslâmî) 15) Meclis Milletvekilleri Birliği

(Mecmeyi Nemayendeganı Edvarı Meclisi Şurayı İslâmî)

16) İmamın Çizgisindeki Güçler Koalisyonu (Mecmeyi Niruhayı Hattı İmam)

17) İslâmî Kadınlar Birliği (Mecmeyi İslâmîyi Banovan)

18) İslâm Cumhuriyeti Kadınlar Derneği (Cemiyeti Zenanı Cumhuri İslâmî)

Şimdi bu örgütlerin önde gelenlerine kısaca bakalım:

İran Yeniden Onarım Partisi (Hizb-i Kargozaran-ı Sazendegi-yi İran): İran’da 1989 sonrası ilk ciddi partileşme girişimi 1996’daki liberal G-6 grubu ile başladı. Ama bu da bir siyasî partiden çok, Rafsancani’nin sivil politika kurmaylar topluluğu olmaktan öteye gidemedi. Daha sonra, Kazgoran-ı Sazendegi adını alan grup, gerçek bir parti haline gelme atılımını ise 1997 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Hatemi’yi desteklemek için yaptığı çalışmayla gerçekleştirdi. Ardından Hizb-i Kargoza-ran-ı Sazendegi-yi İran adıyla partileşti ve genel sekreterliğine Gulamhüseyin Kerbasçi’yi seçti. Parti kurucuları arasında Raf-sancani ailesinden (Kerman Grubu) kızı Faeze Haşimi, kardeşi Muhammed Haşimi, eşinin amcasının oğlu milletvekili Hüse-yin Maraşi ile İsfahanlılar Grubu diye bilinen Kerbasçi, Moha-cerani ve çevresiyle, grubun Ocak 1996 tarihli ilk bildirisini imzalayan bakan ve üst düzey yöneticiler bulunuyor.

Kerbasçi 1997 seçimlerinden sonra yolsuzluk suçlamasıyla hapse atıldığı dönemde, genel sekreter vekilliğini Maraşi yü-rüttü. Kerbasçi 2000 seçimleri öncesi hapisten çıkınca görevi devraldı.

1997 Cumhurbaşkanlığı, 1999 belediye seçimleri ve 2000 Meclis seçimlerinde 23 Mayıs Cephesi içinde yer alan partide, Meclis seçimleri sonrası Rafsancani’nin aldığı tutum nedeniy-le görüş ayrılıkları çıktı. Meclis seçimnedeniy-leri öncesinde de parti içinde Kerbasçi ve Mohacerani’de simgeleşen daha reformcu kanatla, Rafsancani’nin kardeşi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Haşimi, kızı Faeze Haşimi ve Hüseyin Maraşi’nin şahsında odaklanan “Haşimi Klanı” (Kerman Grubu) arasın-da sessiz ama zaman zaman patlayan bir gerginlik belirmişti.

Bu gerginlik, meclis seçimlerinden sonra Kerbasçi’nin çıkar-dığı Hem Mihen (Vatandaş) gazetesinin ve daha öncesinde re-formcu gazetelerin toptan kapatılmasına karşı parti içinden farklı sesler çıkmasıyla doruğa ulaştı; Kerbasçi ve Mohacera-ni’nin gazetelerin kapatılmasına karşı çıkan ve reformcu bası-nı destekleyen açıklamalarıyla iyice kızıştı. Tartışma öyle tır-mandı ki, aslında Rafsancani’ye yakın politikacılardan biri olan Hemşehri gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ve Tahran Belediye Meclisi üyesi Muhammed Atriyanfer, 2000 Tem-muz’unda yaptığı bir açıklama ile, “Kargozaran’ın işlevini ta-mamladığını” söyledi. Mayıs 1998’de resmen kaydolarak fa-aliyete geçen partinin geleceği büyük oranda bu iki kanat, ya-ni “Haşimi Klanı” diye de adlandırılan “Kerman grubu” (mu-hafazakârlar) ile Kerbasçi ve Mohacerani’nin liderliği altında-ki “İsfahanlılar” (reformcular) arasındaaltında-ki mücadelenin nasıl sonuçlanacağına bağlı.

Partinin 22 kişilik merkez kurulu içinde, Genel Sekreter Kerbasçi, Muhammed Haşimi, eski Plan ve Bütçe Örgütü Baş-kanı ve CumhurbaşBaş-kanı Yardımcısı, şimdiki CumhurbaşBaş-kanı danışmanı Muhammed Ali Necefi, Kültür Bakanı Mohacerani, Merkez Bankası Başkanı Muhsin Nurbahş, Faeze Haşimi, Be-den Terbiyesi Kurumu Başkanı Mustafa Haşimi Taba, Rafsan-cani’nin oğlu ve Tahran Metro Şirketi Başkanı Muhsin Haşimi, Maden Bakanı İsa Cihangiri, Hemşehri Genel Yayın Yönetmeni ve Tahran Belediye Meclisi Üyesi Muhammed Atriyanfer, eski Onarım Cihadı Bakanı ve Tahran Belediye Meclisi üyesi Gu-lamrıza Furuzeş ve Hüseyin Maraşi gibi isimler bulunuyor.

Tahran Belediyesi tarafından yayınlanan Hemşehri gazetesi, eyaletlerde de örgütlenmeye giden partinin görüşlerini yansıtı-yor. Parti kendini “İran ortadireğinin partisi” olarak tanıtıyansıtı-yor.

İşçi Evi (Haneyi Karger): İslâm devriminden sonra oluşan İslâmî İşçi Dernekleri’nden doğdu. 5 Ocak 1991’de İşçi Evi adıyla resmen kayıtlı olarak faaliyete geçti. Kurucuları arasın-da Genel Sekreter Ali Rıza Mahcub, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Hüseyin Kemali, Ali Rabii, Muhammed Danişver gibi

isimler bulunuyor. İş ve İşçi (Kar ve Karger) gazetesi resmi ya-yın organı. İşçi sorunlarına büyük ağırlık veren ve kapatılma-yan nadir reformcu günlük gazeteler arasında yer alıyor.

İslâmî İş Partisi (Hizb-i İslâmî’yi Kar): İşçi Evi çevresinden gelen ve daha çok merkez liberal-sağa yakın olan politikacılar tarafından 25 Ocak 1999’da kuruldu. Kurucuları arasında 5.

dönemde üçü de G-6 listesinden Tahran milletvekili seçilen İşçi Evi Genel Sekreteri Ali Rıza Mahcub, Süheyla Celoderza-de ve Ebulgasım SerhaddizaCeloderza-de ile Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Hatemi’nin seri cinayetleri araştır-mak için atadığı komisyonun üyesi, Cumhurbaşkanı Danış-manı Ali Rabii, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hüseyin Kemali ve Abdurrahman Taceddin bulunuyor. Genel Sekrete-ri, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlarından Ebulgasım Serhaddizade, sözcüsü Celoderzade.

İşçi Evi ile organik bağı bulunan parti, 23 Mayıs Cephesi içinde, Onarım Partisi ile birlikte Rafsancani’ye yakın iki bü-yük örgütten biri. Bunu son seçimlerde Rafsancani’yi parti milletvekili aday listesinin başına alarak gösterdi.

Ancak seçimlerden sonra muhafazakârların reformcu basına yönelik sindirme kampanyası ve daha sonra meydana gelen gelişmeler üzerine tamamen sol-reformculara destek vererek muhafazakârları tavizsiz biçimde eleştirdi. Meclis içindeki güçlü kadın milletvekili Süheyla Celoderzade ve işçiler arasın-da sevilen İşçi Evi Başkanı Mahcub önderliğinde giderek arasın-daha da güçlenecek ve reformcu cephenin ayrılmaz bir parçası ola-cak gibi görünüyor.

Muhafazakârların egemenliğindeki 5. Meclis’in sermaye çevrelerinin baskısıyla çıkardığı, beşten az işçinin çalıştığı iş-yerlerinin İş Yasası kapsamı dışında kalmasını öngören yasa tasarısına karşı yürüttüğü sert ama başarısız mücadeleyle işçi-ler arasında önemli bir sempati toplayan İslâmî İş Partisi ayrı-ca, Tahran’da bu yıl düzenlediği 1 Mayıs İşçi Günü mitingin-den sonra bir bildiri yayımlayarak, resmen grev hakkı verilme-sini talep etti.

İslâmî İran Dayanışma Partisi (Hizbi Hembestegiyi İran): 11 Temmuz 1998’de kuruldu. Kurucuları arasında Gulamhaydar Bay-Salami (4. Meclis milletvekili), Ali Asger Ahmedi mil-letvekili), Muhammed Rıza Rahçemeni (milmil-letvekili), İlyas Hazreti (İran Kendo Federasyonu Başkanı ve 5 ve 6. Meclis milletvekili), Gudretullah Nazari Niya (milletvekili), Gulam Rıza Ensari (İran Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanı), Seyid Mahmud Mirluhi (Batı Azerbaycan Eyalet Valisi) ve Tahran Belediye Meclisi üyesi ve ABD’nin Tahran Büyükelçiliğini ba-san öğrencilerin sözcüsü İbrahim Askerzade var. Genel Sekre-teri Muhammed Rıza Rahçemeni (milletvekili), yayın organı Hembestegi (Dayanışma).

İran İslâm Cumhuriyeti Kadınlar Derneği (Cemiyeti Zenanı Cumhuri İslâmî İran): 3 Temmuz 1989’da kuruldu. Kurucu üyeleri İmam Humeyni’nin kızı Zehra Mustafavi, gelini Hüc-cetülislâm Ahmed Humeyni’nin eşi ve ünlü Ayetullahlardan Tabatabai’nin kızı Fatıma Tabatabai, şimdinin muhafazakârı, 5. Mecliste Hamedan Milletvekili Merziye Hadidci Debbağ ve günümüzün reformcu milletvekili Süheyla Celoderzade bulu-nuyordu.

İslâmî ilkeler çerçevesinde kadın haklarının savunulması ve kadınların durumunun iyileştirilmesini amaçlıyor. Seçim dö-nemleri dışında pek aktif değil. ’97 cumhurbaşkanlığı seçimle-rinde Hatemi’yi destekledi, milletvekili seçimleseçimle-rinde 23 Mayıs Koalisyonu içindeydi. Genel Sekreteri Zehra Mustafavi.

İslâmî Kadınlar Birliği (Mecmeyi İslâmî Banovan): Üçüncü ve son Meclis’in Başkanı Hüccetülislâm Kerrubi’nin eşi ve 5.

Dönem Tahran milletvekili Fatıma Kerrubi, Süheyla Celoder-zade ve Suzan Seyf tarafından 21 Aralık 1998’de kuruldu. İran Kadınlar Derneği ile aynı çerçevede çalışıyor. Genel Sekreteri Fatıma Kerrubi.

Birliği Güçlendirme Bürosu (Defteri Tahkimi Vahdet): Tüm ülke çapındaki üniversitelerde örgütlenmiş İslâmî öğrenci

der-neklerini bünyesinde toplayan federasyon, Milli Eğitim Bakan-lığı tarafından resmen tanınmış öğrenci örgütü niteliğinde.

İran İslâm Devrimi içinde de önemli bir yer tutan öğrenci ha-reketine dayanması nedeniyle 23 Mayıs Cephesi içinde önemli bir yere sahip. Özellikle seçim kampanyalarında önemli rol oynadı ve muhafazakâr grupların sokak saldırılarını göğüsle-meye çalıştı. 1999 Temmuz’undaki öğrenci gösterilerinde, meydanlardan çekildiğini açıkladığı 12 Temmuz Pazartesi gü-nüne kadar ana gövdeyi oluşturdu ve sonrasında büyük tutuk-lamalarla yüz yüze geldi. Sadece üniversite öğrencilerini değil, üniversite mezunlarını da içinde barındırması nedeniyle kitle-sel bir gençlik partisi gibi çalışıyor. Milletvekili seçimlerinde 23 Mayıs Cephesi ile ortak listeyi desteklemesine rağmen, lis-teye ek olarak kendi adaylarını da sundu.

Bir yönetim kurulu tarafından yönetilen derneğin önde ge-len üyeleri arasında 6. Meclis seçimlerinde Tahran’dan millet-vekili seçilen Meryem Saidi ve Muhsin Mirdamadi ile halen yönetimde görev alan ve Berlin Konferansı’na katıldığı için tu-tuklanıp daha sonra kefaletle serbest bırakılan Ali Afşar ile İb-rahim Şeyh’i sayabiliriz.

İslâmî İran Katılım Cephesi (Cepheyi Müşareketi İrani İslâmî): İran siyaset sahnesinin kendine özgülüklerinin en gü-zel ve çarpıcı örneklerinden biri de, hemen her siyasî gözlem-cinin bir “parti” adına en çok yaraşan siyasî örgütlenme olarak gördüğü bu yapının “Cephe” adını taşıması.

1989’dan sonra kurulup da, şimdiye kadar ülke çapından se-çimlerle belirlenmiş delegelerin katılımıyla genel kongresini yapan ilk siyasî örgüt oldu. Katılım Cephesi’nin 20-21 Temmuz 2000’de Tahran’da yapılan 1. Genel Kongresi’nde Genel Sekre-terliğe Tahran Milletvekili Muhammed Rıza Hatemi seçildi.

1. Kongre’ye kadar partinin siyasî büro başkanı olan, Cum-hurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin kardeşi Rıza Hatemi, kongrenin ilk günü yaptığı konuşmada parti yerine cephe ola-rak örgütlenmeyi tercih ettiklerini anlatırken, bunun iki nede-ninden birinin 23 Mayıs Cephesi içindeki güçlerin birliğini

korumak olduğunu ve 18 Şubat 2000 milletvekili seçimlerine kadar geçen sürede “asgari program” üzerinde anlaşma ilkesi-ni uyguladıklarını belirtti. İkinci olarak ise, halkın tarihten ge-len inançları ve partilerle ilgili geçmişteki kötü hatıralar nede-niyle cephe türü örgütlenmeyi seçtiklerini söyledi.

Katılım Cephesi daha üç aylık bir parti iken Kargozaran-ı Sazendegi partisiyle koalisyon yaparak girdiği Belediye Meclisi seçimlerinden ve son Meclis seçimlerinden başarıyla çıktı.

Seçmenin Belediye ve Meclis seçimlerinde partilere ve parti listelerine göre oy verdiğinin ortaya çıkmasına rağmen, Hate-mi, en azından 2001 cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar cep-he türü örgütlenmeyi koruyacaklarını ama önceden hazırlan-mış bir programla parti olmayı hedeflediklerini de kaydetti. 6.

Meclis seçimlerinde ise halkın eskiden olduğu gibi, tanınmış şahsiyetler veya belirli grupların önerdiği adaylara değil de, ta-raftarı olduğu ve kendisini yakın gördüğü partinin veya parti-ler koalisyonunun adayına blok oy vermesi, İran’da da siyasî partilerin bir toplumsal temel kazanmaya başladığının en önemli göstergelerden biri olarak kabul edilebilir. Nitekim,

İslâmî İran Katılım Cephesi’nin ilk kongresinde genel sekreterliğe Muhammed Rıza Hatemi seçildi.

ÇERÇEVE 5

MUHAMMED RIZA HATEM‹ ‹LE SÖYLEfi‹

Muhammed Hatemi’nin 23 Mayıs 1997’de cumhurbaşkanı seçilme-sinden sonra İran’da büyük bir değişim ve dönüşüm dalgası baş-ladı. Peşpeşe siyasî partiler kurul-maya başladı. Hatemi’nin kam-panyasını yürütenlerin büyük bir kısmıysa İslâmî İran Katılım Cep-hesi’nde biraraya geldi. Bu parti-nin bir genel başkanı yok; bir merkezi şura tarafından yönetili-yor. Fakat sözcülük görevini üste-lenen şura üyesi Muhammed Rı-za Hatemi’nin aynı Rı-zamanda par-tinin bir numarası olduğu iddia ediliyor. Rıza Hatemi, 40 yaşında bir doktor. Abisine Fransa ve İtal-ya gezilerinde eşlik etti; onun özel danışmanlığını da yapıyor-du. Tahran’da en yüksek oyu ala-rak milletvekili seçilen Küçük Ha-temi, seçimden hemen önce so-rularımızı şöyle yanıtlamıştı:

Siz de 18 fiubat seçimlerinin

‹ran için bir dönüm noktas›

oldu-¤unu düflünenlerden misiniz?

Evet, gerçekten de önümüz-deki ay yapılacak seçimler ülke-mizin kaderini belirleyecek. Çün-kü son dönemde siyaset sahne-sinde yer alan farklı çizgilerden hangisinin İran’ı yöneteceğini belirleyecek.

Sonuçlar ne olur? Partinizin de içinde bulundu¤u reformcu kanad›n zaferi kesin mi?

Ben seçimlerin sonucundan çok, halkın katılımına önem veri-yorum. Yine de seçimin halkın zaferiyle sonuçlanacağına

emi-niz. Biz daha demokrasi yolunun başındayız. Aslında demokrasi süreci yirmi yıl önce başladı, ama bu yılların yarısından çoğu savaş ve devrimle geçti.

Milletvekili adaylar›n›n birkaç kademeli bir eleme sistemine ta-bi tutulmas›n› normal karfl›l›yor musunuz?

Parti olarak adayların elenme-si yöntemini tasvip etmiyoruz.

Her durumda bu yöntem iktidarı elinde tutan kişilerce uygulanı-yor ve rekabet imkânını diğerle-rinin elinden alıyor. Ama bu yön-tem yasa gereğidir. Biz de bu ya-salara uymakla yükümlüyüz.

Eğer iktidara gelirsek, daha son-raki seçimlerde bu tip yöntemle-rin uygulanmasını ortadan kal-dırmaya çalışacağız. Herşey bir yana, seçimlerde görevli olanla-rın mevcut yasalara riayet etme-leri durumunda seçimetme-lerin öz-gürce yapılması konusunda ciddi bir sorun yaşanmayacağı da orta-dadır.

‹ran’da adaylar seçimlerde ya-r›fl›yor. Halbuki Türkiye’de ve de-mokratik seçimlerin oldu¤u he-men tüm ülkelerde partiler se-çimlere giriyor. Siz hangi yönte-mi benimsiyorsunuz?

Biz kesinlikle Meclis’te bağım-sız ve güçlü partilerin olmasını savunuyoruz. İşlevsel ve güçlü bir meclis için partiler de güçlü olmalıdır. Biz demokrasi konu-sunda daha yeniyiz ve ülkemiz-de ülkemiz-demokrasinin kurumları he-nüz oluşmuş değil. Partiler daha acemi, sendikalarımız yok, bası-nımız bağımsız ve özgür olarak çalışabilmenin daha başında. İn-şallah zaman geçtikçe bu konu-da eskisine göre konu-daha konu-da ilerle-yeceğiz. Öyle ki bu seçimlerde

partiler, bağımsız adaylara kıyas-la daha açık ve belirgin bir rol oynuyorlar.

Cumhurbaflkan› Hatemi, “sivil toplum, insan haklar› ve hukuk düzeni” vaadetmiflti. En son ola-rak eski ‹çiflleri Bakan› hukuk d›fl›

olarak tan›mlad›¤› Ruhaniyat Özel Mahkemesi taraf›ndan mahkûm edildi. Hatemi’nin va-adlerine ne oldu?

Yargı erki konusu İran’da hu-kuki ve siyasî çevrelerde çok şid-detli tartışmalara neden oluyor.

Bana göre çok iyi tartışmalar ce-reyan ediyor. Örneğin kimi parti-ler Ruhaniyat Özel Mahkeme-si’nin yasadışı, bazıları da yasal olduğuna inanıyor. Bu tartışma hukuk çevrelerinde de devam ediyor ve bir sonuca varması da kaçınılmazdır. Ama ben Abdullah Nuri’nin açıkça yargılanmasını ve mahkemedeki konuşmaları ve savunmasının medyada yayınlan-masını, Cumhurbaşkanı Hate-mi’nin programında belirttiği il-keler konusunda esaslı bir ilerle-me olarak görüyorum. Bu, ülke-mizde daha önce benzeri yaşan-mayan bir gelişmedir. Her ne ka-dar bu mahkemelere bazı itiraz-lar getirilebilecek olsa da adalet ve sivil toplum konusunda ülke-de dikkate ülke-değer bir ilerleme ol-duğu da muhakkaktır. Gelecek-teyse kesinlikle daha çok ilerle-me olacaktır.

Rafsancani’nin milletvekili aday› olmas›n› nas›l de¤erlendi-riyorsunuz. Tüm dünya için bü-yük bir sürpriz oldu onun bu fle-kilde siyasete dönmesi.

Haşimi Rafsancani’nin adaylığı bizim için sürpriz olmadı. İran İs-lâm Cumhuriyeti’nin iç yapısını ve Haşimi’yi tanıyanlar, onun

ya-rışa katılacağını kestiriyorlardı.

Haşimi, iz bırakmış bir devrimci ve devlet adamıdır. Dolayısıyla seçime katılmak onun da hakkı-dır. Ama iki yıldan beri toplumu-muzda, özellikle gençler arasın-da önemli gelişmeler yaşanıyor.

Halkımızın toplumsal ve siyasal talepleri arttı. Dolayısıyla Haşi-mi’nin, meclis seçimleri gibi siya-sal alanlara girme hakkını res-men tanıdığımız gibi, partilere ve ülkenin değişik kesimlerine de, onun davranışlarına, düşün-celerine ve çizgisine yönelik eleş-tirileri, tahrip niyeti olmadan, sa-kin bir ortamda beyan etme hak-kını tanımalıyız. Aynı şekilde par-tiler ve gruplara zorlama yapma-dan bir rekabet içinde olmaları-na izin verelim. Haşimi’nin seçim-lere girmesi herşeyden önce da-ha coşkulu ve ciddi bir rekabet

Muhammed Rıza Hatemi.

doğuracaktır. Elbette sonuç her-kesi tatmin etmeyebilir.

Rafsancani’nin, muhafazakâr-lar›n da deste¤ini alarak abinize rakip olaca¤› yorumlar› yap›l›-yor...

Değişik yorumlar var. Her du-rumda geçen iki yıl içinde değişik sorunlar karşısında Haşimi’nin tutumu toplumda aktif olan siyasî grupların beklentilerini karşılamamıştır. Dolayısıyla bazı-ları endişelenip kaygı duyuyor.

Soru şudur: Haşimi Bey, reform-cuların yanında mı yer alacak

Soru şudur: Haşimi Bey, reform-cuların yanında mı yer alacak